Kadın ambulans şoförleri maruz kaldıkları ayrımcılığı anlattı
Toplumsal cinsiyet eşitliğinin sağlanmadığı Türkiye'de bazı meslek grupları 'erkek işi' bazı meslek grupları ise 'kadın işi' olarak anılmaya devam ediyor.
İstanbul'da çalışan kadın ambulans şoförleri, "Benim hastamı sen götürme, kaza yaparsın", "Boyundan büyük arabayı nasıl kullanacaksın?" gibi sorularla ayrımcılığa maruz kaldıklarını anlattı.
Toplumsal cinsiyet eşitliğinin sağlanmadığı Türkiye'de bazı meslek grupları 'erkek işi' bazı meslek grupları ise 'kadın işi' olarak anılmaya devam ediyor. Şoförlük de, özellikle Türkiye'de yaygın olarak erkeklerin yaptığı bir iş gibi görünse de, son yıllarda ülkenin farklı yerlerinde kadın otobüs, minibüs, taksi şoförleri de çalışıyor.
Küçükçekmece 11 No'lu Acil Sağlık Hizmetleri İstasyonu'nda görevli olan 27 yaşındaki ambulans sürücüsü Ebru Akıncı Gedikli, maruz kaldığı ayrımcılığı DHA'ya anlattı.
İki yıldır bu işi yapan Gedikli, kendisiyle gurur duyanlar olduğu kadar, "Benim hastamı sen götürme, kaza yaparsın", "Boyundan büyük arabayı nasıl kullanacaksın?" diyenlerlerin de olduğunu, trafikte yuhalandığını söylüyor.
'BOYUNDAN BÜYÜK ARABAYI NASIL KULLANACAKSIN?'
Asıl işinin ambulansın kabininde çalışmak olduğunu ancak şoförlüğü tercih ettiğini ifade eden Gedikli, bu işe nasıl başladığını şöyle anlatıyor:
Şu anda İstanbul 112'de ambulans şoförlüğü yapıyorum. Yaklaşık 2 yıl oldu. Ben anneyim aynı zamanda. Daha önce özel sektörde çalıştım, acil servislerde hemşirelik yaptım. Anne olduktan sonra 2 yıl kadar ara verdim. Ara verdikten sonra arkadaşlarım, 'Ambulans şoförlüğü yapabilir misin?' diye sordular. Denemek istedim, neden olmasın dedim. Bizi bir eğitime çağırdılar, deneme sürüşleri yaptırdılar. Başarılı geçti çok şükür. Birkaç ay süren eğitimlere başladık. Eğitim sürecini de başarılı bir şekilde geçtim. Sonra zaten sahada görev yapmaya başladım. Yakın arkadaş çevresi, eski meslektaşlarım ya da akrabalarımdan, 'Nasıl yapacaksın, o erkek işi değil mi, boyundan büyük arabayı nasıl süreceksin?' diye çok tepki gördüm. Bunun yanında trafikteki sürücüler, 'Nasıl sürüyorsun, sen sürücü değilsindir, başkasıdır ondan almışsındır' diyorlar. Ya da bir hastaya gittiğimizde hasta yakını diyor ki, 'Sen sürme arabayı, kaza yaparsın' Ama bunun yanında bazı teyzeler diyebilirim ya da hastasını hastaneye en kısa sürede ulaştırdığım hasta yakınları, özür dileyip teşekkür ediyorlar. Kadınlar genelde gurur duyuyor. Selam veren, alkışlayan da gördüm, yuhalayan da. Ama genellikle erkeklerden bu tepkiyi alıyoruz. Şunu bilmeleri gerekiyor, biz kadınlar erkeklerin yapabildiği birçok şeyi başarabiliyoruz. Bakın ben işimi en iyi şekilde yapıyorum. Kazam da yok çok şükür. Buradayım, işimin başındayım."
'KORKTUM, BIRAKMAYI DÜŞÜNDÜM AMA SEN BUNU BAŞARIRSIN DEDİM'
Mesleğe ilk başladığında korktuğunu ve İstanbul trafiğinde zorlandığını söyleyen Akıncı Gedikli, şöyle devam etti:
"Özellikle annem çok korktu. Nasıl yapacaksın İstanbul'da, o trafikte zaten insanlar araba kullanamıyorlar, kaza yapıyorlar dedi. Biliyorsunuz burada çok fazla nüfus ve araç var. Çok zorlanıyoruz. Yol vermek istemiyorlar ya da peşimize takılıyorlar. Biz mümkün olduğunca dikkatli bir şekilde kullanmaya çalışıyoruz ama bunun yanında hızlı da olmamız gerekiyor. Hastaları en kısa sürede ulaştırmamız gerekiyor. Trafik bizi çok zorluyor evet, en başta korktum. Bıraksam mı gibi bir düşünceye kapıldım ama sen bunu başarırsın Ebru dedim ve başardım."
'ERKEKLERDEN BİLE İYİ SÜRÜYORSUN DİYE TEBRİK EDİYORLAR'
Ebru Akıncı Gedikli, doğup büyüdüğü şehir olan Osmaniye'de, kadınların pek araba kullanmadığını anlattı. Araba kullanmayı ise, daha lisedeyken babasının arabasını kaçırarak kendi çabalarıyla öğrendiğini dile getiren Gedikli, "Ambulans şoförü olmak yoktu hedeflerim arasında ama araba kullanmayı çok seviyordum. Benim yaşadığım şehir küçük bir şehirdi. Orada kadınlar pek araba kullanmazlar ama bana da kimse öğretmedi. Ben bir gün lisedeyken babamın arabasını kaçırdım ve dedim ki, 'Ben sürerim.' Sonra kendimi geliştirdim. Araba sürmek beni deşarj ediyor. Ambulans şoförü olmak… ilk duyduğumda 'Yapabilir miyim?' Diye düşündüm ama başladıktan sonra, ben bu mesleği bırakmam dedim. Normalde kendi mesleğim paramedik olarak arka kabinde çalışmak. Şu anda arkadaşlarım, 'Arka kabine geçip çalışmak ister misin?' diye soruyor. Hayır diyorum, ben ambulans şoförüyüm, bu benim mesleğim. O kadar mutlu çalışıyorum ki, işe hep güler yüzle geliyorum, hastalarımın karşısına hep güler yüzle çıkıyorum. Son zamanlarda da zaten herkes bizi gördükçe, 'Helal olsun, çok güzel başarıyorsun, erkeklerden bile iyi sürüyorsun' diye tebrik ediyorlar. Seviyorum mesleğimi" dedi.