Mahallenin İçindeki Kahır: Hamiyet

Mahallenin İçindeki Kahır: Hamiyet
Hamiyet, bize aslında aklımızı nasıl yitirdiğimizi, nasıl bu kadar yalnız kaldığımızı anlatıyor... Sokaklar boşsa, kapılar kilitliyse, insanlar birbirinden korkuyorsa, sebebi deliler değil; aklı başında olanların kötülüğü.

Adalet ÇAVDAR


Sanırım son mahalle kuşağı benim kuşağımdı, 80’lerin sonlarına doğan çocuklar. Ankara’nın bir mahallesinde büyüdüm ben. Her yerden insanlar vardı, kavgasıyla, gürültüsüyle, dayanışmasıyla, düğünüyle, cenazesiyle komşuyduk. Akşamları evlerden gelen kavga sesleri, geceleri, sabahları nazarından kaçılması gereken teyzeler ve yanına gidilmemesi gereken insanlar, kapısından geçilmemesi gereken evler vardı. Çayır çimenin başında bir ilkokul, hatta boklu bir dere, harabe ve artık çalışmayan bir açık hava sinemamız bile vardı. Çocuktuk durmazdık, ağaç tepelerinden aşağıya inmezdik. Sizi bilmem ama ben nereye taşınırsam taşınayım ilk olarak hemen mahalleli olmaya çalışıyorum, apartmanda komşu edinmeye mahalledeki esnafa kardeşlik yapmaya çabalıyorum. Çünkü koca şehirde tek başıma olmaktan hiç hoşlanmıyorum.

Size anlatmak istediğim Hamiyet’in hikâyesi de böyle bir mahalleden geliyor. Bir Peyk Müzikali olan Hamiyet’i, on gün önce açık hava tiyatrosunda izleme şansı buldum. Hamiyet, Peyk grubunun solisti İrfan Alış’ın çocukluğunda yaşadığı mahalleden biri. Rüyalarında yeniden hayat bulan bir kadın… Gerçek hayattan alınmış bu hikâyeyi İrfan Alış önce şarkıya dökmeye çalışmış ama sonra kendisini Hamiyet’i her haliyle anlatırken, tanıdıklarına sorup onu yeniden öğrenirken bulmuş. Deniz Madanoğlu yazmış, Işıl Kasapoğlu sahneye koymuş. Böylece bir mahalle, sahnede yeniden kurulmuş.

12671afb428ecf0f19e37b55394f67e2.jpg

1980’ler. 12 Eylül darbesi sonrasının kasvetli İstanbul’u… Gözaltılar, işkenceler, idamlar, kaybolan insanlar… Sendikalar kapanmış, işçiler patronların insafına bırakılmış. Hayatta kalmanın yolları acımasız: Ya aç kalacaksın ya da dostlarını, sevdiklerini satmak zorunda kalacaksın. Mahallelerde dayanışma yerini korkuya bırakmış. Hamiyet böyle bir mahallede, bir tekstil atölyesinde çalışan bir kadın. Aklı gidip gelen, hayatın acımasızlığından korunmak için sığınak arayan bir hayalperest.

Hamiyet, eline geçen her kumaş parçasına şarkı sözleri yazarak kendini buluyor. Gerçeklik ona ağır geliyor, bu yüzden hayali arkadaşları olan Pazaryeri Sinekleri’yle şarkılar söyleyip kapalı kapıları açmaya çalışıyor. Hamiyet kızlarını büyütmeye çalışırken, kocasının ihanetini öğrenince sarsılıyor. Aklının erdiği her yolla hayatın zalimliğine karşı mücadele ediyor. İstiyor ki çocuklarını kursaklarına haram lokma düşürmeden büyütsün. Sonunda kendini kapının dışında, sokakta buluyor. Onunla ilgilenen tek kişi ise Seher.

945521ea7445c83b0168dd58febb6061.jpg

Hamiyet’inki bir kahır hikâyesi… Müzikaldeki şarkılardan birinin adı da Kahır. İrfan Alış’ın verdiği röportajlardan, Hamiyet’in gerçek hikâyesinin çok daha ağır olduğunu öğreniyoruz. Müzikalin finalinde seyirciyi çok fazla hırpalamamak için bazı sahneler yumuşatılmış ama yine de izleyicinin gözyaşlarını tutması çok zor. Ben koyverdim aktılar.

Hamiyet, bize aslında aklımızı nasıl yitirdiğimizi, nasıl bu kadar yalnız kaldığımızı anlatıyor. Delilerden değil aklımızı kaybetmekten korkmamız gerektiğini hatırlatıyor. Sokaklar boşsa, kapılar kilitliyse, insanlar birbirinden korkuyorsa, sebebi deliler değil; aklı başında olanların kötülüğü.

Bana mısın demiyor Hamiyet? Bana mısın diye soruyor, banaymış diye cevap alıyor. Zor gününde de gülmek istiyor, ne yapsın, hayatta kalıyor öyle ya da böyle. Aklı başında değilken bile sendikalar kapanmasaydı iyiydi diye sayıklıyor, ayakları soğuktan yanıyor. Kızlarını görmek istediğinde kızlarının ondan korktuğunu görüyor. Mahallede yanına Seher dışında kimse uğramıyor.

