14 Mayıs 2023 Seçimleri: Millet İttifakı'nın seçim stratejisi neden işe yaramadı?

14 Mayıs 2023 Seçimleri: Millet İttifakı'nın seçim stratejisi neden işe yaramadı?
ABD'deki Berkeley Üniversitesi öğretim üyesi ve yazar Prof. Cihan Tuğal, kesin olmayan sonuçları değerlendirdi. Aşırı sağın kazanımlarının anketlere değil, sandığa yansıdığını söyleyen Tuğal, "Altılı Masa, Özalcı ufukla yönetiliyor" dedi.

Artı Gerçek - 14 Mayıs Cumhurbaşkanlığı ve 28'inci Dönem Milletvekili seçim sonuçlarında büyük oranda belli oldu. Yüksek Seçim Kurulu (YSK) Başkanı Ahmet Yener'in yaptığı son açıklamaya göre, sandıkların yüzde 99'unu açıldı. Yener, Recep Tayyip Erdoğan'ın yüzde 49,40, Kemal Kılıçdaroğlu'nun yüzde 44,96, Sinan Oğan'ın yüzde 5,2 oy oranına sahip olduğunu açıkladı.

BBC Türkçe'den Merve Kara Kaşka'ya konuşan, ABD'deki Berkeley Üniversitesi öğretim üyesi ve yazar Prof. Cihan Tuğal, seçim sonuçları henüz netleşmese de 'muhalefetin beklediği farkı atamadığını' belirterek, bu beklentinin oluşumunda aşırı sağın kazanımlarının anketlere yansımamasının önemli bir payı olduğunu söyledi.

'MUHALEFET BEKLEDİĞİ FARKI ATAMADI'

Seçim sonuçlarının henüz kesinleşmediğine ve bir parça değişim olabileceğine dikkat çeken Tuğal, muhalefetin beklediği farkı atamadığını söyledi:

"Son günkü konuşmalara bakarsanız, hatta burada siyasetçilerin konuşmalarını da kast etmiyorum, muhalefet taraftarı çok nitelikli gazeteciler, akademisyenlerin bir kısmı açık ara fark olacağını hatta yüzde 5'lerde bir fark olacağını söylüyordu. Bu beklentinin geçersiz olduğunu görüyoruz. Burada büyük bir hata yapılmış, muhtemel sonuçlar yanlış okunmuş. Hala muhalefet kaybetti ya da kazandı diyemeyiz ama muhalefetin atacağı adımın abartıldığını görmüş olduk."

'AŞIRI SAĞIN KAZANIMLARI ANKETLERE DEĞİL, SANDIĞA YANSIYOR'

Seçim öncesi yapılan anket sonuçlarının seçim sonuçlarıyla uyuşmadığını söyleyen Tuğal şöyle konuştu:

"Dikkatli olmamız gerekiyor çünkü bu, sadece Türkiye ile ilgili bir mesele değil. Brezilya'da, Macaristan'da, Amerika'da da herkes kendi iç dengeleri yüzünden bu hatanın yapıldığını düşünüyor. Dört farklı ülkenin dördünde de aşırı sağın kazanımları anketlere yansımıyor, sandığa yansıyor. Anketlerde aşırı sağın seçmen kitlesinin bir kısmının mahçup olduğunu, yaptıklarının arkasında duramadığını görüyoruz ama aşırı sağı destekliyorlar bu ülkelerde çok genel ve yaygın bir durum.

'ANKETLER YRP'NİN BÜYÜK BİR OY SIÇRAMASI YAŞAMASINI, MHP'DEKİ YÜKSELİŞİ GÖREMEDİ'

Kesin olmayan sonuçlara göre Yeniden Refah Partisi (YRP), TBMM'de beş milletvekiliyle temsil edilecek. AKP'den İstanbul 2'nci bölgede milletvekili adayı olan YRP Genel Başkanı Fatih Erbakan, kendisinin de milletvekili seçildiğini söyledi. YRP, oyların yaklaşık yüzde 2,9'unu aldı. Peki parti bu oy sıçramasını nasıl yaptı?

YRP'nin işçi kesiminin oyunu aldığını söyleyen Prof. Tuğal şu değerlendirmeyi yaptı:

"Anketler görememesine rağmen işçi sınıfı çalışan, sahadaki aktivist ve araştırmacılar bunu görüp söylüyordu ama bunun sayı desteği yoktu. MHP gibi daha kapalı yapılara gelince bunu görmek imkansız hale geliyor. MHP'nin kendi içinde yaşanan cinayetin dengeleri MHP aleyhine değiştireceği düşünülürken bu cinayetin ya dengeleri etkilemediğini ya da MHP'yi iyice güçlendirdiğini görüyoruz. Dönemin genel yapısal özellikleri var, aşırı sağın yükselişini kışkırtan liberalizme merkez sağa merkez sola çok yer bırakmayan dinamikler var."

