Avrupa Parlamentosu seçimlerinin ardından Avrupa’da ‘aşırı sağ yükseliyor’ tartışmaları başladı. Seçimleri +Podcast'te değerlendiren Öney’e göre ise “Batı cephesinde yeni bir şey yok”.
Ara seçimler, normal şartlar altında, olağanüstü ve öngörülemeyen sebepler nedeniyle, seçilmiş bir kişinin, seçildiği pozisyondan ayrılması, vefatı gibi durumlar sonucu gerçekleşir. Türkiye’de ise, “seçimlere doyamamak” gibi bir nedenle gerçekleşiyorlar.
Yaşamının bir bölümünü Budapeşte’de geçiren siyaset bilimci Sezin Öney ile Macaristan seçimlerini ve Türkiye’ye benzerliklerini ele aldık.
'Kremlin için krizler, bir varoluş biçimi. Eğer, Kazakistan’da krizi kullanarak gücünü arttırabilirse, Belarus'da olduğu gibi orada da kendi nüfuz alanını sağlamlaştırabilir.'
Uluslararası İlişkiler Uzmanı Sezin Öney,Brüksel’de toplanacak NATO Liderler Zirvesi ile AB Liderler Zirvesi toplantılarının Türkiye’ye olası etkilerini değerlendirdi.
ABD’nin Türkiye’ye yaptırım kararını gazeteci Sezin Öney Artı TV'de değerlendirdi. Öney, 'Türkiye'nin çevresinde daha bağımsız hareket etme arzusu olduğunu düşünüyorum' dedi.
Türkiye'de büyük bir haksızlık yaşanıyor. HDP'nin iki Eş Genel Başkanı tutuklu. CHP'nin bir vekili de dahil olmak üzere tam 12 milletvekili cezaevinde; TBMM temsilcileri hapis...
Terörle mücadele edilirken, örgütlerin insan kaynağının azalması üyelerinin "öldürülmesinden" çok, katılım oranlarının düşürülmesi ile alakalıdır.
Almanya ile ilişkilerde de böyle oldu... Ankara'nın, Almanya'yı içişlerine dönüştürme hamlesiyle beraber, Türkiye de Almanya'nın içişlerine dönüştü...
Medyanın ayrımcı, ötekileştirici, ırkçı, militarist, cinsiyetçi ve sınıfsal aşağılamayı kullanmakta beis görmeyen dili, medya sahiplerinin faaliyet alanlarıyla yakından ilgili.
'Askeri olarak İHA'ları kullanan ülkelerin hemen hepsinin drone teknolojisinin kaynağı İsrail'dir. Bir drone'u alın ve bakın, içinde muhakkak İsrail teknolojisi bulacaksınız.'
Ahmet Şık'ın da mahkemede dile getirdiği gibi, "Terör dosyası diyorsunuz, üç gündür gazeteci faaliyetlerimizi soruyorsunuz. Tek örgüt sorusu sormadınız. Nokta".
Bitmeyen bir OHAL yönetimine ve KHK'larla, Meclis'in devredışı bırakılmasına reva görülen bir ülke haline dönüştü ne yazık ki Türkiye...
Bir gün, çemberden cenderelerin olmadığı, bu kadar büyük acıların yaşanıp durmadığı bir yol da açılacak...İsteyen istediği gibi yürüyebilecek.
Dünya genelinde ordular, emniyet güçleri, 'milli güvenliğe karşı' gördüklerini bünyelerine almazlar. Demek ki, Türkiye bir istisna oluşturmaya karar vermiş...
KHK'lar, ihraçlar, boşalan kadrolara liyakat sahibi değil "hamili kart yakını" sahiplerinin getirilmesi derken, akademik olarak büyük bir kan kaybı söz konusu.
Her göç hikâyesi, bir travmadır. Mutlu aşk olabilir, ama mutlu göç bence yoktur. Muhakkak, az veya çok, anlık ve ömürlük bir sarsıntı yaşanır.
Birbirinden nefret etmek, birbirini insan yerine koymamak bir siyasi ve toplumsal kültür haline dönüşünce, başkalarının acısını keyif vesilesi yapmak da bu kültürün bir parçası haline gelir.
OHAL, KHK’lar, sürekli artan aşırı güvenlik odaklı politikalar... Sonuçta çocuklarımızın evlerinde huzurla uyuyamadığı, hocalarımızın ölümün kenarında dolaştığı bir ortam...
'Bekçi' kavramına ilişkin çocukluktan kalma anılarım arasında hayal meyal anımsadığım geceleri sokaklarda gezen kahverengi üniformalı ve düdüklerini şöyle bir öttürerek geçen bekçiler var.
Deniz üzerinde kendisine ait kemanın kutusuna sarılmış olarak bulunan Barış Yazgı’nın, keman kutusundan da çok sayıda nota kâğıdı çıktı.
Bu “dönülmez akşamın ufkundan” dönüşün tek çaresi, toparlanan “Hayır” blokunun, dinamizmini kaybetmeden siyasette kendini ifade etmeye başlamasıdır
Ne 'Hayır' cepte keklik, ne de 'Evet'... Herşey o gün, perde arkasına geçildiğinde, o mahremiyette belli olacak...
Asıl dönüm noktasına şimdi geldik... İleride bugüne dönüp bakınca, sandığa gitmemek ve Türkiye’nin bugününe sadece seyirci kalmış olmak pişmanlık vesilesi olacak...
"Büyük kȃbus" sonunda gerçekleşiyor. Büyük ihtimalle, bağımsız Kürdistan, 2017 içinde kurulacak. Irak’tan zaten yıllardır ayrılmakta olan bir Kürdistan...
Son haftaya, anketlerde yüzde 53-55 arası bir "Evet" görüntüsü ile girilmezse; yüzde 14-18 arası bir grupmuş gibi gözüken kararsızlar/cevapsızlar, "Evet"e...
Halkın yarısı, "Evet" diyebilir; ama diğer yarısı da "Hayır" diyor. Üstelik de, "Hayır" diyenler, bu kararlarını "Evet" diyenlerden çok daha net ve kararlı...
Aramızda bir "Kara Kuğu" dolaşıyor ve sadece onu göremiyoruz. Nisan ayında da, referandumlu veya referandumsuz, gözlerimizin önüne serilecek…Ve geriye dönüp...
Sitemizden en iyi şekilde faydalanabilmeniz için çerezler kullanılmaktadır. Bu siteye giriş yaparak çerez kullanımını kabul etmiş sayılıyorsunuz.