İmamoğlu'ndan Yıldırım'a: Ya sen kimsin, hangi sıfatla indirim yapıyorsun?

İmamoğlu'ndan Yıldırım'a: Ya sen kimsin, hangi sıfatla indirim yapıyorsun?
İmamoğlu, Binali Yıldırım'la katılacağı ortak program için, 'Bana ulaştırılan not 10 soru biz hazırlayalım, 10 soru siz hazırlayın moderatöre verelim şeklindeydi' dedi.

CHP'nin İstanbul Büyükşehir Belediye Başkan Adayı Ekrem İmamoğlu, Maltepe'de Sivaslı İş İnsanları ve Sanayicilerle buluştu. Toplantıya İstanbul'un eski Büyükşehir Belediye Başkanı Nurettin Sözen ve eski Başbakan yardımcısı Abdullatif Şener de katıldı.

Burada konuşan Ekrem İmamoğlu, AKP adayı Binali Yıldırım'ın 'Doğalgaz'da yüzde 10 indirim yaptık' sözlerine tepki gösterdi. İmamoğlu, "Şu anda da İstanbul valisi sürece atanmış olarak vekillik yapıyor. Açıklama yapılıyor rakibimiz tarafından, bu da şaşırtıcı. Doğalgaza yüzde 10 indirim yaptık. Ya sen kimsin? Siz hangi sıfatla indirim yaptığınızı ifade ediyorsunuz? Açıklayacaksa vali açıklasın" dedi. İmamoğlu, Yıldırım'la katılacağı ortak yayın için soruların önceden istendiğine ilişkin açıklaması için de "Bana ulaştırılan not '10 soru biz hazırlayalım, 10 soru siz hazırlayın moderatöre verelim' şeklindeydi" dedi.

'BU SEÇİM NORMAL BİR SEÇİM DEĞİL'

"Bu seçim normal bir seçim değildir. Bu seçim, yapılmış bir seçimin, hatta sonucu belli olmuş bir seçimin ne yazık ki hukuka aykırı bir şekilde, 16 milyon insanın iradesini gasp ederek, bir hukuksuzluğa sebep olarak bir seçimin yenilenmesidir" diyen İmamoğlu, "Sanki bu seçim, en adil koşullarda, en özgür koşullarda, demokrasinin bir parçasıymış gibi yapıldığı izlenimi ortaya koyanlara, ben buradan '1 dakika' diyorum. Bu seçim, Türkiye'nin demokrasi yolculuğuna uğratılan o haksız müdahaleyi tekrar düzeltme seçimidir. 23 Haziran, 31 Mart'ta kazanılmış ve sonucu belli olmuş bir seçimin, yenilenen haline vatandaşın bu yönüyle iradesini koyduğu bir seçim olacaktır. Yeniden İBB Başkanı seçilecek, aynı zamanda da demokrasi mücadelesine İstanbul halkı katkı sunarak, bir avuç insanın demokrasi sürecine zarar vermesine engel olacaktır" şeklinde konuştu.

HÜKÜMET YETKİLİLERİNE: SİZ İŞİNİZE BAKIN, YEREL SEÇİM SÜRECİ YÜRÜSÜN

Hükümet yetkililerinin İstanbul seçimine müdahalelerine de tepki gösteren İmamoğlu, "Bugün Türkiye’nin ana gündemleri var. Komşularla olan süreç, ekonomik sıkıntılar, terörle olan mücadelemiz… Bütün bunlar Türkiye'nin ana meseleleri. Geçen yıl seçilmiş bir hükümet var. Cumhurbaşkanı var. Yeni sistemle atadığı kabinesi var. Biz, diler ve isteriz ki, bu kadar yoğun süreç yaşanırken, siz işinize bakın. Burada da yerel seçim süreci yürüsün. Israrla bunun karşısında duruldu. Bugün geldiğimiz noktada, aslında bir nebze haklı çıktığıma seviniyorum. Hukuki süreci bir kenara koyarsak, gördüğümüz kadarıyla bir kısım ülke iradesini elinde tutan insanlar, anlıyorum ki İstanbul yerel seçim süreciyle pek ilgilenmeyecekler. 31 Mart öncesi çağrımın bunda bir nebze katkısı varsa, mutlu olurum. 23 Haziran'da Allah'ın izniyle göreve başladıktan sonra, yine hizmet yarışı yapacağız" İfadelerini kullandı.

