Akademisyen Gece Tezcan: Kapalı beyinler kapalı partilerden daha çok zarar verir
Kapak fotoğrafı: Dana Roesiger
Deniz ÇAKMAK
İstanbul'un Beyoğlu ilçesinde yıllardır hizmet veren bir LGBTİ+ gece kulübü olan Bigudi Club'da gerçekleşen Kinky Turkey partisine 20 Ekim'de düzenlenen polis baskınında, oyun gecesinin katlımcısı olan 32 kişi gözaltına alındı, 8'i tutuklandı ve mekan da o günden bu yana kapalı.
Parti hakkında kovuşturma sürecine itirazlar devam ederken, Bilgi Üniversitesi'nde insan hakları, ekoloji , toplumsal cinsiyet ve medya alanlarında dersler veren Dr. Gece Tezcan'la basında "fuhuş operasyonu" olarak damgalanan baskını, BDSM oyun gecelerinin içeriğini ve bu etkinliklere yönelik baskıları konuştuk.
Geçen haziran ayında İletişim Yayınları'ndan çıkan, konuya ilişkin akademik literatüre önemli bir katkı sağlayan 'Cinsel Aykırılıklar' kitabını da Türkçeye kazandıran Tezcan, 'Kinky Turkey'e başlatılan kovuşturma hakkında, "Esas yönünden hürriyeti tehdit ve darp anında suçüstü yapılmış izlenimi verse de şekil yönünden belli ediyor ki bütün bunlar karşılıklı rızaya dayalı birer oyundu. O halde insanların günlerini, aylarını kof bir dava aracılığıyla çalma cüretine açıkça karşı çıkmalıyız" diyor.
- Beyoğlu'nda eski bir LGBTİ+ gece mekanı olan Bigudi Club'daki Kinky Turkey partisine polis geçen ay baskın yaptı ve 32 kişi gözaltına alındı. Polis baskını, basında "fuhuş operasyonu" olarak damgalandı. İnsanlar neden bir araya gelmişti?
Son çevirdiğim "Cinsel Aykırılıklar" kitabında anlatılan ‘polis baskınıyla özgürleştirme’, ‘sapkın ayine suçüstü’ minvalinde trajikomik haberleri ne ara ithal ettik, valla her şey çok hızlı gelişti. O kitabın yazarı Gayle Rubin, daha çok 20.yüzyılda Kuzey Amerika’daki eşcinsellerin yahut sadomazoşistlerin polis ve basın tarafından nasıl da sistematik biçimde ezilmeye çalışıldığını ve bu baskılara o toplulukların nasıl karşılık verdiğini anlatıyor. 50 yıl sonra ayrı kıta ama aynı terane!
FUHUŞ İÇERMEYEN 'FUHUŞ OPERASYONU', KÖLE İÇERMEYEN 'KÖLE KURTARMA DESTANI'
İşte bizim elimizde de nur topu gibi bir fuhuş içermeyen “fuhuş operasyonu”, köle içermeyen bir “köle kurtarma destanı” var. Fantezi zindanlarını, oyuncak kırbaçları gerçek sanmak, eğlenceyi sapkın ayin, polisi ise köleleri kurtaran kahraman ilan etmek olsa olsa üç gün kandırır bu düşleri hiç kurmamış insanları. 20 Ekim 2024’te İstanbul’daki Bigudi Club’a yapılan polis baskını ile tutuklanmamış olmam, şu an hâlâ öğrencilerime ders ve sınav hazırlıyor olmam tamamen tesadüf. O gün İzmir’de bir arkadaşımın taşınmasına yardım ediyordum, haberi sonradan aldım ve evet şaşırdım. Türkiye’deki BDSM (bağlama-hükmetme-sadizm-mazoşizm) oyun gecelerine yönelik bu kadar geniş çapta bir bastırma girişimi yakın geçmişimizde hiç görülmemişti, dolayısıyla Türkiye’deki devletin baskıcı tutumunda hâlâ şaşırtıcı bir potansiyel, hâlâ haber değeri var. Böylesi devingen bir baskı mekanizmasına karşı sabit bir yaşama, durağan bir mücadele zeminine sahip olmamıza imkan yok. Yerimizde duramayız; açıktayız, kırılganız; ama şaşırılan son hikayelerin çoğunun da öznesiyiz. Sihirli değnek sürekli el değiştiriyor gibi düşünün. Sihirli değneğin yeniden bizlere geleceği güne hazır mıyız? Suçlu değiliz, yalnız da değiliz; o zaman utanmadan: LGBTİ partiler suç değildir, BDSM partiler de suç değildir!
