Gezi Davası'nda karar açıklandı: Tüm sanıklara beraat, Kavala'ya tahliye

Gezi Davası'nda karar açıklandı: Tüm sanıklara beraat, Kavala'ya tahliye
Gezi Davası'nda tüm sanıklara beraat kararı veren mahkeme, davanın tek tutuklu sanığı Osman Kavala'nın da tahliyesine hükmetti. Yurt dışındaki 6 sanığın ise dosyası ayrıldı.

Rıfat DOĞAN


ARTI GERÇEK- Tutuklu iş insanı Osman Kavala ile birlikte Taksim Dayanışması üyeleri Mücella Yapıcı, Can Atalay ve Tayfun Kahraman’ın olduğu toplam 16 sanıklı Gezi Davası’nın altıncı duruşması görülüyor. 

Kararın çıkmasının beklendiği duruşmada mahkeme sanıkların esas hakkındaki mütalaaya karşı savunma için süre taleplerini reddetti. Mahkemenin esas hakkındaki mütalaaya karşı son savunmaların ardından karar vermesi bekleniyor.

Mahkeme izleyicilerin salondan çıkarılmasına karar verdi. Jandarma duruşmayı izleyenleri dışarı çıkarmak istedi fakat izleyiciler buna direnerek salondan çıkmadı. 

Avukatlar kendilerine söz hakkı verilmediğini belirterek mahkeme heyetiyle tartıştı, avukatlardan Özgür Karaduman tartışmaya devam edince mahkeme heyeti Karaduman hakkında dışarı çıkarma kararı verdi.

Son sözleri istenen Osman Kavala deliller incelendikten ve tanıklar dinlendikten sonra son sözlerini isteyeceğini belirtti.

Mahkeme avukatlara söz hakkı vermeyerek, sanıklara son sözünü söylemesi için kürsüye çağırdı.

Kararını açıklayan mahkeme davanın tek tutuklu sanığı Osman Kavala'nın tahliyesine, davada yargılanan diğer sanıkların da beraatine karar verdi. Yurt dışındaki 6 kişinin ise dosyası ayrılarak, haklarındaki yakalama kararı da geri çekildi.

MÜCELLA YAPICI: GEZİ ONURDUR, YARGILANAMAZ!

Duruşmanın ardından açıklama yapan Taksim Dayanışması’ndan Yüksek Mimar Mücella Yapıcı "Demek ki neymiş, Gezi yargılanamaz, Gezi onurdur, Gezi kirletilemez!" dedi.

 

 

CAN ATALAY: ŞAŞKINIZ; BEKLEMİYORDUK

Gezi Davası sanıklarından Avukat Can Atalay karar sonrası açıklama yaptı: Şaşkınız, beklemiyorduk. Memlekette hayırlı gelişmeler oluyor, umarım. Tam tersiydi şu ana kadar.

 

 

Gezi Davası'nın ardından mahkeme önündeki yurttaşlar ise kararı alkışlarla karşladı.

DOSYASI AYRILAN CAN DÜNDAR'DAN AÇIKLAMA

Kararı Artı Gerçek’e değerlendiren ve dosyası davadan ayrılan gazeteci Can Dündar mahkemenin tüm sanıklara beraat kararını Gezi’nin ikinci zaferi olarak değerlendirdi.

"Halkın direnme hakkı zaferle çıktı" diyen Dündar, kararın siyasi bir karar olduğunu belirtti.

Dündar, iktidarın sıkışmışlığı sonucu bu kararın alındığını dile getirdi.



Davanın 6. duruşmasından notlar şu şekilde:

Dava kapsamında İstanbul Cumhuriyet Başsavcılığı mahkemeye mütalaasını yollamıştı. İş insanı Osman Kavala’nın tutuklu yargılandığı 16 sanıklı Gezi Davası’nda İstanbul Cumhuriyet Başsavcılığı İstanbul 30. Ağır Ceza Mahkemesi’ne gönderdiği mütalaada Osman Kavala, Mücella Yapıcı ve Yiğit Aksakoğlu hakkında ağırlaştırılmış müebbet hapis talep etmiş, ayrıca sanıklar Çiğdem Mater Utku, Ali Hakan Altınay, Mine Özerden, Şerafettin Can Atalay, Tayfun Kahraman ve Yiğit Ali Ekmekçi'nin ''cebir ve şiddet kullanarak Türkiye Cumhuriyeti Hükümetini ortadan kaldırmaya veya görevini yapmasını kısmen veya tamamen engellemeye teşebbüse yardım etmek'' iddiasıyla 15 yıldan 20 yıla kadar hapis cezasına çarptırılmaları talep edilmişti.

