Gökçeadalılar, Rum sürgünleri sergisini hedef gösteren başkanı mahkemeye verdi
Artı Gerçek - Gazeteci Melike Çapan'ın hazırladığı ve baskılar sonucu iptal edilen "Yeniden Buluşacağız: İmroz'un 1964 Belleği" sergisine yönelik tehditlere Gökçeadalılardan tepki geldi. Adalılar, Rumların İmroz'dan (Gökçeada) sürgün edilmesi kararının ardından yaşananlara yönelik bir hafıza çalışması olan serginin Gökçeada Kent Konseyi tarafından "Türkleri rencide ettiği" ve "devletin manevi şahsiyatını hedef aldığı” iddiasıyla hedef gösterilip iptal edilmesine karşı basın açıklaması düzenledi.
111 KİŞİ İMZALADI
Açıklamanın ardından nefret söyleminde bulunan Kent Konseyi Başkanı hakkındaki suç duyurusu metni savcılığa vermek için imzalandı. 111 kişinin imzaladığı suç duyurusu metni toplu olarak gidilen Gökçeada Adliyesinde savcılığa teslim edildi.
'BÜLENT AYLI'NIN AÇIKLAMASI TÜM ADA HALKINI RAHATSIZ ETMİŞTİR'
Basın açıklamasında, Gökçeada Kent Konseyi Başkanı Bülent Aylı'nın iddiaları için "Biz adada yaşayan her kesimden insanlar olarak son derece kaygı verici, art niyetli ve tehditkar buluyoruz. Bu açıklama, içerdiği nefret ve düşmanlığa sevk edici, kışkırtıcı diliyle bir arada barış içinde yaşama isteği olan tüm ada halkını rahatsız etmiştir" denildi.
"Bu topraklarda yaşayan kimsenin herhangi bir şekilde kendi kimliği ve geçmişinden ötürü incinmesini istemeyiz" diyen adalılar, "Biz ada sakinleri olarak bu adada yaşayan herkesin değerlerine, kültürüne ve varlığına eşit ölçüde saygı duyuyor ve bunları korumaktan mesul hissediyoruz" vurgusu yaptı.
'AYLI ANAYASANIN 10. MADDESİNİ İHLALE TEŞEBBÜS ETMEKTEDİR'
Açıklamada, "Bulunduğu konumun hassasiyetlerinden alenen yoksun olduğu görülen Kent Konseyi Başkanı şahsın ürettiği tehlikeli nefret söylemi katiyetle adada yaşayanların duygu ve düşüncelerini temsil etmemektedir" denilerek, Anayasa'nın 10'uncu maddesine dikkat çekildi:
"'Dil, ırk, renk, cinsiyet, siyasi düşünce, felsefi inanç, din, mezhep ve benzeri sebeplerle ayırım gözetilmeksizin kanun önünde herkesin eşit olduğu' Türkiye Cumhuriyeti Anayasasının 10. Maddesiyle güvence altına alınmıştır. Kent Konseyi Başkanı, yalnızca tertip edilmesi planlanan sergiyi hedef göstermekle kalmayıp 'devletimiz Rumlara verdiği hakları da gözden geçirmelidir' söylemiyle tüm Türkiye Cumhuriyeti vatandaşlarının eşitliğini koruma altına alan Anayasanın ilgili maddesini ihlale teşebbüs etmektedir."
'KENT KONSEYİ BAŞKANI ŞAHSI HAKKINDA SUÇ DUYURUSUNDA BULUNUYORUZ'
Gökçeada Kent Konseyi Başkanı Bülent Aylı'nın "eşit haklara sahip Türkiye Cumhuriyeti vatandaşlarının özellikle bir bölümünü hedef gösterdiği, sindirmeye çalıştığı ve tüm toplumun huzurunu kaçırdığı" belirtilirken, "Adada yaşayan tüm yurttaşlar, Anayasanın güvence altına aldığı eşit vatandaşlık hüviyetini paylaşmaktadır ve yılların beraberinde getirdiği ortak yaşam deneyimiyle birbirine bağlıdır. Bu bağlılığı zedeleyici nefret söylemleri üretmek ve toplumsal barışa gölge düşürmeye çalışmak kimsenin haddine olmadığı gibi anayasal bir suçtur. Söz konusu açıklamaları nedeniyle hukuki bir süreç başlatıyor ve Kent Konseyi Başkanı şahsı hakkında suç duyurusunda bulunuyoruz" denildi.
