Gözaltında kayıp dosyalarının yüzde 63’ü sürüncemede bırakıldı

Gözaltında kayıp dosyalarının yüzde 63’ü sürüncemede bırakıldı
344 kişinin dosyasında 218 kişinin soruşturması sürüncemede bırakıldı, 24 soruşturma zamanaşımı gerekçesiyle sonlandırıldı, 18 soruşturmada kovuşturmaya yer olmadığı kararı verildi.

Derya OKATAN


ARTI GERÇEK- CHP İstanbul Milletvekili ve TBMM İnsan Haklarını İnceleme Komisyonu Başkanvekili Sezgin Tanrıkulu, 17-31 Mayıs Uluslararası Gözaltında Kayıplar Haftası dolayısıyla, '1980-2020 yılları arasında Türkiye’de Gözaltında Kayıplar Raporu' hazırladı.

Raporda, devletlerin muhalif grupları bastırma ve sindirme amacıyla uyguladığı zorla kaybetme/gözaltında kayıp olgusunun ağırlıklı olarak 12 Eylül Darbesi ve izleyen 90’lı yıllarda gündeme geldiğini hatırlatan Tanrıkulu, 'Hakikat Adalet Hafıza Merkezi'nin verilerine göre zorla kaybetme olaylarının yıllara göre dağılımını şöyle aktardı:

YILLARA GÖRE DAĞILIM

1980-1990: 33

1991: 17

1992: 27

1993: 108

1994: 532

1995: 235

1996: 166

1997: 87

1998: 53

1999: 52

2000 ve sonrası: 28

Tarih belirlenemeyen: 14

Toplam: 1.352

İHD’nin verilerine göre, 2019 yılında 7 zorla kaçırma olayı saptandığını hatırlatan Tanrıkulu, kaçırılanlardan beş kişinin sağ olarak bulunduğu, diğer kişinin akıbetinin hâlâ bilinmediğini ifade etti. Tanrıkulu, "Bulunan kişilerin işkenceye maruz kaldıkları anlaşılmıştır" dedi.

15 TEMMUZ SONRASI

2000’li yıllarda azalan zorla kaybetmelerin 15 Temmuz Darbe Girişiminden sonra yeniden başladığı hatırlatılan raporda, kaçırılan ve aylar sonra benzer şekilde 'bulunan' 29 kişinin isimleri aktarıldı.

2020 YILI

Raporda, kayıpların 2020 yılında sürdüğü belirtildi: 'Bu yıl Gülistan Doku (22) 5 Ocak günü Dersim’de, Hürmüz Diril (71) ve eşi Şimoni Diril 11 Ocak günü Şırnak’ın Beytüşşebap İlçesine bağlı Kovankaya Köyünde, Mehmet Bal (65) 24 Ocak günü İstanbul’da ‘kayboldu’…'

DOSYALAR SÜRÜMCEMEDE BIRAKILIYOR, KAPATILIYOR

Raporda, zorla kaybetme soruşturmalarına dair ise şu bilgiler aktarıldı:

"Hafıza Merkezi’nin çalışmaları sonucunda (2017 itibariyle), 344 kişinin dosyalarına ulaşılmış, bunlardan 218 kişinin kaybedilmesine ilişkin soruşturmaların sürüncemede bırakıldığı (yüzde 63), 24 soruşturmanın zamanaşımı gerekçesiyle sonlandırıldığı (yüzde 7), 18 soruşturmada kovuşturmaya yer olmadığı kararı verildiği (yüzde 5), 84 kişinin zorla kaybedilmesi nedeniyle dava açıldığı (yüzde 24) belirlenmiştir. 8 davada beraat kararı verilmiştir. 46 kişinin kaybedilmesi nedeniyle açılan 5 dava sürmektedir. Yalnızca 2 kişiyle ilgili açılan iki davada mahkûmiyet kararı verilmiştir. Mahkûmiyet kararı verilen iki dosyadan Mehmet Şerif Avşar davasında iki kişi 30’ar yıl, Şeyhmuz Yavuz davasında ise bir kişi 24 yıl ceza almıştır.

KAYIP YAKINLARININ TALEPLERİ

Zorla kaybedilen 129 kişinin yakınlarının Avrupa İnsan Hakları Mahkemesine yaptığı 72 başvuru bulunduğu, AİHM’in 103 kişiye ilişkin 55 başvuruda ihlal kararı verdiği belirtilen raporda, Cumartesi Anneleri’nin ortaya çıkış hikâyesi hatırlatıldı, kayıp yakınlarının talepleri aktarıldı:

  • Zorla kaybettirilenlerin akıbetleri ortaya çıkarılmalı ve zorla kaybedilenlerin bulunması, faili meçhul cinayetler sonucu katledilenlerin faillerinin ortaya çıkarılması için devletin tüm arşivlerini açması gerekmektedir.
  • Kayıpların akıbetlerinin ortaya çıkarılmasıyla ilgili yapılan mezar açma işlemlerinin ilgili uluslararası standartlar gözetilerek yapılması, mezarların iş makineleri ile özensiz bir biçimde açılarak kayıplara ait buluntuların tahrip edilmesinin/kaybolmasının önüne geçilmesi gerekmektedir.
  • Hükümeti, 'BM Kişilerin Gözaltında Kayıptan Korunmaları ile İlgili Uluslararası Sözleşme'yi imzalamaya ve sözleşme gereklerini yerine getirmeye davet ediyoruz.
  • Yargı mensuplarını, sistematik cezasızlık politikasından vazgeçmeye ve uluslararası belgelere göre insanlık suçu olan tüm kayıp vakaları konusunda etkin bir yargılama yürütmeye, uluslararası sözleşmeler uyarınca bu suçlar için zamanaşımı hükümlerini dikkate almamaya çağırıyoruz.
  • Bu topraklarda bir daha benzer acıların yaşanmaması, hakikatlerin ortaya çıkarılması ve toplumsal barışın tesisi için 'Geçmişle Yüzleşme ve Hakikatleri Araştırma Komisyonu' kurulmasını talep ediyoruz.

 

Öne Çıkanlar