Ali Şeker: 7 Haziran benzeri bir süreç var AKP çözülüyor

CHP İstanbul Milletvekili adayı Ali Şeker, parti içindeki mücadelesi, siyaset ve 24 Haziran seçimlerine ilişkin Artı Gerçek'e konuştu.

Ali Şeker: 7 Haziran benzeri bir süreç var AKP çözülüyor

Rıfat DOĞAN - ARTI GERÇEK

CHP İstanbul Milletvekili adayı Ali Şeker, Cumhur İttifakı’nın parçası olan MHP’de çöküş yaşandığını belirterek "7 Haziran benzeri bir süreç var AKP çözülüyor" diyor.

İl genel meclis üyeliğiyle başlayan siyaset hayatında, 2005 yılında "en genç ilçe başkanı" olan Şeker, Meclis’te sansürlenen görüşmeleri vermesiyle ‘Şeker TV’ olarak anılmaya başlandı. Partisinde zaman zaman liste tartışmaları yaşasa da tabanın hep sevdiği isimlerden biri oldu. Son olarak Şeker, 24 Haziran seçimleri için hazırlanan listeye konulmamış, İstanbul İl Örgütü’nün baskısı üzerine İstanbul 2. Bölge 8. Sıradan aday gösterilmişti. Bugün gelinen noktada "Partideki bu sorunları 24 Haziran’dan sonraya tartışmak üzere erteleyelim" diyen Ali Şeker asıl mesele 24 Haziran diyor ve ekliyor: AKP’de çözülme var, MHP’de dağılma. İkinci tura kalacak isim İnce. Gençler arasında yüksek y oranına sahip HDP’nin ise baraj sorunu yok.

CHP’nin çalışkan isimlerinden Ali Şeker'in parti içindeki mücadelesi, siyaset ve 24 Haziran seçimlerine ilişkin Artı Gerçek’in sorularına verdiği yanıtlar:

"İLÇE BAŞKANI VE İLÇE SEKRETERİNİN YAZDIĞI DELEGELERİN OYLARIYLA KAZANDIM"

Ali Şeker kimdir? Siyasetle nasıl tanıştınız? Bu yolculuğu bize anlatır mısınız?

Siyasete girişimiz Büyükçekmece CHP İlçe Başkanlığı’nın bana İl Genel Meclis üyeliği teklifiyle başladı. Ben o sıra Büyükçekmece’ye geçeli daha 3-4 yıl olmuştu. 2000 yılında bir tıp merkezi vesilesiyle ilçeye geçmiştim. Birinci sıradan gönderildiğim listelerden Genel Merkez tarafından üçüncü sıradan geldim. Sıkıntılar o zaman başladı ama biz çalışmaya devam ettik. Sonrasında iki arkadaşımız il genel meclis üyeliğine seçildi, daha sonra bir arkadaşımızın ayrılması üzerine ben onun yerine geçerek il genel meclis üyeliği yaptım. O süreçte ilçe başkanlığı seçimleri vardı. Bazı arkadaşlarımız beni mahallede sahte üye ve delege oyunlarıyla delege olamamışken, bana ilçe başkanlığı adayı olmam teklifi sundu. İki ilçe başkan adayı biri ilçe sekreteri diğeri ilçe başkanı her türlü manipülasyonla delege yazdılar, ortaya çıkan delegasyonun karşısına ben çıktım ve onların yazdığı delegelerle ben kazandım. Mahallede manipülasyon nedeniyle bir oyla kaybetmiştik, ilçeyi de iki oyla kazandık.

"ANKETLERDE AÇIK ARA ÖNDE OLMAMA RAĞMEN BBP YÖNETİCİSİNİ ADAY YAPTILAR"

Genel Merkezden başkanlığınıza itiraz geldi mi?

Genel Merkez ne yazık ki birilerini göndererek ilçe seçimini iptal ettirmeye çalıştı. Orada da değişik oyunlar oldu ancak iptal ettirmediler çünkü her şey normal ve yasaldı. Onun üzerine beni görevden aldılar. Bunlar Deniz Baykal döneminde oldu. Ben de mahkemeye verdim, yargı görevime iade etti. Bir daha görevden aldılar. Çünkü genel merkezin değil tabanın istediklerine göre hareket ediyorduk. Yönetim de bunu kabul etmiyordu. CHP’nin iktidar olması için o dönem mücadele ettik ancak maalesef onlar için küçük olsun benim olsun hastalığı daha baskındı. Daha sonra Beylikdüzü Belediye Başkan aday adayı olarak başvurdum. Anketlerde açık ara önde olmama rağmen ankette en sonda olan BBP Merkez Yönetim Kurulu üyeliği yapan Vecdet Öz, geçtiğimizde günlerde de cumhurbaşkanlığı adaylığı için her ilçeden sadece 2.5 imza almış olan kişiyi CHP Beylikdüzü Beldiye Başkan adayı olarak gösterdiler.