Savcı, haklarında yakalama kararı bulunan Can Dündar ve Mehmet Ali Alabora gibi isimlerin dosyasının ayrılmasını talep etti.

Davanın tutuklu tek sanığı Osman Kavala dışında dosyada yargılananlar şöyle:

-Ayşe Mücella Yapıcı (Mimar)

-Ayşe Pınar Alabora (Oyuncu)

-Çiğdem Mater Utku (Sinemacı ve gazeteci)

-Gökçe Yılmaz (Açık Toplum Vakfı Türkiye Temsilcisi)

-Handan Meltem Arıkan (Yazar)

-Hanzade Hikmet Germiyanoğlu (Sivil Toplum Geliştirme Merkezi Koordinatörü)

-İnanç Ekmekçi

-Ali Hakan Altınay (Anadolu Kültür A.Ş Yönetim Kurulu Üyesi)

-Mine Özerden (Sinemacı, yönetmen yardımcısı ve reklamcı)

-Şerafettin Can Atalay (Avukat)

-Tayfun Kahraman (Eski TMMOB Şehir Plancıları Odası İstanbul Şube Yönetim Kurulu Başkanı ve Yönetim Kurulu Üyesi akademisyen)

-Yiğit Ali Ekmekçi (Anadolu Kültür A.Ş Yönetim Kurulu Başkan Vekili ve Terakki Vakfı Okulları Yönetim Kurulu Üyesi)

NEYLE SUÇLANIYORLAR?

16 sanık şu suçlamalarla yargılanıyor:

"Türkiye Cumhuriyeti Hükümetini ortadan kaldırmaya veya görevini yapmasını engellemeye teşebbüs etme"

"Mala zarar verme"

"Nitelikli mala zarar verme"

"Tehlikeli maddelerin izinsiz olarak bulundurulması veya el değiştirmesi"

"İbadethanelere ve mezarlıklara zarar verme"

"Ateşli Silahlar ve Bıçaklar ile Aletler Hakkında Kanun'a muhalefet"

"Nitelikli yağma"

"Nitelikli yaralama"

"Kültür ve Tabiat Varlıklarını Koruma Kanunu'na muhalefet"

Bugün altıncı duruşması görülen altıncı davayı CHP ve HDP Milletvekillerinin yanı sıra uluslararası delegasyondan çok sayıda temsilci ve izleyici takip ediyor.

Savcı yargılamanın uzatılmasına dönük taleplerin reddedilmesine isteyerek, açıkladıkları mütalaanın geçerli olduğunu belirtti. İddia makamı Osman Kavala’nın tutukluluğunun devamını istedi.

AVUKAT KAZAN: 10 AYRI DİLEKÇE OKUNMADAN REDDEDİLDİ

Avukat Turgut Kazan mahkemeye gönderdikleri 10 ayrı dilekçeni savcı tarafından görülmediğini ve okunmadığını belirterek bu dilekçelerin görülmeden reddedilmesinin kabul edilemez olduğunu, görevini yerini getirmeyen savcının da savcı olmadığını kaydetti.

Mehmet Ali Alabora avukatı Kaan Karcıoğlu, Mehmet Ali Alabora ile ilgili "takipsizlik kararı vardır, bunların getirilmesini talep ediyorum" dedi. Can Atalay ve Tayfun Kahraman’ın avukatı Evren İşler, Eyüp Muhçu ve Ali Çerkezoğlu adında tanıklarının olduğunu belirterek bunların dinlenmesini talep etti. Avukat Hürrem Sönmez de müvekkiline yöneltilen suçlamalarla ilgili tanıklarının olduğunu belirterek dinlenmesini talep etti.

Mehmet Ali Çalışkan adlı tanığı hazır ettik, onun dinlenmesini talep ediyorum" diye konuştu.

Bir kısım sanıkların avukatı Bahri Belen "yargılamanın bu aşamasında tamamlanması, kovuşturma evresinde yargılama faaliyetinin tamamlanması için yasadaki normların normların ötesinde ceza hukukuna uygun bir sürecin takip edilmesi gerekir. Bu doğrultuda benim de taleplerim olacak" dedi.

