Garo Paylan’dan Fatih Altaylı‘ya çağrı: Tapusu sizin üzerinize olan manastırı devredin
Remzi BUDANCİR
+GERÇEK-Ülke genelinde farklı inanç ve kültürlere ait tarihi yapılar ya tahrip ediliyor ya da korunmadığı için yok olup gidiyor. Bu tarihi yapıların başında ise Ermenilere ait olan kilise, manastır ve tarihi yapılar geliyor. Yıkılmaya terk edilen kilise ve manastırların durumunu incelemek için Van'da bulunan Halkların Demokratik Partisi (HDP) Diyarbakır Milletvekili Garo Paylan, bakımsızlıktan ya da yaratılan tahribattan dolayısı ile yok olma tehlikesi ile karşı karşıya olan kilise ve manastırları inceledi.
TARİHİ MANASTIR YOK OLMAK ÜZERE
Paylan’ın ilk incelediği Varakavank Manastırıydı. Van Merkeze bağlı, Yukarı Bakraçlı köyünde yer alan Varakavank Manastırı, oldukça geniş bir alana inşa edilmiş durumda. Bakımsızlıktan ve define arayanların yaptığı kazılardan dolayı manastır büyük zarar görmüş. Devasa manastırın ek binalarının duvarları çökmüş, ön taraf ve çatı kısmında da çöküntüler var. Manastıra ait haç ve sembollerin kazılı olduğu taşlar ve sütunlar etrafa saçılmış durumda. Ana taşıyıcı kemer taşların düşmeküzere olan manastır restore edilmezse birkaç yıla kadar yıkılabilir.
TARİHİ MANASTIR’IN TAPUSU FATİH ALTAYLI'DA GÖRÜLÜYOR
Yıkılmak üzere olan Varakavank Kilisesi'nin restorasyonu önünde, dikkat çekici bürokratik bir engel de var. Paylan, bu engeli şöyle anlattı:
"Bölgenin en önemli yapılarından biri olan Varakavank Manastırı neden restore edilmiyor? Çünkü, manastırın restore edilmesi için Kültür ve Turizm Bakanlığı’na yapılan başvuruda genellikle "Orası özel mülk. Biz işlem yapamayız" cevabı ile karşılaşılıyor. Manastırın kime ait olduğu araştırılınca tapusunun Gazeteci Fatih Altaylı’ya ait olduğu anlaşılıyor."
PAYLAN: BİR GAZETECİNİN NİYE MANASTIRI OLUR?
Varakavank Manastırı’nın restore edilmesi için defalarca Kültür Bakanlığı’na başvuru yaptıklarını ifade eden Paylan, bakanlığın özel mülkiyet olmasını gerekçe göstererk bu talebi her seferinde reddettiğini söyledi ve şöyle devam etti.
"Biz de diyoruz ki o özel mülkiyet kimdeyse burayı iade etsin. Öğreniyoruz ki burası gazeteci Fatih Aktaylı’nın mülkü. Şunu anlamıyorum. Bir gazetecinin, Türkiyeli bir gazetecinin niye manastırı olur" diye sordu.