"BU SİYASET TARZINA ‘BAYKALİZM’ DİYORUM"

Neden siz değil de BBP yöneticisi?

Bölgede belirli rant grupları partinin adayının belirlenmesinde etkili oluyor. Bunlar parti merkezlerine de etki ediyorlar. O süreçte de İBB Başkanlığı seçimlerinde önde olmamıza yine il genel meclis ve Beylikdüzü ilçe meclis üyeliğinde açık ara önde olmamıza rağmen Beylikdüzü seçimlerini 942 oyla kaybettirildik. Çünkü orada amaç kazanmak değil amaç çok farklıydı. Ne yazık ki tabanı yok saymanın ötesinde yapılan işlemler de vardı o dönemde.

Baykalizm adını veriyorum. O dönem 22 ilçe vardı, istedikleri kişiyi ilçe başkanı seçtiriyorlardı. Bugün Recep Tayyip Erdoğan’ın istediği kişiyi seçtirmesi gibi.

"AKP’DEN KURTULUP SIKINTILARIMIZI AŞMAK İÇİN MÜCADELE EDECEĞİZ"

Tabanın sesi dinlenmiyor mu sizce?

Bu ne yazık ki Baykal döneminde uzun süre devam etti. Onun ardından da zaman zaman devam etti. Sonuçta AKP’den kurtulmak için 24 Haziran’da önümüze bir fırsat geldi. AKP’den kurtulup bu sıkıntılarımızı da aşmak için mücadele etmeye devam edeceğiz.

24 Haziran seçimleri için oluşturulan listede yoktunuz ancak CHP İstanbul İl Örgütü’nün tepkisi üzerine listeye alındınız. Sizin için listede olmanın bu dönemde ne gibi bir önemi var?
Evet tabanın çok büyük tepkisi olunca listeye girebildik. Biz hâlbuki bu talebimizin 3. Bölgede karşılanmasını istiyorduk çünkü biz o bölgenin adayıydık. Ancak bu karşılanmadı. 2. Bölge 8. Sıra seçilme riski olan bir sıraya koymayı uygun gördüler.

"SEKİZİNCİ SIRA RİSKİ OLAN BİR SIRA"

Seçilmeme riskim var mı diyorsunuz?

Sekizinci sıra riskli bir sıra. Geçen seçimde CHP o sıradan son anda bir milletvekili çıkarabildi. Her seçimin kendisine göre bir atmosferi var, önümüzdeki günlerde nasıl şekilleneceğini bilmiyoruz. Ama sekizinci, dokuzuncu ve onuncunun çıkması için mücadele edeceğiz.

"ÖNSEÇİMLE GELMİŞ ADAYLAR GÖSTERİLMİYORSA GEREKÇESİ ANLATILMALI"

CHP’de İlhan Cihaner, Hilmi Yarayıcı gibi isimler listeye alınmayınca "CHP kendi solunu tırpanladı" yorumları yapıldı. Siz de son anda listeye girmiş biri olarak neler söylemek istersiniz bu konuda?

Soldan gelen partinin daha solda olmasını talep eden önseçimle gelen 40’ın üzerinde arkadaşımıza bu dönem görev verilmedi. Yeni bir önseçim yapılmadıkça mevcut önseçimi yok sayamazsınız. Ya da o önseçimde seçilmiş adayları göstermediğiniz için toplumu ikna edecek argümanlarınız gerekçeleriniz olmalı. Atamalarda istediğiniz değişiklikleri yapabilirsiniz ama tabanın isteği ve önseçimle gelmiş kişileri tabanı ikna etmeden o sıralardan çıkarıyorsanız Antalya’dan Niyazi Nefi Kara’yı, İstanbul’dan İlhan Cihaner’i, Manisa’dan Tur Yıldız Biçer’i ve Ankara’dan Necati Yılmaz’ı listeden çıkarıyorsanız bunun mutlaka bir açıklaması olması lazım. Bu kurultay sürecinde birçok arkadaşımız genel merkezin listesinde olmamasına rağmen yüksek oy alarak listeyi deldiler. İşte Gaye Usluer tabanın sevdiği ve onayladığı bir milletvekilimiz, Milli Eğim Komisyonu’nda çok başarılı çalışmaları olmasına rağmen maalesef listede kendisine yer bulamadı. Bunlar tabanda ister istemez bir kırılganlığa yol açtı ancak şu bizim için çok önemli bir görev var, parlamenter sistemi tekrardan geri kazanmamız lazım. Tabanın isteğinin hakim olduğu meclisleri oluşturmak için parlamenter sisteme geri dönüş gerekiyor. Onun için bu seçimi almak zorundayız. Bu tartışmaları 24 Haziran’dan sonraya bırakmak üzere cumhurbaşkanlığını ve meclis çoğunluğunu almak için sokak sokak cadde cadde her yeri karış karış gezeceğiz.

