TBB'den genelgeye tepki: Hayvanların yaşam alanları barınaklar değil doğadır

TBB'den genelgeye tepki: Hayvanların yaşam alanları barınaklar değil doğadır
Türkiye Barolar Birliği, sokak hayvanlarının barınaklarda toplatılmasına dair bir basın açıklaması yayınladı.

Türkiye Barolar Birliği (TBB), Cumhurbaşkanı Tayyip Erdoğan'ın "Sahipsiz hayvanların yerinin sokaklar değil barınaklar olduğunu unutmamalıyız" çıkışı üzerine bir basın açıklaması yayımladı.

"Sokak hayvanlarının barınaklarda ölüme terk edilmesinin" hukuka aykırılığına vurgu yapılan TBB'nin açıklamasında, 5199 sayılı Hayvanları Koruma Kanunu hatırlatıldı. TBB ayrıca, hayvanların toplu katliama açık hedef haline getirilerek yasaya aykırı şekilde işlem yapanlar hakkında yasal süreçleri takip edeceğini duyurdu.

TBB'nin "Hayvanların Yaşam Alanları Barınaklar Değil Doğadır!" açıklaması şöyle:

"Sayın Cumhurbaşkanı’nın 'Sahipsiz hayvanların yeri sokaklar değil barınaklardır.' açıklamasından sonra ülkenin dört bir yanından sahipsiz, küpeli, aşılı ve kayıtlı köpeklerin de toplatıldığı, pek çoğunun öldürüldüğü, ya da ölüme terk edildikleri haberleri gelmiştir.

Hayvanların yaşam alanları barınaklar değil doğadır ve doğa da insanlar tarafından uzun zamandır işgal altındadır. Yakılan ormanlara yapılan oteller, işletmeler ve gittikçe büyüyen kentleşme ile tüm hayvanların yaşam alanları daraltılmakta ve hatta yok edilmektedir.

Özellikle kedi ve köpeklerin yaşam alanları olduğu söylenen barınaklar ise birkaç istisna dışında hayvanların çok kötü koşullarda ölüme terk edildikleri tecrit alanları haline gelmiştir. Senelerdir önüne geçilmeyen popülasyon artışı ve eş zamanlı kısırlaştırma seferberliği, yasaklanmayan hayvan satışı ile üretim çiftlikleri; yaşanan tüm hayvan trajedilerinin en büyük nedenleridir.

Hayvanların yaşam alanlarından kopartılmaları ve olumsuz koşullarını hepimizin bildiği barınaklarda ölüme terk edilmeleri vicdana sığmadığı gibi kanuna da aykırıdır. Zira 5199 sayılı Hayvanları Koruma Kanunu’nun 6. maddesi uyarınca; sahipsiz veya güçten düşmüş hayvanların en hızlı şekilde yerel yönetimlerce kurulan veya izin verilen hayvan bakımevlerine götürülmesi zorunludur. Bu hayvanların öncelikle söz konusu merkezlerde oluşturulacak müşahede yerlerinde tutulması sağlanmalı, müşahede yerlerinde kısırlaştırılan, aşılanan ve rehabilite edilen hayvanların kaydedildikten sonra öncelikle alındıkları ortama bırakılmalıdır. Kanunen bu yükümlülükleri yerine getirmeyen belediyelere herhangi bir yaptırım uygulanmadığı da bilinmektedir. Üzerinde hiçbir tartışmaya mahal vermeyecek kadar açık bir şekilde, hayvanların yaşam alanlarının barınaklar olmadığı bizzat kanun gereğidir.

Bundan uzun süre evvel 1910 yılında yaşanan Hayırsızada vahşeti halen vicdanlarımızda bir yara iken aynı vahşetin bu ülkede bir kez daha yaşanmaması için tüm kanuni yolları işleteceğimizi, Gaziantep’te yaşanan korkunç olay sebebi ile hem bir çocuğun ağır yaralanmasına sebebiyet verenler, hem de bu ülkedeki tüm hayvanların toplu katliama açık hedef haline getirilerek yasaya aykırı şekilde işlem yapanlar hakkında yasal sürecin takipçisi olacağımızı tüm kamuoyuna saygı ile bildiririz.

Türkiye Barolar Birliği her zaman yaşamın ve tüm canlıların yaşam hakkının yanında olacaktır."

'SUSMA HAYKIR, YAŞAMAK HAKTIR'

Ayrıca İzmir Barosu Hayvan Hakları Komisyonu da yapılan yeni düzenlemeye yönelik basın açıklaması düzenledi. İzmir Barosu önünde düzenlenen açıklamaya baro üyesi avukatların yanı sıra Türkiye İşçi Partisi (TİP) İstanbul Milletvekili Ahmet Şık ile hayvan hakları savunucuları da katılırken, açıklamada sık sık "Susma haykır, yaşamak haktır" sloganları atıldı.

İzmir Barosu, hayvanların ölümüne, tecrit edilmesine, işkence görmesine, acı çekmesine sebep olacak her türlü hak ihlalinin karşısında olacaklarını vurguladı.

'YAŞANAN ÜZÜCÜ OLAYIN SORUMLUSU HAYVANLAR DEĞİL, SİZSİNİZ'

Grup adına açıklama yapan İzmir Barosu Hayvan Hakları Komisyonu üyesi Avukat Şefika Yıldırım Sert, Gaziantep’te bir çocuğun başına gelen talihsiz olayı üzülerek öğrendiklerini ve bir an evvel sağlığına kavuşmasını temenni ettiklerini söyledi. "Yaşanan üzücü olayın sorumlusu hayvanlar değil, sizsiniz. İmzaladığınız Hayvan Hakları Evrensel Bildirgesini, çıkardığınız yasayı yok sayan, uygulamayan siz" diyen Sert, "yaşam hakkı tanınmayan, sömürülen, her türlü şiddet, eziyet reva; yediği bir lokma yemek, içtiği bir yudum su çok görülen hayvanların, şimdi de barınaklara hapsedilerek yok edilmek istendiğini" belirtti.

Öne Çıkanlar