‘Yapılmayan ÇED toplantısıyla İDK'ye başvurdular, mevzuata aykırı’
Kütahya Örencikte yapılmak istenen altın gümüş madeninin ÇED dosyasına, İnceleme Değerlendirme Komisyonu (İDK) onay verdi. Eğrigöz Dağı Çevre Koruma ve Dayanışma Derneği Başkanı Uğur Korkunç, "Normal koşullarda bakanlığın ÇED raporundaki eksiklikleri görüp İDK'ye bunu geri göndermesi gerekiyor. Fakat bakanlığın böyle bir kültürü yok. Üstelik köylüler olarak ÇED toplantısını yaptırmadık. Yapılmayan ÇED toplantısıyla İDK'ye başvurdular. Bu mevzuata aykırı, gayri resmi bir durum" ifadelerini kullanarak İDK'nın verdiği onaya itiraz etti.
Korkunç, madenin etkileyeceği alana ilişkin şöyle konuştu:
"Kurulmak istenen altın-gümüş madeni Kütahya sınırlarını aşarak, Bursa ve ilçeleriyle birlikte Manyas Kuş Gölü, hatta Susurluk Su Havzası'nı besleyen su varlıkları için de risk teşkil ediyor. Korkunç, bütüncül bir bakış açısının ÇED sürecinde ve ÇED raporunda oluşturulmamasını büyük eksiklik olarak değerlendiriyor. Maden sahası, civardaki yaklaşık 30 köyün içme su kaynağı."
Gazete Duvar'dan Osman Çaklı'nın haberine göre; Kütahya'nın Simav ve Tavşanlı ilçelerinde Zenit Madencilik A.Ş. tarafından yapılmak istenen altın-gümüş madeninin ÇED dosyasına, İnceleme Değerlendirme Komisyonu (İDK) onay verdi.
Eğrigöz Dağı Çevre Koruma ve Dayanışma Derneği Başkanı Uğur Korkunç, İDK'nin kararının hatalı olduğunu savunuyor.
'EKO SİSTEM ÜZERİNDE ZİNCİRLEME ETKİ OLABİLİR’
Köylüler, Örencik, Kavaklı, Dağardı’nın da içinde olduğu 10’dan fazla köyü kapsayan maden projesinin bölgedeki diğer maden ocaklarıyla birlikte değerlendirilmesinin doğru olacağını düşünüyor. Kütahya'nın Gediz, Simav ve Tavşanlı ilçelerinde onlarca maden tesisi yer alıyor. Madenlerin hemen hemen hepsi, orman mera yahut sulak alanlarının yanı başında bulunuyor. Uğur Korkunç da bütün bu çerçeveden İDK sonucuna değinerek, ekosistem üzerinde zincirleme bir etkinin olabileceğinden söz ediyor.
'MADEN SAHASI, CİVARDAKİ YAKLAŞIK 30 KÖYÜN İÇME SU KAYNAĞI'
Kurulmak istenen altın-gümüş madeni Kütahya sınırlarını aşarak, Bursa ve ilçeleriyle birlikte Manyas Kuş Gölü, hatta Susurluk Su Havzası'nı besleyen su varlıkları için de risk teşkil ediyor. Korkunç, bütüncül bir bakış açısının ÇED sürecinde ve ÇED raporunda oluşturulmamasını büyük eksiklik olarak değerlendiriyor. Maden sahası, civardaki yaklaşık 30 köyün içme su kaynağı. Madenin etkileyeceği alanlara ilişkin Korkunç, "Maden sahası yoğun bir akarsu drenaj ağı içerisinde içinde. Emet Çayı drenaj alanında. Akarsu drenajları, birleştikleri dere ve çaylarla, Emet Çayı aracılığıyla Ulubat Gölü’ne kadar sularını taşır. ÇED alanının tamamına yakını Akdere ve Ketenlik Dere’nin drenaj alanlarında kalıyor. Liç sahasının büyük bir kısmı, Ketenlik Dere, küçük bir bölümü ise Akdere’nin drenaj alanı içinde kalıyor" diyor.
'YAPTIRMADIĞIMIZ ÇED TOPLANTISININ İDK SÜRECİ OLUR MU?'
Ormancılık, hayvancılık ve çiftçilikte geçim sağlayan Örencik köylüleri, diğer köylerin aksine daha genç nüfusa sahip. Refah seviyesinin de ülke ortalaması üzerinde olmasını da değerlendiren Korkunç, maden projesinin hayata geçmesiyle göçün de hızlanacağını, artık bir köylerinin olmayacağını söylüyor. Orman yangınlarının yarattığı tahribat ortadayken, geniş orman sahalarına sahip bir yer hakkında yapılan değerlendirmenin daha hassas olması gerektiğinin altını çizen Korkunç: "Normal koşullarda bakanlığın ÇED raporundaki eksiklikleri görüp İDK'ye bunu geri göndermesi gerekiyor. Fakat bakanlığın böyle bir kültürü yok. Üstelik köylüler olarak ÇED toplantısını yaptırmadık. Yapılmayan ÇED toplantısıyla İDK'ye başvurdular. Bu mevzuata aykırı, gayri resmi bir durum."