'ALTILI MASA'YA BABACAN VE DAVUTOĞLU HAKİM'

Millet İttifakı'nın TBMM'de beklediği sandalye sayısına ulaşamadığını söyleyen Prof. Tuğal, Cumhuriyet Halk Partisi'nin (CHP) Millet İttifakı stratejisinin işlemediğini ifade etti. Tuğal şöyle konuştu:

"Türkiye içindeki dengelere gelirsek CHP'nin bütün bu yıllar boyunca merkezin içi boşalırken CHP gibi odakların bunu kabullenip yeni bir strateji geliştirmektense merkez sağın 1980'lerde 2000'lerde yaptıklarına bir öykünme geliştirerek bu durumu kurtarmaya çalıştıklarını görüyoruz. Bu strateji de işlemiyor. Altılı Masa'yı parti teşkilatı ve lider olarak CHP sürüklüyor.

Ama kimin vizyonu sürüklüyor diye sorarsanız Özalcı, Davutoğlucu, Babacancı bir ufukla 6'lı Masa'nın yönetildiğini görüyorsunuz. Babacan'ın ve Davutoğlu'nun partilerinin oy oranı çok düşük fakat vizyonları Altılı Masa'ya hakim. Ve hep şu hesapla yapılıyor bu; hep bir sağa kayış var biz de biraz sağa kayarsak bu kayan seçmeni toparlarız. Fakat böyle olmuyor, merkezin içi boşalmaya devam ediyor.

"Sol buna karşı strateji geliştirmedikçe kendi seçmenini de kaybetmeye devam ediyor. İşçi sınıfının bütün umutları giderek daha çok YRP örneğinde gördüğümüz gibi aşırı sağda toparlanmaya başlıyor. İçi boşalan merkeze karşı soldan yükselebilecek bir tepki, merkez solun stratejik hatalarından dolayı sağdan yükseliyor."

'HATA KÜRTLERDEN OY İSTEMEK DEĞİL, SON ANDA İSTEMEK'

Prof. Cihan Tuğal, Kılıçdaroğlu'nun Kürtlerden destek istemesinin seçmende yarattığı etki için de şu değerlendirmelerde bulundu:

"Bu, merkez solun stratejisinin parçası değil zaten, CHP açısından bir seçim taktiği. Seçime 2-3 hafta kala Kürtlerin oyu isteniyor. Kürtler ve sosyalist sol o oyu veriyor, başka çareleri yok, çünkü Türkiye'yi ya CHP liderliğindeki merkez sağ yönetecek ya da aşırı sağ yönetecek.Bu, işçi sınıfı ve Kürtler açısından korkunç bir seçenek. Elbette ki merkez sağ tercih edilmeli.

Hata ne? Kürtlerden oy istemek değil; son anda istemek. Senelerce Kürtleri dışlayıp, sınır ötesi operasyonları destekleyip, dolayısıyla ülkedeki milliyetçiliği destekleyip, Kürt siyasetçilerin hapse atılmasına göz yumup hatta ikinci dereceden buna destek verip son anda Kürtlerden oy isterseniz size milliyetçi tepki de olur. Çünkü o milliyetçiliği kırmak için 20-25 yıldır, hatta daha geriye götürelim, SHP-HEP ayrışmasından itibaren SHP, CHP hiçbir şey yapmadı. Halkın daha da milliyetçileşmesine izin verildi, hatta bunu desteklediler."

'BU MİLLİYETÇİLİKLE MÜCADELE EDİLMEDEN BU DENGELER DEĞİŞMEYECEK'

Tuğal, bu yapısal sorunların, seçimlerin ikinci tura kalması durumunda iki hafta gibi bir kısa sürede önemli sonuçlara yol açabileceğini söyledi:

"Bir gecede değiştirilebilecek şeyler değil bunlar. Sinan Oğan'ın çok büyük etkisi olacağı tahmin ediyor. Çok temkinli konuşmaya çalışıyorum. Diyelim ki tablo şu andaki gibi yüzde 5'lerde kaldı, Sinan Oğan bütün seçimi belirleyecek. Muhalefete 'daha fazla milliyetçileşmezseniz sizinle çalışmayacağım' diyebilir.

"Kılıçdaroğlu birden bire milliyetçi bir çıkış yaparsa bu sefer Kürtler desteğini çeker mi? Orada dengeler hızlı değişebilir, kesin bir öngörü yapmak imkansız. Ama durumun bizi getirdiği nokta gösteriyor ki, bu milliyetçilikle mücadele edilmeden, yeni bir işçi sınıfı hattı kurulmadan bu dengeler değişmeyecek. Sinan Oğan gider başkası gelir, bu seçimi sabote edemese sonraki süreci eder. 6'lı Masa diyelim ki iktidara geldi oyun orada bitmeyecek ki... Sinan Oğan gibiler, AKP ve MHP içeriden sabote edecekler 6'lı Masa'yı. İYİ Parti her seferinde 'Kürtlere daha fazla taviz verirseniz ben buradan çekilirim' diye tehdit edecek 6'lı Masa'yı.

