Arınç: Demirtaş'ın eşi 4 gün orada tahliyesini beklemiş

Bülent Arınç, Selahattin Demirtaş ve Osman Kavala ile görüşmesini anlattı. Demirtaş, "Tahliyeleri bekliyorlar. Hatta 'eşim dört gündür burada tahliye bekliyordu' dedi. 'Artık sen git' demiş Selahattin Bey. İkisinde de hiç kimseye karşı bir kin yok, nefret yok. Ben asıl bunu hayret ettim" dedi.

Arınç: Demirtaş'ın eşi 4 gün orada tahliyesini beklemiş

Artı Gerçek- Eski Meclis Başkanı Bülent Arınç, Osman Kavala ve Selahattin Demirtaş'la görüşmesine ilişkin Lider Haber TV'e açıklamalarda bulundu.

'DEMİRTAŞ VE KAVALA ÇOK GÜZEL İNSANLAR'

Arınç, "Demirtaş'ı ben milletvekilliğinden tanıyorum. Ben başbakan yardımcısıydım. O da hem eş genel başkandı hem de milletvekiliydi. Benimle ilişkisi bir iki defa olmuştu, bir iki konu için gelmişlerdi. Onun dışında hiçbir temasım da olmadı. Ama o 9 yıldır içeride, 2016'dan bu yana. Kavala çok medeni bir insan. Çok güzel insanlar bunlar. İkisiyle de bir saatten fazla görüştüm, sohbet ettik" diye konuştu.

'AİHM VE AYM KARARLARINI UYGULAMAMIZ LAZIM'

AHİM ve AYM'nin 'hak ihlali' kararlarına değinen Arınç, "Avrupa İnsan Hakları Mahkemesi kararlarına ve Anayasa Mahkemesi'nin bireysel başvuru üzerine verdiği hak ihlalleri kararlarını ciddiye almamız lazım ve uygulamamız lazım. Kimle ilgili olursa olsun. 'Ben bu adamı seviyorum, bunu sevmiyorum. Bu bana göre suçlu, bu bana göre masum' yok böyle bir şey. Hakimler eskiden tamamen siyah cübbe giyerlerdi. Ben de avukatlığa başladığımda cübbemiz tamamen siyah. Bu bizim tarafsız olduğumuzu gösterir. Ben öyle ağır ceza reisleriyle çalıştım, tamamen siyah gözlük kullanırlardı. Nereye baktığı belli olmasın diye" ifadelerini kullandı.

'DEMİRTAŞ BİRAZ ZAYIFLAMIŞ GÖRDÜM'

Arınç, "İkisi de iyi, Demirtaş'ı biraz zayıflamış gördüm. Diğeri zaten bildiğimiz yani hiç yüz yüze gelmemiştik, burada gördüm. Tabii Kavala açısından ikinci bir üzüntüm de şudur, eşi bir profesör, Boğaziçi Üniversitesi'nde çalışmış Ayşe Buğra Hanımefendi. Onunla da yüz yüze görüşmedik. Ama benim ona saygı duymamın yani eşine bağlılığı yanında, bizim çok değer verdiğimiz Tarık Buğra Han'ın kızı olması. Tarık Buğra yani romanlarıyla bizim gönlümüzde taht kurmuş bir insandır. Düşünce yapısı, şu su, bu su filan bir kenara ki onun en büyük eseri 'Küçük Ağa', sonradan TRT bunu dizi yaptı. Ben bunu herhalde 20 sene evvel izlemişimdir. Yani İstiklal Mücadelesi'nin içinde yaşanan bir olayı anlatıyor. Tarık Buğra Akşehirlidir. Zaman zaman oraya gittiğimde kendisinden daha çok bahsederlerdi. Eşine de selamlarımı gönderdim. Yani eşi bu kadar saygın bir kadınken ve böylesine müstesna bir insanın eşiyken 'teröristin karısı' diye affedersiniz çok çirkin bir sözle ona laf söylenmesini, ben o günden beri hazmedemiyorum. Ama onlar sabır denen bir şeyi biliyorlar" dedi.