'İZİN VE RIZANIN TEMİNİ ESASTI'
Neredeyse bir aydır hapiste tutulan insanlardan bazılarını tanıyorum. Onlar şu anda lisedeki öğrencilerine ders veremiyor, atölyedeki ferforje imalat işçilerine yevmiye veremiyor. Peki niçin alıkondular ve yüzlerce kişiyi dolaylı olumsuz etkileyen bu baskında suçüstü yapılan o amel neydi? Koca bir hiç! Suç dedikleri partinin bir benzerine yazın gitmiştim. Kimse kimseyi bir şeye zorlamıyordu, keşiften önce izin ve keşif esnasında rızanın temini esastı. Kimse kimsenin cinsiyetine, cinsel hazzına, giyimine, kişiliğine, hevesine karışmıyordu. Herkes çok saygılı, hatta biraz fazla mesafeliydi; sonuç olarak hiç ama hiç tehdit altında hissetmemiştim kendimi.
'GÜVENLİ BİR DENEYİM İÇİN KISA BİR EĞİTİMDEN GEÇMEK GEREKİYORDU'
- Partinin içeriği nedir?
Açık cinsellik olarak algılanan birleşme ve benzeri hazlara yer yoktu bu partide. İsteyenin belden bacaktan halatlarla bağlanıp bir iki dakika havada süzülmesi, isteyenin isteyeni birkaç kez kırbaçlaması, ortamda bir süreliğine tasma ile veya bir maske ile gezmek vb gibi fanteziler vardı. Bunların yaşanması için de sadece çok istekli olmak yahut rıza aramak değil, aynı zamanda güvenli bir deneyim için kısa bir eğitimden geçmek gerekiyordu. Bu toplaşmalara bu yüzden seks partisi değil, fuhuş hiç değil, olsa olsa BDSM oyun gecesi demek daha uygun. BDSM’deki cinsel hazzın karşılıklı anlaşarak ve güvenliği temin ederek tatmin edilmesine terimsel olarak da ‘oyun’ (S/M play) denir. İnsanların çoğunun tuhaf karşıladığı, bu yüzden hakkında fazla konuşulmayan ama kapalı kapılar ardında bin yıllardır düşlenen ve denenen bazı cinsel fanteziler, bazı cinsel ilgiler vardır. Örneğin üzerine mum damlatılmasından cinsel zevk almak fakat bu hafif acı veren bedensel deneyimin nerede son bulacağını bizzat belirlemek rızaya dayalı tuhafcinsel (kinki) bir fantezidir. Kendi kendine de yapabilir insan bunu, birileriyle de. Ayak fetişi de aykırı cinsel ilgidir mesela. Kimilerine ayağa bakmak bile iğrenç gelir, kimilerine ayak içermeyen bir cinsel deneyim boş gelir, kimisi içinse ayak seksin kendisidir. Demek ki en ufak şeyin türevleri bile matruşka gibi kendi başına ve sonsuzca...
'SADECE YAŞAMAYANLAR VE YAŞATMAYANLAR DEĞİL MİDİR CEZASIZ KALANLAR?'
