İran'da kadın olmak: Din-siyaset sarmalında 'hiçlik'

İran'da kadın olmak: Din-siyaset sarmalında 'hiçlik'
Siyasi sebeplerle Türkiye'ye göç etmek zorunda kalan İranlı bir kadın, ülkesinde kadın olmayı anlattı: İran’da kadın hiç sayılıyor. Kadınların mücadele ettiği asıl şey, onların karşısında duran din ve siyasetin uzun yıllara varan birlikteliği...

Şenol BALI


VAN - 22 yaşındaki Kürt kadın Mahsa Jîna Amini'nin zorunlu başörtüsü kurallarını ihlal ettiği gerekçesiyle 'ahlak polisi' tarafından gözaltına alındıktan sonra ölmesinin birinci yıldönümünde, dünyanın gözü bir kez daha İran'a çevrilmiş durumda. Amini ülkesinde yoğun güvenlik önlemlerine rağmen anılırken, baskılardan dolayı Türkiye’ye göç eden Farah Azade* İran’da kadın olmanın ne anlama geldiğini anlattı. Azade, kadınların durumunu “Hiçlik” olarak tarif etti.

'KADINLAR, DİN-SİYASET BİRLİKTELİĞİ İLE MÜCADELE EDİYOR'

"Uzun yıllar kadın hakları alanında çalıştım, kadınlar için mücadele ettim. İran’da kadın hiç sayılıyor" diyen Azade, şu ifadeleri kullandı: "Başka bir anlamı yok kadının. Hiçlik gözüyle bakılıyor. En basit örnek, evde eşimle yaşadığım sorunu bile anlatabileceğim, hakkımı arayabileceğim bir yer yok. Kadın hakkını savunamaz. Çünkü toplum da yasalar da erkeklerden yana. Kadınların mücadele ettiği asıl şey, onların karşısında duran din ve siyasetin uzun yıllara varan birlikteliği."

'MUHALİF OLDUĞUMUZ İÇİN İŞTEN ATILDIK'

43 yaşındaki Azade, İran’ın Merivan kentinden. Eşi ile beraber, çalıştıkları Eğitim Bakanlığı’ndan ihraç edilmişler. Sebep, eşinin siyasi durumu. Azade'nin anlatımına göre eşi, muhalif bir siyasi partide (Komala Partisi) çalışırken tutuklandı, işkence gördü ve aylarca cezaevinde kaldı:

"Eşimle beraber çalışıyorduk. Muhalif olduğumuzdan dolayı işten atıldık. Hayatımız çok kötü oldu. İşsiz kaldık. Sonra dükkân açalım dedik, bu sefer buna da izin vermediler. Her anlamda engel olundu."

'TÜRKİYE'DE EN BÜYÜK SORUNUMUZ GEÇİM SIKINTISI'

Daha sonra ülkeden ayrılma kararı alan Azade, kaçak yollarla önce Van’a, sonrasında da İstanbul’a yerleşmiş. Üç yılı aşkın süredir birçok işte çalışmış. Son olarak bir plastik atölyesinde iş bulmuş. Burayı bırakmamaya çalıştığını çünkü Türkiye'de onları en çok etkileyen şeyin geçim sıkıntısı olduğunu anlatıyor. Hatta okutamadığı için oğlunun okulu bırakmak zorunda kaldığını ekliyor.

'İSTEYEN, SORAN, REDDEDEN BİR KADIN PROFİLİNDEN KAÇIŞ VAR'

Azade, ülkesindeki kadınların durumunu şöyle anlatıyor:

"Kadınlar rejimin gözünde bir nesne, bir eşya gibi. Büyük bir baskı yaratılmış. Bu baskı kısmen başarılı da olmuş. Kadınların çoğu kendini 'hiç' gibi hissediyor. Kendilerini eksik ve bir tarafı yokmuş gibi görüyor. Böyle bir kadın profili yaratılmak istendi. Kadın, çoğu zaman da aşağılanıyor. “

Kadınlar, kendi hakları açısından gerektiği gibi yetiştirilmiyor veya aydınlatılmıyor. Benim ailem de öğretmedi bunları. Uzun yıllardır kadın çalışmalarında yer almama rağmen ben bile bazen zorlanıyorum. Çünkü isteyen, soran, reddeden bir kadın profilinden kaçış var.”

