Öpüşmenin kısa tarihi: Tarihte iz bırakan öpüşmeler
Hicran CENGİZ
Artı Gerçek - Resimlere, filmlere, edebi metinlere konu olan kişisel ve kolektif hafızada da karşılığı bulunan öpüşmeyi Texas Üniversitesinden Biyolog Kirshenbaum “iki kişinin ağız ağıza ya da birinin diğerinin bedenindeki herhangi bir yere dudaklarını bastırması” olarak tanımlıyor.
İLK ÖPÜCÜK 4 BİN 500 YIL ÖNCE MEZOPOTAMYA’DA
Daha önce yapılan çalışmalar, insanların “dudaktan” öpüştüğüne dair ilk kanıtın özellikle Güney Asya'da yaklaşık 3 bin 500 yıl önce başladığını gösteriyor.
Geçtiğimiz günlerde Oxford ve Kopenhag Üniversitesi'nden akademisyenler tarafından yürütülen ve Mezopotamya toplumlarına ait çeşitli yazılı kaynaklara dayandırılan bir araştırma da n eski öpücüğün Mezopotamya topraklarında gerçekleştiğine ulaştı.
Araştırmacılardan Asurbilimci Troels Pank Arbøll da, söz konusu araştırmanın bulgularını şöyle aktarıyor:
“En eski kanıt, modern dil akrabalığı olmayan Sümerce adlı bir dildedir. Ve bundan kısa bir süre sonra, bugün İbranice ve Arapça ile bağlantılı olan ve Akkadca adı verilen eski bir Sami dilinde yazılmış bazı pasajlar bulduk. MÖ 2500'den önce bir yerde, yazılı bu mitolojik metinleri bulmaya başlıyoruz - tanrılar hakkında anlatılar ve büyülü sözler. Çiftleşme ve öpüşmeyi bu anlatılarda buluyoruz, bu da bize bunun açıkça cinsel bir öpücük olduğunu gösteriyor.”
ARAŞTIRMA ÖPÜŞMENİN KANITI OLARAK VİRÜSLERİ GÖSTERİYOR
Bu yeni araştırmanın bulguları öpüşmenin kökenlerinin 1000 yıl geride olduğunu söylüyor. Peki 4 bin 500 yıl önce de öpüşüldüğüne yazılı kaynaklar dışında nasıl emin olabiliyoruz?
Arbol, öpüşmenin biyolojik kanıtı olarak Oral herpes (bir tür uçuk virüsü) veya Epstein-Barr (halk arasında öpüşme virüsü olarak da biliniyor) virüsünü referans gösteriyor. Tükürük yoluyla bulaşan bir mikrop bulduğunu belirten Arbol, virüs aktarımının en başta öpüşme kaynaklı olduğunu ancak zaman zaman yemek paylaşmalarından kaynaklı olabileceğini de açık bir şekilde ifade ediyor.
TARİHTE İZ BIRAKAN ÖPÜCÜKLER
Yani bir öpücük, geride anın büyüsünden daha fazlasını bırakabiliyor. Tıbbi ve biyolojik referanslar kadar, edebi metinler, filmler ve resimler de tarihteki belli öpüşmeleri kayıtlara geçirdi.
Cinsel bir aktivite olarak da kabul edilmesi maalesef öpüşmenin bazı toplumsal normlarla sınırlandırılmasına sebep oldu. O yüzden kayıt dışı birçok öpüşmeyi bilemeyeceğiz.
Toplum normları belli sınırlamalar yaratsa da romantizmin ana öğelerinden öpüşmek insanlık tarihinde farklı anlamlar taşıdı. Hatta medeniyetler arası etkileşimin bile bir parçası oldu. Mesela bir çok araştırmacı Yunanların erotik öpüşmeyi, Büyük İskender M.Ö. 326 yılında Hindistan’ı istila ettiğinde, Hintlilerden öğrendiğini kaydediyor.
Antik Yunan tarihine gittiğimizde de M.Ö. 5'nci yüzyıllarda, 'Herodot Tarihi' bize Ortadoğu’nun öpüşme geçmişine dair bilgiler veriyor. Heredot’a göre eşit seviyedeki erkekleri ağzından, daha düşük seviyedekileri ise yanağından öperek selamlayan İranlılardan söz etmek mümkün.
Herodot bizi öpüşmenin kültürel anlamlarını anlattığı başka coğrafyalara da götürür. Sözgelimi Mısırlıların kendileri için kutsal sayılan inek etini yedikleri için Yunanları ağızdan öpmeyi reddettiklerini de anlatır.
SOSYAL HUKUKTAN RACONA: ÖPÜCÜK İLE MÜHÜRLEMEK
Antik Yunan demişken Roma'ya da gitmeden olmaz. Tarihte, hukuk alanında kendine ait izler bırakan Romalılar öpüşme konusunu da es geçmemiş. Sosyal ve cinsel anlamların dışında çıkarak öpüşmeyi anlaşmalarda “onaylama” hareketi olarak da kullanmışlardır. Yazısız dönemlerde geliştirdikleri “öpücükle mühürlemek (to seal with a kiss)” deyimi ile resmi anlaşmalarını onaylamışlardır.
