Süryani okulları TBMM gündeminde

Süryani okulları TBMM gündeminde
TBMM Genel Kurulu'nda konuşan Süryani Mardin Milletvekili Tuma Çelik, Süryani toplumu için okul açılması gerektiğini söyledi.

HDP Mardin Milletvekili Tuma Çelik, TBMM Genel Kurulu’nda Yükseköğretim Kanunu ile Bazı Kanunlarda Değişiklik Yapılmasına Dair Kanun Teklifinin 3. Maddesine ilişkin söz aldı.

Devletin imkanlarıyla Süryanice okul açılması gerektiğini ifade eden Çelik, "Süryanilerin ve diğer azınlıkların çoğunlukta bulunduğu köy, mahalle ve ilçelerde devletin imkânlarıyla kendi ana dillerinde eğitim yapabilme imkânlarına kavuşturulması gerekiyor. Bizler hiç kimseden bize farklı davranmasını, ayrıcalıklar sağlamasını istemiyor ve beklemiyoruz. Bizler eşit yurttaşlık hukuku çerçevesinde, uluslararası sözleşmelerde ve Anayasa’da yer alan temel insan haklarımızı talep ediyoruz" diye konuştu.

 ‘LOZAN’DA AÇIK HÜKÜM VAR’

Çelik konuşmasında şunları dile getirdi:

"Eğitim ve öğretim hakkı yurttaşların en temel haklarından birisidir. Anayasa ve uluslararası sözleşmelerle de güvence altına alınmıştır. Buna rağmen Süryaniler doksan yıl boyunca hak ihlaliyle karşı karşıya kaldılar. Bildiğiniz gibi, Türkiye Cumhuriyeti 1923 yılında uluslararası bir sözleşmeye, Lozan Antlaşması’na imza atmıştır. Bu antlaşmanın 37’nci ile 44’üncü maddeleri arasında Türkiye’de yaşayan farklılıkların hakları düzenlenmiştir. Bunlardan 41’inci madde aynen şöyle der: "Genel kamusal eğitim konusunda Türk Hükûmeti Müslüman olmayan vatandaşların önemli bir oranda oturdukları il ve ilçelerde bu vatandaşların çocuklarına ilkokullarda ana dilde eğitim konusunda uygun kolaylıklar göstermelidir. Lozan’ın bu açık hükmüne rağmen Süryanilere kendi ana dilinde eğitim yapma imkânı sunulmadı. Daha da kötüsü Süryanilerin sahip olduğu okullar, Mardin ve Diyarbakır’daki son okulları 1928 yılında devlet tarafından kapatıldı. Daha sonraki süreçte yaşananları hepimiz biliyoruz. Türkiye’deki on binlerce Süryani yaşadığı, gördüğü baskılar neticesinde göç etmek zorunda kaldı ama Türkiye’deki hak mücadelesine her ortamda da devam ettiler. Bunun sonucunda da 2013 yılında Ankara 13. İdare Mahkemesi, Lozan’ın varlığını fark etti ve Süryanilerin okul açmasına onay verdi ancak bu sefer de Süryanilerin içinde bulunduğu koşullar nedeniyle bu haklarını kullanma imkânları ortadan kalktı.

‘DEVLET YÜKÜMLÜ’

"Biliyorsunuz, eğitim pahalı bir iştir ve ne Süryaniler ne de diğer azınlıklar kendi ana dillerinde eğitim yapabilmesi için devlet hiçbir katkıda bulunmuyor. Dolayısıyla da hem insan haklarını hem uluslararası antlaşmaları hem de kendi hukukunu çiğnemiş oluyor. Ayrımsız, bugüne kadar işbaşına gelen bütün iktidarlar Batman’da, Mardin’de, Şırnak’ta, Cizre’nin, İdil’in, Midyat’ın, Nusaybin’in, Dargeçit’in, Gercüş’ün, Savur’un, Yeşilli’nin herhangi bir Süryani köyünde tek kelime bilmeyen çocuklara Türkçe öğretmek için her türlü masrafı aldı.

‘AZINLIKLARIN ÖDEDİĞİ VERGİLERDEN İMAM HATİPLERE, DİYANETE BÜTÇE AYRILIYOR’

"Türkiye Cumhuriyeti ama Süryanilerin kendi ana dillerinde eğitim yapmaları için ne izin verdi ne de herhangi bir şey yaptı. Oysa, yukarıda okuduğum madde açık. Süryanilerin çoğunlukta olduğu yerlerde devlet, Süryanice eğitim veren okulların açılmasını ve yaşamasını sağlamakla yükümlüdür. Şimdi, bakın, ben Türkiye Cumhuriyeti vatandaşı bir Süryani’yim. Devletin benden talep ettiği bütün yükümlülükleri yerine getiriyorum, vergimi ödüyorum ama devlet bana karşı yükümlülüklerini yerine getirmiyor. Mesela bizim yani azınlıkların ödediği vergilerden imam-hatip okullarına bütçe ayrılıyor. Diyanet İşleri Başkanlığı bu vergilerimizle kendi bütçesini oluşturur. Ama benim okulum, kilisem, din adamım hiçbir şekilde benim ödediğim vergilerden yararlanamıyor."

‘AYRICALIK İSTEMİYORUZ, EŞİTLİK TALEP EDİYORUZ’

"Bize göre bu bir haksızlıktır ve buna bir an önce son verilmesi gerekiyor. Bunun için de Süryanilerin ve diğer azınlıkların çoğunlukta bulunduğu köy, mahalle ve ilçelerde devletin imkânlarıyla kendi ana dillerinde eğitim yapabilme imkânlarına kavuşturulması gerekiyor. Bizler hiç kimseden bize farklı davranmasını, ayrıcalıklar sağlamasını istemiyor ve beklemiyoruz. Bizler eşit yurttaşlık hukuku çerçevesinde, uluslararası sözleşmelerde ve Anayasa’da yer alan temel insan haklarımızı talep ediyoruz." (Duvar)

Öne Çıkanlar