Müzik Susmayacak Kolektifi: Zulüm biter, zalimler gider, 'Âşıkların Sözü Kalır'

Müzik Susmayacak Kolektifi'nden 70 sanatçının bir yıllık emeğinin ürünü olan 'Âşıkların Sözü Kalır' şarkısı YouTube'dan yayınlandı. Baskıya ve yasaklara 10 dilde itiraz eden sanatçılar, şarkıyı "itirazı çoğaltmak ve umudu büyütmek için söyledik" dedi.

Artı Gerçek - Müzisyenlerin üzerinde yoğunlaşan siyasi baskılara, festival yasaklarına ve konser iptallerine karşı gönüllü katılım ve dayanışma temelinde bir araya gelen Müzik Susmayacak Kolektifi'nden 70 sanatçının seslendirdiği, 'Âşıkların Sözü Kalır' adlı şarkının 17 dakikalık uzun versiyonu YouTube üzerinden dinleyicilerle buluştu.

Sözleri Baba Zula grubundan Murat Ertel'e, bestesi de yine Murat Ertel ve aynı gruptan Levent Akman'a ait olan şarkı, farklı müzikal tarzlardan müzisyenleri bir araya getirdi.

Aralarında Yasemin Göksu, Hayko Cepkin, Doğan Duru, Feryal Öney, Burhan Şeşen, Cahit Berkay, Ayşenur Kolivar, Ceylan Ertem ve Metin Kahraman gibi çok sayıda ismin bulunduğu sanatçılar yasaklara karşı 10 dilde, tek ses oldular.

YASAKLAR, YARGILAMALAR, ŞİDDET: HER ACIDA İLK VAZGEÇİLEN 'MÜZİK' OLDU

Türkiye'de pandemi dönemi ve sonrasında müzisyenlerin içinde bulunduğu kırılgan koşullardan siyasi baskılara ve müzik yasaklarına kadar çok sayıda başlığa vurgu yapan sanatçılar, Müzik Susmayacak Kolektifi'nin kuruluş hikayesini şu sözlerle anlatıyor:

"Konserler yasaklandı.. Festivaller iptal edildi. “Pandemi tedbirleri” adı altında müzikli mekânlar kapatıldı.
Oysa aynı günlerde spor salonlarında parti kongreleri yapılabiliyordu. Pandemi unutuldu, bütün “tedbirler” kaldırıldı. Bir teki hariç: Kimi yerde geceyarısı, kimi yerde 01.00’de müzik hâlâ yasak!

Müzisyenler gözaltına alındı, tutuklandı, yargılandı, mahkûm edildi. İstanbul’da Beyoğlu’nda bombalı saldırı oldu; saldırıyı önlemesi gerekenlere değil, İstiklal Caddesindeki ağaçlara ve sokak müzisyenlerine kesildi fatura. Müzik “müzik” olarak değil “eğlence aracı” olarak görüldüğü için, her afette, her acıda ilk vazgeçilen “müzik” oldu. Ve müziğe yöneltilen bu topyekûn algı, müzisyenleri de çalıştıkları mekânlarda ve sokaklarda acımasız bir kör şiddetin hedefi haline getirdi. “İstek şarkısını çalmadı” gibi akıl almaz gerekçelerle meslektaşlarımız öldürüldü.

Tüm bunlara güçlü bir sesle itiraz etmek üzere bir yıl önce bir araya geldik. 'MÜZİK SUSMAYACAK' metnimizi kaleme aldık ve imzaya açtık. Bir hafta içinde 1134 imzaya ulaştık ve kamuoyuna duyurduk.
O metin ve deklarasyon, MÜZİK SUSMAYACAK KOLEKTİFİ’nin oluşum ve çıkış manifestosu oldu.

ÂŞIKLARIN SÖZÜ KALIR şarkımız ise ilk kolektif üretimimiz.

Bir metin çevresinde toplanan bunca müzik insanını, en iyi bildikleri şeyde, bir müzik yapıtında buluşturmak ve söyleyeceklerimizi kendi sanatımızla söylemek, bu buluşmanın önüne koyabileceği en doğru hedefti.

Ortak bir şarkı yapma fikri oluştuğunda, çok da uzun arayışlara girmek gerekmedi. BaBa ZuLa’nın ÂŞIKLARIN SÖZÜ KALIR şarkısı, sözleriyle içimizdeki pek çok duyguyu ifade ediyordu.
İmza metnimizin kamuoyu ile paylaşılmasından hemen sonra, şarkımızın yeni düzenlemesi ile ilgili ilk hazırlıklara başladık.

