Özgür Sanat Meclisi'nden Dünya Sanat Günü'ne özel mesaj: ‘'Bir daha’’ umutla başlayalım'

Özgür Sanat Meclisi'nden Dünya Sanat Günü'ne özel mesaj: ‘'Bir daha’’ umutla başlayalım'
Özgür Sanat Meclisi’nin, 15 Nisan Dünya Sanat Günü’nde yayınladığı mesajda, “Hakikatin yitmemesi için, toplumsal hafızanın taşıyıcıları olarak, tüm kırılganlıklarımıza rağmen çözülmeyen çelişkilerin göstereni olmaya devam edeceğiz" denildi.

Artı Gerçek- Özgür Sanat Meclisi, 15 Nisan Dünya Sanat Günü dolayısıyla bir mesaj yayınladı.

Sanatçıların tek sermayelerinin özgürlük olduğu belirtilen mesajda "Bedenlerimiz ve yaratıcılığımız ile doğrudan sermaye olarak tanımlanan neo-liberal sömürü karşısında yaşam hakkımızı savunmada kararlıyız" ifadeleri yer aldı.

Mesajın tamamı şöyle:

"Gerçekliklerin, sayısallıklara bölünüp, zamanın birileri tarafından sürekli düzenlendiği yerden, bilerek başlayalım…

Yaşadığımız anın hızla daha küçük parçalara bölündüğü bir bilgi akışıyla, zamanın çok ağır devinimlerle geçmek bilmeyen hareketsizliğini iç içe yaşıyoruz.

Tüm umutları, tedirginliğin bekleme şeridine aldığımız bir anda, toplumsal sağduyu tarihsel refleks ile yeniden elini uzattı.

‘’Bir daha’’ umutla başlayalım…

Gezi’nin derin sularında yükselen ‘’Beyaz Balina’nın", kaptanın filikasını nasıl alabora ettiği, zıpkının iplerinin nasıl birbirine dolanıp, oyunları bozduğunu hatırlayalım.

Mavinin sonsuzluğunu, içindeki sayısız varoluşun zenginliğini, tüm farklılıkları ile eşitlikçi ortak yaşamın coşkusunu, kuytu karanlıklarda bekleyen beyazlığı hatırlayalım bir daha.

Sanatın bugüne sıkıştırılmasından, sanatın zaman üstü, büyülü gücüne, büyüklüğüne dönüp bakalım.

Ustanın dediği gibi, ‘’Geleneği, onu hükmü altına almak üzere olan konformizmin elinden çekip almak, her dönemde yeni baştan girişilmesi gereken bir çabaysa, şimdi sanatımıza düşen görevleri bir daha tanımlayalım.’’

Sanatçılar diyor ki:

Duvarın yıkılmasından bu yana, küresel hegemonya, incelikle işlenen kültürleştirme politikaları ile birlikte geliştirilmiştir. Toplumsallığın bütün çatışmaları, kültüre indirgenmiştir.

Kültürel söylem üzerinden, sanatın sorgulayıcı, mesafeli, eleştirel gücü, bireyselliğin metafizik dar dünyasında, arzu ve duygu politikaları arasına sıkıştırılmış, yok edilmiştir.

Muhafazakarlık-Modernlik, Doğu-Batı, Yerellik-Evrensellik gibi tarihsel ilişkiler üzerinden sürdürülen ideolojik indirgemecilik, sınıf her tür emek, etnik, cinsel beden üzerinden ayrımcılığı, türlerin tüm farklılıkları ve aidiyetleri üzerinden, gerçeklikte süre giden baskı, sömürü ve açık şiddeti örtme (yok etme) siyasetidir.

Özgür, eşitlikçi bir dil inşa etmenin, devletçi ve piyasa-özel sektör dışında üçüncü bir yolu, sivil kamusal alan imkanı her zaman baskılanmış, yok sayılmıştır.

Şimdi ortaya çıkan irade, otonom yerel bir güç olarak, her türlü merkeziyetçi otorite ötesinde, aşağıdan yukarı örgütlenmenin ve yaşama müdahil olmanın zamanıdır.

Tüm yaptırımlara rağmen, sanatın ve sanatçının örgütlenmesi, kamusal ve sosyal-mesleki haklarını temsilen kurumlaşması kaçınılmazdır

Bilinen ve yeni katılan tüm sanat dallarının, estetiğin özgün alanında yaşamın tüm deneyimini kendi iç dünyasında yaratıcılığı ile buluşturduğu ve bunun politik bir söylem olduğu bilinci içinde, bireysel ve kamusal haklarını dile getirebilecekleri birlikteliklerin önünün açılması ihtiyaçtır.

Biz sanatçılar;

Bedenlerimiz ve yaratıcılığımız ile doğrudan sermaye olarak tanımlanan neo-liberal sömürü karşısında yaşam hakkımızı savunmada kararlıyız.

Yaşam için sanat yapma hakkının, tanımlanmış bir çerçevenin garantici dünyasına sıkıştırılmasına, otoriter her türlü yasa ile inanç üzerine kurulu bir etik veya ekonomik rasyonalite ile özgürlüklere müdahale edilmesine itiraz ediyoruz.

Sanatçılar etken veya pasif bir müteşebbis değildir. Tek sermayesi özgürlüğü olan bir yalnızlığın fazlasını ortaklaştırmayı ve paylaşmayı bilen bir çoğulculuğun savunucusuyuz.

Hakikatin yitmemesi için, toplumsal hafızanın taşıyıcıları olarak, tüm kırılganlıklarımıza rağmen çözülmeyen çelişkilerin göstereni olmaya devam edeceğiz.

Tüm ortaklaştırıcı sorumluluklarımızın bilinciyle, tüm farklılıkların ve başkalıkların, türlerin tüm haklarının barışçıl savunucusu olarak,

Görme, gösterme, konuşma, işitme, dile getirme, algılama, hissetme, dokunma yeteneklerimizin, beş duyu ve ötesi organikliğimizin, teknoloji, bilme ve yorumlama erişimlerimizin açık, özgür ve eşitlikçi haklarının savunucusu olarak

DÜNYA SANAT GÜNÜMÜZÜ KUTLUYORUZ." (KÜLTÜR SANAT)

Öne Çıkanlar