Haydarpaşa'da peronlar kaldırıldı, altında Helenistik döneme ait mezar ve askeri sığınak çıktı

Haydarpaşa'da peronlar kaldırıldı, altında Helenistik döneme ait mezar ve askeri sığınak çıktı
Haydarpaşa Garı kazılarında 140 bin metrekarelik alanın 68 bin metrekaresindeki çalışmalar tamamlandı. Kazı altında Helenistik döneme ait bir mezar, Osmanlı dönemine ait bir çeşme çıktı.

Eskiden Körler Ülkesi olarak da anılan Kadıköy yani Khalkedon'un tarihine ışık tutan Haydarpaşa Garı kazılarında 140 bin metrekarelik alanın 68 bin metrekaresindeki çalışmalar tamamlandı ve peronlar kaldırıldı.Peronların kaldırılmasıyla birlikte, Helenistik döneme ait bir mezar, yeni bir çoklu mezar, bir döküm atölyesi ile peron alanı dışında Osmanlı Dönemine ait bir çeşme, Bizans dönemine ait bir ayazma, 2. Dünya Savaşı zamanında kurulan bir sığınak bulunurken, bugüne kadar çıkarılan sikkelerin sayısı 20 bin ve iyi durumda olan ve okunabilen sikke sayısı ise 12 bine çıktı.

Kazı alanın en eski eseri Helenistik döneme ait yani 3 yüzyılda inşa edilen mezar anıtı olduğu düşünülen bir kalıntı. Kare formuna yakın bir yapıda olan kalıntıda bir de mermer lahit bulunuyor. Bu mezar anıtının hemen yanında ise 5-6 yüzyılda yapıldığı düşünülen temiz su boruları da bulunuyor.

YENİ BİR ÇOKLU MEZAR BULUNDU

Peronların kaldırılmasıyla birlikte kazılarda yeni bir çoklu mezar daha tespit edildi. Henüz çalışmaların devam ettiği orta Bizans dönemine yani 10-11. yüzyıllara ait mezarda 8 kişinin kemikleri bulundu.

                                   

Peronların altındaki alanda 5 bölmeli önemli bir yapı komplesi ortaya çıkarıldı. İçinde sikke ve çanak çömleklerin bulunduğu yapı kompleksi 4-5 yüzyıllara tarihleniyor. Zemininde mermer blokların bulunduğu kompleksin özellikleri ise kazı çalışmalarıyla birlikte gün yüzüne çıkacak.

SİKKELERİN SAYISI ARTTI

Kazılardan bugüne kadar bulunan sikke sayısı toplamda 20 bine bu sikkelerin iyi durumda ve okunabilir olanlarının sayısı ise 12 bin rakamına ulaştı. Buradaki çalışmalar da ilk defa kazı sırasında milattan önce 5. yüzyıla tarihlenen ilk sikkelerinden biri tabakasında tespit edildi.

Kazılarda Bizans dönemine ait bir de ayazma bulundu. Halen su akan ayazmanın yapısı ise bloklarla desteklenerek korunuyor.

Bunun yanı sıra Kadıköy'de bulunan Halid Ağa Çeşmelerin bir tanesi de gar sahasında bulundu. Osmanlı döneminde 1790 yılında yapılan çeşme, daha sonra 1836'da Adülmecit tarafından tekrar onarıldı.

ASKERİ SIĞINAK İLK KEZ GÖRÜNTÜLENDİ

Haydarpaşa kazı alanında uzunluğu 400 metre olan ve 1940'lı yıllarda inşa edilen 2 girişli bir sığınak bulundu. Sığınak 2. Dünya Savaşı sırasında olası bir saldırı durumunda askerlerin korunması için inşa edilmiş. İçerisinde elektrik panoları ve tuvaletlerinde bulunduğu sığınak 2 metre genişliğinde ve 2 metre 40 santim yüksekliğindeki tünellerden oluşuyor.

  

'ARKEOLOJİK BİR KAZI ALANI, ARKEOLOJİK BİR PARK, ENDÜSTRİYEL MİRAS MÜZEMİZ'