'İBB AKRABA, DOST İLİŞKİLERİYLE YÖNETİLİR HALE GELMİŞ'

31 Mart öncesinde Cumhur İttifakı'nın 'beka sorunu' olduğunu söylediğini şimdi ise 'beka sorunu' olmadığını kendilerinin anlattığını belirten İmamoğlu sözlerini şöyle sürdürdü:

"Tek siyasi kadro bizde var, başka kimsede yok diyen kibirli anlayışa karşı, şunu söylüyorum: Şu salondan bile ülkeyi yönetecek kadro çıkar. Kendi insanına güvenmeyen kibirli anlayış, o ülkenin insanlarını yönetemez. Ancak kendine ve yakın çevresine hizmet eder. İstanbul'da yaşanan süreç tam da böyle bir süreçtir. 'Dur' demek istediğimiz süreç de tam olarak budur. İBB'yi halka açık hale getiren, şeffaf bir biçimde milletin huzuruna getiren yeni bir yönetim dönemi ve anlayışı. Şu an İBB, partizanlık duygularının içine gömülmüş hatta yakın akraba ve eş, dost ilişkisiyle yönetilir hale gelmiştir. Bizim derdimiz, o bir avuç insanla. Biz, bu şehrin nimetlerini bir avuç insanla değil, 16 milyon insanla paylaşmaya geliyoruz.

'YÖNETENLER VAATTE BULUNMAZ, YAPAR'

Beni şaşırtan, açıklamalar. 2004'ten itibaren İstanbul'u yöneten kişilersiniz. 'Baktık, inceledik, 800 mahallede hiç kreş yok' diyorlar. Bulmuşlar. 'Gelir gelmez yapacağız' diyorlar. Neredeydiniz, nereye geliyorsunuz? Yöneten irade vaatte bulunmaz, yapar. Biz, 18 günde çatır çatır yaptık. Önceliğimiz sosyal politikalar olacak. 31 Mart öncesi vaatte bulunduk. Geldik, 18 günde çatır çatır yaptık kardeşim. Önceliğimizi sosyal politikalara verdik. Bu kentin seçilmiş belediye başkanıyım. Şu anda Vali Bey, atanmış olarak vekalet ediyor.

'SİZ HANGİ SIFATLA İNDİRİM YAPTIĞINIZI İFADE EDİYORSUNUZ?'

Rakibimiz açıklama yapıyor, 'Doğalgaza yüzde 10 indirim yaptık' diyor. Ya sen kimsin? Hangi sıfatla indirim yapıyorsun? Eğer yapılmışsa Vali Bey açıklasın, anlarım. Komik tarafı da yazın ortasında İGDAŞ indirimi yapılıyor. Bütün bu trajikomik durumlar ve kopyalamalar beni rahatsız etmiyor. Halkını unutmuş insanlara, vatandaşı hatırlattık. Pazarlara girme, esnafla buluşma çabası var. Bu millet bizden samimiyet, partiler üstü bir tavır, içtenlik istiyor. 'Benim malımı koru' diyor. Kimse şirketine patron seçilmeyecek."

'BANA ULAŞTIRILAN NOT 10 SORU SİZ VERİN 10 SORU BİZ ŞİEKLİNDEYDİ'