"7 HAZİRAN BENZERİ BİR SÜREÇ VAR, AKP ÇÖZÜLÜYOR"

İstanbul özelinde seçim tahminiz nedir?

AKP’de bir çözülme var. 7 Haziran benzeri bir süreç hatta 89’a benzeyen bir süreç yaşıyoruz. MHP çökmüş durumda. Bahçeli kendi söyledikleriyle çelişir durumda. Ben bunu hekim kimliğimle espirili bir şekilde söyleyim. Bahçeli’nin düne göre bugün tezat davranmasının kalp ameliyatıyla açıklanabilecek bir tıbbi tarafı var.

"MHP’DEN İYİ PARTİ VE CHP’YE BÜYÜK BİR OY KAÇIŞI VAR"

Nasıl yani?

MHP’de oy verenlerin hepsi kalp ameliyatı olmadığı için Bahçeli’nin yaşadıklarının aynısını yaşamıyorlar. Onun için de büyük bir kopuş var. Aynı DSP’nin 2002 seçimlerinde çok düşük oy aldığı döneme benzer bir savrulma var MHP’de. Özellikle İYİ Parti ve CHP’ye büyük bir oy kayışı var.

MHP seçmeninden Cumhur İttifakı’na oy gitmeyecek mi diyorsunuz?

Büyük bir oranda oy kaçışı var. Eğer ben düne kadar hakaret ettiğim Tayyip Erdoğan’a oy vereceksem neden MHP’deyim? O zaman oradan aslına gideyim, AKP’ye oy vereyim diyenlerin sayısı çok fazla değil. AKP’ye oy vermemek için zaten MHP’deler. Böyle olunca da büyük bir çoğunluğu İYİ Parti’ye CHP’ye oy vereceğini belirtiyor.

"16 NİSAN REFERANDUMUNDAKİ AKP-MHP ARASINDAKİ YARILMA BUGÜN DAHA BÜYÜDÜ"

İkinci turda Cumhur İttifakı’nda bir çatlak olacağı iddiaları da var. Siz de buna katılıyor musunuz?

MHP’li Manisa Büyükşehir Belediye Başkanı da benzeri bir şeyi söyledi. "Tepede bir birlik var ama tabanda yok" demişti. Biz bunu sahada görebiliyoruz, 16 Nisan referandumunda da görebiliyorduk. O süreçte insanlar Bahçeli’nin istediği gibi davranmadılar ve büyük bir yarılma oldu. O yarılma bugün daha da büyüdü.

"235 MİLYAR ÖDEMEK DURUMUNDA OLAN TÜRKİYE HER GÜN 1 MİLYAR DOLAR BULMAK ZORUNDA"

Parlamenter sisteme dönüş 16 yıllık tahribatı göz önüne aldığımızda ne kadar zaman alacak? O kadar kolay olacak mı o süreç?

Bir restorasyon süreci gerekiyor. Bu restorasyon sürecini bir an önce tamamlayıp yeni anayasayı halın onayına sunmamız gerekiyor. Bu anayasa bir kişi için yapıldı. Biz 81 milyon için bir anayasa yapacağız. 81 milyonla birlikte yapacağız. Bunun için Anayasa Profesörü İbrahim Kaboğlu hocayla birlikte bir çalışma başlatmıştık, bu önümüzdeki günlerde bunu sunmak için hazırlanıyorken panik seçim dönemine girdik. Çünkü Türkiye her gün yurt dışından 1 milyar dolar borç bulmak zorunda. Türkiye yıllardır aldığı kredileri betona gömdü ve o beton katılığındaki ekonomi artık Türkiye’yi sıkıyor, Türkiye’yi daraltıyor. Üretim ekonomisine değil beton ekonomisine harcanan bu paraları verenler geri istemeye başladılar. Süreleri geldi, Türkiye, bir yıl içinde cari açık nedeniyle 50 milyar dolar dış borç dolar nedeniyle de 185 milyar dolar yani 235 milyar dolar para ödemek zorunda. Türkiye neredeyse her iş günü 1 milyar dolar para bulmak zorunda.

