'Baskıları daha çok yazarak kırabiliriz'
ADANA - OHAL'den şair ve yazarların da nasibini aldığını belirten şair Ruhan Mavruk, "Her sanatçı ve yazar savunduğu düşüncelerin bedelini öder. Tüm baskı ve engellemeleri daha çok yazarak kırabiliriz. Bu direniş de sanattır. Şiir tüm baskılara karşı bir direniştir" dedi.
Olağanüstü Hâl (OHAL) ile birlikte devreye konulan ve toplumun tüm kesiminin maruz kaldığı uygulamalardan yazar ve şairlerde nasibini aldı. Leyla'dan Beri, Ada ve Savaş Zırhlısı ile İda Dağı Çöz Beni adlı şiir kitaplarının yazarı Ruhan Mavruk, katıldığı demokratik kitle eylemleri nedeniyle "Örgüt üyeliği" suçlaması ile karşı karşıya.
OHAL koşullarının sanat yaşamını ve sanatçıyı ciddi anlamda etkilediğini belirten Mavruk, yazar ve şairlerin birçok engelleme ve baskıya maruz kaldığını, kendisinin de bu uygulamalardan nasibini aldığını ifade etti.
'ŞİİR BİR KALIBA SIĞMAYACAK KADAR ÖZGÜRDÜR'
"Şiiri ben seçmedim, şiir beni seçti" diyen Mavruk, "Benim tabiatımda asilik var, şiir de asi olduğu için şiir ile birbirimizle güzel örtüştük. Şiirle bu örtüşme sayesinde birbirimizi geliştirmeye çalıştık. Şiir, insanı en güzel ifade etme biçimidir. İnsanın yalnızlığını, yoksulluğunu, acılarını ve hüzünlerini en güzel yansıtma biçimdir" dedi.
Yazarların kendilerini en iyi demokratik kitle örgütlerinde ifade ettiğini ve bu tür yerlerde şiirlerin özgür bir şekilde geliştiğini kaydeden Mavruk, sistem için yazmasını istediklerini ancak bunu kabul etmediğini aktardı. Mavruk, "Çünkü onlar seni istedikleri bir kalıbın içine sokuyorlar. Şiir ise bir kalıba sığmayacak kadar özgürdür" şeklinde konuştu.
'HER SANATÇI DÜŞÜNCELERİNİN BEDELİNİ ÖDER'
Düşünce özgürlüğünden söz edilmeyen bir ülkede sanatçının özgürlüğünden söz etmenin mümkün olmayacağını dile getiren Mavruk, şu anda Türkiye'nin içinde bulunduğu ortamda sanatın özgürlüğünden bahsetmenin mümkün olamayacağını vurguladı. Sanatçının sorumluluğunun ekonomik sömürüye, gericiliğe ve etnik gruplar üzerindeki her tür baskıya karşı direnmek olduğunu kaydeden Mavruk, her sanatçı ve yazarın savunduğu düşüncelerin bedelini ödediğini söyledi.
'POLİSLER BENİ ÖLÜMLE TEHDİT ETTİ'
OHAL'in bir baskı aracı olarak kullanıldığını aktaran Mavruk, bu duruma karşı tüm kesimlerin mücadeleyi yükseltmesi gerektiğini dile getirdi. Mavruk, 90'lı yıllarda sadece kitapların toplatıldığını şuanda ise sanatçı ve yazarların her türlü baskıya maruz kalıp, haklarında dava açıldığını söyledi.
Sivil polislerin kendisini ölümle tehdit ettiğini dile getiren Mavruk, maruz kaldığı polis şiddetini şöyle anlattı: "İstanbul'da sivil polisler tarafından hakkımda 'fuhuş yapıyor' gibi korkunç söylentiler yaydıkları için şuan mahallemde kimse benimle konuşmuyor ve bana iş vermiyor. Bu tür söylemlerin amacı sanatçının şiir ile verdiği direnişi kırmaktır. Bu ülkede yaşananları sanatın dili ile anlattığım için baskılara maruz kalıyorum."
'DERSİME SON VERİLDİ'
Mavruk, Çukurova Üniversitesi'nde İngilizce dersi verdiğini ancak OHAL'le birlikte öğrencilere ders veremediğini ifade ederek, "Baskılar artınca öğrenciler benden ders alamadı. Bana, 'Bugünler baskı günlerdir. İnşallah bu günler geçtikten sonra biz sizden tekrar ders alamaya devam edeceğiz' dediler. Tüm kesimlere yoğun bir baskı var. Bu süreçte en güçlü çıkacak olanlar bizleriz. Yani yazar ve akademisyenler olacak" dedi.
'ŞİİR TÜM BASKILARA KARŞI BİR DİRENİŞTİR'
Şuan üzerinde çalıştığı çalışmalardan da söz eden Mavruk, "Şuan hem toplumun hem de insanın içinde bulunduğu koşulları anlatan şiir derlemesi hazırlıyorum. Kitabın adı da 'Seni Şiirde Saklıyorum.' Bu kitap daha çok direniş içinde olan Doğu insanına hitap ettiği için adını böyle koydum. Tüm baskı ve engellemeleri daha çok yazarak kırabiliriz. Bu direnişte sanattır. Şiir tüm baskılara karşı bir direniştir. Direnmeye devam edeceğim" diye konuştu. (dihaber)