İstanbul’da metrobüs kullanan her 10 kadından dokuzu güvenlik önlemlerini yetersiz buluyor

İstanbul'da yapılan araştırmaya göre her 10 kadından dokuzu metrobüsteki güvenlik önlemlerini yetersiz bulduğunu söyledi. Ayrıca her beş kadından ikisinin daha önce suça maruz kaldığı ortaya çıktı.

İstanbul’da metrobüs kullanan her 10 kadından dokuzu güvenlik önlemlerini yetersiz buluyor

Artı Gerçek - Beykent Üniversitesi Sosyoloji Bölümü son sınıf öğrencileri, İstanbul’daki kadınların toplu taşımada kendilerini daha güvenli hissetmelerini sağlayıcı politikalar geliştirilmesine imkân verecek bilimsel veri elde etmek amacıyla anket çalışması gerçekleştirdi.

Kadınların saatlere göre metrobüs kullanımlarını, kadınları etkileyen metrobüsteki suç unsurlarını ve alınan güvenlik önlemlerinin kadınları rahat hissettirip hissettirmediğini araştıran altı üniversite öğrencisi, araştırmalarının sonucunda elde ettikleri bilgileri derledi.

'KADINLARIN EN ÇOK ENDİŞE DUYDUĞU SUÇ TÜRÜ: CİNSEL SALDIRI'

Araştırmanın kadınların metrobüs kullanımında suç korkuları ile ilgili olduğunu söyleyen Beykent Üniversitesi Sosyoloji Bölümü son sınıf öğrencisi Cafer Furkan Latifoğlu, araştırma detayları hakkında şunları söyledi:

"Günümüzde İstanbul’da günde yaklaşık 7,5 milyon kişi toplu taşıma araçlarını kullanıyor. Bunun 4 milyonunu İETT, 4 milyonun 1 milyonunu da metrobüsler üstleniyor. İstanbul’un Avrupa yakasında Beylikdüzü semtinden başlamak üzere, Anadolu yakasında Kadıköy semtine bir akış söz konusu. Bu akış bize bir çeşitlilik doğuruyor. Sosyal açıdan derinlik kazandıran bu çeşitlilik sosyal kesimleri ne kadar farklı gözden göreceğimizi ortaya çıkarıyor.

Yapılan araştırmalar, herhangi bir suç konusunda mağdur olma korkusunu (suç korkusu) sosyal gruplar arasında en fazla hisseden kadınlar olduğunu gösteriyor. Bu korkular arasında kadınların en çok endişe duyduğu suç türünün de cinsel saldırı olduğu araştırmalarımız arasında ön plana çıktı."

'FİZİKSEL FAKTÖRLER DE KADINLARIN SUÇ KORKUSUNU ETKİLİYOR'

Araştırma da öne çıkan bir diğer önemli konunun metrobüs duraklarındaki fiziksel faktörler olduğunu belirten Latifoğlu, sözlerine şöyle devam etti:

“Kadıköy ve Beylikdüzü çerçevesinde baktığımızda genelde kadınları benzer şeylerin korkuttuğunu görüyoruz. Araştırmamızda sıklıkla karşılaştığımız en önemli sonuçlardan biri de ekolojik anlamda oluşan veya oluşmayan durumların kadınları korkuya ittiğini görmemizdi. Örneğin duraklardaki ışıkların yetersizliği. Araştırmamızda, kadınlar akşam saatlerinde ışıklandırmanın yetersiz oluşundan dem vuruyorlar ve böyle durumlarda kendilerini daha güvensiz hissediyorlardı.

Öte yandan spesifik olarak bir örnek vermem gerekirse, birçok kadından Güzelyurt durağının bekleme alanının çok dar olduğuna dair şikayetler aldık. Darlık yüzünden hareket kısıtlamasına gidildiğini bu nedenle korkularının arttığını belirttiler. Güvenlik personellerinin sayısının artmasını dile getirdiler.

Var olan güvenlik görevlilerinin de yalnızca kabinlerinde oturduğunu, alana dahil olmadığını ve bu sebeple kendilerini güvende hissedemediklerini aktardılar. Bunun çözümüne dair ise bir hoparlörden verilecek müziğin rahatlatıcı etkisi olabileceğini, ışıklandırmanın artırılabileceğini, güvenlik personelinin sayısının artırılmasından ziyade etkili bir güvenlik eğitimi gerektiğinin de altını çizdiler.”

