Evde, sokakta, karakolda erkek şiddeti: Diyarbakır'da bir yılda en az 11 kadın öldürüldü
Kadına Yönelik Şiddetle Mücadele Ağı, Diyarbakır’da son bir yılda kadına yönelik uygulanan şiddete ilişkin hazırladığı raporu açıkladı.
Remzi BUDANCİR
ARTI GERÇEK- Erkek şiddeti her geçen gün artarak devam ediyor. Sivil Toplum Kuruluşları ve kadın örgütlerinin hazırladığı raporlar, erkek şiddetinin boyutunu gözler önüne serer nitelikte. Diyarbakır’da aralarında İnsan Hakları Derneği Kadın Komisyonu, KESK Amed Kadın Meclisi, Diyarbakır Barosu Kadın Hakları Merkezi, Rosa Kadın Derneği, Diyarbakır Barosu LGBTİ+ Hakları Komisyonu, ve TTB Diyarbakır Kadın Komisyonu’nun bulunduğu 14 STK’dan oluşan Kadına Yönelik Şiddetle Mücadele Ağı, Diyarbakır’da son bir yılı kapsayan Kadına Yönelik Şiddet Raporu hazırladı. 25 Kasım Kadına Yönelik Şiddete Karşı Uluslararası Mücadele ve Dayanışma Günü kapsamında açıklanan raporda kadınların maruz kaldığı şiddete ilişkin veriler yer aldı.
BİR YILDA 1841 BAŞVURU
14 kurum tarafından hazırlanan raporda, Diyarbakır’da kadınların yaşadığı şiddete ilişkin veriler yer aldı. Diyarbakır Şiddetle Mücadele Ağı Bileşen Kurumlarına 10 Aralık 2019’dan 21 Ekim 2020 tarihine kadar bin 841 başvurunun yapıldığının belirtildiği raporda, 657 kadının boşanma talebinde bulunmak için, 770 kadının ise sığınakta kalma talebiyle Adli Yardım Birimine başvurduğu aktarıldı.
DİYARBAKIR’DA 11 KADIN ERKEKLER TARAFINDAN KATLEDİLDİ
Raporda Diyarbakır’da erkekler tarafından katledilen kadınlar ile ilgili bilgiler de yer aldı. Rapora göre, sadece Diyarbakır’ da 11 kadın erkekler tarafından katledildi. 15 kadın ise şüpheli olarak bir şekilde hayatını kaybetti. Öldürülmeye teşebbüs edilen 3 kadın yaralı olarak kurtuldu.
'KADINLARA KÖPEKLERLE İŞKENCE YAPILDI'
Raporda gözaltına alınan kadınların yaşadıkları da yer aldı. Polisler tarafından evleri basılan 2 kadına polisin şiddet uygulayarak köpeklerle işkenceye maruz bıraktığının belirtildiği raporda, "Kadına yönelik şiddetle mücadele eden Rosa Kadın Derneğinde arama yapılarak başvuru evrakları hariç tüm resmi evrak ve defterlerine el konulmuştur. Kent genelinde 5 ayrı operasyonla 76 kadın aktivist siyasetçi gözaltına alınıp onlarcası tutuklanmış, biri ev hapsine alınmıştır" denildi.
'KOLLUK ŞİDDET MAĞDURLARININ ADALETE ERİŞİMİNİ ZORLAŞTIRIYOR'
Şiddete uğrayan kadınların başvurduğu kurumlar tarafından yanlış yönlendirdiğinin vurgulandığı raporda şu tespitler yer aldı:
-Şiddete uğrayan kadın ve çocukların ilk başvurdukları birim olan kolluk kuvvetleri, şiddet mağdurlarını yanlış yönlendirerek şikayetçi olmalarının önüne geçmekte, şiddetin raporlandırılmasına engel olmakta, suçlayıcı ve cinsiyetçi ifadeler kullanmakta, caydırıcı bilgiler paylaşarak şiddet mağdurlarının adalete erişimini zorlaştırmaktadır. Kamu personelinin, kadınları eve dönmeye ve faille barıştırmaya yönelik çabaları, başta yaşam hakkına dair olmak üzere kadınlar açısından çok büyük can güvenliği riski barındırmaktadır.
'KADINLAR KENDİSİNE ŞİDDET UYGULAYANLA BARIŞMAYA ZORLANIYOR'
-Şiddet Önleme Ve İzleme Merkezinde (ŞÖNİM) karşılaşılan kötü uygulamaların başında kadınlarla caydırıcı ve yanlış bilgilerin paylaşılması, sığınak ve diğer uzman desteklerine ilişkin taleplerin darp raporu veya tedbir kararı olmadığı için reddedilmesi, kadınların eve dönmeye veya şiddet uygulayanla barışmaya zorlanmaları gibi uygulamalar gelmektedir.
