Sümeyye Erdoğan’dan Derya Yanık açıklaması: Tercih edilme nedeni kişisel yetkinlik ve donanımları
AKP’li Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan’ın kızı Sümeyye Erdoğan Bayraktar, göreve getirilmesi ile birlikte geçmişteki paylaşımları konuşulan ve 23 Nisan’da koruma altındaki bir çocuğu ifşa eden Aile ve Sosyal Politikalar Bakanı Derya Yanık hakkında konuştu. Yanık’ın yetkin ve donanımlı olduğunu söyleyen Erdoğan, İstanbul Sözleşmesi’ne dair de konuştu.
AKP’ye yakınlığıyla bilinen Yeni Şafak’ın sorularını yanıtlayan Sümeyye Erdoğan Bayraktar "İstanbul Sözleşmesi’nden çekildik. Bu kararı bekliyor muydunuz? Bundan sonra kadın hakları konusunda nasıl bir yol izleyeceksiniz?" sorusuna "Kadın haklarının tesisi için İstanbul Sözleşmesi’nden önce de mücadele veriliyordu, sonrasında da belki daha güçlü bir şekilde verilmeye devam edilecek. Bu noktada, kadın hakları tartışmasının sağlıklı bir zemine çekilmesi için çaba göstereceğiz. Ne baskıcı ve kısıtlayıcı önyargıların ne de LGBT lobisinin uluslararası ölçekteki propagandasının, kadın hakları mücadelesine zarar vermesine razı olabiliriz. Kadın hakkı denince bunun sadece Batılı ve seküler bir tanımlaması olmadığını; temelde büyük bir ortak payda olmakla birlikte, her kesimin, her toplumun bu hakları kendi inancı ve toplumsal gerçekliklerine göre tanımladığını göstermek mühim" diye yanıt verdi.
Aile ve Sosyal Hizmetler Bakanlığına kendisinin de yönetiminde olduğu, AKP’ye yakınlığıyla bilinen kadın örgütü KADEM’den Derya Yanık’ın getirilmesine ilişkin ise , "Son iki dönemin üst üste gelmesi tabii ki bir tevafuktan ibaret. Şunun altını çizmek isterim, her iki bakanımızın da tercih edilme nedeni, onların KADEM’le ilişkileri değil, kişisel yetkinlik ve donanımlarıdır. Zaten yetkinlikleri dolayısıyla KADEM’de bulundular. Bu da KADEM’in potansiyelini ve liyakatini gösteren bir durum. Çok açık konuşacağım, bana sorarsanız, ben KADEM’in hiçbir siyasi tartışma içine girmesini istemem. Ama nihayetinde alanımız kadın hakları, siyasetin bir konusu. Beraber çalıştığımız arkadaşlarımızın pek çoğu da siyaseten duyarlı ve aktif insanlar. Dolayısıyla nasıl ki akademide, özel sektörde, sendikalarda yer edinmiş kişilerin sıklıkla siyasette görev aldığını görüyorsak, sivil toplum kuruluşları ile siyaset arasında da insan kaynağı ve tecrübesi anlamında bir geçişkenlik olması çok doğal" ifadelerini kullandı.