Ulaştırma ve Altyapı Bakanlığı Altyapı Yatırımları Genel Müdürü Yalçın Eyigün, DHA'ya çalışmalarla ilgili bilgi vererek, "Toplam 140 bin metrekare bir kazı alanı hedefimiz var, bunun 68 binini tamamladık. Arkeolojik kazılarımız devam ediyor. 250'yi bulan işçimiz, 15 arkeoloğun denetiminde ve İstanbul Arkeoloji Müzeleri Müdürlüğü'nün denetiminde koruma kurullarının kararları doğrultusunda çalışıyor. Alanın kazılarına ilişkin 50'den fazla kurul kararı aldık, her adımımızda kurul kararlarıyla yürüyoruz. Bundan sonra sadece Haydarpaşa Garı değil, sadece tren değil, Haydarpaşa Garı ve arkeolojik bir kazı alanı, arkeolojik bir park, endüstriyel miras müzemiz diye 3 fonksiyon olmasını planlıyoruz. Toplam alanımız 475 bin metrekare. İşimiz bittiğinde sadece 75 bin metrekaresi demiryoluyla ilişkili alanlar olsun. Gerisinde açık hava müzesi, kapalı müzeler, sergi alanları ve seyir koridorları olsun. Arkeolojik kazılar ve buranın yeniden ihyası, endüstriyel miras ve arkeolojik park alanı için bugüne kadar 255 milyon lira harcadık. Toplamda 700 milyon lirayı bulacağını öngörüyoruz. Bunlar tamamen Ulaştırma ve Altyapı Bakanlığımızın bütçesiyle harcanıyor. Sayın Bakanımız da buradaki eserlerin ortaya çıkması ve halkımızla buluşması için çok hassas. Burada yaptığımız projeleri kendisine sunuyoruz. Burada aynı anda 500 kişiyi ağırlayabilecek kadar geniş bir alanda çalışmamız var. Burada adını kamuoyunun bilmediği çeşitli yapılar var. Mesela bir muhacir misafirhane binası diye Osmanlı'nın yaptığı bir özel konaklama evi var. bu konaklama evini açmak istiyoruz, 1942'de askerimizin 2. Dünya Savaşı tedbiren yaptığı sığınaklar var, 400 metre uzunluğunda, galeriler bunlar, genişliği 2 metre, yüksekliği 2.40 metre olan çok özel galeriler" şeklinde konuştu.

'HEDEFİMİZ 2 YIL İÇERİSİNDE BUNLARI TAMAMLAMAK'

Asal, çalışmaların tamamlanacağı süre içinde bilgi vererek, "Bundan sonra hedefimiz pandeminin müsaade ettiği ölçüde, tedbirlerimizi alarak, işçi sayısını artırmak. Ama aynı zamanda arkeolojik kalıntılarla karşılaştığımızda bunu kurula götürüyoruz ve onların kararlarına göre adım atıyoruz ve dolayısıyla bir hedef iş programı bildiremiyoruz. Ama biz şu an 70 bin metrekareyi geçmeyen bir demir yolu planını kesinleştirdik. Yani arkeolojik kazıları tamamladığımız, defalarca revize ettiğimiz bir projemiz var. Artık finalize oldu diyebilirim. Bundan sonraki hedefimiz hem bir yandan henüz açılmamış alanlarda arkeolojik kazıları genişletmek ama aynı zamanda kesinleşmiş alanlarda projemizi geliştiriyoruz. Kapalı mekanların, açık hava müzesinin tasarımını devam ettiriyoruz. Hedefimiz 2 yıl içerisinde bunları tamamlamak" dedi.

'BİR KAZIDA İLK KEZ ÇIKIYOR'

İstanbul Arkeoloji Müzeleri Müdürü Rahim Asal, "Peronun kaldırılmasıyla ortaya çıkan geç Roma, erken Bizans yapısı 4-5. yüzyıla tarihlenen bir yapı kalıntısı var, çok güzel mimari plan veren bir yapı. Bunun hemen bitişiğinde muhtemelen orta Bizans döneminde maden ergitme atölyesi gibi kullanıldığını tahmin ettiğimiz ocaklar tespit ettik. Saray kalıntısı olacağını düşündüğümüz binanın etrafındaki kalıntılar ortaya çıkmaya başladı. Bir mimari bütünlük verip bizim daha çok arkeolojik bilgiye ulaşmamızı sağladı. Şu anda 45 alanda İstanbul Arkeoloji Müzeleri Müdürlüğü arkeolojik kazı yapıyor. Ama bu kadar sikke, özellikle de geç Roma, erken Bizans sikkesine rastladığımız hiçbir alan yok. Yaklaşık 12 bin civarında şu anda tespitimiz. Bir de sadece sayı değil, verdiği bilgiler de çok önemli. Mesela Khalkedon'un ilk sikkelerinden biri, milattan önce 5. yüzyıla tarihlenen ilk sikkelerinden biri burada kazı sırasında tabakasında tespit edildi. Bu çok önemli bir şey. Daha önceden vardı bu sikkelerden ama bir kazıda ilk kez çıkıyor. Kazıda çıkmasının önemi de tabası ve verdiği bilgiyi artırıyor" diye konuştu.

Öne Çıkanlar