İki prensipte hepimiz hemfikirdik:

Şarkımızın çok dilli olması ve yaşadığımız coğrafyada konuşulmuş, çalınmış, söylenmiş her dili olabildiğince içermesi. Gelenekselden klasiğe, cazdan rock’a, rap’e ulaşabildiğimiz bütün farklı müzik türlerinin yan yana gelmesi, iç içe geçmesi.

Almanya’daki stüdyosunda altyapıları hazırlayan Kemal Sahir Gürel o andan sonra dünyanın ve Türkiye’nin dört bir yanından (Kanada, İngiltere, Almanya, Avusturya… İstanbul, Ankara, İzmir, Çanakkale, Antalya, Dersim…) gelen yüzlerce kanal ses kaydını işledi, farklı müzisyenlerin yapıp yolladığı yedi müzikal bölümle birlikte hepsini editledi. Her birimizin bilgisayarlarında şarkımızın 6 dakikalık, 9 dakikalık, 10 dakikalık, 14 dakikalık… çok sayıda versiyonu kayıtlı.
Her yollanan kayıtla yeniden editlenen şarkımız, bugünkü şeklini aldığında son noktayı koyduk."

10 DİL, 70 MÜZİSYEN AYNI ŞARKIDA, AYNI NAKARATTA

Yaşanan baskılara, adaletsizliklere ve şiddete karşı geliştirilen toplumsal itirazı çoğaltmak, dayanışma ve umudu büyütmek için hiçbir ticari amaç gözetmeden böyle bir şarkıyla katlı sunmak istediklerini ifade eden Müzik Susmayacak Kolektifi, şarkının hikayesini şöyle anlatıyor:

"Geleneksel, rock, caz, halay, rap, horon…
Türkçe, Kürtçe, Zazaca, Lazca, Arapça, Farsça, Ermenice, Çerkesçe, Ladino, Karadeniz Rumcası…

Şu ana kadar hem sayı hem tür olarak en geniş sanatçı topluluğunun katılımıyla, baştan sona gönüllülükle, imeceyle üretilmiş bir eser... ÂŞIKLARIN SÖZÜ KALIR şarkımızı sizlerle paylaşmaktan büyük mutluluk duyuyoruz.

Yıllara yayılan acıların, baskıların, haksızlıkların, adaletsizliklerin içinden geliyoruz; insanlık olarak, ülke olarak. Halkların, dillerin, inançların, kimliklerin karşı karşıya kaldığı her acıda, her birimiz üzüldük, öfkelendik, yaralandık. Herkes bulunduğu yerden bir ses, bir soluk olmaya çalıştı. Ama bir türlü o sesleri birleştirip daha büyük bir çığlığa dönüştüremedik.

Ne mutlu ki, bunca acının içinde hemdert olanların sayısı hiç az değil. Kendimizce, meşrebimizce, elimizin yettiği dilimizin döndüğünce bu itirazı çoğaltalım istedik."

'ZULÜM BİTER, ZALİMLER GİDER, ÂŞIKLARIN SÖZÜ KALIR'

Hazırlıklarıyla beraber bir yıllık bir kolektif emek sürecinin ürünü olan şarkıyı bütünüyle dinleyicilere adayan sanatçılar şöyle devam ediyor:

"Yok saydıkları, sesini soluğunu kesmeye çalıştıkları herkes adına, hepimiz adına bir yola çıktık ve o yol bizi Pir Sultan Abdal’ın beş asırdır silinmeyen ayak izleriyle buluşturdu.

Güç, iktidar, yalan, dolan, baskı, zulümle üzerimize gelenlere, “zulüm biter, zalimler gider, âşıkların sözüdür geriye kalacak olan, yüz yıllardır kaldığı gibi” dedik.

Bu coğrafyada yaşayan dillerin tümünü katmak istedik, ancak on dili katabildik. Ama dedik ya, her dilin gönlümüzde yeri aynı. Şu ana kadar hem sayı hem tür olarak en geniş sanatçı topluluğunun katılımıyla, baştan sona gönüllülükle, öz olanaklarla ve imeceyle üretilmiş bir eserdir sizlerle paylaştığımız.

Yaklaşık bir yıl önce başlayan fikir, karar, üretim süreçlerinin hiçbir aşamasında ticari endişe gözetilmemiş olduğunu özellikle vurgulamak isteriz. Eserimiz yayınlandığı tüm mecralarda tümüyle dinleyicisine aittir.

İçimizdeki coşkuyu, direnci, umudu paylaşan herkesin aracılığıyla daha geniş kitlelere ulaşmak, umudu ve coşkuyu büyütmek, tek dileğimizdir." (KÜLTÜR SANAT)

Öne Çıkanlar