TTB uyarıyor: Hastalık çok yayıldı ve dışarıda çok fazla taşıyıcı var

TTB uyarıyor: Hastalık çok yayıldı ve dışarıda çok fazla taşıyıcı var
TTB Genel Sekreteri Bülent Nazım Yılmaz, salgına yönelik yapılması gerekenleri, ihmalleri, hastanelerdeki durumu ve özellikle Şehir Hastaneleri'ndeki tehlikeyi madde madde sıraladı.

ARTI GERÇEK - Yeni tip Koronavirüs (Covid-19) salgını hızla yayılıp can almayı sürdürüken sokağa çıkma yasağı ilan edilmemesi tedirginliği daha da arttırıyor.

Sokağa çıkma yasağı bir salgın yönetimi biçimi olmadığına dikkat çeken Türk Tabipler Birliği (TTB) Genel Sekreteri Bülent Nazım Yılmaz, salgın yönetiminde karantina, izolasyon, toplumsal harketlilik kısıtlaması, üretimin durdurulması, çalışanların evlerine gönderilmesi ve gerekli kişilere temel gıda ürünlerinin sağlanması uygulamaları olduğunu belirtti.

Önemli olan sorunun 'Bu salgını nerede karşılamak, durdurmak istiyorsunuz?' olduğunu söyleyen TTB Genel Sekreteri Yılmaz, 'doğru ve 'yanlışı' şu sözlerle özetliyor:

"Eğer sağlık çalışanlarınızla beraber sokaklarda, mahallelerde bu salgını karşılarsanız doğru yaparsınız ancak katı bir izolasyon uygulamayıp salgını hastanelerde karşılamaya ve durdurmaya çalışıyorsanız yanlış yaparsınız."

Sözünü söylemekten çekinmeyen, halk sağlığını gözeten hekimlere ihtiyaçları olduğunu belirten Yılmaz, yöneticilerin  sağlık çalışanlarının taleplerini dinlemek istemediğini söyledi.

Koronavirüs testi pozitif çıkan ve hayatını kaybeden sağlık çalışanlarıyla ilgili açıklama yapacaklarını da belirten TTB Genel Sekreteri Yılmaz, salgına yönelik yapılması gerekenleri, ihmalleri, hastanelerdeki durumu ve özellikle Şehir Hastaneleri'ndeki vahameti madde madde sıraladı:

'DOĞRU PLANLAMA YAPILMALI'

"Sokağa çıkma yasağı bir salgın yönetimi biçimi değildir. Salgın yönetiminde karantina, izolasyon, toplumsal harketlilik kısıtlaması, üretimin durdurulması, çalışanların evlerine gönderilmesi ve gerekli kişilere temel gıda ürünlerinin sağlanması uygulamaları vardır.  Bu uygulamada katı bir izolasyon vardır ama daha da önemlisi doğru bir planlama yapılmalıdır.

'KATI BİR İZALASYON UYGULAMAYIP SALGINI HASTANEDE KARŞILAMAK İSTİYORSANIZ YANLIŞ YAPARSINIZ'

Önemli olan soru şu: Bu salgını nerede karşılamak, durdurmak istiyorsunuz? Eğer sağlık çalışanlarınızla beraber sokaklarda, mahallelerde bu salgını karşılarsanız doğru yaparsınız ancak katı bir izolasyon uygulamayıp salgını hastanelerde karşılamaya ve durdurmaya çalışıyorsanız yanlış yaparsınız.

'BİR SAĞLIK ÇALIŞANININ ŞU AN DÜZENLİ İLGİLENDİĞİ BİR HASTA YOK'

Sağlık Bakanlığı sokak sokak, ev ev hemşire, ebe ve hekimlere bölgelendirme yapmalı, tespit, tanı ve tedaviyi bölge bölge uygulamalı. Ancak şu an bir sağlık çalışanının düzenli olarak ilgilendiği bir hasta yok. Bir aile hekimi birçok yerden gelen hastayla ilgileniyor. Oysa ona verilmiş bir bölgesi, mahallesi olsa duruma hakimiyeti artar, hekim ebe ve hemşireleriyle ona verilen mahalleyi tarar. Salgını ancak bu şekilde yönetebilirsiniz.