Dönemin kamusal alandaki aktörleri erkekler olduğu için bu ritüelin aktörlerinin de erkekler olduğuna dikkat çekmekte yarar var.
Romalılara yetişemedik ama “öpücük ile mühürlemek” onayını modern dünyada görebileceğimiz bir örnek de var: Godfather II'de Michael'ın kardeşinin Fredo'yu öptüğü sahne. Sahnedeki öpüşme için kullanılan deyim "Omerta Öpücüğü" olarak geçiyor.
Omerta Öpücüğü, İtalya mafyasında "ağır abiler" arasında "merak etme ağzımı sıkı tutup konuşmayacağım" anlamına gelen bir racon öpücüğü olarak geçiyor ve hapse düşen bir mafya üyesinin "konuşmama sözü" anlamını taşıyor.
Sahnenin ilerleyen kısımlarında Michael, Fredo'nun konuştuğunu ve kendilerini sattığını bilerek kardeşini öpüyor ve "Senin olduğunu biliyorum Fredo, Kalbimi Kırdın" diyor.
Burada Sicilya Mafyası'nın "Il bacio della morte" dedikleri "Ölüm Öpücüğü" devreye giriyor. bu öpücük ile Fredo'ya "konuştuğun için öldürüleceksin" mesajı veriliyor. Racona ters bir İhanet gerçekleştiğinde onun kaçınılmaz bir cezasının olacağına dair işareti dudaklarına işleniyor.
ÖPÜŞMEYE İLK KAMUSAL YASAK KİLİSEDEN
Öpücük ve ihanetin bir diğer referansı ise Hristiyanlık’ta 'Yahuda'nın öpücüğü'. Yahuda tarafından Son Akşam Yemeği'nden sonra Gethsemane Bahçesi'nde verilen öpücük, Sanhedrin polis gücü tarafından İsa'nın tutuklanmasına neden oldu.
Sinoptik İncillere göre bu Yahuda'nın İsa'yı kılıçlı ve sopalı bir kalabalığa ifşa etme şekli. Öyle ki Yehuda’nın İsa’ya bir öpücükle ihanet ettiği gün olan Paskalya’dan önceki Perşembe günü, öpüşmekten hariç tutuluyor.
Romantizmin ötesinde birçok işleve hizmet eden öpüşmek Orta Çağ'da, Avrupa'daki herkes için geçerli olan bir uygulama iken sosyal duruşa dayalı belirli kurallar tarafından yönetiliyordu. Kişi kendi seviyesindeki birini yalnızca dudaklarından öpebilirdi ve üstlerin elden, kıyafet eteklerinden, ayaktan veya dizden öpülmesi gerekirdi.
14'ncü yüzyılda Katolik Kilisesi, diğer cinsel eylemlere açılan bir kapı olarak gördükleri öpüşme konusunda giderek daha fazla endişe duymaya başladı ve kilisenin bağnazlığını eleştiren yetkililer, kısa süre sonra bunun Veba'yı yayma potansiyelinden rahatsız oldu.
Papa V. Clement, 1311-1312'de Viyana Konseyi'nde "kutsal öpüşmeyi" veya öpüşmenin kilise ayinleri sırasında barış ve iyi niyet göstergesi olarak kullanılmasını yasaklayan bir kararname çıkardı ve Henry VI, 1439'da İngiltere'de Veba nedeniyle öpüşmeyi tamamen yasakladı.
ÖPÜŞMEYİ İCAT ETMEK: SÖZLÜKLERE EKLENDİ
Japonya'ya giden ilk Avrupalı gezginler, Japon halkının bu uygulamaya hiç tanık olmadıkları için öpüşmediğine inanıyorlardı, ancak anlamadıkları şey, eski Japonların öpüşmeyi yatak odasında tutulan ve açıkça tartışılmayan samimi bir eylem olarak gördükleriydi.
Görünüşe göre Japonlar, Avrupalılarla temas kurduktan sonra bu aktiviteyi kabul ettiler. Öyle ki Japonların dilinde öpüşmek için bir kelime bile yoktu. İngilizceden bir tane ödünç aldılar.
Tarihe iz bırakan öpücükler arasında stilleriyle ünlü olmayı başaranlar Fransızlar oldu. Dünyaca ünlü french kiss ile kamuoyu Fransızların dilleriyle öpüştüğü konusunda hemfikir oldu. Bu bilgi doğruluk değeri taşısa da, ortaya çıkışının İkinci Dünya Savaşı sırasında İngiliz ve Amerikan askerlerinin "Fransız öpücüğü" terimini "cinsel açıdan maceracı Fransız vatandaşları" ile karşılaştıktan sonra icat ettikleri düşünülüyor.
Fransızların eylem için özel bir kelimesi yoktu , ta ki argoda "dolaşmak" anlamına gelen galocher'e kadar. Dillerden öpmek" 2014 yılında resmen sözlüğe eklendi.