'Adalet Bakanlığı darbeye ortak oluyor'
HDP’li Meral Danış Beştaş, Adalet Bakanı Abdülhamit Gül’ün PKK Lideri Öcalan’ın avukat kısıtlılığının kaldırıldığı yönünde Mayıs ayında yaptığı açıklamayı hatırlattı.
HDP Siirt Milletvekili Meral Danış Beştaş, Meclis Plan ve Bütçe Komisyonu’nda Adalet Bakanlığı’nın 2020 yılı bütçe teklifine ilişkin konuştu.
Beştaş, devletleri çetelerden ve mafyalardan ayıran en önemli kriterin hukuka bağlılık olduğunu hatırlattı. Yargı paketi adı altında birçok düzenlemenin geldiğini belirten Beştaş, gazetecilerin tutuklanması, kayyım atamaları, cezaevinde hasta tutuklular olmak üzere ülkede biri çok hukuk garabetinin yaşandığını dile getirdi.
Beştaş, şunları söyledi: "Hukukun bir ahlaki sorundan öte toplumu dizayn mekanizması olarak işlevselleştirildiğine tanıklığımız ilk değil elbette. 90’lı yıllarda bunu çok acı bir şekilde yaşadık. Hukukun katlettiği bir dönem olarak tarihe geçti. Ama bugün de devletin en azından kanuna uymak konusundaki kaygısı artık yok. Anayasayı dahi tanımayan bir yönetim anlayışının hâkim olduğu bir coğrafyada hukuktan söz etmek mümkün değil. Adalet Bakanlığı olarak sizler toplumsal adaletin sağlanması yolunda öncülük etmeyecekseniz göreviniz nedir? Yoksa bakanlığın görevi çeşitli suçların temize çekilmesine aracılık etmek midir?"
‘MECLİS’E DE KAYYIM ATANDI’
Tutuklu HDP’li siyasetçilere ilişkin de konuşan Beştaş, "Bir kişi bir suçtan 3 defa tutuklanıyor, 3 defa tahliye ediliyor. Bunun en somut örneği İdris Baluken. İki defa tutuklandı iki defa tahliye dildi. Leyla Güven milletvekili seçildiğinde tahliye edildi ama daha cezaevinden bile çıkmadan 1 saat içinde tutuklama kararı verildi. Selahattin Demirtaş 3 defa tahliye edildi. Selahattin Demirtaş ve Figen Yüksekdağ ile ilgili sahtecilikle tutuklama kararı verildi. Mükerrer yargılama yapılamaz. Demirtaş ve Yüksekdağ davasında tahliyelerine saatler kala Erdoğan’ın talimatıyla yeni bir tutuklama karar verildi. Meclis’e de kayyım atandı. Şu anda Ankara Cumhuriyet Başsavcılığı, milletvekillerine kayyım olarak atanmıştır. Özel yetki verildi fezleke hazırlamak konusunda. Dolayısıyla Meclis’teki millet iradesine de kayyım atanmıştır" diye konuştu.
‘IŞİD ÜYELERİ TAHLİYE EDİLİYOR’
IŞİD üyelerinin sabit ikametgah sahibi oldukları için tahliye edildiklerini hatırlatan Beştaş, "Tesadüfe bakın ki bütün Hizbullah sanıkları tahliye edildi. Ama aynı hukuki durumda, aynı şartlarda diğer tutuklular, hükümlüler tahliye edilmiyor. Yargı tek yargı değil. Yargı çifte uygulamalarla, ayrımcı uygulamalarla aslında tarafını da belli etmiş oluyor. HDP’li belediyelere, partimizin belediyelerine kayyım atanması meselesi de tabii ki çok önemli bir yerde duruyor. Kayyım darbedir ve bu darbe aralıksız devam ettiriliyor. Yargının tarafsız ve bağımsız olmadığı bir ortamda zaten darbeci darbe yapıyor ama Adalet Bakanlığı da bu darbenin ortağı oluyor" dedi.
‘OSMANİYE CEZAEVİNDE 30 TUTSAK AÇLIK GREVİNDE’
Şu an Osmaniye Cezaevi’nde 30 tutuklunun 13 gündür açlık grevinde olduğunu hatırlatan Beştaş, tutuklularının talebi olan cezaevinde yaşanan kötü koşulların bir an önce giderilmesini istedi. Beştaş, "İşkence uygulamaları konusunda da sorularımıza hiçbir şekilde yanıt verilmiyor. Daha iki hafta önce gençlik meclisi yöneticilerimiz, üyelerimiz İstanbul’da işkence gördüler. Avukatlara yönelik uygulama ile işkence bir birinden bağımsız değil. İnsan Hakları Komisyonunda avukatlara ‘it sürüsü’ diyebilecek kadar bir siyaset var" diye konuştu.
‘TECRİT KONUSUNDAKİ ISRARIN AMACI NE?’
PKK Lideri Abdullah Öcalan üzerinde devam eden tecridin nedenini Adalet Bakanına soran Beştaş, şunları sordu: "İmralı adasına yönelik tecrit ile ilgili sizin bir açıklamanız vardı Sayın Bakan. Dediniz ki ‘Çözüm Süreci ile ilgisi yok, İstanbul seçimiyle de ilgisiz. Mahkeme kararı ile görüşmeye ilişkin hukuki engel kalkmış oldu’. Bir hukuki engel yok şu anda, ne engel var? Neden avukatlar görüşemiyor? Bu konuda en üst düzeyli yetkili olarak ‘Engel kalkmış oldu’ dediğiniz halde avukatlar ve aileler neden görüştürülmüyor? Tecrit konusundaki ısrarın amacı nedir?" (MA)