Cengiz Aktar’dan Güncel ve Tarihsel bir Kitap: Türk Huzursuzluğu

Cengiz Aktar’dan Güncel ve Tarihsel bir Kitap: Türk Huzursuzluğu
Tarih, coğrafya, toplumbilim, siyaset bilimi açılarından bugünü anlayabilmek için geçmiş bin yılın yoğun bir özetini kaleme almış Aktar.

Aktar, 'Osmanlı-Türk dünyası ile Batı dünyası arasındaki etkileşimleri' tahlil ettiği, kısa ama yoğun metinde, Türkler öncesi Anadolu’dan bugüne iki evren arasındaki karşılıklı ilişkileri çeşitli düzlemlerde irdeliyor.

104 sayfalık küçük bir kitap. Ama her satırı çok yoğun. Tarih, coğrafya, toplumbilim, siyaset bilimi açılarından bugünü anlayabilmek için geçmiş bin yılın yoğun bir özetini kaleme almış Aktar. Olgular ve tahliller iç içe. Hem çok bilgi var, hem de zengin, ufuk açıcı tahliller.

Belki ilk başta kitabın başlığının anlamını açmakta yarar var: ‘’Türkün hem kendisi huzursuz hem de başkasına huzursuzluk veriyor’’. Resmi, yani milli ve yerli tarih söyleminden çok uzak, ama o ideolojik kalıpları da kıran bir yaklaşımı var yazarın. Zaten 1980’lerin başında tamamlayıp yayınladığı doktora tezi olan ‘’Türkiye’nin Batılılaştırılması’’ kitabından bu yana, Fransa’daki üniversite, lisansüstü ve doktora yıllarından sonra da İsviçre, Afrika ve Balkanlarda, BM Mülteciler Yüksek Komiserliğinde üst düzey yöneticilik ve AB’de danışmanlık görevlerinde bulunmuş olan Aktar, doğduğu ülkeyi de genel olarak Batı dünyasını da iyi biliyor, iyi tanıyor.

Yazar, deneme türündeki son çalışmasında, Batı-Türkiye ilişkilerini ele alırken, tarih ve edebiyat dahil bir çok alandaki ikili karşılaşmaları hatırlatıyor. Çoğu zaman da tarafların birbirlerini pek iyi tanımadıklarını, anlamadıklarını, hatta zaman zaman – mesela bugün olduğu gibi- kan uyuşmazlığı olduğunu saptıyor. Aktar, Osmanlı’dan Türk’e geçiş, Kemalist dönemden sonra ve nihayet güncel ‘’Siyasal İslam’ın totalitarizme kayışı’’ aşamalarıyla paralel giden Batısızlaştırma/Batı’dan Kopma ortamının çeşitli nedenlerini de analiz ediyor.

Türkiye’de toplumun ‘’Devlet, ulus, din, imparatorluk efsanesi ve Batı arasında’’ gidip geldiğini yazan Aktar’ın kitabı, önsöz ve sondaki iki söyleşi dışında  on bölümden oluşuyor:

  • Külahla sarık arasında
  • Fatih, fethettiğine hayran
  • Doğunun kozmopolitizmi karşısında Batı’nın ‘’Tek Düşünce’’si
  • Gönüllü ve kendiliğinden empoze edilmiş Batılılaştırma
  • Zoraki Uluslaşma
  • Sakat doğmuş bir Cumhuriyet’in kurucu edimi ağır suç: Soykırım
  • Batıya doğru yürüyüşte son aşama, Avrupa Birliği
  • Batısızlaştırma
  • İçeride ve dışarıda savaşçı bir güç
  • Sonsöz yerine

Kitabın ilginç bölümlerinden biri de en sondaki iki söyleşi: Aktar, Türkiye uzmanı Fransız tarihçi Etienne Copeaux ve toplumbilimci Nilüfer Göle ile, ayrı ayrı görüşmelerinde , kitabında ele aldığı temel tezleri tartışıyor.

Kitap, yakında Almanca ve Yunanca olarak da yayınlanacak.

‘’Türk Huzursuzluğu’’ kitabı, Erdoğan sayesinde (?) global medyada yeniden ve neredeyse her seferinde olumsuz bir şekilde sık olarak gündeme gelen Türkiye’yi, Batılı ya da yerli ve milli gazetecilerden çok daha derin ve gerekçeli tahlillerle dolayısıyla çok farklı bir şekilde tanıtıyor.

 Cengiz Aktar, Le Malaise Turc, Empreinte Yayınevi, Paris, Ekim 2020, 104 s., ISBN 9782356142016

Öne Çıkanlar