'On dakikada beni unuturlardı'
HABER MERKEZİ - Aralarında Literatürk Festival'in de yer aldığı bazı edebiyatçı oluşumların birlikte düzenlediği ve Orhan Pamuk'un da konuk olduğu okuma akşamı, Almanya'nın tek salon olarak en fazla izleyici alabilen sinemalarından Lichtburg'ta gerçekleştirildi. Orhan Pamuk'un okuma akşamı nedeniyle Lichtburg sineması, localarıyla beraber tıka basa doldu. Yazar, son kitabı olan "Kırmızı Saçlı Kadın"dan pasaj okudu ve hikayesini anlattı.
Alman izleyicilerinde yoğun katılım sağladığı okuma akşamının moderatörlüğünü Norbert Wehr yaparken, Recai Hallaç ta Orhan Pamuk'un konuşmalarını Almancaya çevirdi.
'SİNEMAYA SÜREKLİ YAKIN İLGİ DUYDUM'
Moderatörün diğer meslek dalları ve sinema ile ilgili sorusuna Orhan Pamuk, şöyle yanıt verdi: "Öncelikle söyleyeyim ben, sinemaya hep yakın oldum. Bir dönem sinemayı da yapmak istedim, ama bu tek başına olabilecek iş değil. Mimarlık ta istemiştim, o da böyle. Bunlar çok sayıda insanın birlikte, bir ekip olarak yapması gereken meslek dalları. Örneğin mimarlık tek başına değil, patronlar, ev sahipleri, parayı verenler, büronuzda çalışanlar derken bir çok insanlı bir ekiple çalışmak gerek. Ama romancının gücü, bir kalem birde kağıt yetti, böyle daha özgürüm. Ayrıca en iyi filmde, iyi bir resim de, iyi bir metne, iyi bir hikayeye bağlı. Öncede bir metin olmalı. Bazen insanların mahremine, özeline, sinema olarak bir ekiple girilemiyor. Ama romancı, kişilerin kendinin keşfedemediği mahremi, sessiz özelini, ruhunun derinliklerine kadar konuşup, yazabiliyor. Romanlarımdan film yapılmasını hep istedim, ama başarısız olma korkusuyla da, bir türlü istediğim kadar olmadı. Tabii ki sinema hayatımda beni çok mutlu etti. Bütün gün çalışıp akşam kız arkadaşımla sinemaya gitmek güzeldi. Bundan güzel bir gün olabilir mi?."
'SÜRGÜNDEKİ SOLCULAR BİR ARAYA GELEBİLMEK İÇİN BENİ DAVET EDERLERDİ'
1987 yılında Duisburg'a geldiği kitap okuma günlerini izleyicilerle paylaşan Orhan Pamuk, "Türkiye'den siyasi sürgün olan solcular, kendileri bir araya getirebilmek için, beni yazar olarak davet ederlerdi. Duisburg kütüphanesinden edebiyatçı Tayfun Demir, öncülük yapmıştı. Siyasi sürgüncü olan bu solcular, beni davet etmişti, sonra bir araya geldin mi, on dakikada beni unutur, kendi konuşmak istediklerine geçerdiler. Bende merakla ve zevkle bu insanları dinlerdim. Kim ne kadar Almanlaş tı, kimler daha çok Türkiyeli kaldı bunları tartışırdılar. Bunun ölçüsünü de, kimlerin tatil için İtalya'ya gittiğinden filan ortaya koyardılar. O zamanlar Okuma akşamları Almanca yapılmadığı için, Almanlar gelmezdi, çok az Türkiyeli seven Alman aralarında bulunurdu. Çok yıllar geçti, Almanya daha da zengin oldu. Türkiye'den gelenlerin çocukları, torunları oldu. Bugünde sizlerle burada olduğum için çok mutlu oldum" diye anlattı.
Okuma sonraki Orhan Pamuk'a, kitap imzalatmak isteyen yüzlerce vatandaş, sinema salonu içinde uzunca kuyruk oluşturdu. (DHA)