Migros işçileri TÜSİAD'ın önünden seslendi: Sadece 4 lira, bir ekmek parası istedik

Migros işçileri TÜSİAD'ın önünden seslendi: Sadece 4 lira, bir ekmek parası istedik
Pandemi boyunca Migros depolarında ölümüne çalıştırıldıklarını söyleyen işçi Kabakçı, 'Patronlar ve onların etrafındakiler lüks içinde yaşadı, yaşıyor' dedi.

Yağmur KAYA 


+GERÇEK - Esenyurt Migros Depo'da çalışan işçilerin düşük ücret zammı dayatmasına karşı eylem yapması sonrası işten çıkarılan 257 işçi Beyoğlu'nda bulunan Türk Sanayicileri ve İş İnsanları Derneği (TÜSİAD) önünde bir araya geldi. 

Yüzde 8'lik zam teklifine karşı günlerdir eylem yapan Migros işçileri, talepleri kabul edilinceye ve işe geri dönene kadar eylemlerine devam edeceklerini söyledi. 

Eylemde, "Biz hırsız değiliz yoksul işçileriz", "4 TL zam istedik 257 işçi işten atıldı" pankartı açıldı ve sık sık "Yaşasın Migros dayanışmamız", "Yağmur, çamur bilemeyiz; biz bu yoldan dönmeyiz", "İşçiler açken Özilhan'a huzur yok" sloganları atıldı. 

Eylemde konuşan Depo, Liman, Tersane ve Deniz İşçileri (DGD-SEN) Sendikası Genel Başkanı Neslihan Acar, "Bunlar" diye işaret ettiğini iş sahiplerinin yarattığı sistemin içinde işçilerin ayakta kalmaya çalıştıklarını söyledi. Acar, yıllardır iş depolarında meydana gelen iş kazası ve iş cinayetine karşı mücadele ettiklerini ancak iş yerlerinde işçi ve iş sağlığının sağlanmasını vurguladı. İş yerlerinde yasalarda yer alan iş güvenliğinin alınmadığını bunun eylem yapma nedenlerinden birinin söyleyen Acar, "Yasal sendika hakkımız ve yine anayasal hakkımız olan primlerimizi alabilmek için direniyoruz" dedi. 

Acar, "Sadece bir ekmek parası istedik. 4 lira. Binlerce kat büyümeden sadece bir ekmek parası ve bir tane süt istiyoruz. Yaşayabilmek ve iki öğün yemek yemek istiyoruz. İşçilerin tapelerini karşılamak yerine 250 işçiyi kapının önüne koydu. (Tuncay Özilhan" diye konuştu. 

Acar'ın ardından işçiler söz aldı. 

Bir kadın işçi söz alarak, Migros'un deposunda kilogramlarca ağırlıkta ürünleri kaldırdığını tüm bu ağır iş koşullarına rağmen hakkı olan ücreti almadığını söyledi. Ayda iki bin lira kredi borcu ödediğini ve Esenyurt'a çok uzak bir noktada oturduğunu kazancının birçoğunun da yol ve fatura giderlerine harcadığını söyledi. 

'İNANMIYORSANIZ BUYURUN EVİME GELİN'

"Bir reva gördükleri bu" diyen bir diğer işçi, hasta bir çocuğu olduğunu söyledi. Esenyurt'ta oturan bu işçi, ekonomik olarak bir hayli zor durumda olduğunu ve hasta olan çocuğunu maddi imkanı el vermediği için hastaneye götüremediğini vurguladı. Buzdolabının boş olduğunu dile getirin yaşı bir hayli geçkin bu işçi, "İnanmıyorsanız buyurun, evime gelin, halimi görün" diyerek basını ve yurttaşları içinde bulunduğu zor duruma tanıklık etmesi yönünde davette bulundu. 

'HAKKIMIZI TALEP EDİYORUZ'

Bir diğer işçi, "Biz Migros'tan dilenmiyoruz; biz hakkımız olanı istiyoruz. Biz onlara saatlik 4 TL bir ekmek parası istediğimizi söyledik. Onlar parmağının ucuyla kapıyı gösterdiler. Biz işçiler dilenci değiliz, biz hak talep ediyoruz" diye konuştu. 