Avukat Belen, "Murat Papuç adlı bir tanık dinlediniz ancak bizim tanıklarımızı dinlemediniz. Tahkikat aşamaması halen tamamlanmamıştır. Papuç usule uygun dinlenmedi. Size göre usule uygun olarak dinlenmiş olabilir. Ancak bize göre öyle değil. Bir tane maskeden bahsediliyor, getirin bir bakalım Gezi’deki maskeye benzeyip benzemediğini görmemiz lazım. Sanıklara bu maskeyi takip takmadıkları alıp almadıkları sorulmalı" diye konuştu.

Belen "Eğer bu Papuç ve bu maskeyle, Eğer bu maske ile Türkiye halkının özgürlükler ve demkorasi konusunda akılalmaz bir tarihi deney yaşadığı Gezi olayının yargılamak istiyorsanız bu dosya, hakimler, savcılar ve biz bu Papuç'un altında kalırız" dedi.

Bahri Belen, "bütün delilleri toplayıp, tanıkları dinlediğinizde Gezi eylemlerini aydınlatmış olacaksınız" dedi.

Yiğit Aksakoğlu avukat Turgut Kazan dışarıda kalan avukatların olduğunu belirtince mahkeme başkanı "meraklı izleyicilerin yerine onları alalım" dedi. Bunun üzerinde salonda tepkiler oluşunca mahkeme başkanı "meraklı" kavramı yerine "duyarlı kavramı şeklinde değiştirelim" dedi.

Kazan müvekkilinin çalıştığı yerin bütün pisliklerin başı olan dönemin emniyet müdürü Nazmi Ardıç tarafından yanlış yazıldığını, aynı yanlışın iddianamede de yazıldığını söyledi.

Kazan, müvekkilinin AKP’li belediyelerle çalıştığını belirterek müvekkilinin bu belediyelerde çalıştığına ilişkin belediye kayıtlarının olduğunu söyledi.  Kazan bu belediye başkanlarının dinlenmesini talep etti.

Kazan, iletişim tespitlerinin yeniden yapılmasını, müvekkilinin bu konuşmaları hatırlamadığını belirtti.

Kazan "İletişim tespitlerini görmek istiyoruz. Buna mecbursunuz. Ses kayıtlarıyla ilgili bilirkişi incelemesi ile doğru kayıt olup olmadığının belirlenmesini istiyoruz. Nazmi Ardıç’ın yargılandığı davayla iligli belgenin bir kopyasının bize verilmesini istiyoruz" dedi.

Kazan, "bakanlar kurulundaki kişileri mağdur olarak yazdınız ancak onların bundan haberi yok. Onlara sorduğunuzda mağdur olmadıklarını söyleyeceklerdir. Zaten Ali Babacan ve Ahmet Davutoğlu Gezi davasında mağdur olmadıklarını belirtti" dedi.

Yiğit Aksakoğlu avukatı Aslı Kazan "Aksakoğlu ile ilgili yedi yasa dışı dinleme kararı girmiş. Bu yasa dışı dinleme kararı verenler şu an yargılanıyor." diye konuştu.   

KAVALA'NIN AVUKATI: ADALET BAKANLIĞINA SORUN

Yiğit Aksakoğlu avukatı Serdar Laçin "Müvekkilimizin telefonuna gözaltı sırasında el konulmuştur. Bununla ilgili bir karar yoktur. Şiddetsiz.org adının alan adıyla ilgili bizim bilirkişilere hazırlattığımız mütalaada müvekkilimizin 2003 ve 2005 arasında sahibi olduğunu ancak 2005 yılında bunun sonra erdiğini belirtti.

Osman Kavala'nın avukatı İlkan Akkoyuncu "Bu aşamada savcılık mütalaasına karşı bir beyanda bulunmayacağız. Kovuşturma halen o noktada değil. Biz sizden iki celse gerideyiz çünkü bizi iki celseye almadınız. Murat Papuç mu, Murat Eren mi? Tutanakta bir karışıklık vardır. Onun yeniden dinlenmesini istiyoruz. Gaz maskesinden bahsediliyor. Onun buraya getirilmesini istiyoruz. Adalet Bakanlığı’ndan gelen yazıda AİHM kararının kesinleşmediği yönünde bir ifade yoktur. Bunun tekrar Adalet Bakanlığı’na sorulmasını talep ediyorum" dedi.   

EKMEKÇİ'NİN AVUKATI: MURAT PAPUÇ YENİDEN DİNLENMELİ

Yiğit Ali Ekmekçi avukatı Emel Ataktürk Sevimli "Hukuka aykırı delillerin bu davada nasıl bir soruna açtığı mahkeme tarafından karara bağlanmadı. Bu dosyada bu kararlarının hiçbir dayanağı yok. hangi kolluk güçleri tarafından izin verildiğine dönük bir karar bulamadık. Murat Papuç’a soru sormamıza olanacak tanınanacak şekilde yeniden dinlenmesini istiyoruz" dedi.