FATİH ALTAYLI’YA ÇAĞRI: GELİN MANASTIRIN TAPUSUNU DEVREDİN
Varakavang Manastırı’nın bin 200 yıllık tarihe sahip olduğunu, ve içinde yedi kilisesi bulundurduğunu hatırlatan Paylan, manastırın yok olmaması için Fatih Altaylı'ya tapuyu devretme çağrısında bulundu:
"Burası binlerce ruhbanın yetişebildiği çok önemli ruhani kompleks. Bu kompleks yıkılmaya terkedilmiş durumda. Sayın Fatih Altaylı eğer burayı bir an önce Ermeni Patrikhanesi ya da Kültür Bakanlığı’na devrederse burası restore edilecek. Aksi taktirde burası yıkılmaya terkedilecek. Bir an önce buranın tapusu devredilirse bu manastır kurtulacak. Buradan sayın Fatih Altaylı’ya çağrıda bulunuyorum. Tapusu sizin adınıza olan, nasıl olduğunu bilmediğim bir şekilde üzerinizde olan bu manastırın mülkiyetini Kültür Bakanlığı’na yada Ermeni Patrikhanesine devredin ki bu bahane ortadan kalksın. Bu kültürel varlık ayakta kalabilsin"
"DEVLET ELİYLE ORGANİZE EDİLEN VANDALİZİM"
Bölgede bulunan Ermenilere ait tarihi yapıların tahrip edilmesini +Gerçek’e değerlendiren Garo Paylan, bundan yüz yıl önce Anadolu’da yaşayan her beş kişiden birinin, Van’da ise her yaşayan 3 kişiden 2’sinin Ermeni olduğunu hatırlattı. Ermeni halkının binlerce yıldır bu topraklarda yaşadığını ifade eden Paylan, "Ermeni halkı çok ciddi bir medeniyet yaratmış. Binlerce kültürel varlığı, manastırları, kiliseleri, okulları ve hastaneleri var. Bu kültürel varlıklar maalesef Ermeni halkı yok edildikten sonra, geride kalan kültürel varlıklarda bilinçli politikalarla yok edildi. Devlet eliyle organize edilen bir vandalizm karşısında büyük oranda binlerce yıllık bu kültürel varlıktan çok az sayıda varlığın izi kaldı. Çok az ayakta kalabilen varlık kaldı. Çünkü bunlar çok iyi taş işçiliği yapılan varlıklar ayakta kalabildi. Ama artık son nefeslerini yaşıyor bu varlıklar. Eğer birkaç yıl içerisinde korumak anlamında bunlara müdahale edilmezse bu geride kalanlara, geride pek bir şey kalmayacak" dedi.
'KURTARILMAYI BEKLEYEN YÜZLERCE AKDAMAR VAR'
Bu seyahatte buradaki yapıları görmek, bunları yerinde inceleyerek bu sorunu gündeme taşımak için çıktığını anlatan Paylan, şunları söyledi:
"Ankara’ya döner dönmez bunları gündeme getireceğim. Hükümetle, Kültür Bakanlığıyla da bu konuyu görüşeceğim. Bir an önce bu adımları atın diyeceğim. Ermeni meselesi sert bir mesele olarak görülüyor. Ermeni halkından bir şekilde yaşadıkları felaketten dolayı, bunu nasıl adlandırmayı bir kenara koyup, Ermeni halkı ile yüzleşmek istiyorsa, onların gönüllerindeki yarayı iyileştirmek istiyorsanız en azından böyle adımlar atın. Çok büyük tazminatlar şunlar bunlar dillendiriliyor ama esas mesele gönüllerdeki yarayı ancak yaralandığımız yerde iyileştirebilirsiniz. Burası da öyle bir yer. Yedi Kilisenin ayağa kaldırılması Ermeni halkının gönlündeki yarayı biraz daha iyileştirecektir. Akdamar Kilisesi restore edildi evet önemli ama binlerce Akdamar var Türkiye genelinde. Van’da yüzlerce Akdamar var kurtarılmayı bekleyen."
YEDİ KİLİSEDEN ÜÇÜ TAMAMEN YOK OLDU
Varakavank Manastırı’nın tarihçesini +Gerçek’e anlatan Sanat Tarihçisi Fatih Güden, manastırın Yedi Kilise olarak geçtiğini aktardı. Manastır tarihinin yaklaşık bin 400 yıla dayandığını ifade eden Güden, "Somut veri olarak bildiğimiz en eski tarihi yapısı, kilisenin arkasında günümüze sadece apsis kısmının sadece duvar kısmının bir parçası gelebildiği Surp Sopi Kilisesi. Surp Sopi Kilisesi 981 yılında inşa edilmiş. Şu anda içinde bulunduğumuz merkezi kilise olan Kutsal Meryem Kilisesi, 1021 yılında inşa edilmiş bir yapı. Yedi Kilise denmesinin sebebi şu anda bulunduğumuz alanda 4 tane kilise var. Üç tanesi de Varak’ta, yani Erek Dağında bulunuyor. Erek Dağındaki 3 yapı taşemen yok olmuş durumda. Temel seviyesinin kalıntıları ancak görülebiliyor. Buradaki yapılar kısmen ayakta kalabilmiş" dedi.