Ali Babacan niye kabinede yok?

Erdoğan yola çıktığı çekirdek kadroyu Binali Bey’in çevresine tahkim etti. Binali Bey, ortaya çıkan listeden memnun değildi, yüz hali bunu açıkça ortaya koyuyordu.

Ali Babacan niye kabinede yok?

ERGUN BABAHAN

Kabine değişikliğinde kimin etkin olduğu Başbakan Binali Yıldırım’ın yeni kabineyi açıkladığı sıradaki ruh halinden gayet net anlaşılıyordu. Bir saat sürmesi planlanan görüşmesinin iki saate yakın sürmesi, Saray’da Başbakan açısından sıkıntılı bir süreç yaşandığının göstergesiydi. Binali Bey, ortaya çıkan listeden memnun değildi, yüz hali bunu açıkça ortaya koyuyordu.

Öncelikle, ‘dışarlıklılar’ın kullanım süresinin dolduğu anlaşılıyor. MHP lideri Devlet Bahçeli ile varılan uzlaşma sonucu Tuğrul Türkeş’e artık ihtiyaç kalmadığı için Tuğrul Bey kısa süre görevini tamamlamış oldu.

Erdoğan öncelikle yola çıktığı çekirdek kadroyu Binali Bey’in çevresine tahkim etti. Adalet Bakanı Bekir Bozdağ’ın yaptığı bütün hizmete rağmen ‘metal yorgunluğu’na girdiği ve Adalet Bakanlığı’ndaki yararlılık süresini tamamladığı anlaşılıyor.

Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın mikrofonlardan Ahmet Türk hakkında, hukuk kurallarını çiğneyerek yaptığı eleştiri, gelmekte olanın işaretiydi. Türk’ün sağlık gerekçesiyle tahliye olduktan sonra, Kemal Kılıçdaroğlu’nun ‘Adalet Yürüyüşü’ne kısa bir süre destek vermiş olması, Erdoğan’ı rahatsız etmişti. Ancak, Bekir Bozdağ tamamen harcanmadı ve Adalet Bakanlığı’ndan Başbakan Yardımcılığı’na geçişi sağlandı.

Buranın bir diğer kaybedeni Numan Kurtulmuş oldu. Numan Bey, Başbakan Yardımcılığı koltuğundan Kültür ve Turizm Bakanlığı’na ‘dikey’ geçiş yaptı. Türkiye’de turizm ve kültürün ne durumda olduğu göz önüne alınırsa, bu atamanın bir kıdem düşürmesi olduğu gayet net anlaşılıyor.

Sağlık Bakanlığı, AKP’nin bugünkü seçim başarılarında en kritik bakanlıklardan biriydi. Türkiye genelindeki çöküş kaçınılmaz olarak bu bakanlığa da yansıdı ve kaynak, hizmet yerine Şehir Hastaneleri gibi ucu delik yatırımlara harcanmaya başladı. Ancak, başta sağlık olmak üzere seçim sonucu üzerinde etkili olabilecek bakanlıkların değişebileceğinin işaretini şu sözlerle vermişti: ‘‘Bütün bakan arkadaşlarımızdan şöyle altıncı ayın sonuna kadar, yıl sonuna kadar devam edecek olan yol haritasını isteyeceğim. Tüm bakanlıklar yıl sonuna kadar neler yapacaklar, bir yol haritasını bizim önümüze koymalı. Bu yol haritası 2019’a kadar devam edecek bir yol haritası olacak. Her bakan ve bakanlık, önümüzde ne var, ne yapacağız? Bunları bir defa altındaki çalışma arkadaşlarıyla paylaşacak.İki yönlü takibi planlıyorum. Bir, cumhurbaşkanlığında oluşturacağım bir ekiple, iki partimizde oluşturacağımız ekiple. Hazırlanan takvim çalışıyor mu, çalışmıyor mu? Bunları yakın takiple sürdüreceğiz.’’

Faruk Çelik, AKP’nin kuruluşundan itibaren koltuğunu korumuş isimlerden biriydi. Son değişiklikle makamını kaybetmesi, metal yorgunluğuna düşmesinden olabileceği kadar yerine atanan kişinin bölgede sevilen bir isim, Ahmet Akif Fakıbaba olması 2019 seçim hesaplarının göz önünde bulundurulduğunu işaretiydi.

Erdoğan için gövdesini siper eden Mevlüt Çavuşoğlu’nun koltuğunu korumuş olması, Damat kanadının bir başarısı olarak kaydedilebilinir.

Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın geçen hafta Ali Babacan ile görüştüğü ve Ekonomi Bakanlığı teklif ettiği, ancak Babacan’ın saray danışmanlarını gerekçe göstererek bu teklifi geri çevirdiği dedikodusu kulislere yayılmıştı.

Ekonomi yönetimi Mehmet Şimşek’e emanet edildi ama ekonomiyle ilgili bakanlarda küçük bir ayarlama yapıldı. Bu da aslında, ekonomideki çöküşün görüldüğü anlamına geliyordu.

Gelen ve giden isimler aslında çok fazla önem taşımıyor. Çünkü bütün Türkiye, Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın ülkeyi Berat Albayrak ve ailesiyle yönettiği gerçeğini biliyor.
AKP, kurulduğu yılda bir hikayesi olan, Avrupa Birliği ve hukuk devleti hedefi güden bir partiydi. Başta komşuları olmak üzere dünyayla iyi ilişkiler kurma iddiası vardı.
Bugün gelinen noktada bu hedefler çöpe atılmakla kalmadı, yeni bir hikaye kurulamadı. Sadece korku ve tehdide dayanan, ekonomiden dış politikaya her alanda rasyonellikten uzaklaşmış bir yönetimin üç-beş isim değişikliğiyle ülkeyi düze çıkarması beklenemez.

Türkiye’yi düze çıkaracak tek yol, demokrasi ve hukuktur, gerisi hikayedir. Bu değişikliğin sadece giden ve gelenler açısından anlamı vardır, o kadar.

Revizyon Ali Babacan Yeni kabine