Sinema kitaplarına okuyucu ilgisi artıyor
ARTI GERÇEK - Türkiye’de son dönemde sinemaya olan ilgi giderek artıyor. Bu artış izleyici sayısının ötesinde, düşüncelerini sinema yolu ile ifade etme, kitlelere ulaştırma boyutuyla da dikkat çekiyor.
Yeni, genç yönetmenlerin çok çarpıcı filmler ürettikleri, uluslararası alanda da adlarından söz ettirir ve ödüller kazanır olmaları yayın dünyasını da etkiliyor.
İşte bu kapsamda, başlangıç olarak 5 kitap yayınlayarak SİNEMA DİZİSİ başlatan yayınevlerinden biri olan "h2o kitap" önümüzdeki aylarda diziye devam ederek okuyucuya yeni kitaplar sunacaklarını açıkladı.
Kerem Akça’nın "Yerli Sinemada Hollywood Kuşağı", Soner Sert’in "Film Çekmek /Yönetmenler ilk filmini anlatıyor", Rıza Kıraç’ın "Hürrem Erman/İzlenmemiş bir Yeşilçam filmi", Steven J. Ross’un "İşçi Sınıfı Hollywood’ta" e Hakan Güngör’ün "Biz Güzel BirAileyiz/Yeşilçam filmlerinden hiç bilmediğimiz sırlar, anılar, ayrıntılar" adlı kitaplardan sonra; "h2o kitap" önümüzdeki günlerde geçen yıl hayata veda eden Türiye Sosyalist hareketinin önde gelen isimlerinden Yalçın Yusufoğlu’nun yaptığı bir sinema çalışmasını da "Sinemanın dünü" adıyla dizi kapsamında yayınlayacak.
"BİZ GÜZEL BİR AİLEYİZ"
h2o kitap yayınevinin "Sinema Dizisi"nden yayınlanan son kitabı olan "Biz güzel bir aileyiz"de kitabın yazarı Hakan Güngör, Yeşilçam sinemasını "aile filmleri" penceresinden inceliyor.
Yazar, kitabında yapımcı ve yönetmen ‘Ertem Eğilmez sineması’ (Arzu Film) ağırlıklı olmak üzere; Türkiye sinemasının ‘kült’ haline gelmiş, günümüzde bile eskilerin defalarca yeniden, genç kuşakların ise zevkle izleyebildikleri Münir Özkul’lu Adile Naşit’li, Tarık Akan’lı, Kemal Sunal’lı, Ayşen Gruda’lı, Zeki Lasya’lı, Şener Şen’li filmlerin bilinmeyen kamera arkası sırlarını, anılarını ayrıntıları le okuyucuya sunuyor.
"BU FİLMLER BAZEN HOŞ YALANLAR SÖYLÜYORDU"
"Arzu film bir okuldu ve nice mezunlar vermişti. Sinema ve dizi sektörüne damga vuran isimler çıkarmış bir okuldu hem de… Kartal Tibetler, Yavuz Turgullar,Uğur Yüceller ve daha nicesi bu okulda yetişmişti…
Aile filmleri kaybedilen değil, belki de tam anlamıyla hiç olmayan değerlere atıf yapıyordu. Önce 'güzel' olmaya, güvende hissedilmeye kapıları ardına kadar açık tutarken dahi, rahat etmeye işaret ediyordu.
İyi kalpliliğin enayilik olarak görüldüğü, saflığın suistimal edildiği, temizliğin kabalıkla karşılandığı bir dünyada, kendi düş dünyasını kuruyordu. Başka türlüsü mümkün diyordu, bize bazen hoş yalanlar söylüyordu bu filmler. İzleyen hem gülüyor, hem huzur buluyordu…" (Biz Güzel Bir Aileyiz, Hakan Güngör, h2o kitap, sayfa 167)