AVUKAT TORA PEKİN'DEN MAHKEMEYE: HAKLI TALEPLER DİLE GETİRİLİYOR, SİZ DAVA SÜRESİNİ KISALTMAYA ÇALIŞIYORSUNUZ

Ali Hakan Altınay avukatı Tora Pekin "Savunmanın uzatıldığına dönük sizden gelen suçlamalara rağmen meslektaşlarımızın talepleri haklı taleplerdir, aksine sizin dava süresini kısaltmaya çalıştığınızı görüyoruz. Kovuşturmanın genişletilmesini talep ediyoruz. Vakıf senedini buraya sunuyoruz ve onların tartışılmasını talep ediyoruz. 2013 yılına ait Vakıflar Genel Müdürlüğü’nün Açık Toplum Vakfı ile ilgili denetim raporu var, onun burada tartışılmasını istiyoruz" dedi.

'MÜTALAADA YER ALAN BÖLÜM ZAMAN GAZETESİNDEN BİREBİR KOPYALANMIŞ'

Avukat Pekin beyanlarının devamında şunları söyledi:

"MASAK raporu var ve her şeyin düzgün yapıldığını belirtiyor. "Mütalaada Fransızca bir kitaptan bahsediliyor. Savcı okumuş mu bilmem. Ama savcılık tarafından yazılmadığını biliyorum. Çünkü bu kitap ile ilgili bölüm, Zaman gazetesi yazarı Serdar Balcı'nın 7 Haziran 2013 köşe yazısından birebir kopyalanmış" dedi.

Bütün sanıkların avukatı Celal Yücel de "Tek bir amacımız var, Magna Carta’dan beri mücadelesi verilmiş, kanla yazılmış kişilerin adil yargılanma hakkını korumaktır" dedi. Mahkeme başkanı Yücel’in sözlerini "vekaletiniz var mi" diyerek kesti. Yücel "hayır yok" yanıtını verince mahkeme başkanı kesiyoruz diyerek, talepleri değerlendirmek için 15 dakika ara verildiğini söyledi.

MAHKEME AVUKATLARIN BÜTÜN TALEPLERİNİ REDDETTİ

Mahkeme avukatların bütün taleplerini reddetti.

YARGILANANLARIN BEYANLARI

Osman Kavala ise beyanlarında şunları dile getirdi:

"Olgusal ve mantıksal dayanaktan yoksundur. Gezi olaylarının hükümeti devirmek size mantıklı gelmiş olabilir ancak buna nesnel gözlerle bakıp böyle değerlendirmek zorundasınız. Maalesef idiaanamedeki konuşmalarla olaylar arasında bağ kurulamadığı gibi, delillerde suçlu olduğum kanaatina varıldığı belirtilmiştir. Delil sayılmayan belge ve bulguların delil sayılması onları delik halne getirmez. AİHM içtiyatarına direnen bir merci görüntü vereceğini söylemiştim. Sorun sadece AİHM kararının gereğinin yerini getirmesini geciktirmesinden kaynaklı değil."

Ali Hakan Altınay "Altı tane tanık ve yedi delil istedi avukatlarım. Çok ciddi iddialar var. Darbeye teşebbüsle yargılanıyorum. Bu suçlama ve mütalaaya karşı zaman istiyorum" ifadelerini kullandı.

Mücella Yapıcı ise "Ben savunma yapmayacağım çünkü ben beraat ettiğim mahkemede savunmamı yaptım. Onu da size verdim. Ben diğer arkadaşlarım için süre istiyorum, kendim için değil. Tekrarlayacağım İstanbul 30. Asliye Ceza Mahkemesi’nin kararı benim hakkımdaki ilk karardır. 1 Haziran 2015 yılında kesinleşen karara göre "kanuna aykırı gösteri yürüyüş ve suç işleme amacıyla örgüt kurmaktan" beraat ettim. Bu davada o davanın bire bir aynısıdır ve hukuksuzdur. İşte benim savunmamdır bu gerekçeli karar. Burada yaptığım savunmada o savunmayı okudum. Bana atfedilen suç değil, onurdur. Savcılık sadece suçluyor, ama delilsiz olarak iddianameye çevirmiş" dedi.