Toplantının ardından gazetecilerin sorularını yanıtlayan İmamoğlu'na dün katıldığı TV programında "Binali Yıldırım, soruları istedi" sözleri üzerine Binali Yıldırım'ın yalanlaması ve özür dilemesini istemesi soruldu. İspatlayacağı bir şey olmadığını söyleyen İmamoğlu, "Soruların tespitli olması konusunda ben burada yokken tatildeyken bazı ön görüşmeler olmuştu. Ben bunu söyledim. Bana ilk bilgi ulaştığında '10 soru biz hazırlayalım, 10 soru siz hazırlayın' dediklerinde o zaman İsmail Küçükkaya ismi ortada bile yokken buna gerek yok diyen kişiyim. Bu talebi getirip götüren iki arkadaşımız var. Konuyu büyütmeye gerek yok. Sayın Yıldırım'ın tercihi bu süreçten sonra 'Evet buyurun serbest sorularınızı sorun' diye dönüşmüşse bana mutluluk verir. O zaman bize iletilen bu yöndeydi. Bu konuları da Sayın Küçükkaya bilmez. Dahil olmasına gerek yok. Çünkü bu görüşmeleri yürüten başka insanlar vardı. Bana ulaştırılan not '10 soru biz hazırlayalım, 10 soru siz hazırlayın moderatöre verelim' şeklindeydi. Ben bunu anlattım. İki tane genel başkan yardımcısı var ispatlı. Ben hala diyorum ki konu bellidir. 31 Mart seçimi sonrasında olanlar ve İstanbul. Sorularını sorsun biz de cevaplayalım" dedi.

'VALİ BASİTLİK YAPIYOR DEDİM'

Bir gazetecinin "Ordu'da yaşanan olayla ilgili siz valinin basitliğini anlattım demiştiniz ama reddetme ya da kabul etme gibi durum olmadığı için 'Evet orada bir hakaret var' olarak yorumlandı. Bununla ilgili ne söyleyeceksiniz" sorusuna ise İmamoğlu şu yanıtı verdi:

"Orada polislere ne söylediğimi bile söyledim. 'Sizin bir kusurunuz yok, olaylardan dolayı kusura bakmayın' dediğimi söyledim. Vali Bey'in basitlik yaptığını da söyledim. Vali Bey, benim için pek inandırıcı bir insan değil. Vali Bey'i çok büyütmeyin gözünüzde. Islak imzalı bana ulaştırılan belgeler var. Engelliler gününde bile ne hikmetse Vali Bey bir ay önce bana hakaret etmeyi vazife edinmiş bir adam. Basitlik yaptı dedim aksi bir şey söylediğimi tabi ki reddediyorum. Kurduğu tuzağın hesabını versin. Her hesap verilir bu ülkede. Tuzak kurmuştur, yazık etmiştir. Biz de gittik öbür salondan uçağımıza bindik. 70 yaşındaki annem ve 72 yaşındaki babamla uçağa bindik ve ayrıldık. Engelliler gününde, Engelliler Derneği Başkanı'nın bizzat kaleme alıp altına da imzasını attığı, tanıklık yapacağını söylediği, Ordu Valisi'nin şahsıma hakaret eden söylemlerin olduğu tutanak. Ne alakası varsa. Ben ne tanırım ne bilirim Ordu Valisi'ni. Yüz yüze gelmemiştir, hiç hatırlamıyorum. 11-12 Mayıs günlerinde şahsıma yönelik hakaretler. Nasıl bir vazife edinmişse anlamış değilim. Onun için çok gözünüzde büyütmeyin. Bir tuzak kurmuştur. Bunu bilinçli yapmıştır. Bunu da tek tek tane anlattım" diye konuştu. 

'BENİM YAKINIMDIR DÖNEMİ BİTECEK'

İmamoğlu, daha sonra Maltepe caddelerinde ve sokaklarında seçim otobüsüyle halkla selamlaştı. İmamoğlu, yoğun ilgi nedeniyle gecikmeli olarak Maltepe Meydanı'na ulaştı. Meydanda İmamoğlu'nu binlerce vatandaş beklerken, yüzlerce yurttaş da çevredeki binaların balkonlarından ve çatılarından seçilmiş İBB Başkanı'nın konuşmasını dinledi. İmamoğlu'nun konuşması sırasında ilginç bir olay yaşandı. Seçim otobüsünün üzerinden, 'Ekrem Başkan olmadan kız vermeyiz' dediler. İstemeye gidecek miyiz' yazılı pankartı gören İmamoğlu, seçimden sonra gitmek için pankart sahiplerinin iletişim bilgilerini aldırdı.