"YAYLALARDAKİ OTLAR KURUYOR BİZ SIRBİSTAN’DAN ET ALIYORUZ"

Nasıl olacak bu? Sizin önerileriniz nelerdir?

Bu nasıl olacak? Faizleri 3 puan artırdı, bunun bedelini kim ödüyor? Vatandaşlar vergileriyle ödüyor. Çiftçi orada tütünü satamadığı için kendini yakıyor. Ziraat Bankası kaynaklarını 0.99 faizle müteahhidi o beton ekonomisini halen beslemek için kullanıyor. Mega proje olarak ne sunuyorlar hafriyatçılara? Kanal kazmayı vaat ediyorlar. Kanal kazarak Türkiye’ye ne katma değer katmayı düşünüyorsunuz. Yandaşlara yeni rant alanları açacaksınız ama gençlerin yeni fabrikalara ihtiyacı var. Gençlerin yeni bilim yuvalarına ihtiyacı var. Sadece tabela üniversitelerine değil bilim ve teknoloji ayrıca yazılım merkezlerine ihtiyaçları var. Tarıma dayalı sanayinin gelişimine ihtiyaç var. Türkiye’nin hayvancılığının tekrardan geliştirilebilmesi için huzur ve barışa ihtiyacı var. Yaylalardaki otları kuruyor biz Sırbistan’dan ve Arjantin’den et alıyoruz.

"AKP 16 YILDA 16 MİLYON YOKSUL YARATTI"

Gençlerimiz işsiz, sosyal yardıma muhtaç ve biz çobanlık bile yapıp para kazanabilecek bir potansiyel varken biz bunları heba etmiş durumdayız. AKP 16 yılda ne yarattı? 16 yılda 16 milyon yoksul, 6 milyon işsiz, 80 milyon mutsuz insan yarattı. Bu MHP’ye oy versin AKP’ye oy versin hiç kimse mutlu değil. En son ağız dolusu mutlu olduğumuz dönem 2002 yılında Dünya Kupası’nda üçüncü olduğumuz dönem. Ondan beri Türkiye bir daha ağız dolusu mutluluk yaşayamadı.

"AKP KÜRT SORUNUNU İSTİSMAR ETTİ"

Türkiye mutsuz bir ülke mi?

Komşusunun acına sevinenler var. Komşusunun mutluluğundan haz almayanlar var. Şimdi niye bu kadar bölündük? AKP iktidarda kalabilmek için Türkiye’yi bu kutuplaştırma siyasetine mahkum ettiği için. Biz diyoruz ki tekrardan birleştirmek gerekiyor. Tekrardan 81 milyonun eğitim ve işsizlik sorununu, borç sorununu, barış sorununu yani Kürt Sorununu çözmesi gerekiyor. Onun için samimiyetle ve iyi niyetle bunları dert edinmesi gerekiyor. AKP’nin tek bir derdi var, o da her alanı istismar ederek iktidarını devam ettirmek. Kürt sorununu istismar ederek daha fazla ölümse ölüm, daha çok şehitse daha çok şehit. Yeri geldiğinde barış maskesi adı altında oy devşirme peşinde. Bunlar samimi değil. Türkiye’de herkesin bu konuda samimi olması ve barışçıl bir şekilde her ne pahasına olursa olsun bütün partilerin ortaklaşa çözmesi gerekiyor.

"15 TEMMUZ’UN SUÇ ORTAĞI ERDOĞAN’DIR"

Daha dön cemevi cümbüş evidir diyenler bugün statü vereceğiz diyorlar. Seçim zamanında istismar etmek konusunda üzerlerine yok. Yoksulluğu, çocukları, dini, cemaatleri, ekonomiyi, şehirleri istismar ettiler ve halen iktidarlarını devam ettirebilmek için her türlü istismarı yapabilecek durumdalar. 7 Haziran’dan sonra katliamları, terörü kullanarak iktidarını devam ettirmeye çalıştılar. 15 Temmuz üzerinden yeni bir inşa süreci başlatmak istiyorlar. Halbuki 15 Temmuz’un suç ortağı Erdoğan’dır. Oradan iktidarı inşa etmek değil o gün suç ortaklarıyla birlikte Türkiye’ye yaşattıkları için hesap vermelidirler.