Bunların hepsiyle başa çıkabilecek çok genel bir perspektif değişikliği gerekiyor. 'Evet biz bundan sonra Kürtler'i kabul edeceğiz' diye bir açıklamayla da olmuyor. Çünkü Kürtler'e doğru bir açılımın CHP'ye çok seçmen kaybettireceği çok açık. CHP'nin o seçmeni başka şekillerde kazanmanın yolunu bulması lazım."

'SOĞAN SATIN ALAMAYAN SEÇMEN NİÇİN YRP'YE GİDER DE CHP'YE GİTMEZ?'

"Bunun nedeni de çok açık. CHP bütün bu dinamikleri görüp, 2017-2018 civarında işçi sınıfına daha çok dayanan bir stratejiyi değerlendirdi, düşündü. Ancak partiyi bu yönde itmeye çalışan akademisyenler, aktivistler bir şekilde marjinalize edildi. Ve parti eski çizgisinde kaldı. Mücadele buradan verilmeli, yepyeni bir ufuk çizilmeli ki, Kürtlerden oy istenince bu kadar aşırı tepki olmasın. Seçimin buna indirgenmemesi lazım. Elbette CHP'nin ve solun, Kürtlerin Türkiye'nin daha kabul edilebilir bir parçası haline gelmesi için mücadele etmesi lazım, ama ufkunuzu bununla sınırlarsanız da bir yere gidemezsiniz.

Her şeyin yeniden tanımlanması lazım. Partilerin üzerindeki orta sınıf ve sermaye hakimiyetinin kırılması ve daha işçi sınıfına dayanan bir hattın kurulması gerekiyor.Yoksa merkez çöktükçe aşırı sağa mahkum oluruz. AKP hala çok örgütlü bir parti ama insanların soğan satın alamaması bir yerden patlayacaktı. Ama soğandan dolayı AKP'den kaçan insanların neden sola gitmediğine bakmak lazım."

'ÖRGÜTLENME OLDUKÇA CHP, 90'LARIN ORTALARINDAN BERİ GİRDİĞİ HATTAN ANCAK UZAKLAŞMAYA BAŞLAR'

Anadolu Ajansı’nın son verilerine göre; Türkiye İşçi Partisi (TİP), Hatay'dan 1, İstanbul'dan 3 milletvekili çıkardı. TİP'in önemli bir çıkış yaptığını söyleyen Prof. Tuğal, şu ifadeleri kullandı:

"Hatay'dan seçilen isim Can Atalay bu meseleleri sınıf meseleleriyle birleştiren bir isim. Böyle bir ismin Meclis'te olması çok olumlu. TİP'in ya da başka bir yapının bunu yıllardır örüyor olduğunu söyleyemeyiz. TİP daha çok sol cumhuriyetçilik meselesine yaslandı. Çok ciddi bir işçi sınıfı örgütlenmesine gitmemeyi tercih etti. Onu da biraz teorik tartışmalarla kapatmaya çalıştılar. Orta sınıfın da emekçi işçi sınıfı olduğu gibi bir tartışma başlatıldı.

"Bunun orta sınıfa dayanan bir strateji olduğu açık. Klasik işçi sınıfına dayanan, alt proleter kesimlere dayanan parti HDP ve çevresindeki sol gelenekler olmaya devam etti. Seçimlerden önceki hatalardan biri de bunların kamuoyunu soğutacak şekilde kavga etmeleri oldu. Bu çok dönemsel bir şey ama daha uzun vadede yapılara düşen görevler. CHP'yi sola çekecekse bu yapılar çekecek. Bunların taban örgütlenmesi daha sağlam. Bu ufukların birleştirilmesi gerekiyor, iki ayrı hareket olarak yürümesi sağlıklı değil.

"Bütün emekçi orta sınıflarla, işçi sınıfını ve onunla çevre meselesini, kadın meselesini kent hakkını, Kürt meselesini birleştirecek çok daha geniş bir blok kurulması lazım. Ki bu CHP üzerinde bir baskı oluşturulabilsin. Yoksa CHP kendiliğinden böyle bir yere yönelmez. Taban örgütlenmesi burada daha önem kazanıyor. Örgütlenme oldukça CHP, 90'ların ortalarından beri girdiği hattan ancak uzaklaşmaya başlar." (Kaynak)

İlgili Haberler
Öne Çıkanlar