Burada da konuşan İmamoğlu, özetle şunları söyledi:

"Biz, sizlerin yüzünüze baktığımızda bu toprakların geçmişini görüyoruz. Mevlana'yı, Yunus Emre'yi, Hacı Bektaş-ı Veli'yi görüyoruz. Bu güzel insanların geçmişinden beslendiği tüm değerleri görüyoruz. Onun için seviyoruz sizi. Tek sebebi var. İnsan olduğunuz için seviyoruz. Çok seviyoruz sizi. Türkiye'nin can yakıcı sorunları var. Ekonomi ve işsizlik. Ne yazık ki her 3 gencin 1'i işsiz. Üniversite okumanın kıymeti yok. Üniversite mezunu olan gençlerin neredeyse her 2'sinden 1'i işsiz. Bunu çözmemiz lazım. Bu şehrin insan kaynağını, işsizlere yeni sektörler yaratıp iş imkanları sunacağız. Bu, bizim özel alanımız olacak. Öyle ona buna havale etmeyeceğiz. Telefonla, televizyonla, talimatla insanlar işe giremez. Bir avuç insanın kendi yakın çevresine makam tayin ettiği bir ülkedeyiz. Bizim insanlarımız, yetenekli insanlar. Bölge istihdam ofisleri kuracağız. Bu şehrin insanlarını sektörlere göre yetiştireceğiz. Ona kart verip, 'Benim yakınımdır' diye birine yollamayacağız. Benim için bu şehrin her bireyi, her insanı benim yakınım.

'İBB'DEN KİBİRİ VE PARTİZANLIĞI SÖKÜP ATACAĞIZ'

Yarın, İstanbul'un mekânsal tasarımlarını sizlerle paylaşacağım. Bu şehrin tüm sorunlarına ve çözümlerine hakimiz. İstanbul'un gelmiş geçmiş en başarılı, en demokrat belediye başkanı olacağım. Beni gördüğünüzde, çocuklarınıza diyeceksiniz ki, 'Ekrem Abiniz gibi çalışkan olun.' Size söz veriyorum, çok çalışacağım. Hiç yorulmayacağım. Allah'a şükür hem enerjimiz var hem gençliğimiz var hem de yüreğimiz var, yüreğimiz. Ve asla vazgeçmeyen kararlılığımız var. Diyeceksiniz ki, 'Çalışkan adam.' Bu kibre bürünmüş yönetimin yerleştiği İBB'de, kibiri ve partizanlığı söküp alacağız. Ben, seçildikten sonra partimin milletvekiliymiş, yöneticisiymiş, damadıymış, kızıymış, oğluymuş… Ben onlarla ilgilenmeyeceğim ki. Ben, 16 milyon insanla ilgileneceğim. Benim sorunum, bir avuç insanla. Hiç kimseyle sorunum yok. Herkese aynı gözle bakacağım. Hepinizden bizim, ahlaklı ve erdemli yol yürüyüşümüze destek vermenizi istiyoruz. Ben, bu süreçte ve yolda yalnız yürümeyeceğimi biliyorum.

'İBB ÇALIŞANLARINI RAHAT BIRAKIN'

İBB'nin 82 bin çalışanına sözüm ona talimat vermişler: Şu müdürlüğün çalışanları Sultanbeyli'de çalışacak, şu şirkettekiler Bakırköy'de çalışacak… Ya kardeşim bırakın Allah aşkına. İstanbul halkının vergilerinden maaşlarını alan 82 bin İBB çalışanı kardeşimi rahat bırakın ya. O insanların ekmeğini sen vermiyorsun. Bu şehrin 16 milyon insanı veriyor. Zorlamayla insanlara sahada siyaset yaptırılmaz. Hiçbirinizi zorla mitinge, siyasi parti çalışmasına götürmeyeceğim. Benim rahatlığım, 16 milyon insanımın arkamda olması. Allah'ın bir lütfu bana. İyi ki varsınız."

İmamoğlu'nun seçim konvoyu daha sonra Pendik'e geçti. (HABER MERKEZİ)

Öne Çıkanlar