Kimse kimsenin cinsel fantezilerini, cinsel kimliğini tam kavrayamaz ve tam karşılayamaz belki ama kişinin yaşam biçimine, sınırlarına saygı duymak ve başkalarıyla eğlencede ortaklaşmak ya da ortaklaşmamak o kadar da zor değil. Kapalı beyinler kapalı partilerden daha çok zarar verir. Kapalı beyni, farklılıkları hoş görmeme olarak anlayabileceğimiz gibi kişinin kendi cinsel yönelimini, cinsel kimliğini çeşitli baskılar nedeniyle henüz kendine bile itiraf etmemesi (dolayısıyla kendini de karşısındakini de tam tanıyamaması) olarak anlayabiliriz. Kapalı beyinden sıyrılan, kapalı odadan sıkılan bazı insanlar internette birbirini bulmuş; açılırken kendini keşfederken abuk subuk tiplerin saldırısına maruz kalmamak için partiyi önceden kaydolanlar hariç herkese kapalı tutmayı yeğlemiş. E polis saldırısının zemini nerede peki? Yaşama ve yaşatma zemini suç sayılırsa şayet, sadece yaşamayanlar ve yaşatmayanlar değil midir cezasız kalanlar? İşte size o partide ele geçirildiği gururla gösterilen oyuncak kırbaçlardan milyon kere daha gerçek, şah damarımıza katbekat daha yakın tehlikemiz: bir yanda haksız bir yargılamadan, düşünceleri sebebiyle düşeceği esaretten anca ölerek kurtulabilmek; diğer yanda tecavüzden/cinayetten tutuksuz yargılanmak, hatta yakayı sıyırmak!
- Kapalı bir partide, yetişkin bireylerin karşılıklı rıza dahilinde düzenlediği bir etkinlik olduğunu belirtiyorsunuz. Rıza sık sık ikili ilişkilerde işleyen etik üzerinden düşünülen ve daha çok özel alanla ilişkili olduğu varsayılan bir onay mekanizması gibi algılanıyor. Bu tip etkinliklerdeki rıza- onay mekanizması nasıl işliyor? Partilerin "kişilerin beden bütünlüğünü tehdit eden şiddet davranışları" içerdiği doğru mu?
Şiddet davranışlarının insanlar arasında taklit yoluyla oyunlaştırılması, insanların şiddet temsili içeren filmlere/video oyunlara teveccüh göstermesi, ana akım haber mecralarının kitlesel şiddet olaylarını, toplu katliamları hafife alırken hatta nefsi müdafaa bahanesiyle allayıp pullarken şiddeti andıran oyunlarla kendi arasında eğlenen bir grup insanı canavarlaştırması… Bunların hepsi üzerinde düşünmeye değer başlıklardır; ancak bu tartışmalar çoklukla hukukun değil psikolojinin, toplumbiliminin, iletişim bilimlerinin alanına girer.
'HİÇKİMSE RIZAYA DAYALI CİNSEL EĞLENCESİNDEN ÖTÜRÜ HAPSE TIKILAMAZ'
BDSM etkinliklerindeki rıza-onay mekanizması, kağıda imzaya dayanmaz; çünkü hayır hayır demektir ve hemen öncesinde evet dendiyse bile hayır dendiği an bütün evetleri durdurmaya yeter bir andır. Baskın yapılmadan önceki Kinky Turkey partilerinden birinde dileyenlerin bileğinde farklı renklerde bilekliklerle boy gösterebileceği duyurulmuştu. Atıyorum mor bileklik taşıyanlar partide üst/efendi gibi takılacaktı, sarı bileklik taşıyanlarsa değişken (switch) rolleri deneyimleyecekti. Sadece seyirci kalanlar, hiçbir bileklik taşımayanlar, hatta bilekliğinin tersine deneyimlere açılanlar olmuştur belki. Zaten bunlar psikolojik kolaylaştırıcı, sosyal teşvikti muhtemelen; yoksa kimsenin haddine değildir S/M oyunlarda birinin bilekliğine veya baştan ne istediğine bakıp sonrasına hiç aldırmamak. Onay her saniye sorulmaz belki ama her an gözetilir, gözetilmelidir. Tüm paydaşların sürekli eğleniyor ve sürekli beden bütünlüğünü, kendine ve başkasına saygısını koruyor olduğunu temin etmek için uluslararası anlamda uygulanagelmiş bir yöntem safeword’dür (güvenli kelime -parola da denebilirmiş bunun yerine). Biri o parolayı söyledikten veya bayrağı çektikten sonra kimse oyuna devam edemez. Ederse onun adı tecavüz (yani sınır aşımı) olur.