HER 10 KADINDAN 4’Ü AKŞAM SAATLERİNDE DIŞARI ÇIKMAMAYI TERCİH EDİYOR

Çalışmanın sayısal verilerini aktaran araştırma öğrencilerinden İzlem Mızrak, konuyla ilgili şöyle konuştu:

“İstanbul’daki kadınların toplu taşımada kendilerini daha iyi ve güvenli hissetmelerini sağlayıcı politikalar geliştirmesine imkân verecek bilimsel veri elde amacıyla projemizi geliştirdik. Çalışmamızın bulgularına baktığımızda her beş kadından ikisi daha önce suça maruz kaldığını belirtti. Her iki kadından biri suça maruz kalmaktan korku duyduğunu dile getirdi. Bu korkunun yarısı taciz ve istismar korkusu olduğunu belirtebilirim.

Aynı zamanda her iki kadından birisi de duraklarda suça şahit olduğunu; şahit olan her dört kadından yalnızca birinin yetkili birime başvurduğu da araştırmamızda öne çıkan bulgulardan oldu. Tanık olanların tepkilerine baktığımızda yarısının tepkisiz kaldığını söyleyebiliriz.

Bizim için dikkat çekici nokta ise şu olmalı; her 10 kadından dokuzu güvenlik önlemlerini yetersiz görüyor. Bu çok ciddi bir oran. Bütün bunların sonucunda kendilerini kısıtlanmış gören kadınlar bunun için belirli önlemler alıyor. Her 10 kadından dördü akşam saatlerinde dışarı çıkmamayı tercih ediyor, geri kalanlar ise savunma dersleri almak, biber gazı taşımak ya da toplu taşımaya birisiyle binmek gibi kendilerince önlem alıyor.

Kadınlar kendilerini güvensiz hissettikleri bu toplumda kısıtlanmış bir şekilde önlem alma çabasına giriyor. 18-27 yaş grubu kadınla daha çok görüşme sağlandı, demografik verilerle başladık. Kadınlar, akşam ve gece saatlerinde daha çok korku duyduklarını dile getirdi. Fakat sabah saatlerinde de korku duyan bir kısım da vardı. Sabah saatlerinde korku duyanların yaş sıkalasının daha yüksek olduğunu, genellikle 35 yaş üstü kadınların sabah saatlerinde daha çok korktuğunu söyleyebilirim.”

'KENT İÇİ ULAŞIM POLİSİ GİBİ BİR KOLLUĞUN OLMASI GEREKİYOR'

Beykent Üniversitesi Fen Edebiyat Fakültesi Sosyoloji Bölümü'nden Öğr. Üyesi Doç. Dr. Abdurrahman Yılmaz da araştırma sonuçları kapsamında suç korkusunu önleyici ne gibi uygulamalarda bulunulabileceğine dair değerlendirmelerde bulundu. Yılmaz, alınabilecek önlemleri beş maddede sıraladı:

“İstanbul gibi yoğun bir toplu ulaşım yolculuğunun olduğu bir kentte kent içi ulaşım polisi gibi bir kolluğun olması gerektiğini söyleyebiliriz.

“Kadınların kent içi toplu ulaşımı daha özgürce kullanabilmeleri için İstanbul Büyükşehir Belediyesi’nin 2019 yılında kabul ettiği Avrupa yerel yaşamda kadın erkek eşitliği şartı ve bu şarta bağlı olarak oluşturduğu yerel eşitlik eylem planı var. Planın iki noktasında özellikle kadınlar için kent içi ulaşımın daha güvenli hale getirilmesi ve güvenli bir kent oluşturulması belirtiliyor. Bunların başarı göstergelerinden bir tanesi bahsi geçen alanda yapılacak araştırmaların sayısıdır. Dolayısıyla gençlerin yaptığı bu araştırma İBB’nin kabul ettiği göstergenin başarıya ulaşım kriterlerinden birini de oluşturuyor.”

“Bu araştırmalardan yola çıkarak zaman ve lokasyon bazlı risk analizleri yapılması gerekiyor. Risk analizlerinden yola çıkarak nerede ve hangi zamanda tedbir alınması gerekiyor gibi konular tespit edilebilir.

“Fiziki ve çevresel faktörler de kadınların suç korkusu güvenlik algısını çok önemli bir şekilde etkiliyor. Bu kapsamda yapılan araştırmalar duraklarda alınabilecek önlemlerle ilgili bize bilgi de veriyor.

“Duraklardaki özel güvenlikler tek başına yeterli değil, durakların bağlantı noktaları da oldukça önem arz ediyor. Kollukla mülki makamlar aracılığı ile sorun bazlı kurulacak iş birliği ve farkındalık yaratılması bu anlamda kadınların kendilerini güvenli hissetmelerini olumlu etkileyecektir.” (DHA)