'Kırık kalpli kadınların öyküleri'
Elif GÜN
Suzan Samancı, Türkçe ve Kürtçe edebiyatın önemli ve özgün isimlerinden. Yaşadığı coğrafyanın güçlü bir sesi. Kürt realitesini, kaba gerçeklikten uzak, şiirsel dili, metaforu ve ironisiyle kendine ait atmosferi oluşturmuş, eserleri birçok yabancı dillere çevrilmiştir. İlk Kürtçe kitabı "Ew Jin û Mêrên Bi Maskê" adlı öykü kitabı 2015’te Avesta yayınlarından çıktı. Bu öykü kitabından sonra Kürtçe romanı "Mîrzayê Reben" okuyucularıyla buluştu.
"Çîrokên Jinên Dilşikestî" adlı öykü kitabı yine "Avesta Yayınları" tarafından yayınlandı. Kitap on öyküden oluşuyor. Yeni bir yaşam umuduyla diasporada yaşamak zorunda kalan, entegre olmaya ve tutunmaya çalışan, kadınların seslerini duyuyoruz. On öyküde sadece Kürt ve Türkiyeli kadınlar konu edinmemiş, farklı kültürlerden kadınların seslerini de duyuyoruz. Geniş bir perspektif ve derinlikten bakarak, bir arkeolog gibi kadınların ruhunda gezintiye çıkarıp, sarsıyor. Kısa sürede anadilinde üretken olmayı sürdüren Suzan Samancı, "Payîz" yan jî "Zîyap" adlı bir romanının da bitmiş olduğunu kısa bir söyleşisinden öğreniyoruz.
Suzan Samancı’nın eserlerindeki kadın karakterlerin çoğu, entelektüeldir, sabırlı ve kararlı bir başkaldırı içindedir. "Mirzayê Reben" romanındaki, Mirza karakteri unutulmayacak tıpkı "Madam Bovary" karakteri gibi psikoloji tarihine geçecek bir karakter. "Çîrokên Jinên Dilşikestî" de Samancı, kırık kalpli kadınların, kırılganlıklarını nasıl, farkındalığa, mücadeleye ve yüksek bir bilince evrildiğini anlatıyor, öyle bir anlatım ki, derin ve vurucu.
Dünyada edebiyatın ve sanatının feminen olduğu söylenemese de, son yıllarda edebiyatta da kadınların ayak sesleri daha çok duyuluyor, Suzan Samancı’nın " "Çîrokên Jinên Dilşikestî" öykü kitabı, tüm kadınlara, tüm insanlığa seslenen ve daima bir ırmak gibi akacak edebi bir şölen ve bu öykülerin başucu rafında yerini alacağını söylemeye bile gerek yok!
