Yeni 'saldırı politikası' S Tipi cezaevleri: Ülke cezaevine döndü

Yeni 'saldırı politikası' S Tipi cezaevleri: Ülke cezaevine döndü
Tutsaklarla Dayanışma İnisiyatifi, S Tipi cezaevlerinin yeni bir saldırı politikası olduğunu belirterek, tutukluların tecrit ve ölüm sarmalına alındığına dikkat çekti.

Tutsaklarla Dayanışma İnisiyatifi (TDİ), cezaevlerindeki hak ihlallerine karşı hazırladıkları 2 aylık eylem programı kapsamında, Bahçelievler’de bulunan Yenibosna Adili Tıp Kurumu (ATK) önünde açıklama yaptı. Açıklamaya, Hakların Demokratik Partisi (HDP) Milletvekili Musa Piroğlu da katıldı. Açıklamada, "İnfaz yakmalara son! Hasta tutsaklar serbest bırakılsın!" yazılı pankart açılırken, "Yayın yasağına son", "Zindanlar yıkılsın, tutsaklara özgürlük", "Tecrit öldürür dayanışma yaşatır", "Baskıya, işkenceye, tecride son", "Politik tutuklara özgürlük" yazılı dövizler taşındı. 

CEZA İÇİNDE CEZA

İnisiyatif adına açıklama yapan Erkan Çıta, cezaevlerinde hak ihlallerinin tecrit koşulları ve salgın gerekçesiyle arttığına dikkat çekti. Tutukluların dışarıyla tüm bağlarının koparılmak ve kimliksizleştirilmek istendiğini dile getiren Çıta, cezaevi idarelerinin mahkemenin yerine geçtiğini söyledi. Çıta, "Tutukluların tahliyeleri engelleniyor. Mahkemelerin verdiği hapis cezaları yeterli görülmeyerek, tutsaklara ceza içerisinde ceza uygulanıyor" diye belirti.

ÖLÜM SARMALI

Salgının ardından tutuklulara yönelik yeni saldırı konseptinin devreye konulduğunu dile getiren Çıta, şöyle devam etti: "Tutukluların görüş hakları tamamen ortadan kaldırıldı, devrimci-yurtsever gazete ve dergiler 'BİK (Basın İlam Kurumu) yasası' gerekçesiyle engellendi, bir nevi tecrit ve ölüm sarmalı içerisine hapsedildi. Bu süreçte birçok hasta tutsak yaşamını yitirdi, tedavi olamayan birçok tutuklunun sağlık durumu kötüleşti. Tüm bu saldırılara rağmen üretmeye, direnmeye ve devrimci faaliyete devam eden tutuklular yeni bir saldırı politikası olan S Tipi cezaevleriyle karşı karşıya. Tekli hücrelerle, tel örgülerle tecride maruz bırakılan tutuklular, egemenlerin yeni saldırı politikalarının ilk hedefi oluyor. Egemenlerin, F tiplerinde, ‘yüksek güvenlikli’ hapishanelerde uygulayamadığı ya da uygulamakta zorlandığı saldırıları, S Tipi hapishanelerde dayatacağını öngörmek zor değil."

İNFAZ YASASI

Salgınla birlikte çıkarılan İnfaz Yasası’yla sayısı 150 bini bulan adli tutuklu, çete ve mafyanın tahliye edildiğini anımsatan Çıta, "Politik tutsakların ise neredeyse tüm kazanılmış hakları gasp edildi. Zaten ağır olan hapishane koşulları daha da ağırlaştırıldı. Tek başına yaşamını idame ettiremeyen, 'hapishanede kalamaz' raporu verilen politik tutsaklar dahi tahliye edilmedi, ölümle baş başa bırakıldı. Nebi İlhan, İsa Gültekin, Hayrettin Yılmaz, Sıtkı Pektaş, Mehmet Ali Çelebi ve ismini sayamadığımız çok sayıda tutsak, bu süreçte devletin politikaları nedeniyle yaşamını yitirdi" diye konuştu.

ATK ENGELİ 

Hasta tutsakların tahliyeleri ya hastane ya ATK ya da savcılık engeline takıldığını vurgulayan Çıta, tutukluların onca zorlukla hastanelerden alabilecekleri raporların siyasi tutumla karar veren ATK tarafından kabul edilmediğini kaydetti. Çıta, "Kabul edilse ve ATK raporu alınabilse dahi, bu raporla verilmesi gereken tahliye kararı 'toplum güvenliği bakımından tehlike' bahanesiyle uygulanmayabiliyor. Farklı hapishanelerden art arda duyduğumuz ve çoğunlukla politik tutsaklara yönelik olan saldırılar, yaşamın her alanında yaşayacağımız başka saldırıların da habercisidir. Devlet yeni saldırı dalgasını yine cezaevinde başlatmıştır ancak tarih gösterir ki bununla sınırlı kalmayacaktır" şeklinde konuştu. 

ÜLKE CEZAEVİNE DÖNÜŞTÜ 

Ülkenin cezaevine dönüştürüldüğünü belirten Çıta, toplumu sindirmek için elektronik kelepçe, ev hapsi, imza dayatması, alan sınırlaması gibi uygulamaların da hayata geçirildiğinin altını çizdi. Tutuklu yakınları ve aileleri olarak 19 Aralık’a kadar her yerde hasta tutukluların serbest bırakılması ve ihlallerin son bulması taleplerini haykıracaklarını söyleyen Çıta, bu kapsamda mücadele etmekten asla vazgeçmeyeceklerini vurguladı. 

‘SESSİZ KALMAYACAĞIZ’

Açıklamanın ardından söz alan HDP İstanbul Milletvekili Musa Piroğlu, ülkeyi hapishaneye çeviren iktidarın cezaevlerini de cehenneme çevirdiğini ifade etti. Piroğlu, "Hapishane idaresi mahkeme yerine geçerek infazı yakıyor. Hapishanelerden her gün saldırı, hak gaspı haberi geliyor. Uyuşturucu kaçakçıları, kadın katilleri serbest bırakılırken hasta tutsaklar ölüme terk ediliyor. ATK eziyet makamına dönmüş durumda. Hapishanelere sessiz kalmayacağız. Hapishaneler iktidarın özeti. Hapishanede zulmün artması ülkede zulmün artması demektir. Bunları yapanlar bir gün halkın önünde hesap verecek. ATK çalışanlarını yeminlerini tutmaya çağırıyorum" ifadelerini kullandı. (MA)

Öne Çıkanlar