“Knight Frank Servet Araştırması 2024” ve ilginç bir Türkiye notu

Türkiye'nin ultra zengin artış oranı dünyada birinci sırada. Ultra zengin sayısı en çok artan ülkeyiz dünyada ama aynı zamanda gelir bölüşümü de son derece kötüsüyüz. 1932 ultra zenginin hangi sektörlerde faaliyet gösterdiklerini bilmemiz lazım.

Knight Frank Araştırma Grubu gayrimenkul piyasaları uzmanı küresel bir grup, aynı zamanda çeşitli alanlarda da ilginç raporlar yayınlıyor. Knight Frank şirketinin araştırma grubu 2024’de ilginç bir servet araştırması yapıyor, kişisel serveti otuz milyon doları aşan insanların ülke dağılımına bakıyor.

Otuz milyon dolar sınırının amacı araştırmanın dipnotlarından anlaşılacağı gibi bu sınırın belirli bir servet birikiminin yüzde birini kapsama içine almayı amaçlaması; başka bir ifade ile de araştırma otuz milyon dolar sınırıyla (%1) tüm dünyada 626 bin 619 kişinin 2023’de ülke dağılımını gösteriyor.

Evet, 2023’de dünyada kişisel serveti 30 milyon doların üzerinde olan 626 bin 619 kişi olduğunu öğreniyoruz.

Bu insanların 225 bin 077’si ABD’de yaşıyorlar.

Çin’de ise, ikinci gözüküyor listede, 98 bin 551 kişinin serveti 30 milyon dolar ya da üzerinde.

Araştırmada çok sayıda ülkeye ilişkin veri var hepsini buraya yazarak gözleri ve zihinleri yormak istemiyorum.

2023 senesinde ülkemiz Türkiye’de kişisel serveti otuz milyon doların üzerinde 1932 kişi olduğu belirtiliyor.

2022 senesinde ise 1761 kişinin serveti Türkiye’de otuz milyon doların üzerinde imiş.

Buraya kadar işler normal gibi duruyor ama bir adım ilerisi Türkiye için ilginç.

2022 ile 2023 arasında dünyada kişisel serveti 30 milyon dolar ve üzeri kişilerin ortalama artış oranı yüzde 4.2.

Türkiye’de ise 2022 ile 2023 arasında kişisel serveti 30 milyon doların üzerinde olanların artış oranı yüzde 9.7 ile dünya artış ortalamasının epey üzerinde, iki mislinden daha fazla.

Ancak, işin en ilginç yanı ülkemiz Türkiye’nin bu yüzde 9.7’lik ultra zengin sayısı artışı ile dünyada birinci sırada oluşu.

Bu birincilik ilginç bir veri.

Konuyu başka verilerden soyutlayarak bakarsanız aslında çok da olumsuz gibi durmayan bir sonuç olabilir bu, otuz milyon dolardan daha fazla kişisel serveti olan insan sayımızdaki artışta dünya birincisi isek bu zenginleşiyoruz anlamına da gelebilir.

1950’de iktidara gelirken Demokrat Partinin “her mahalleye bir milyoner” sloganının da gerçekleştiği anlamına gelebilir, küçük Amerika olmak yani.

Ama, elimizde başka kaynaklardan başka veriler de var.

Bunlardan birisi de OECD ülkelerinde Gini katsayısı araştırması.

Gini katsayısı gelir bölüşümünün ülkede durumunu gösteriyor, 0 ile 1 arasında bir katsayı, 1’e yaklaştıkça gelir bölüşümü bozuluyor, sıfıra yaklaştıkça gelir bölüşümü düzeliyor.

Türkiye 37 OECD üyesi ülke içinde gelir bölüşümünü gösteren Gini katsayısı en yüksek dördüncü ülke yani gelir bölüşümü en bozuk dördüncü ülke.

Türkiye AB üyesi bir ülke değil ama AB üyesi ülkeler içinde gelir bölüşümü bizden daha kötü sadece Bulgaristan var.

Önümüzde ilginç bir tablo var.

Ultra zengin sayısı en çok artan ülkeyiz dünyada ama aynı zamanda gelir bölüşümü de son derece kötü.

Bu durumu iktisatçılar farklı biçimlerde yorumlayabilirler.

Gelir bölüşümündeki bozukluğun nedenini ultra zengin sayısındaki artışla da açıklayabilirsiniz.

Ultra zengin sayısındaki artışın orta vadede, yatırımları, istihdamı, milli gelir artışını tetikleyerek gelir bölüşümünü düzeltebileceğini de söyleyebilirsiniz.

Gelir bölüşümündeki bozukluk ile ultra zengin sayısındaki artış arasında bir ilişki olmadığı da iddia edilebilir.

Bu konular tartışmaya açık ama işin bence en ilginç yanı ülkemizdeki ultra zengin artış oranının dünyada birinci olması.

Burada, 2023 senesinde söz konusu 1932 ultra zenginin bu duruma nasıl geldiklerini, hangi sektörlerde faaliyet gösterdiklerini de bilmemiz lazım.

İlginç bir konu.


Eser Karakaş: 1953 senesinde İstanbul’da doğdu. 1964’de Moda İlkokulunu, 1973 senesinde İstanbul Saint Joseph lisesini, 1978 senesinde Boğaziçi Üniversitesi İdari Bilimler Fakültesi Ekonomini bölümünü bitirdi. Doktorasını 1985 senesinde İstanbul Üniversitesi İktisat Fakültesi’nde tamamlayan Eser Karakaş 1990 senesinde Doçent, 1995’de de profesör oldu. Bahçeşehir Üniversitesi İİBF Dekanlığı ve rektör yardımcılığı yaptı.2014 senesinde İstanbul Üniversitesine geri döndü, 2016 senesinde 675 sayılı KHK ile kamu hizmetinden, üniversiteden uzaklaştırıldı. 2008 ve 2023 seneleri arasında da Strasbourg Üniversitesinde dersler verdi. 2010 senesinden günümüze de Yunanistan’da ELGS’de (Avrupa Hukuk ve Yönetişim Çalışmaları) dersler vermektedir. Uzmanlık alanı kamu maliyesi, kamu ekonomisi, AB ekonomisi dallarıdır. Bir kız babası, bir kız dedesidir.

Önceki ve Sonraki Yazılar
Eser Karakaş Arşivi