Hiçkimse karşılıklı rızaya dayalı cinsel eğlencesinden ötürü hapse tıkılamaz! Bu yüzden Kinky Turkey partisinde alıkonan insanlar, bir an evvel koşulsuz serbest bırakılmalıdır. Baskın yiyen, zarar gören Beyoğlu’ndaki LGBTİ-dostu gece kulübü Bigudi’ye saygınlığı iade edilmeli ve maddi zararı telafi edilmelidir. Hayasızca hareketler maddesi uygulansa bile 6 ayla cezalandırıldığı için yatarı yoktur. Örgüt diye zorlarlarsa da boşa kürek çekmiş olurlar.
'BİZİ İKTİDARIN DÜŞEN OYLARINI GERİ TOPLAMAK İÇİN KULLANAMAZSINIZ'
Düşünsenize ortada gerçekten haberlerdeki gibi kafese kapatılmış bir kadın ve para ödeyip sıraya girerek o kadını kırbaçlayan gözü dönmüş birileri olsaydı partidekilerin dörtte üçü savcı bile görmeden serbest bırakılabilir miydi? Devlet de biliyor adım adım oy toplama tiyatrosuna bundan habersiz kimi vatandaşlarını -aykırı cinsel ilgileri sebebiyle- alet ettiğini. Bizi iktidarın düşen oylarını geri toplamak için kullanamazsınız, çünkü buna katılmaya baştan tamam demedik. Asıl budur rıza tanımayan hadsiz eylem; bir LGBTİ+ bara saldırmak ve o bardaki özel BDSM gecesine gelen insanları tutsak etmek hem yasadışı hem rızadışıdır.
'NEDEN BUNLARLA UĞRAŞIYORUZ, ASIL DERTLERİMİZE SIRA GELMESİN DİYE Mİ?'
Kinky Turkey’ye başlatılan kovuşturma, esas yönünden hürriyeti tehdit ve darp anında suçüstü yapılmış izlenimi verse de şekil yönünden belli ediyor ki bütün bunlar karşılıklı rızaya dayalı birer oyundu. O halde insanların günlerini, aylarını kof bir dava aracılığıyla çalma cüretine açıkça karşı çıkmalıyız. Hafta içi ders verecek öğrencileri ya da alınterine yevmiye ödeyecek demir çelik işçileri bulunan bu yurttaşların, hafta sonu kendi rızalarıyla (toplumun çoğu tarafından tuhaf bulunan) oyunlar oynamak için buluşmaları sebebiyle aylarca alıkonması AİHM’e kadar gider, sonunda başı ağrıyan Türkiye olur. Neden bunlarla uğraşıyoruz, asıl dertlerimize (örneğin, zıvanadan çıkan erkek şiddetine) sıra gelmesin diye mi?
- Siz bunu kink fantezi hizmeti olarak da tanımlıyorsunuz. Nedir çerçevesi? Seks işçilerinin maruz bırakıldığı sömürü biçimleri bu alanda da geçerli mi?
Aslında Kinky Turkey partilerinde net bir hizmet alan - hizmet veren örüntüsü yoktu. Sahibe olma veya sahibeyle etkileşime girme deneyimi partilere içkin olsa da ana unsur sanırım bu da değildi. Ama kink, fetiş, sadomazoşizm gibi düzcinsel iki insan arasında yaşansa bile doğası gereği heteronormativitenin dışında kalan bu fanteziler, evet son yıllarda yeni ve bazı erkeklere geleceği niyeyse (tahtları sallandığından mı acaba?) karanlık gösteren, kadını güçlendiren işlerin kapısını araladı. Sahibelik -özellikle de yaşam boyu sahibe değil ama profesyonel sahibe yani prodomme müessesesi- geleneksel seks işçiliği ile kıyaslandığında görece yeni ve bazı açılardan benzersiz bir fetiş/kink/SM fantezi hizmetidir.