PANDEMİ SÜRECİ
2020 yılında yaşanan pandemi sebebiyle uygulanan karantina tedbirleri, kadına yönelik ev içi şiddeti tırmandırmıştır. Evde kalma sürelerinin artması ve bu süreçte İnfaz Yasasında yapılan değişiklikler sonucu şiddet uygulayan erkeklerin serbest kalması ve kadınların korunması için alternatif mekanizmaların üretilmemesi ile birlikte kadınların şiddete maruz kalma oranları da artmıştır.
ADLİ MEKANİZMALARDA KARŞILAŞILAN SORUNLAR
Suçu şikayet etmek amacıyla savcılıklara başvuran kadınların en sık rastladığı kötü uygulama, şikayetlerinin ve taleplerinin işleme alınmamasıdır. Şikayet sonucu başlatılan soruşturmalarda deliller toplanmamakta ve etkili bir soruşturma yürütülmemektedir. Şiddet uygulayan erkekler, tutuksuz yargılanmakta, yargılama neticesinde de ceza almamaktadırlar. Bu durum kadınları şiddete karşı korumasız bırakmakta, şiddet failine uygulanan haksız tahrik ve iyi hal indirimleri ise faili cesaretlendirmektedir. Kasten öldürme suçunun eşe karşı işlenmesi halinde oluşan nitelikli halin yalnızca resmi eşe karşı işlendiğinde uygulanması, sevgilisi ya da birlikte yaşadığı erkek tarafından öldürülen kadınlar açısından adaletsiz bir durum yaratmaktadır.
'76 KADIN HAKLARI SAVUNUCUSU VE YARGI TACİZİNE MARUZ KALMIŞTIR'
22 Mayıs 2020 tarihinde Rosa Kadın Derneğine yapılan operasyonla başlayarak, kentte 2 ay içerisinde 5 operasyon yapılmış, 76 kadın hakları savunucusu ve siyasetçi bu operasyonlarda gözaltı ve tutuklamalar ile yargı tacizine maruz kalmıştır. Diyarbakır’da haksızca açılan soruşturmalarda 70’li yaşlarda ve ağır kronik rahatsızlıkları bulunan Barış Anneleri Rebia Kıran ve Makbule Özbek gibi çok sayıda yaşlı ve hasta yurttaş günlerce gözaltında kalmış, bir kısmı tutuklanmıştır.
CEZAEVLERİ: TERS KELEPÇE UYGULAMASI VE ÇIPLAK ARAMA DAYATMASI
Diyarbakır Kadın Kapalı Ceza İnfaz Kurumunda çift kelepçe uygulaması başlatıldığı ve insan onuru ile bağdaşmayan, çıplak arama uygulamasının yapıldığı bildirilmiştir. Diyarbakır Kadın Kapalı Ceza İnfaz Kurumu’nda koğuş içerisinde ve mahrem alanları görecek şekilde kameralar bulunmakta, bu durum özel hayatın gizliliği hakkını ihlal etmektedir.
'ACİL EYLEM PLANI OLUŞTURMALI'
Kadınların karşılaştığı sorunlar ile ilgili bilgilerin yer aldığı raporda şu öneriler sıralandı:
-Kadın alanında çalışan derneklerin üye ve yöneticilerine yönelik yargı tacizi sona erdirilmeli ve devlet, kadın cinayetlerine yönelik acil eylem planı oluşturarak asıl görevini hatırlamalıdır.
-Kamu personelinin "şikayetten vazgeçirme", "uzlaştırma" gibi davranışları sona erdirilmeli, kısa süreli işlevsiz koruma tedbiri kararları verilmemeli ve bu alanda çalışan kamu görevlilerinin toplumsal cinsiyet eşitliği, nefret ve ayrımcılıkla mücadele gibi konularda kapasiteleri artırılmalıdır.
-ŞÖNİM’ler ve Belediyelere bağlı Sığınaklarda gerekli sağlık tedbirleri derhal alınmalı, odalar ayrılmalı, risk grupları mevcut ise karantina haline uygun yerleşimler planlanmalı ve kamuoyu bu konuda bilgilendirilmelidir.
-Mahpuslara yaşatılan işkence ve kötü muamele uygulamalarından derhal vazgeçilmeli, mahpuslara uluslararası hukukun emrettiği şekilde insana yaraşır bir muamele gösterilmelidir.
-Şiddet mağduru kadınların adli süreçlere başvuru yaparken olumsuz tutum ve davranışlara maruz kalmaması için Kürtçe bilen kamu görevlilerinin istihdam edilmesi, Kürtçe kamu spotu ve yayınların basılıp yaygınlaştırılması dil temelli ayrımcılıkla mücadele açısından elzemdir.
- LGBTİ+ların sığınma evine alınmasıyla ilgili özel önlemler geliştirilmeli ve bu konuda ayrımcı tutumlardan vazgeçilmelidir.
-Nafaka ile ilgili tartışmalara son verilerek hali hazırda boşanma sürecinde olan kadınları ekonomik olarak güçlendirecek çalışmaların yapılması gerekmektedir.
-Kayyım politikalarıyla işlevsiz hale getirilen sığınaklar bir an önce aktifleştirilmeli ve sığınakların sayısı ihtiyacı karşılayacak seviyeye çıkarılmalıdır.