Diyeceksiniz ki, koca müzikalde Hamiyet ve Seher dışında kimse yok mu? Olmaz olur mu, mahalle epey kalabalık. Hacısı, hocası, ispiyoncusu, meyhanesi, dedikoducusu... Hepsine bir yer var sahnede. 90 dakikalık oyunda, her karakter hayatın bir köşesini dolduruyor. Peyk Grubu sahneden hiç inmiyor, Hamiyet’i ellerinden geldiğince korumaya alıyorlar. Hamiyet’in aklına düşen şarkıları söyleyen Pazaryeri Sinekleri oluyor.

3-ulusal-isci-tiyatrolari-festivali-hamiyet-bir-peyk-muzikali-sahnesiyle-basladi684139763.jpg

Bildiğim kadarıyla Türkiye’de bir müzik grubunun baştan sona elini taşın altına koyup yarattığı ilk müzikal bu. Ardından çeşitli gruplardan da müzikal hazırlıkları duyulmaya başladı ama Peyk, Hamiyet ile tarihe imzasını attı. Verdikleri röportajlarda maddi ve manevi olarak çok yorucu bir süreçten geçtiklerini ve bu oyunu ne pahasına olursa olsun ortaya çıkardıklarını anlatıyorlar. Dilerim Peyk’in anlattığı tek hikâye bu olmaz ve arkası gelir.

Meselenin oyunculuk kısmına ise diyecek lafım yok. Türkiye’deki en iyi sahnelerde bile ses sistemi sıkıntısını çözmek kolay değil. Gene de Peyk, her şeye rağmen hep bir ağızdan söylüyor şarkılarını. Müzikalin plağı sadece 1000 adet üretilecek, şu an ön satışta. Muhtemelen raflara ulaşamadan tükenecek. Plağın lansman konseri Kasım sonunda yapılacak. İlgilenenler, Peyk’in ve Hamiyet Müzikali’nin sosyal medya hesaplarından detayları öğrenebilirler.

Gidip biraz çocukluğunuzu hatırlayın, o mahallelerde kaçtığımız saklandığımız karanlıkları hafızanızda ışıklandırmaya çalışın. İnsan hikâyesini hatırlamaktan korkmamalı, oralarda büyüdük, kumaşımız belki de o yüzden sağlam. Yoksa içine sığışmaya çalıştığımız duvarlar arasında bu kadar kolay akıllı numarası yapamazdık. Delilerle büyüdük ama henüz delirmedik sanki. Elimize ne geçti, yarın kime nasıl bir hatıra olarak kalacağız bilinmez.


Künye:

Oyuncular: Aslı İnandık, Bilgesu Kural, Cansu Bahadır, Esra Kızıldoğan, Ezgi Çelik, Sabahattin Yakut, Sermet Yeşil, Uygar Özçelik ve Peyk (Barış Tokgöz, Ertan Çalışkan, İrfan Alış, Özgür Ulusoy, Serdal Ersoy)

Yardımcı Oyuncular: Caner Coşkun, Eslem Sena Işın, Güney Marlen, Peydayurtsever, Ümitcan Kaya

Yazan: Deniz Madanoğlu

Yöneten: Işıl Kasapoğlu

Hikâye ve Şarkı Sözleri: İrfan Alış
Müzik: Peyk
Yapım: Peyk ve Mom
Yürütücü Yapımcı: Müge Orkun
Dekor Tasarımı: Tomris Kuzu
Kostüm Tasarımı: Selin Ölçen
Işık Tasarımı: Cem Yılmazer
Hareket Düzeni: Gizem Bilgen
Ses Tasarımı ve Tonmaister: A. Ozan Murat, Gürkan Erdem
Saç Ve Makyaj: Didem Çobanbaş, Sümeyra İstekli
Afiş Tasarım ve Sanat Yönetmeni: Serdar Güngör, Tuvana Artun
Afiş Fotoğrafı: Sema Arslan
İllüstrasyon ve Grafik Tasarım: Pınar Yatarkalkmaz
Proje Yöneticisi: Deniz Aksoy
Kast Direktörü: Songül Karaarslan
Sosyal Medya Yöneticisi ve Prodüksiyon Sorumlusu: Rena Amargianitaki
Kurumsal İletişim Danışmanı: Selda Yavuz
Teknik Prodüksiyon: Prodon
Ses Ekibi: Emre Gülbuz, Göktuğ Bora Soylamış, Türküsu Turhan
Teknik Prodüksiyon Asistanı: Yağız Başar Yavuz
Yapım Asistanı: İlke Tuhta
Sahne Ressamı: Şenol Demir
Lojistik ve Teknik Destek: Okan Tunca
Sahne Marangozu: Sedat Ağdaş
Kostüm Üretimi: Jun Onlıne Dikim Atölyesi
Maskot / Prova Kedisi: Kedi Hamiyet
Prova Mekânı: Mustafa Saffet Kültür Merkezi

Öne Çıkanlar