'İMROZ, GÜZELLİĞİNİ VE YAŞANABİLİRLİĞİNİ RUM KÜLTÜRÜNE BORÇLUDUR'
Açıklamada, İmroz'un güzelliklerini Rumlara borçlu olduğu vurgulandı:
"Rum toplumunun adada yüzyıllardır yaşayarak oluşturduğu yaşam pratikleri, adaya sonradan yerleştirilen topluluklarla komşuluk bağı üzerinden paylaşılagelmiştir. Adanın güzelliğini ve yaşanılabilirliğini borçlu olduğu kaynak esasen bu varoluş ve kültürün ta kendisidir. Adaya Rumlardan miras kalan kültüre turistik bir meta muamelesi yapılan ve neticede bu kültür üzerinden kazanç dahi elde edilen bir ortamda, buradaki Rum kimliğini ve adanın tarihini yok saymaya çalışmak, bir sergiyi devlete tehdit olarak lanse etmek abesle iştigaldir. Adanın geçmişinin konuşulması, belleklerin yenilenmesi ve yaşanmış acılarla yüzleşilmesi ihtimali neden bu denli ürkütücüdür? Toplumsal huzuru bozmaya yönelik sorumsuzca söylemler üretenler dışında kimsenin bu kültürü yaşatmak ve bir arada yaşamakla ilgili bir sorunu yoktur."
'BARIŞMAYI GETİRECEK OLAN ŞEY YÜZLEŞMEDİR'
Açıklamanın devamında şu ifadeler yer aldı:
"Melike Çapan’ın “Yeniden Buluşacağız: İmroz’un 1964 Belleği” adlı sergisi; geçmişle yüzleşme ve daha sağlam temellere dayanan bir barış ortamı inşa etmeye yönelik bir bellek çalışması niteliğindedir. Üstü örtülerek yaşanmışlıklar yok edilemez, orada devamlı kanayan bir yara olarak durur. Barışmayı getirecek olan şey yüzleşmedir. Barış yolunda atılan adımlar ise kimseyi rencide etmeyecektir. Gökçeada Kent Konseyi Başkanının, düzenlenmesinde ve içeriğinde hiçbir yasal mani olmayan, daha önce de gerçekleştirilmiş bu sergiye yönelik karalama kampanyasını kınıyor ve gazeteci Melike Çapan’ın yanında olduğumuzu açıklıyoruz. Hepimiz, insani değerlere sahip çıkan, her nevi kimliğe saygı duyan, güvenli, huzurlu, eşitlik ve adalet temelli bir toplumsal yaşamı paylaşmakla mükellefiz. Sorumsuz hedef göstermelere, toplumsal huzuru bozmaya yönelik girişimlere ve nefret söylemlerine karşı herkesi bu dostça yaşam idealini paylaşmaya davet ediyoruz.
'KENT KONSEYİ BAŞKANI BÜLENT AYLI'YI İSTİFAYA DAVET EDİYORUZ'
Diğer Kent Konseyi mensuplarının, Kent Konseyi Başkanının sıraladığı kötücül itham, iftira ve önyargıları paylaşmamasını ümit ediyor, bu söylemlere mesuliyetle karşı durmalarını temenni ediyoruz. Adalıların duygu ve düşüncelerini temsil etmeyen ve toplumsal huzuru bozmaya yönelik nefret söylemleri üreten Kent Konseyi Başkanı Bülent Aylı'yi istifaya davet ediyoruz. Kent Konseyi Başkanının istifa etmemesi halinde ilgili şahsı bulunduğu konumdan azletmenin, diğer Kent Konseyi mensuplarının vazifesi olduğunu düşünüyoruz."
NE YAŞANMIŞTI?
Fener Rum Patriği Bartholomeos'un da memleketi olan Zeytinliköy’de açılacak sergi sosyal medya üzerinden hedef gösterilmiş, ardından Gökçeada Kent Konseyi serginin “devletin manevi şahsiyatını hedef aldığını” iddia etmişti. Gökçeada Kent Konseyi, "Türkleri rencide ettiğini" ileri sürdüğü sergi hakkında şu iddialarda bulunmuştu:
"Bu sergide devletimiz ve milletimiz aleyhine, rencide edici bir yaklaşım görürsek hukuki mücadele başlatacağız. Yapanlar, yaptıranlar hakkında suç duyurusunda bulunacağız. Hiç kimse devletimizi ve milletimizi küçük düşüremez. Hele de bizim toprağımızda. Devletimiz Rumlara verdiği hakları da gözden geçirmelidir. Batı Trakya kan ağlarken bunlar bize bizim ülkemizde sövmeye kalkıyor. Kimin haddine.” (HABER MERKEZİ)