Demre’de yaklaşık 25 yıldır yaşayan eski bakanlardan Ertuğrul Günay, Üçağız İskelesi’nin kiralama ihalesine karşı Demre Belediyesi’nin, çevrecilerin ve yurttaşın hassasiyetine katıldığını söyledi.
Eski ANAP Genel Başkanı, iktisatçı Nesrin Nas ile eski Kültür ve Turizm Bakanı, hukukçu Ertuğrul Günay’ın katıldıkları programda Ukrayna-Rusya savaşının Türkiye’ye yansımaları ele alındı.
Türkiye’de böyle kriz, bunalım, çekişme, gerginlik anlarında ortamı sakinleştirecek, farklılıkların üzerine çıkarak, birliği, beraberliği gözetecek bir makam kalmadı.
Önümüzdeki dönemde, -askeri ve sivil- bir darbe anayasasından kurtulurken, 100. yılında cumhuriyetimizi çoğulcu, özgürlükçü, dayanışmacı yeni bir öze de kavuşturabiliriz.
'Ana-akım medyanın Türkiye basını işgal ettiği bu ortamda ekibimiz ve arkadaşlarımız ile özgür, demokratik ve çok sesli bir yayıncılık yapabilmek için elimizden geleni yapıyoruz.'
Uzman ve döneme şahitlik eden konuklarla 12 Eylül ArtıGerçek ekranlarında canlı yayında tartışılacak.
'Bakanların Yüce Divan'a sevk edilip edilmemesi oylamasında iki taraf da (iktidar ve muhalefet) fire verdi.'
17-25 Aralık sürecinde oğlunun evinde yapılan aramalarda bir milyon dolar, çelik kasalar ve para sayma makineleri çıkan Eski İçişleri Bakanı Muammer Güler, açıklama yaptı.
27 Mayıs’tan sonraki üç yılda, üç yeni darbe girişimi, Hükümetin ve Silahlı Kuvvetler komuta kademesinin dirayetli tutumuyla, hemen kimsenin burnu kanamadan önlenmişti.
Erdoğan'ın 2023 adaylığının anayasa ve hukuk dışı olduğunu söyleyen Günay, AKP içerisinde 'derin hesaplaşmanın olduğunu' dile getirdi.
DP-AP çizgisi, -CHP gibi- tarihsel bir ana akımdır. Bu anlayışın güçlü bir çatıyla temsil edilmesi otokrasinin gerilemesini, demokrasinin ilerlemesini hızlandıracaktır.
27 Mayıs, Türkiye demokrasisinin çocukluk çağında erginleşmesini, kendi sorunlarını kendi içinde çözmesini engelleyen talihsiz bir müdahale oldu.
Bir ara ülkeye dönme fikrim vardı. Artık bunun giderek mümkün olmadığını görüyorum.
Şimdi iktidar yanlılarının derinden işlediği son bir sığınak, 'Peki, kim gelecek?' sorusu. Muhalefetin bu soruya güvenilir yanıtlar üretmesi gidişi kolaylaştıracaktır.
Cumhurbaşkanı, ancak ‘yürütme ile ilgili konularda kararname çıkarabilir. Meclis’ten geçerek yasa hükmü kazanmış bir uluslararası sözleşmeyi, kararname ile veya başka yolla ‘fesih’ edemez!
'Üçüncü seçimi kazandıktan sonra bir tutum değişikliği oldu.'
Cumhurbaşkanı'nın parti başkanı olması geleneği 1950’de, DP ile terk edilmişti. Şimdi Sn. Erdoğan 1950 öncesine giderek, tek parti döneminin ‘CHP zihniyetini’ kendisine örnek almış görünüyor
Bugünkü Meclis’te kimsenin anayasa değiştirebilecek yeterli oyu yok; muhalefet mevcut sistemi güçlendirecek, gündemi değiştirecek tartışmalardan uzak kalmalı, kendi gündemini konuşmalıdır.
Anayasa, cumhurbaşkanının parti üyesi olmasına imkan veriyor. Ancak, bu imkan sınırsız ve kuralsız değil. Ettiği yemin parti başkanı olmasına ve taraflı davranmasına yasak getiriyor.
Ertuğrul Günay, 'İktidar uzamışsa ve bu uzamayla birlikte kirlenmeye başlamışsa, oradan gitmemek için demokrasiyle bağdaşmayacak olan bir takım yollara kalkışıyor' dedi.
Oysa bir devletin itibarı yöneticilerinin nasıl yaşadığıyla değil, halkın nasıl yaşadığıyla ölçülüyor. İtibarın ölçütü yöneticilerin saltanatı değil, halkın hayatıdır, refah düzeyidir.
İktidarın 2023 söyleminin aslı yok. Seçimin 2023’e kalması olanaksız. Ama iktidarın niyeti ‘erken’ değil, işine geldiğinde ‘baskın’ seçim.
Ancak halk açısından vazgeçilmez bir değer haline dönüşmesi için bu devrimin demokrasi ile anlamlandırılması gerekiyor.
Osman Kavala, Ahmet Altan, Selahattin Demirtaş ve niceleri unutulmak yerine içeride daha da ünlenip büyüyor. Ya onları kişisel kıskançlık yahut sınıfsal öç alma duygusuyla içeride tutanlar…
Kuşkusuz bu yakışıksız ve kaba tutumun muhatabı bütünüyle Türkiye değil; bu söylemlerin ve nezaket kurallarını hiçe sayan yaklaşımın muhatabı aslında siyasi yönetim.
Bugünün gençleri, çoğunlukla 12 Eylül’ü, ülke düzeyinde can güvenliğinin kalmadığı kötü gidişe askerlerin son verdiği gün olarak olarak biliyor. Gerçek bu kadar basit miydi?
Eski Bakan Ertuğrul Günay, kendine yöneltilen 'FETÖ' sorusuna 'AKP'nin kapatılması lazım bence. Çünkü en tepesinden en aşağıya kadar bu ilişki içinde olmayan hemen hemen yoktur' dedi.
'Türkiye’nin çok acil bir şekilde normalleşme ve ortak zemin oluşturmaya ihtiyacı var.'
Ertuğrul Günay, katılma olanağı bulamadığı için üzgün olduğunu belirttiği HDP’nin Ankara yürüyüşü için, 'Barış ve demokrasi yolunda önemli bir adım ve umut olabilir' dedi.
AKP’li Kültür ve Turizm Bakanı Ertuğrul Günay, kendi fikri olan proje hakkında; 'Tamamen tarihten uzak bir beton yığını' dedi.
Sitemizden en iyi şekilde faydalanabilmeniz için çerezler kullanılmaktadır. Bu siteye giriş yaparak çerez kullanımını kabul etmiş sayılıyorsunuz.