FilmAmed’in açılış filmi Zimanê Dayik

FilmAmed’in açılış filmi Zimanê Dayik
FilmAmed Belgesel Film Festivali, Diyarbakır'da 4 yıl aradan sonra, Ortadoğu Sinema Derneği öncülüğünde devam ediyor. 27 Eylül tarihinde Serkêw Mesgari'nin yönettiği “Zimanê Dayik” (Ana Dili) belgeseliyle başlayan festivale ilgi büyük.

Bircan DEĞİRMENCİ


Artı Gerçek - FilmAmed Belgesel Film Festivali'nde açılış filmi olarak belirlenen “Zimanê Dayik” (Ana Dili) belgeselinin gösterimine sinemaseverlerin yanı sıra, yönetmenler ve çeşitli kurum ve kuruluşları temsilcileri ile milletvekilleri katıldı.

Bu yıl 8'inci kez düzenlenen ve yüze yakın filmin başvuru yaptığı festivalde 31 belgesel film gösterilecek. Kadınların temsiliyet bulduğu festivalde söyleşiler ve forumlar da yer alacak.

Festivalin destekçileri arasında Mezopotamya Sineması, Amed Şehir Tiyatrosu ve Ma Müzik bulunuyor.

Filmleri gösterilecek yönetmenler arasında Kürdistan Bölgesi ve Rojhılat’tan (Doğu Kürdistan) yönetmenler de var. Bunlardan biri de Serkêw Mesgari.

Amed Şehir Tiyatrosu’nda açılış filmi olarak gösterilen ve geçtiğimiz yıl Duhok Film Festivali’nde en iyi belgesel ödülünü kazanan Zimanê Dayik belgeselinin ardından Mesgari ile filmine ilişkin konuştuk.

Filmde bir grup öğretmenin İlam, Kirmanşah, Urmiye ve Sînê bölgelerinde çocuklara Kürtçe öğretmeye çalışmalarının mücadelesi anlatılıyor. Sinema mezunu Rojhilatlı sanatçı Taha Kerimi ile birlikte çalışmış ve biri deneysel olmak üzere üç kısa filmi bulunuyor. Bu filmi çekmekteki itici gücün kendisinin de 20 yıl önce bu şekilde kendi ana dilini öğrenmeye çalışması olduğunu söylüyor.

EVLERDE TOPLANIYOR, GİZLİ SAKLI DİL ÖĞRENMEYE ÇALIŞIYORDUK

“Aynı şeyi ben yaşamıştım. Dil öğrenmek için evlerde toplanıyor, gizli saklı öğretilen dili öğrenmeye çalışıyorduk. Bizim durumumuz deşifre oldu. Öğretmenimizi yakalayıp zindana attılar ve o dönemki eğitimimiz yarım kaldı. Bu durum bölgenin büyük bir yarasıdır ve ben bunu işlemeye çalıştım”

Mukriyan ve Sinê tarafında dili öğretmenin kısmen serbest olduğunu ama bir süre sonra bu dili öğretmeye ve öğrenmeye çalışan insanların gözaltına alındığını, işkence gördüğünü ve tutuklandığını aktaran Mesgari şöyle devam ediyor:

“Bir çoğu kendi evlerinde Kürtçe konuştukları için Farsçayı bilmeyen çocuklar vardı. Bunun üzerine İran parlamentosunda ön hazırlıkla ilgili bir yasa çıktı. Yasaya göre bütün çocuklar 5 yaşındayken bir yıl Farsça öğrenecek sonra ilkokula başlayacaktı. Kürt çocukların Farsçada bir sorun yaşamamaları için ön hazırlık mecburiydi. Ben de o çocuklardan biriydim. Bunu düşündüğümde böyle bir şeyin gündeme gelmesi ve işlenmesi gerektiği için bu filmi çekmek istedim. Bu yasaya şöyle bir kılıf uydurdular. Okuma ve öğrenmede fırsat eşitliği adı altında yapılıyordu. Dili bilerek gelsin deniliyor ama asıl amaç dili öldürmek ve kırıma uğratmak. “

Mesgari, filmdeki karakterlerle gerek internet üzerinden gerekse eş dost aracılığıyla iletişim kurmuş. Ailelerinden ve kendilerinden izin alarak çalışmayı yürütmüş. 43 dakikalık filmin çekimleri 2 buçuk yılda tamamlanmış. Bölgede Kürt dilini öğretmek ve öğrenmek halen yasak oluğu için çekimleri gizli biçimde yapmış.

“Özellikle okulda ya da başka yerde filmi çekeceksem İran’da Fars dilini korumak amacıyla kurulan bir kurum var onlardan izin almak gerekiyordu. Ama asla böyle bir izin vermiyorlar, mümkünatı yok. Onun için biz bu yol ve yöntemi denemektense daha gizli bir şekilde yapmaya çalıştık. Evlerde gizli verilen derslere katıldık. Filmi gizli çektiğimiz için herhangi bir engelle karşılaşmadık. Filmdeki kadın karakter de geçmişte bir çok kez gözaltına alınıp yargılanmış ama yine de devam ediyor. Filmi izleyenlerin çoğu filmde bir parça kendini bulduğu için rahatsızlık duyuyorlar. Ama genel olarak beni kutlayıp takdir ediyorlar. Bu da benim için sevindirici oluyor. Bunu izleyen Kürtlerin çoğu biz neden Kürtçe öğrenmedik diye bunun mahcubiyetini yaşıyorlar.”

Öne Çıkanlar