Ali Babacan Diyarbakır'da: Ülke, hastalığını inkar eden hasta durumunda

Remzi BUDANCİR

ARTI GERÇEK -Demokrasi ve Atılım Partisi (DEVA) çalışmalarını sürdürüyor. DEVA Partisi Genel Başkanı Ali Babacan, il kongresine katılmak üzere Diyarbakır’a geldi. Diyarbakır’da Babacan’a ilgi oldukça yoğundu. Babacan kentteki programı kapsamında Diyarbakır Ticaret ve Sanayi Odası’nı (DTSO) ziyaret etti. Babacan, DTSO Başkanı Mehmet Kaya, iş inşaları ve sivil toplum kuruluşu temsilcileri ile bir araya geldi. DTSO Başkanı Kaya ve Babacan basın açıklaması yaptı.

KAYA: BARIŞ SÜRECİNDE EKONOMİ DE GELİŞTİ

Ziyaretinden dolayı Babacan’a teşekkür eden Kaya, Diyarbakır Başta olmak üzere bölgede yaşanan sorunlara değindi. Kaya ayrıca Babacan’a bir dosya sundu. Dosya’da Kürt sorunu başta olmak birçok sorun ve önerilerinin yer aldığını belirten Kaya hükümetin politikalarını eleştirdi. Türkiye gerek Kürt sorunu, gerekse bölgenin sosyoekonomik gelişmişlik açısından iyiye değil daha da kötüye gittiğini hatırlatan Kaya, kalkınmanın barış ortamının sağlanması ile mümkün olduğunu söyledi. Barış sürecinin uygulandığı 2013-2014 dönemine ilişkin verileri paylaşan Kaya, "Kürt sorununu bölgenin ekonomik gelişmesini birbirinden tam ayıramıyoruz. 2013-14 barış süreci döneminde Türkiye gayri safi milli hasılada ilk defa 900 milyarı aştı. Aynı tarihlerde Diyarbakır'da 300 milyon dolarlık bir ihracata ulaştı. Yani 2 yıllık bir barış sürecinin bile ekonomi ne kadar etkilediğini en önemli göstergesi bu. Gerek ülke bazında gerekse de Diyarbakır bazında baktığımız zaman bunu görebiliyoruz" dedi.

"DEVA PARTİSİ KÜRTLERDEN OY ALABİLİR"

Ali Babacan’a yönelik "Gerek ekonomideki duruşunuz ve Türkiye'nin bugün yaşadığı ekonomik sorun sizin için büyük bir avantaj" ifadelerini kullanan Kaya, şunları söyledi:

"Geçmiş deneyimiz, geçmiş bakanlık dönemindeki çalışmalarınız size avantaj sunuyor. Türkiye'nin dünyadan izole edilebilme şansı yok, bu şekilde gelişme şansı da yok. Avrupa Birliği toplantıdan çıkan sonuç Türkiye'nin üyeliği neredeyse tamamen ortadan kaldırılmış durumda olduğunu gösteriyor. Bu konuda da önemli bir avantaja sahibisiniz. DEVA Partisi olarak bölgede hatta Türkiye'de Kürtler'den oy almaysıyla da avantajlısınız. Kürtler'in size oy vermesi ile ilgili önemli bir engel veya bariyer yok."

BABACAN: ÜLKEDE ÖZGÜRLÜKLERLE İLGİLİ SORUN VAR

Kaya’nın ardından konuşan DEVA Partisi Genel Başkanı Ali Babacan, öncelikle ülkenin ekonomik yapısına değindi. Ülkenin topyekûn dört bir köşesinin eşzamanlı olarak kalkınması gerektiğini belirtti. Türkiye’nin en öne önemeli önemli sorunlarını Özgürlük, Demokrasi ve Adalet sorunu olduğunu belirten Babacan, şunları söyledi:

"Biz problemlerin ilk sırasında özgürlüklerle ilgili sorunların olduğunu görüyoruz. Hele hele ifade özgürlüğü, yani düşündüğünü söyleyebilmek, inandığını konuşabilmek, bir ülke için son derece önemli. Eğer bir ülkede problemler ifade edilemiyorsa insanlar sustursa, konuşan şurada sorun var diyen işten atılıyorsa, eğer iş dünyasındaysa şirketine engeller geliyorsa… Yine konuşan problemleri işaret eden gençlerimiz gözaltına alınıyorsa bu ülke özgürlüklerin olduğu bir ülke değildir ve bu ülke sorunlarını çözemez" dedi.

"ÜLKE HASTALIĞINI İNKAR EDEN HASTA DURUMUNDA"

Türkiye’nin durumunu "Hastalığını inkar eden hasta" durumuna benzediği tespitinde bulunan Babacan, "Şu anda Türkiye'nin hali bu. Bakıyoruz hükümetin en üst seviyelerinden ekonomi pik yapıyor deniyor, ekonomi gayet iyi gidiyor diniyor. Bir de sokaktaki çarşıdaki pazardaki gerçekler var. Ülkede ciddi bir hayat pahalılığı olduğunu herkes görüyor. İşsizlik sorununun hızla büyüdüğünü herkes görüyor ama bunları ifade etmek konusunda, bunları konuşmak konusunda maalesef pek çok iş dünyası örgütü de dahil olmak üzere insanlar sessiz. İnsanlar korkuyor… İşte biz o korku duvarlarını yıkmak için o korku duvarlarını açmak için b yeni siyasi hareketi başlattık" ifadelerini kullandı.

KAYYIM UYGULAMASINA VE SEÇİLMİŞLERİN TUTUKLANMASINA TEPKİ

Ülkede adalet ve demokrasi sorunu da olduğunu ifade eden Babacan, kayyım atamalarını, seçilmişlerin tutuklanmasını eleştirdi. Ülkede seçimlerin neredeyse anlamını yitirdiği bir sürece girildiğini belirten Babacan, şunları söyledi:

"Seçilmiş insanların idari kararlarla bir sabah evinden alınıp götürüldüğünü görüyoruz. İster bu belediye başkanları olsun, isterse belediye meclis üyeleri olsun, isterse Ankara'da Türkiye Büyük Millet Meclisi'nde seçilmiş milletvekilleri olsun… Seçilmiş bir insan demek arkasında bazen 5 bin, bazen 500 bin, bazen 5 milyon insanın iradesi demektir. Biz çok açık söylüyoruz, seçilmiş bir insanın görevden alınmasının sadece ve sadece bağımsız ve tarafsız yargı tarafından yapılabilmeli. Aksi halde siz seçimleri anlamsızlaştırsanız, sandığı anlamsızlaştırışsanız, bu ülkede artık gerçek anlamda bir demokrasi var diyemeyiz. Ve insanlar başka çözüm yolları aramaya başlar. Oysa çözüm sadece ve sadece siyasette olmalı demokraside olmalı."