'SANIYORUM ÖNÜMÜZDEKİ GÜNLERDE ARTIK TAHLİYE OLACAKALAR'

Arınç, "Onlar için söyleyeceğim tek şey Avrupa İnsan Hakları Mahkemesi kararlarının uygulanmasıdır. Bu konuda bir geçmişte mesajlar verdim ve inşallah ben gidinceye kadar çünkü ben izni bir ay kadar önce almıştım, tahliye olurlar ve evlerinde onları ziyaret eder, bir kahvelerini içerim demiştim. Bu nasip olmadı ama sanıyorum ki önümüzdeki günlerde artık bu tahliyeler olacaktır" diye konuştu.

'DEMİRTAŞ'IN EŞİ 4 GÜN ORADA TAHLİYESİNİ BEKLEMİŞ'

Demirtaş'ın da Kavala'nın da tahliyelerini beklediğini söyleyen Arınç, "Hatta 'eşim 4 gündür burada tahliye bekliyordu' dedi. 'Artık sen git' demiş Selahattin Bey. İnşallah bu gerçekleşirse ondan sonra bir araya geliriz. Ama ikisinde de hiç kimseye karşı bir kin yok, nefret yok. Ben asıl bunu hayret ettim. Şimdi aynı şeye ben maruz kalsam bir çıksam şuradan bana bunu yapanları filan yani normal insan böyle düşünür. 12 Eylül'de Diyarbakır Cezaevi'nde o kadar insanlık dışı muamelelere maruz kaldılar ki, kadınıyla erkeğiyle, onların bir kısmı belki daha çıkmayı düşündü. Bu kısmı sabretti, siyasete girdi. Siyasetteki o sert ve sivri dili kullananların çoğu o eziyeti çekenlerdir. Ama onlardan birisi mesela Ahmet Türk, onu unutmaya çalışıyor. 'Ben bu ülkenin bütünlüğü için sadece barışa odaklandım' diyorlar. Çoğu da böyledir. Onlara hepimizin saygı duyması lazım" dedi.

'AİHM KARARLARINA UYMAMIZ LAZIM'

Kobani davasına değinen Arınç, "Demirtaş 9 yılını vermiş ki öldürme olayından sonra sorumlu değil. Yani Kobani olayları sırasında 37 canımızı kaybettik. Bunlardan birisi Yasin Börü'dür ama Ağır Ceza Mahkemesi'nin verdiği karar öldürme olaylarıyla değil, bu iddiadan dolayı hepsinin beraatına karar verdi. Ama halkı kin ve düşmanlığa sevk etmekten falan gibi o da istinafta kesinleşmiş bir ceza yok. Şu andaki statüsü tutuklu statüsüdür. Osman Kavala hakkında kesinleşmiş bir hüküm var ama Avrupa İnsan Hakları Mahkemesi'nin de ikisi hakkında 18. sözleşmenin maddesine dayalı olarak 'esastan tahliye edilmelidir' kararı var. Biz buna uyacağız, uymamız lazım" diye konuştu.

'BİRİLERİNİN KULALKLARI ÇINLASIN...'

İsim vermeden iktidarı eleştiren Arınç, "Birilerinin kulakları çınlasın. Bu günlük meselelerle konuşulabilecek iş olmaktan çıktı. Rahmetli Özal zamanında biz bunu kabul ettik. Bizim zamanımızda da anayasaya koyduk bunu. 90. maddeye göre bu kararları uygulamak zorundasınız. Bir şey daha yaptık. Bu kararlara göre yeniden yargılama yapmak zorundasınız. Bir şey daha yaptık, Avrupa İnsan Hakları Mahkemesi kararlarının biz tazminata ilişkin parasal kararlarını uyguluyoruz ama insan haklarına geldiği zaman 'dur bakalım' diyoruz, bunu kimse affetmez. Avrupa Konseyinden sizi çıkartırlar, başka tedbirler alırlar. Biz Avrupa ile bütünleşmeyi Avrupa Birliği hedefin önümüze koymuşuz. Bu hedeften şaşmıyorsak bunun gereğini yapacağız" dedi.

'ÜLKEDE BİR KUCAKLAŞMA OLMASINI ARZU EDİYORLAR'

Arınç, "İkisine de sabır tavsiye ettim. Onlar da bana tavsiye etti. Yani ikisi de çok kıymetli insan. Ülkenin varlığını, bütünlüğünü düşünüyorlar. Tekrar ülkede bir kucaklaşma olmasını arzu ediyorlar. Ve 'bize düşen ne yapacaksa biz bunu yapacağız' diyorlar" ifadelerini kullandı. (Haber Merkezi)

selahattin demirtaş osman kavala tahliye aihm aym Kobani Davası anayasa