'SEKS İŞÇİLERİNİN MARUZ KALDIĞI TEHDİTLER ATAERKİL UNSURLARDAN İLERİ GELİYORDU'
Genel anlamda seks işçilerinin maruz kaldığı en ciddi tehditler hep ataerkil unsurlardan ileri geliyordu. Bunlar arasında düz seksten para kazanırken patronsuz, pez**enksiz, paparonsuz nefes alabilmek hep arzulanır, yani başıboş ama bir o kadar da güvenli çalışabilmenin yolları (mahalle bazlı veya sokak bazlı dayanışma yetersiz kalırsa, paparon marifetiyle sıkıntılı tipleri uzaklaştırmak da bunlara dâhil) aranırdı. Bu mücadele gayet yerindedir, yol alınmıştır ve sürüyordur.
Profesyonel sahibelerin diğer seks işçilerinden farkları denince bir çırpıda aklıma birkaç madde geldi. Genel seks işçiliğinde kadına biçilen o pasif rol kısmen alaşağı edilmiştir sahibe-köle oyununda. Evet, müşterinin çoğu erkekse yine onların fantezileri izleniyordur ana hat olarak, ama ‘kadın etmez edilir, emretmez emir alır’ gibi kabuller de oldukça sarsılmıştır; çünkü müşteri taleplerini ve sınırlarını gözetse de sahibe en nihayetinde deneyimi yöneten kişidir ve bu persona eski dünyanın kamusal alanında böylesine ayan beyan yaşanamazdı, şimdi ise ataerki yüzünden yanmış zihinleri çok yönlü zorluyor. İkincisi seks işçisi kadının çıplak çalışması ve asıl odaklanılanın bedenindeki orta noktalar olması; bunlar da BDSM veya fetiş deneyimin çoğunda yerinden edilir. Erkek bakışı (male gaze) ile kuşatılmış olma olgusu ortadan henüz kalkmasa da cinsellik odağının başka organlara veya organ dışı tecrübelere kaydırılması, çıplak ve bekleyen kadın imgesini yırtıp atmış, yanında eskisini silen yeni bir aksesuar ve yeni bir makyaj skalası getirmiştir. Üçüncüsü bildiğim kadarıyla sahibelik mesleğinde korumacı kollamacı erkeklere (peze***klere) yahut mamalara, patronlara duyulan gereksinim çok daha azdır. Bağımsız (başıboş) çalışan kadın olgusu yerleşmektedir. Dördüncüsü olası bir hizmet alan-hizmet veren anlaşmazlığında hizmet alanın hissedebileceği ifşa edilme korkusu bu kez hizmet verenden daha yüksektir herhalde. Hani "Gibi" dizisinde epey karikatürize anlatılsa da, evet, epey bir kink düşkünü, fetişist ya da mazoşist insanın işyerinde veya mahallesinde böyle bir deneyim yaşadığının duyulmasını istememesi kuvvetle muhtemeldir; en azından düz seks hizmeti aldığının ortaya çıkmasından daha çok korkacaktır alternatif (ve erkek toplumsal cinsiyet normlarına ters) bir cinselliğe angaje olduğu için. Son olarak da -bunu bir öncekinden de afaki söylüyorum ama- profesyonel sahibelerden hizmet alan insanların (bu düşü kuranlar arasında bunu gerçekleştirmeyi göze alan ve buna parası yeten olmaları itibariyle) düz seks için hizmet arayanlara kıyasla daha bir sınır gözeten, saygılı insanlar olduğu söylenir.
