Ahmet Davutoğlu’ndan çağrı: Sizin siyasi kariyerinizin en kritik anı...
Davutoğlu, iktidar kanadından son dönemde gelen açıklamalara tepki gösterdi. Erdoğan’a çağrıda bulunan Davutoğlu, "Bazı çevreler sizin hastalığınızı da bahane ederek bir boşluğu doldurmak adına milli iradeye müdahale etme çabası içinde olabilir" dedi.

Artı Gerçek - Gelecek Partisi Genel Başkanı Ahmet Davutoğlu; İçişleri Bakanı Süleyman Soylu, Adalet Bakanı Bekir Bozdağ ve eski Başbakan AKP’li Binali Yıldırım’ın açıklamalarına tepki gösterdi.
Tarihi bir uyarı ve çağrıda bulunuyorum. pic.twitter.com/2OQHNXH0V5
— Ahmet Davutoğlu (@Ahmet_Davutoglu) April 29, 2023
Erdoğan’a çağrı yapan Davutoğlu, “Bazı çevreler sizin hastalığınızı da bahane ederek bir boşluğu doldurmak adına milli iradeye müdahale etme çabası içinde olabilir. Sizin öncelikli göreviniz, Türkiye Cumhuriyeti Cumhurbaşkanı olarak, meseleye doğrudan müdahil olarak 14 Mayıs’ta gerçekleştirilecek olan seçimlerin demokratik ortamda yapılacağına dair güvence vermenizdir” dedi.
Videoya, “Tarihi bir uyarı ve çağrıda bulunuyorum” notunu düşen Davutoğlu, “İktidar cenahından son bir hafta, on gün içinde gelen tehditkar, saldırgan ve sorumsuz açıklamalar karşısında; demokrasi tarihimizin bütün seçimlerini incelemiş bir akademisyen, Dışişleri Bakanı ve Başbakan olarak birçok seçimin doğrudan içinde bulunmuş bir siyasetçi olarak tarihi bir uyarıda bulunmayı bir vatandaşlık görevi olarak telakki ediyorum” ifadelerini kullandı.
YILDIRIM, BOZDAĞ VE SOYLU'YA TEPKİ
"Tam biz bu yıpratıcı, bu saldırgan dilin etkilerini tartışırken; bu kez ülkede Başbakanlık görevi de yapmış olan Binali Yıldırım bir konuşmasında açık bir şekilde, '14 Mayıs'ta ülkeyi yabancı istilacılara teslim etmeyeceğiz' dedi. Adalet Bakanı, 14 Mayıs akşamı toplumun bir kesiminin şükür secdesine kapanırken, diğer bir kesimin kazanması halinde şampanyalar patlatacaklarını iddia etti.
Toplumu şampanya patlatanlarla, şükür secdesi yapanlar diyerek ikiye ayırmak; açık bir şekilde toplumu ikiye bölmektir. Bölücülüktür. Yine Adalet Bakanı'nın daha dün yaptığı açıklamada ‘Muhalefetin arkasında terör örgütleri var' demesi ise vazifeyi ihmalle başlayan bir devlet suçudur.
Bütün bu son derece tehlikeli sürece en vahim noktayı ise tarafsız olması gereken İçişleri Bakanı koydu. Aynen ifadesi, 14 Mayıs'ta bir siyasi darbe gerçekleştirilmek istendiği yönündeydi. İlk kez Türkiye'de bir siyasi seçimleri darbe olarak görüyor. Demokratik bir siyasetçi için yeterince büyük bir ayıptır.
Eğer bir İçişleri Bakanı bir seçimi bir siyasi darbe olarak görüyorsa, o seçimi engellemek için her türlü tedbiri alma yetkisini de kendinde görüyor demektir. Yani bir ‘darbeyi engelliyorum' iddiasıyla seçime dönük her türlü müdahaleyi meşrulaştırma çabasının bir parçasıdır bu."
'AÇIK BİR ŞEKİLDE TOPLUMU İKİYE BÖLMEKTİR. BÖLÜCÜLÜKTÜR'
Videoya, “Tarihi bir uyarı ve çağrıda bulunuyorum” notunu düşen Davutoğlu’nun konuşmasından öne çıkanlar şöyle:
"Demokrasi tarihimizde ilk kez, milleti birleştirmesi gereken cumhurbaşkanlığı makamında bulunan Sayın Erdoğan, bir cami avlusundan toplumun neredeyse yarısını açık bir şekilde, ağır ithamlarla suçladı. Hiçbir şekilde doğru olmayan bir beyanla, 'Bunlar iktidara geldiğinde diyanet işleri başkanlığını kaldıracak' diyerek toplumun dindar ve mütedeyyin kesimini; diğer kesimi aleyhine açık bir şekilde tahrik etti.
Toplumu şampanya patlatanlarla, şükür secdesi yapanlar diyerek ikiye ayırmak, açık bir şekilde toplumu ikiye bölmektir. Bölücülüktür.
'MİLLİ İRADEYE SEKTE VURMAYA ÇALIŞAN BİR SİYASİ AKIBET İLE KARŞI KARŞIYA KALACAKSINIZ'
İlk kez Türkiye’de bir siyasetçi seçimleri darbe olarak görüyor. Demokratik bir siyasetçi için yeterince büyük bir ayıptır. Eğer bir İçişleri Bakanı bir seçimi bir siyasi darbe olarak görüyorsa, o seçimi engellemek için her türlü tedbiri alma yetkisini de kendinde görüyor demektir. Yani bir darbeyi engelliyorum iddiasıyla seçime dönük her türlü müdahaleyi meşrulaştırma çabasının bir parçasıdır bu. Bütün bu açıklamaları yapanlara sesleniyorum; Gittiğiniz yol yanlış.
ERDOĞAN'A ÇAĞRI
(Erdoğan’a) Bazı çevreler sizin hastalığınızı da bahane ederek bir boşluğu doldurmak adına milli iradeye müdahale etme çabası içinde olabilir. Sizin öncelikli göreviniz cumhurbaşkanı olarak, meseleye doğrudan müdahil olarak 14 Mayıs’ta gerçekleştirilecek olan seçimlerin demokratik ortamda yapılacağına dair güvence vermenizdir. Bu sizin siyasi kariyeriniz itibariyle de en kritik andır. Ya milli iradeye saygı gösterecek ya da milli iradeye sekte vurmaya çalışan bir siyasi akıbet ile karşı karşıya kalacaksınız.
NE OLMUŞTU?
Seçim tarihi yaklaştıkça iktidar kanadından gelen ‘kutuplaştırıcı’ açıklamaların şiddeti de giderek arttı. İçişleri Bakanı Süleyman Soylu, seçim için ‘darbe’ ifadesini kullanırken, Adalet Bakanı Bekir Bozdağ şunları demişti:
“14 Mayıs’ın akşamı Türkiye’de iki fotoğraftan biriyle karşılaşılır. Ya şampanya patlatıp bunu sabaha kadar kutlayanlar olacak ya da temiz alnını şükür için secdeye koyup Rabb’ine hamdedenler olacak.”
Millet ittifakı'nın cumhurbaşkanı adayı Kemal Kılıçdaroğlu, seçim öncesi son 10 günde ‘pis işler’e girişileceğini bildiğini belirterek sağduyu çağrısında bulunmuştu. (HABER MERKEZİ)
The Observer: Erdoğan kırılgan görünüyor, değişimin vakti geldi
Erdoğan, İzmir'de muhalefeti hedef aldı: Tanıdığım İzmir bu kibir masasını sandığa gömer