'HASTALIK ÇOK YAYILDI VE DIŞARIDA ÇOK FAZLA TAŞIYICI VAR'

Şu anki hareketlilik devam ettiği sürece salgın kontrol altına alınamayacak. Şu an hastalık çok yayıldı ve çok fazla taşıyıcı var dışarıda. Toplumsal hareketlilik kısıtlanmadığı sürece de daha çok yayılacak çünkü bu insanların birbirleriyle etkileşimi durmayacak. Bugünkü sağlık sistemi bu salgınla baş edemez. Corona virüsü biter diğeri başlar. Çünkü bu sistem yüzünü topluma dönmüyor, ilaca tedaviye dönüyor. Bu Avrupa’da da böyle. İstediğiniz kadar teknoloji geliştirin yüzünüzü topluma dönmek zorundasınız.

ŞEHİR HASTANELERİNDE HASTALIK ÇOK FAZLA YAYILIYOR

Türk Tabipler Birliği, bilgi birikimi, ekip anlayışı, halkçı hekimleriyle bu salgının önlenmesinde büyük bir kozdur. TTB neden göz ardı ediliyor? Pandemi kurulları oluşturuldu ama tabip odalarını, halk sağlıkçılarını bu kurullara neden almadılar? Örneğin biz daha önce şehir hastanelerine karşı çıkmıştık, çok büyük ve çağ dışı bir uygulama demiştik. Ancak dinlemediler. Şimdi şehir hastanelerinde hastalık çok fazla yayılıyor, çünkü insanlar oraya gidene kadar pek çok kişiyle temas ediyorlar.

'SÖZÜNÜ SÖYLEMEKTEN ÇEKİNMEYEN HEKİMLERE İHTİYACIMIZ VAR'

Bizim, sözünü söylemekten çekinmeyen, halk sağlığını gözeten hekimlere ihtiyacımız var. Yöneticiler sağlık çalışanlarının taleplerini dinlemek istemiyorlar. Böyle bir mantık olabilir mi? Bu alışkanlıklar bırakılmalı. Bu mevkiye liyakatli kişiler getirilmeli. Sağlık sisteminin şeffaf bir şekilde yönetilmeye ihtiyacı var.

'HASTA OLAN SAĞLIK ÇALIŞANLARI TEDAVİ ALTINA ALINMALI'

Sağlık çalışanlarının sağlığını gözetmek çok önemli. Hala çalışma koşullarında çok büyük sorunlar var. Sağlık çalışanlarına sürekli test yapılmalı, hasta olanlar tedavi altına alınmalı. Çünkü bizim çok fazla kişiyle temasımız var. Hastalığın temel yayıcı gruplarından biri de bizleriz. Kişisel koruyucu ekipmanlar eksik olmamalı ve özellikle de riskli bölgelerdeki çalışma koşulları iyileştirilmeli. Bunlar yapılmazsa bu sistemle salgını durduramayacağımız ortadadır.

'BELİRTİLERİ YAŞAYAN KİŞİLERİN SOSYAL İZALASYON SAĞLAMALARI YETERLİ'

Başvurular sıralamasını hastada görülen semptoma göre yapmak zorundayız. Covid -19 hastalarını yüksek ateş, öksürük ve giderek artan solunum sıkıntısı bulgusuna göre sıralıyoruz. İshal, koku ve tat alamama gibi diğer belirtileri de değerlendirebiliriz ama şu anda bunlar ön plana çıkartılacak bulgular değil. Bu belirtileri yaşayan kişilerin evde sosyal izolasyon sağlamaları yeterli.

"TEST SONUÇLARI NEGATİF ÇIKAN AMA COVİD-19'LU İNSANLAR VAR

Gelen hastaları ya direkt hastanede yatılı tedavi uyguluyoruz ya da sadece şüpheli bir durum varsa evine gönderiyoruz. Evine gönderdiğimiz hastalar tamamen kendini izole etmeli, kaldıkları oda, yemekleri ayrı olmalı. Eğer test sonuçları pozitif ise bu hastaları geri çağırıyoruz. Burada önemli olan test sonuncu negatif ama aslında COVID-19’lu insanlar var." 

Öne Çıkanlar