'YÜZLERCE SAHİBE STÜDYOSU DA BASKIN YEME, MÜSADERE RİSKİYLE BURUN BURUNA'
Gelelim 20 Ekim Bigudi baskınının profesyonel sahibelik sektörüne olası yansımasına… Şu andan itibaren Türkiye’deki belki yüzlerce sahibe stüdyosu da baskın yeme, müsadere riskiyle burun buruna. Kadının hiçkimseyle hiçbir yolla birleşmeden seks işçiliği yapmasındaki görece yeni önermeyi, kink fantezileri yaşarken yaşatırken iyi para kazanmasını sindiremedi sanırım devlet. Ödenmeyen ev emeği çağı kapanıyor, kadına kuluçka muamelesi geride kalıyor, en önemlisi kadının kararlarını babasının veya
kocasının (veya işte bir tane adamın) vermesi giderek nostaljikleşiyor.
'POLİSLERCE KURTARILAN ÇARESİZ KADIN SENARYOSU İLE ÇIKTILAR'
Bigudi Club baskının medyada yer bulma biçimi bize hem polisin haberi nasıl servis ettiği hem de medya kuruluşlarının bu haberi nasıl karşıladığı konularında fikir verebilir. Bu baskın olayını profesyonel sahibeliğin üzerindeki devlet baskısının artabileceği hipotezime bu haberlerin içeriği ve işlenişi üzerinden bağlıyorum ben. "Söz hakkı artan, cüzdanı eski aile reisi erkekten giderek bağımsızlaşan ve bunu da mevcut sektörler arasında cinsel içerikli ama düz seks içermeyen bir ortamda gerçekleştiren kadın" senaryosunun karşısına haberde servis edilen ‘kafese kapatılmış, sırayla herkes tarafından dövülürken baskın yapan polislerce kurtarılan çaresiz kadın’ senaryosu ile çıktılar adeta. O parti ortamında eğlencenin bir parçası olarak ‘fantezilerden fantezi beğen’ tarzı bir kinkifelek (kink wheel) de vardı, servis edilen haberde mekandaki bu ayrıntı öne çıkarılmadı mesela. Ana akım, koskoca haber mecralarının polisin baskın yaptığı partiden ya kendi de bir şey anlamadığı için düzgün aktaramadığı ya da duygu sömürüsüne çıkan en kısa yol olduğuna ve böylece düzenlenen baskını kamuoyu nezdinde haklılaştıracağına inandığı için öne çıkardığı bilgilere atlaması ise haberciliğin daha ne kadar ucuzlaşacağını düşündürtüyor bana bir iletişim doktoru olarak. Sokak protestosunda TOMA’nın arkasına, savaşta tankın arkasına, kink partide ahlak polislerinin kocaman soru işaretinin arkasına ilişen (embedded) gazetecilik bize getirse getirse devletin bulanık ve paranoyak zihninden sis dalgası getirir.
'KAYBEDİLEN SADECE MEKANLAR DEĞİL, BİR TOPLUMSAL AMNEZİ DE BAŞ GÖSTERMİŞ OLABİLİR'
- LGBTİ+'ların sınırlı sayıdaki mekanlarından biriydi Bigudi Club ve şu an kapalı. Bu tip mekanlar ne ifade ediyor ve kaybının LGBTİ+'lar açısından sonuçları neler olur?
