Arınç'tan İçişleri Bakanı Yerlikaya'ya ihracı iptal edilen KHK'liler için çağrı
Artı Gerçek - 22. Dönem Türkiye Büyük Millet Meclisi (TBMM) Başkanı Bülent Arınç, İçişleri Bakanı Ali Yerlikaya'ya kendisinden önceki dönemde KHK ile bakanlıktan ihraç edilen personelin, ihraç işlemi yargı kararı ile iptal edildiği halde göreve iade edilmediklerini hatırlatarak bir çağrı yaptı. Arınç, Yerlikaya'yı etiketlediği bir sosyal medya paylaşımı yaptı ve yargıya başvurup olumlu sonuç aldıkları halde İçişleri Bakanlığı'ndaki görevlerine iade edilmeyen kamu görevlilerine dikkat çekti.
Sosyal medyadaki paylaşımına Anayasa'nın ilgili maddelerini de ekleyen Arınç, Ali Yerlikaya'nın görev teslimindeki "hukuk ve insan hakları" üstünlüğüne dair konuşmasının oldukça kıymetli olduğunu belirtti ve ihracı iptal edilen KHK'lilerin sorunlarının da kısa sürede çözüleceğine inandığını belirtti.
'İLTİSAK/İRTİBAT DEĞERLENDİRMESİ'
İdari yargıda uygulama birliği sağlanamadığı ve haklı ve haksızın ayırt edilemediği örneklerin var olduğunu belirterek mağduriyetleri giderilmeyen binlerce kişi olduğunu hatırlatan Arınç, şu ifadeleri kullandı:
"Kişilerin kamu görevinden çıkarılmasına dair isnatlar hakkında adli yargıda beraat ve takipsizlik aldığı ya da adli soruşturma dahi geçirmediği, durumlarının idari yargıda iadesine karar verilenlerle aynı ağırlıkta olduğu halde salt idari yargının iltisak/irtibat değerlendirmesi neticesinde olumlu karar alamadığı için mağduriyetleri devam eden binlerce kişinin bulunduğunu da kabul etmeliyiz.
Adaleti şiar edinmiş, isminde yer vermiş olan hükümetimizin bu mağduriyetleri de en kısa süre içinde çözeceğine olan inancımız tamdır…"
Arınç'ın yayınladığı metnin tamamı şöyle:
"2018 yılında OHAL’in kaldırılmasından sonra 4 yıl süre ile terör örgütleri ya da milli güvenliğe yönelik tehlike arz eden yapılarla irtibatlı ya da iltisaklı görülenlerin kamu görevleri, ilgili bakanlıkların onayı ile sonlandırılmıştır.
'İDARE, YARGI KARARINI GECİKTİREMEZ'
Bu kişilerden idari yargıya başvurup, ihraç işlemini iptal ettirenlerin göreve iadeleri İçişleri Bakanlığı dışında uygulanmıştır. İçişleri Bakanlığı’nda ise 2020-2021 yıllarında dahi idari yargı kararı ile ihraç işlemi iptal edilen personellerin göreve iadesi gerçekleşmediği gibi mali ve özlük hakları da ödenmemiş idi.
Anayasamızın 138'inci maddesinin son fıkrası "idare, mahkeme kararlarına uymak zorundadır" ve "idare, mahkeme kararlarını[n] (...) yerine getirilmesini geciktiremez" hükmünü haizdir. İdari Yargılama Usulü Kanunu'nun 28'inci maddesinin ilk fıkrasında "idare (...) mahkemelerinin esasa ve yürütmenin durdurulmasına ilişkin kararlarının icaplarına göre idare, gecikmeksizin işlem tesis etmeye veya eylemde bulunmaya mecburdur. Bu süre hiçbir şekilde kararın idareye tebliğinden başlayarak otuz günü geçemez" denmektedir.
İçişleri Bakanlığımıza mahsus, mevzuata ve hukuka aykırı bu uygulama 2023 yılı Haziran ayında Ali YERLİKAYA’nın İçişleri Bakanlığı görevine getirilmesi ile birlikte öncelikli olarak ele alınmış, hukuk devleti olmamızın bir gereği olarak da idari yargıdaki ihraç işlemlerini iptali doğrultusunda verilen kararlar 06.07.2023 tarihli atamalar ile hayata geçirilmiştir.
Sayın Bakan Ali Yerlikaya’nın görev devir teslim töreninde yaptığı konuşmasında kullandığı “Temel referansımız hukuk ve insan haklarıdır.” ifadeleri oldukça kıymetlidir. Bu ifadelerin akabinde ilk önemli icraatlarından olan bu atamalar vesilesi ile birçok ailenin mağduriyetinin giderilmesinin, devletimizin de samimi özrünü ifade edebilmesinin önü açılmıştır. Bu vesile ile kendisine teşekkürlerimi iletiyorum.
Hal böyle olmakla birlikte idari yargıda da maalesef uygulama birliğinin tesis edilemediği, haklı ve haksızın hakkaniyete uygun olarak ayırt edilemediği örneklerle karşılaşılmaktadır. Kişilerin kamu görevinden çıkarılmasına dair isnatlar hakkında adli yargıda beraat ve takipsizlik aldığı ya da adli soruşturma dahi geçirmediği, durumlarının idari yargıda iadesine karar verilenlerle aynı ağırlıkta olduğu halde salt idari yargının iltisak/irtibat değerlendirmesi neticesinde olumlu karar alamadığı için mağduriyetleri devam eden binlerce kişinin bulunduğunu da kabul etmeliyiz.
Adaleti şiar edinmiş, isminde yer vermiş olan hükümetimizin bu mağduriyetleri de en kısa süre içinde çözeceğine olan inancımız tamdır…"