Ocak ayında en az 33 kadın öldürüldü: İktidar aileyi değil kadınları korumalı
KCDP'nin ocak ayı raporuna göre erkekler en az 33 kadını katletti, 32 kadın şüpheli şekilde yaşamını yitirdi. Raporda iktidarın 'Aile Yılı' söylemleri hatırlatılarak, 'Siyasi iktidarın öncelikli konusu doğum oranları ve ailenin korunması değil; kadınlar ve çocuklar olmalıdır' denildi.
Artı Gerçek - Kadın Cinayetlerini Durduracağız Platformu (KCDP) ocak raporunu yayımladı. Rapora göre, ocak ayında erkekler en az 33 kadını katletti, 32 şüpheli kadın ölümü yaşandı.
Bakanlıkların sistematik şekilde kadın cinayetleri verilerini tutmayıp paylaşmadığı vurgulanan raporda, kadınların hangi bahanelerle katledildiği de paylaşıldı:
"Öldürülen 33 kadından 8’i boşanmak istemek, barışmayı reddetmek, evlenmeyi reddetmek, ilişkiyi reddetmek gibi kendi hayatına dair karar almak istemesi bahanesi ile öldürüldü. Bir kadın yemek yapmadığı bahanesiyle öldürüldü. 20’sinin ise hangi bahaneyle öldürüldüğü tespit edilemedi. 20 kadının hangi bahaneyle öldürüldüğünün tespit edilememesi, kadına yönelik şiddetin ve kadın cinayetlerinin görünmez kılınmasının bir sonucudur."
FAİLLER EN YAKINDAKİ ERKEKLER
Raporda kadınlardan 5'inin birlikte olduğu erkek, 6'sı akrabası, 3'ü tanıdığı, 3’ü oğlu, 3’ü kardeşi, 2’si eskiden evli olduğu erkek ve 1’inin de babası tarafından öldürüldüğü belirtildi.
KADINLARIN YÜZDE 70'İ EVLERİNDE ÖLDÜRÜLDÜ
Yine kadınların 23’ünün evinde, 3’ünün sokakta, 1’inün ıssız bir yerde, 1’inin hastanede ve 1’inin de parkta öldürüldüğü açıklandı. 4 kadının öldürüldüğü yerin ise tespit edilemediği vurgulanan raporda, "Bu ay öldürülen kadınların %70’i evlerinde öldürüldü" denildi.
'İKTİDAR AİLEYİ DEĞİL YAŞAM MÜCADELESİ VEREN KADINLARI KORUMALI'
Raporda iktidarın 2025 yılını 'Aile Yılı' ilan ettiği hatırlatılarak şu ifadelere yer verildi: "Siyasi iktidar, 2025 yılını “Aile Yılı” ilan etti. 2024 yılı ise en yüksek kadın cinayeti verisinin kaydedildiği yıldı. 2025 yılının "Aile Yılı" ilan edilmesi, kadına yönelik şiddet ve toplumsal cinsiyet temelli ayrımcılığın yoğun olduğu bir ülkede oldukça tartışmalı bir yaklaşımdır. Kadınlara yönelik işlenen suçların önemli bir kısmının aile içinde gerçekleştiği bilinirken, aile kurumunu öncelemek yerine kadınları ve çocukları güçlendirmek öncelikli hedef olmalıdır. 2024 yılında 226 kadın, evli oldukları erkekler, babaları veya oğulları tarafından öldürülmüştür. Kadınları şiddetin ve istismarın olduğu aile ortamlarında zorla tutmaya yönelik politikalar, bireysel hak ve özgürlükleri tehdit etmektedir. Yargı paketi kapsamında getirilmek istenen aile arabuluculuğu ve süreli nafaka gibi uygulamalar, kadınların şiddet gördükleri evlilikleri sürdürmelerini zorunlu kılacak düzenlemelerdir. Yargı paketinde bulunan kadınlarla ilgili düzenlemelerin büyük çoğunluğu kadınların kazanılmış haklarına bir saldırıdır. Henüz yaşayan bireylerin temel insan haklarını koruyamazken, nüfusun niteliğine değil niceliğine odaklanmak ve bunu bir demografi sorunu olarak görmek yanlıştır. Türkiye'de her gün en az bir kadın, toplumsal cinsiyet temelli ayrımcılık nedeniyle öldürülmektedir. Bu gerçeklik karşısında öncelikli sorunun doğurganlık oranları olarak yansıtılması büyük bir yanılgıdır. Siyasi iktidarın öncelikli konusu doğum oranları ve ailenin korunması değil; her gün yaşam mücadelesi veren kadınlar ve çocuklar olmalıdır." (HABER MERKEZİ)
Raporun tamamına buradan ulaşabilirsiniz; https://kadincinayetlerinidurduracagiz.net/veriler/3131/kadin-cinayetlerini-durduracagiz-platformu-2025-ocak-raporu