Bir işçi ise iş sahiplerini işaret ederek şunları vurguladı: 

"Çok hoşunuza gidiyor değil mi? Attığınız bütün işçiler burada. Biz 10 gündür direnişteyiz. 10 gündür... Kimi işçinin annesi kimisinin babası kimi işçinin çocuğu hasta. Bizim hoşumuza mı gidiyor sanıyorsunuz? İşçilerle gelip konuşmak çok mu zordu? Çok mu zor? Bizi bu hallere koymak sizin hoşunuza mı gidiyor. Türkiye'deki bütün işçi arkadaşlarımıza sesleniyoruz: Görüyorsunuz değil mi patronları? Kafamızı kaldırdığımız zaman nasıl da hemen işten atıyorlar. Ellerinden gelen bu işte. Ama bizim (işçilerin) birlik olmasını istemiyorlar. Bu devir değişecek. Bu patronlar yanlarında işçi görmeyince o zaman ne yapacaklar? Paralarını mı çalıştıracaklar. Türkiye'deki bütün işçiler ayağı kalktı zaman ne yapacaksınız. Ekmek istedik ekmek çok mu zordu."

TALEPLER

İşçinin yukarda yer alan konuşması alkış ve sloganlarla karşılandı. İşçiler, talepleri ise şöyle: Saat ücretine net 4 TL zam yapılsın. Prim ödemeleri yasal güvenceye alınsın. İşçi sağlığı ve iş güvenliği önlemleri alınsın."

Konuşmaların ardından basın metni okundu. Basın metnini Lale Gül Kabakçı okudu. İşçilerin, pandemi boyunca ölümüne çalıştığını söyleyen Kabakçı, "Depoda 4 TL saat ücreti istediğimiz için işten atıldık" dedi. 

'4 TL ZAM ÇOK MU ZOR?'

Kabakçı okunan metinde şu ifadelere yer verdi: "Biz 1 kişi, 2 kişi değiliz; 257 işçiyiz.

Neden atıldığımız sormaya geldik.

Buranın neresi olduğunu biliyoruz.

Burası Tuncay Özilhan'ın başkanlık yaptığı ve Türkiye'yi yöneten patronların örgütü TÜSİAD'ın Genel Merkezi'dir.

Peki biz buraya neden geldik?

Migros, Anadolu Grubu'nun bir şirketidir. Biz işçileri ölümle yaşam arasında yaşama mahkum edenler buradadır.

Bizim, işçiler olarak bize sunulan bu sefalete artık tahammülümüz yoktur.

Depolarda, marketlerde, tersanelerde, fabrikalarda üreten biziz, hem de ölümüne... Biz 4 TL saat ücretimize zam istedik. Çok mu?

'SAKAT KALDIK, ÖLDÜK. ARTIK YETER' 

Bunu neden istedik? Bizleri dinleyin, duyun ve anlayın. Hiçbirimiz geçinemiyoruz, faturalara bakmaktan korkuyoruz. Çünkü kira, çünkü elektrik, çünkü doğalgaz, çünkü...

Bizler pandemi boyunca ölümüne çalıştık. Patronlar ve onların etrafındakiler lüks içinde yaşadı.

Bizler öldük. Sakat kaldık. 

İşsiz kaldık. Artık yeter. Kimseden bir şey dilenmiyoruz. Kimseden bize yardım etmesini istemiyoruz.

Hakkımız olanı istiyoruz.

Hakkımızı gasp edenleri iyi tanıyoruz. Bunun için buradayız.

Tuncay Özilhan'la kişisel bir derdimiz yok. Zammı ver, kurtul."

Konuşmaların ardından "Kölelik raporu" diye tanımladıkları TÜSİAD’ın hazırladığı "Geleceği İnşa" raporunu yakan işçiler, Migros Marketler zincirinden alış veriş yapılmaması yönünde kamuoyunu çağrıda bulundu.

Öne Çıkanlar