"Cinsel Aykırılıklar" kitabının yazarı Rubin, ABD kentlerindeki LGBTİ+ ve BDSM mekanlarını yıllarca araştırmış bir insanbilimci, o yüzden onun kitabın özellikle son bölümlerinde aktardığı görüşlere burada kısaca yer vermek isterim. Rubin’e göre büyük kentlerdeki lezbiyen bar, deri bar gibi LGBTİ kültürü içerisinde de belli bir kitleye hitap eden mekanlar hem küçük kentlerden veya muhafazakar ailelerden gelen genç lubunlar için (politik kimliğini var etme, cinsiyet veya yönelim bakımından açılma, sosyalleşme ve partner bulma gibi hususlarda) bir güç bulma yeridir hem de sadece LGBTİ politik mücadelesinde değil aynı zamanda o yereldeki diğer meselelerin çözümlenmesinde de etkin rol oynar. Buna örnek olarak bu mekanlardaki takas pazarları ve yangın-deprem durumlarındaki dayanışmacı yaklaşımlar gösterilebilir. Eğer bu mekanlar bir cadde, bir mahalle veya en azından bir sokak sathına yayılırsa bu da kentin bir bölgesine kalıcı olmasa bile bir kimlik, bir bellek kazandırır. Bu yayılma kentin merkezinde ise bunlara kendi içine kapanmış getto demek de pek olası olmaz. Kentteki diğer mücadelelere bu durumda kayıtsız kalınmaz, yaşam alanlarını savunmak (teritoryalite) için söz gelimi kira artışlarını durduralım, sokak hayvanları mahalle sakinleridir, seks işçilerine dokunma gibi hareketlerle kol kola girilir. Son olarak bu mekanların kapanmasını takiben eğer oralara ait nesneler, fotoğraflar, kayıtlar görünür ve düzenli biçimde tutulmazsa, birileri buraları devralmazsa örnek almazsa, buralar hakkında akademik çalışmalar olgunlaşmazsa o zaman Rubin der ki kuirler gerek bireysel gerek kitlesel anlamda bu unutuştan nasibini alır. Kaybedilen sadece mekanlar, mahalleler olmaz; bir toplumsal amnezi de baş göstermiş olabilir. Yani, yeni kuşaklara bazı mücadelelerin hiç verilmediğini bazı mevzilerin mücadele ile kazanılmadığını düşündürecek kadar her şey başa sarmış olabilir.
'LGBTİ HAREKETİNİN ÇIKIŞ NOKTASI UTANMAMAK, AKSİNE VAROLUŞUNDAN ONUR DUYMAK'
- Hukuken bu keyfiliğin, kink ya da fantezi partilerine olduğu kadar, onları da aşan ve toplumdaki herkesi kapsayan birtakım riskleri var mı? Bu tür özgürlüklerin korunması neden önemli?
Hayasız etiketini önüne gelene yapıştırmaya başladılar bu ara, değil mi? Evet böyle bir bulaş riski var. Yine de hayasız diye diye cinsel kimlikleri, cinsiyet kimliklerini bitiremeyeceklerini niye anlamıyor otoriteler? Çok fazla baskı çok fazla yeraltına iter, yok edemez. Haya ne demekmiş? Utanmak. E zaten LGBTİ hareketinin çıkış noktası utanmamak, aksine varoluşundan onur duymak. Genel ahlak diye diye, ‘edep yahu’ diye diye insanları sıkıştırdıkları için var onur haftaları, baskılara beraber göğüs germek için, kendi olabilmek için. Yeri gelmişken ekleyeyim: LGBTİ ve BDSM olguları bazen kesişse de esasen kendi başına olgulardır. Konuştuğumuz olayda basılan yer Bigudi Club, basılan etkinlik Kinky Turkey etkinliğiydi; yani devletin nazarında bir LGBTİ+ mekanı ile bir BDSM oluşumunun yan yana gelmesi oldu sanırım ‘bardağı taşıran son damla’ veya ‘kolay yutulur lokma’.
Baskılar gibi özgürlükler de bulaşıcıdır. Birçok yerde olmadığı kadar ben bu ülkede gördüm LGBTİ aktivistleri ile hayvan özgürlüğü aktivistleri arasındaki dirsek temasını, feminizm ile ekoloji arasındaki yakınlaşmayı… Ben işin bu tarafına bakarım. Neşemiz ve dayanışmamız var olduğu sürece yere düşsek n’olmuş, onun devamı ayağa kalkmak zaten. Yoksa hukuk sistemi her ülkede az veya çok, görünür veya gizli olarak baskı ve disiplin aygıtıdır. Bu demek değildir ki hukuktaki keyfiliğe seyirci kalalım; ama adaleti sağlayacak olan daha fazla denge-denetim yahut daha iyi yönetişim değil bence. Daha renkli bir isyan, otoritelere alternatif yaşam biçimlerini ve yatay kurumları daha bir kararlılıkla sürdürmek, ha bir de avantajlı, erkil bütün konumlardan çekilmek, feragat etmek, işgalci hadsiz bir tüketici olmaktansa azıyla yetinmek nefes olabilir herkese.