AKP’de bir sıkışmadan bahsettiniz. CHP’nin uzun süredir söylemlerinde de dinlendirdiği bir durum var. AKP tabanından oy almak. 24 Haziran’da böyle bir tablo var mı?
AKP seçmeni ne yaşıyor şöyle anlatayım. Kiler grubu var biliyorsunuz. Özelliği nedir? Makarna, bulgur ve bakliyat gibi yiyecekleri sosyal yardımları aldıkları market. O günden bugüne ne oldu? Yoksullara dağıttıkları sosyal yardım üzerinden kaynak aktardıkları Kiler, Levent’e Safir diye bir gökdelen dikti. Ama yoksul daha yoksul. AKP’ye oy veren yoksul sosyal yardıma daha da muhtaç. Bir başka örnek Torunlar. Yine o sosyal yardım konusunda bakliyat poşetlerinin içini dolduran başka bir toptancı, belediye bütçelerini boşalttıkları bir şirket, o şirkete ne yaptılar? O şirketi öyle bir palazlandırdılar ki önce Ali Sami Yen’in yerini daha sonra Mall Of İstanbul’u, Toryum’u yani şehrin dört bir yanına gökdelen diktirdiler.

"AKP KENDİSİNE OY VEREN SEÇMENİ DE MAĞDUR ETTİ"

Erdoğan da "bu şehre ihanet ettik" dedi…

Mall Of İstanbul’un altına daha bina bitmeden daha metro gelmeden metro istasyonu yaptılar. Erdem Hastanesi’nin altına tünel kazdılar. Yandaşa yönelik yoksulun sömürüsü üzerinden o kadar bir fil dişi kuleler yarattılar ki biri Safir, diğeri Mall of İstanbul, Torunlar’ın diğer gökdeleni Toryum, bunlar ne yapıyor E-6’ın girişini tıkıyor. Üstte trafikte insanlar evlerine gidemiyor. 1-1.5 saat kilitleniyor. Çünkü E-6’ya sıfır yaptılar. Toryum’u E-5’e sıfır yaptılar, orada insanlar evlerine gidemiyor. Ama daha bugünden altına metro istasyonu yaptılar. Hani "oy aldığımız yerlere metro yapıyoruz, hizmet götürüyoruz" dedikleri var ya. Peşin peşin metro istasyonu yaptıkları yerler var bir tarafta, diğer tarafta 5 yıldır bitiremedikleri Sirkeci Halkalı hazır banliyö hattı var. Bu kadar çarpık bir yapı var.

"EN YOKSULUN YÜZDE 20’LİK SERVETİ EN ZENGİN YÜZDE 1’E GİTTİ"

O yoksulluk sömürüsü üzerinden AKP 2002’de geldiğinde en zengin yüzde 1’lik kesimin serveti yüzde 38’di, şuan yüzde 60’a yaklaştı. Peki kimden aldı? En yoksul yüzde 99’dan aldı. Yoksul yüzde 99’daki yüzde 20 serveti yandaşa verdiler. AKP’ye oy veren yüzde 48 de bu işin mağduru. Orada çalışan tekstil işçisi de sosyal yardım alıp muhtaç olan işsiz olan genç de, borcu olan işsiz insanlar da bu işin mağduru. AKP sadece Türkiye’de CHP, MHP, HDP’ye oy verenleri değil AKP’ye oy verenlerin yüzde 99’unu mağdur ediyor. Biz o mağdur olan yüzde 99’un mağduriyetlerini görünür kılmalıyız ve onların kurtuluşunun bu iktidarın gidişine bağlı olduğun onlara anlatmalıyız.

"GEZİ’NİN TEKRARLANMASINDAN KORKUYORLAR"

Gezi’nin yıldönümünde 31 Mayıs günü yapıyoruz bu söyleşiyi. Aradan 5 yıl geçti. O günden bugüne neler değişti?