'KÜRT KADINLAR ÜZERİNDEKİ BASKI DAHA DA BÜYÜK'

Azade, kadınlar üzerinde devam eden baskı ve tehditlerin Kürtler ve Kürt kadınlar üzerinde daha çok yoğunlaştığını ifade ediyor:

"İran’da kadın olmak böyle sorunken Kürt bir kadın olmak çok daha zor. Devletin en şiddet dolu ve baskıcı yönüne maruz kalabiliyorsunuz. Askeri olarak da bu böyle. Bir eylemsellik olsun, tank top ve diğer büyük silahlar yönünü Kürt şehirlerine çeviriyor. Oysa daha fazlası bazen başka kentlerde yaşanıyor ama orada yapılan muamele, Kürt bölgesindekinden oldukça farklı. Kadının güçlenmesi ne kadar riskse aynısı Kürtler için de düşünülüyor. “

'İRANLI KADINLARIN KURTULUŞUNU YAKIN GELECEKTE GÖRMÜYORUM'

Mahsa Jîna Amini'nin sürece de değinen Azade, İran'daki tüm kadınların reform istediğini ama bir de suskunluğun olduğunu belirtti:

"Rejimle doğrudan bir bağı olmayan tüm kadınlar reform istiyor. Hatta diğerleri de razı değil ama maaş gibi nedenlerden dolayı susuyorlar. Kadınların kurtulmasını uzak bir gelecek gibi görüyorum. Ekonomik durumları iyi olsa, bu bağımlılık olmasa sesleri daha yüksek çıkacak. Zaten rejimin yaratmak istediği hava da bu. Bir kısmını bağımlı kılarak susturma, bir kısmını da hukuk ve şiddet eliyle susturma."

'DİN VE SİYASET AYRILMADAN İRAN'A DÖNMEM'

Azade, "İran’a hangi şartlarda dönersiniz?" sorusuna ise "Orada karanlık ve belirsiz bir gelecek görüyorum. Ancak din ve siyaset ayrılırsa ve demokratik bir ortam gelişirse, insan ülkesine dönmek ister elbette" diyerek yanıt verdi.

'TEK MESAJIM VAR, İRANLI KADINLARIN ARKASINDA DURUN'

Ülkedeki protestoların başarı ile sonuçlanmasını umduğunu da söyleyen Azade, "Dünyaya ve uluslara tek mesajım var. Kadınların arkasında dursunlar, İran’daki kadınları desteklesinler. Çünkü sizlerin desteğini hissetmek istiyorlar.”

NE OLMUŞTU?

Mahsa Jîna Amini, 13 Eylül 2022'de Tahran'da "ahlak polisi" olarak bilinen irşad devriyeleri tarafından "başörtüsü kurallarına uymadığı" gerekçesiyle karakola götürülmüş ve orada fenalaşmıştı. Hastaneye kaldırılAn 22 yaşındaki Amini, 16 Eylül'de vefat etmişti. Amini’nin ölümü ile beraber ülkede protestolar başladı ve aylar boyunca geniş bir alana yayıldı. Protestoların başını kadınlar çekiyordu.

Özellikle Kürtlerin yaşadığı kentlerde yoğunlaşan protestolar sonucu onlarca kişi öldü. İranlı resmi kaynaklar farklı rakamlar kullansa da, İran İnsan Hakları Örgütü'ne göre süreç içerisinde 537 kişi öldü, binlercesi gözaltına alındı. Gösterilere katıldıkları için idam edilenler de oldu.

Amini’nin ölüm yıl dönümünde İran’da güvenlik önlemleri artırıldı. Tedbirler, Amini’nin memleketi Seqiz (Sakkız) ve diğer Kürt kentlerinde özellikle yoğundu. Birçok kentte de yer yer protestolar yaşandı ve kepenkler açılmadı.

* Güvenlik gerekçesiyle, mahlas kullanılmıştır.

Öne Çıkanlar