Bahçeli Freni Çekti: Siyasette Denge Yeniden Kuruluyor, Ekonomiye Nasıl Yansıyacak?
Atilla Yeşilada’ya göre İmamoğlu’na kayyum hamlesinin ertelenmesi “yumuşama değil, Bahçeli’nin müdahalesi”. Bu siyasi fren ekonomide yeni bir rota açabilir; faiz indirimi zor, enflasyon %3’e yaklaşabilir.
Türkiye siyasetinde son haftalarda yaşanan gelişmeler sadece siyasi gündemi değil, ekonomi politikalarının yönünü de etkiliyor. Ekonomist Atilla Yeşilada, özellikle İstanbul’a kayyum atanması tartışmasının askıya alınmasının, kamuoyunda ifade edildiği gibi bir “yumuşama süreci” değil, siyasetin iç dinamiklerinden kaynaklanan stratejik bir fren olduğunu değerlendiriyor. Bu frene de MHP Genel Başkanı Devlet Bahçeli’nin ağırlık koyduğunu belirtiyor.
Yeşilada’ya göre bugün siyasette iki farklı rota mümkün. İlk rotada, Bahçeli mevcut gerginliğin Türkiye’ye zarar verdiğini düşünerek iktidara fren yaptırıyor. Bu senaryoda hükümet, Avrupa Birliği ile yeniden masaya oturmayı, özellikle ekonomik ilişkileri canlandırmayı hedefliyor olabilir. Gümrük Birliği’nin güncellenmesi, yatırım ortamının iyileştirilmesi ve Avrupa’dan finansman sağlanması gibi adımların bu yaklaşımda ön plana çıktığı düşünülüyor. Bu da ekonomide belirsizliği azaltabilecek bir tablo ortaya çıkarıyor.
İkinci senaryo ise çok daha sert. Eğer bu siyasi fren geçici olursa, hem İstanbul hem Ankara dahil olmak üzere büyükşehirlerde yeni kayyum uygulamalarının gündeme gelmesi, muhalefet üzerindeki hukuki baskının yeniden artması mümkün. Bu da Türkiye’yi daha otoriter bir iklime sürükleyebilir. Yeşilada’ya göre bu ikinci yol, ekonomik riskleri artıran ve yabancı yatırımcıları uzaklaştıran bir atmosfer yaratabilir.
Ekonomiye Yansıması: Enflasyon ve Faiz Kararı
Ekonomik açıdan Yeşilada, kasım ayı enflasyonunun yüzde 3’e yakın gerçekleşebileceğini ancak yıl sonuna ilişkin orta tahminlerin yüzde 32–33 seviyesinde olduğunu ifade ediyor. Bu da hedeflenen dezenflasyon patikasının üzerinde bir sonuç anlamına geliyor. Merkez Bankası’nın aralık ayında faiz indirmesi için gerekli koşulların şu anda oluşmadığını, böyle bir adımın piyasalar tarafından ikna edici bulunmayacağını vurguluyor. Çünkü hala enflasyon beklentilerinde kalıcı bir düşüş sağlanabilmiş değil.
Bütçe tarafında açıklanan yeni vergi paketlerinin gerçek anlamda dezenflasyona destek vermekten ziyade gelir artırmayı hedeflediği, bu nedenle enflasyonla mücadelede yükün ağırlıklı olarak Merkez Bankası’nın üzerinde kalmaya devam ettiği ifade ediliyor. Bu durumun da sıkı para politikasının yılbaşına kadar sürmesi gerektiğini düşündürüyor.
Dış Politika ve AB Dengesi
Yeşilada ayrıca Türkiye'nin Avrupa Birliği ile ilişkilerinde uzun süredir görülmeyen bir fırsat penceresinin bulunduğunu söylüyor. Almanya ve bazı Avrupa ülkelerinin enerji güvenliği, ticaret ve göç politikaları açısından Türkiye ile yeni bir sayfa açmaya istekli olabileceğini düşünüyor. Ancak eğer bu fırsat değerlendirilemezse Türkiye’nin dış politikada yeniden Rusya ve Çin eksenine kayması, bunun da Batı ile ekonomik ilişkilerde yeni sorunlar yaratması olası.