Gezi halkın uyandığının, halkın isyanının dışa vurduğu bir kalkışmaydı. Gezi halkın uyandığı günlerden biriydi. Geziyle ayağa kalkan o uyanışın tekrarından çok korkuyorlar. Çünkü kaybetmekten korkuyor. İktidardan düştüğü anda işledikleri o büyük suçlardan adalet önünde hesap vermekten korkuyorlar. Onun için o istismar ettikleri halkın tekrar bir araya gelmesinden korkuyorlar. Orada MHP’lisi vardı, AKP’lisi vardı, CHP’lisi vardı, HDP’lisi vardı. Anti-kapitalist Müslümanlar oradaydı. Orada Türkiye vardı. Halkın bir araya gelmesinden korkuyorlar. Çünkü bu olduğunda iktidarlarını devam ettiremeyeceklerini biliyorlar. Bunun için Türkiye’yi kutuplaştırmaya, ayrıştırmaya devam ediyorlar. Bunun sonu yok, iktidardan gidecekler. Ülkeye daha fazla bedel ödetmeden gitmeleri için biz de siyaseten her türlü mücadeleyi vereceğiz.

"15 TEMMUZ’DAN SONRA YENİ DÜŞMAN KÜRTLER OLDU"

Seçimlere günler kaldı. Cumhur İttifakı, Millet İttifakı var. Bu ittifakların dışında HDP var. YSK sandıkları taşıma kararı aldı. HDP bunu bizi barajın altında bırakmak için yapıyorlar dedi. HDP’nin baraj sorunu sizce var mı? Seçimlere dönük öngörünüz nedir?

AKP Kürt seçmenini istismar etti. Barış sürecinde etti, daha sonra iyi ilişkiler geliştireceğiz diyerek etti. Bu süreçte muhafazakâr Kürtleri Barzani üzerinden kendi yanına çekmişti. Onlarla da bozuştu. Biliyorsunuz 15 Temmuz’dan sonra Yenikapı’ya HDP’yi çağırmadı. Orada yeni bir konum aldı. Oradaki yeni konumda yeni düşman Kürtlerdi. HDP dahil bütün partiler Meclis’te darbenin her türlüsüne karşı olduklarını ilan ettiler. Buna rağmen özellikle Yenikapı’ya HDP çağrılmadı. Burada dediğim gibi amaç yeni bir siyaset biçimiydi.

"MHP İLE YOL YÜRÜMEYE KARAR VERDİLER"

Neydi o? MHP ile ittifak o süreçte mi başladı?

Tabi bir yanda düşman FETÖ, diğer yanda HDP yani Kürtler düşman ilan edildi. Daha önce MHP’yi milliyetçiliği ayaklar altına alanlar bu kez MHP ile yol yürüme kararı verdiler. Bundan dolayı AKP’ye oy verenler, özellikle Barzani’den dolayı oy veren muhafazakar Kürt seçmen AKP’den koptu. Kürtlerde konsolidasyon oldu. Bölge hendek ve çatışma sürecinde büyük bir acı yaşadı. Biz de o süreçte bölgeye gitmiştik, çatışmaların son bulması için çok mücadele etmiş ve rapor hazırlamıştık. Kürt seçmeninde AKP’den büyük bir kopuş var.

"HDP’NİN BARAJ SORUNU YOK, GENÇLER İÇİNDE YÜKSEK OY ORANINA SAHİP"

Bir yanda da genç seçmen içinde HDP’nin yüksek oy oranı var ve daha önceki seçimde 15 yaşında olan çocuklar şimdi 18 yaşında ve seçmen oldular. Bu genç nüfus ve bölgedeki nüfus artış oranın fazla olması, HDP’nin barajı aşmasına dair olumlu iklim sunuyor. HDP’yi yüzde 12’nin altında gösteren bir anket de yok. Kamuoyunda da bir duyarlılık ve bu yönde bir kanı var. Dolaysıyla bana göre şuan HDP’nin bir baraj sorunu yok.

"MUHALEFET 350’Yİ AŞACAK, İKİNCİ TURA İNCE KALACAK"

Bizim bu süreçte 301’i aşmamız ki ben 350’yi aşabileceğimizi düşünüyorum. Bu sayıda bir milletvekili çoğunluğu olduğunda muhalefetin Recep Tayyip Erdoğan "istikrar için bana oy verin" diyemeyecek. 7 Haziran’da "Meclis’te çoğunluk benim, cumhurbaşkanı benim, bana oy vermezseniz kaos yaşatırım" diyordu. Bu getirdikleri sistemde anketlerde görünen o ki AKP ve MHP’nin 300’ün üzerinde milletvekili çıkarma ihtimalleri yok. Ayrıca ilk turda muhalefet parlamento çoğunluğunu kazanırsa ikinci turda başkanlığı kazanamaya daha büyük katkı sağlayacak. Millet İttifakı’nda bugün apaçık görünen o ki ikinci tura kalacak ismi Muharrem İnce’dir.

chp akp 7 Haziran 24 Haziran Ali Şeker