Yapıcı "esas hakkındaki mütalaa karşısında son savunmamı soruyorsunuz, ben de soruyorum ne değişti? Aynı iddianame, aynı suçlamalar. Ne trajik. Ben buradayım. Ancak siz değişiyorsunuz. Savcılar değişiyor. Ben buradayım. Bir yere gitmiyorum. Yargılandım yargılandık. Kısaca okuyacağım çünkü sanırım aceleniz var" dedi. Yapıcı kararı kısaca okudu.

"Tekrar ediyorum Gezi toplumun yüz akıdır, bir lideri, örgütü fonu yoktur" diyen Yapıcı, "Canlarını kaybeden sekiz çocuğun ve gözlerini kaybeden göz nurlarının önünde saygıyla eğilerek bitirmek istiyorum" şeklinde konuştu. 

Çiğdem Mater Utku "Yaklaşık 16 aydır anlam veremediğimiz tanık, delillerle hayatımızı mahveden bu davanın sonuna gelmiş bulunuyoruz. Birini öldürmüş olduğu mahkeme kararıyla tecillenen bir polis memurunun cinayet silahıyla mağdur sayılması kabul edilemez. Bir yurttaş olarak savcının mütalaasına karşı savunma yapmak için süre istiyorum" dedi.

Mine Özerden "Mütalaayı avukatımın talepleri karşılandıktan sonra söyleyeceğim. Burada neden olduğumuzu anlayabilmiş değilim. Bunu anlamama yardımcı olacak bir bulguya rastlayabilmiş değilim. Böyle bir kurgunun nesnesi olmaya devam ediyoruz. Bu davanın kurgu olduğu çok açık. Diğer altı şahısla tanışıklığım halen yok. Mütalaada kendimle ilgili bölümü okudum ancak karmakarışık. Anlayamadım. İddianameden alınmış, fiil yok, delil yok sadece muğlak ifadeler var. Telefonumu açmadım, daha sonra araştırdığımda emniyetin aradığını öğrendim. Bir süre sonra Osman Kavala’nın tutuklandığı haberini görünce aramaların neden yapıldığını öğrendim. İfadeye çağırdıklarında gittim emniyet ifadesinden oradan ayrıldım. Daha sonra iddianame çıktı. Manipülatif ifadeler içeren absürd bir iddianame. Daha sonra davada tanık usulsuz bir şekilde dinlendi. Açıkçası dinlenen tanığın o tanık olup olmadığını da bilmiyoruz. O arkadaşım linkedin üzerinden avukatlarımıza bağlantı gönderdiği ortaya çıktı. Dava sürecinde heyet sürekli değişti. İlk heyet onurunu korudu ve Yiğit Aksakoğlu’nu tahliye etti" ifadelerini kullandı.

Can Atalay, "Benim sizden bir talebim olacak. Çünkü sizin ceza muhakemesiyle bir bağınız kalmadı. Hukuki bilgilerinizi bilmem bununla da ilgilenmem. Bana karşı bir kininiz olmadığını biliyorum, benim de size karşı yok. Sevmeyenim çoktur ama az sayıda sevenim vardır. Savcının bizi sevip sevmediğini bilmiyorum. Bu dava AKP FETÖ çetesinin suç belgesidir. Dün de başaramadı bugün de başaramıyor, yarın da başaramayacak. En ak sayfayı artezyen kuyusundan fışkıran Gezi’yi mahkum etmeye çalışıyor. En mahcup haliyle emperyalizm diyemiyor ancak bizim emperyalizme yanladığımızı kast ediyor. 16 Şubat 1969’un 51. yılının yıl dönümü. Emperyalizme uşaklık edenler bize milyonlarca insana hakaret edemez. 7 gün önce yolladığınız mütalaayla bizim teslim olmamızı istiyorsunuz. Benim sizden isteyeceğim talep yoktur. Çünkü buradaki birini tutukluğunun devamını istiyorsunuz. TMMOB’u fon almakla suçlayamazsınız. En fazla fonu AKP seçkinleri kullanıyor. Bizi bununla suçlayamazsınız. Buna kimsenin gücü yetmez. Biz darbeciler, şeriatcılar değil eşitlik özgürlük adalet isteyen milyonlarca Mısırlı’nın yoldaşı değiliz" dedi.

Sanıkların esas hakkındaki mütalaaya karşı savunma için süre istemesini mahkeme reddetti. 



Manşet foto: Esin İleri / Twitter

İlgili Haberler
Öne Çıkanlar