Bayındır Artı Gerçek'e konuştu: Barzani'nin Öcalan'ın fikrini destekleyen söylemi önemli

DBP Eş Genel Başkanı Bayındır, yeni süreçte Kürt ulusal birliğinin önemine ve Mazlum Abdi, Mesud Barzani görüşmesine dikkat çekti. Ayrıca mevcut sürecin muhataplarından iktidara da Kürt meselesinin çözümü noktasında anayasal adımlar atması gerektiğini, sürecin yeterince tartışıldığını söyledi.

Bayındır Artı Gerçek'e konuştu: Barzani'nin Öcalan'ın fikrini destekleyen söylemi önemli

Rojhat ABİ

MHP Genel Başkanı Devlet Bahçeli’nin, 1 Ekim'de Meclis'in yeni yasama yılı açılışında DEM Parti sıralarını ziyaret ederek yaptığı beklenmeyen hamle, siyasette yeni bir atmosfer yarattı. Tokalaşmanın ardından başlayan görüşme trafiğinde ilk olarak DEM Parti Urfa Milletvekili Ömer Öcalan, 23 Ekim'de İmralı'da PKK Lideri Öcalan ile görüştü. Öcalan, "Koşullar oluşursa bu süreci çatışma ve şiddet zemininden hukuki ve siyasi zemine çekecek teorik ve pratik güce sahibim" açıklaması yaptı.

Ömer Öcalan’ın ardından Pervin Buldan ve Sırrı Süreyya Önder'den oluşan DEM Parti heyeti 28 Aralık'ta Abdullah Öcalan ile görüştü. Daha sonra Ahmet Türk'ün de katıldığı İmralı Heyetinin, Meclis'teki siyasi partilerin ardından STK ve aydınlarla da görüşme yapması bekleniyor.

Önümüzdeki günlerde ise İmralı'da ikinci kez Öcalan ile görüşme yapılacağı açıkladı. Bu arada Kürt güçler cephesinde 'ulusal birlik' tartışmaları hızlanıyor. Geçtiğimiz günlerde Demokratik Suriye Güçleri (DSG) Genel Komutanı Mazlum Abdi, Hewlêr'de KDP Başkanı Mesud Barzani ile görüştü.

İmralı, DEM Parti ile iktidar arasında görüşmeler sürerken süreç hakkında tartışmalar da devam ediyor. Demokratik Bölgeler Partisi (DBP) Eş Genel Başkanı Keskin Bayındır, Bahçeli'nin çağrısıyla başlayan süreci ve Kürt ulusal birliği ile ilgili gelişmeleri Artı Gerçek’e değerlendirdi.

İKTİDAR, SÜRECE DAİR SOMUT ADIMLAR ATMALI

- Devlet Bahçeli ile başlayan ve oldukça tartışılmalı geçen bu süreci sizler nasıl okuyorsunuz? Neler oluyor?

1 Ekim'den bu yana Türkiye'de Kürt sorununun demokratik çözümüne dair tartışmaları önemli ve kıymetli buluyoruz. Fakat şöyle bir eksikliği de ifade etmek istiyoruz; Kürt halkı her zaman Kürt sorunun demokratik çözümü noktasında kendi tutumunu, iradesini ortaya koydu. Bu sorunu demokratik yöntemlerle çözmek istiyoruz dedi. Dolayısıyla bu sorunun çözümünde muhataplar bellidir. Sayın Öcalan'ın görüşmesinden sonra kamuoyuna yansıyan yedi maddelik bir çözüm önerisi sunuldu. Bu sorunun muhataplarından biri olan iktidar da artık Kürt sorununun çözümüne yönelik somut bir yol haritası, somut bir program sunabilmeli. Dikkat ederseniz kamuoyu yoklamalarında, tartışmalarında sürece dair ciddi bir kuşku ve güvensizlik söz konusu. İktidar bu duruma dair söylemin ötesine geçmiyor. Yasal ve anayasal adımların atılmasına yönelik herhangi bir girişimin olmaması ciddi anlamda toplumu tedirgin eden ve güvensizlik yaratan bir duruma teşvik ediyor.

KÜRT MESELESİ YETERİNCE TARTIŞILDI

- Aslında Türkiye’de Kürt meselesinin çözümüne yönelik birçok süreçten geçildi ve Kürt meselesi neredeyse her zaman gündemdeki başlıca yerini korudu. Bu bağlamda bakarsak eğer sizce taraflar bu sürece hazırlıklı değiller mi?

Kürt meselesi yeterince tartışıldı. Gerek iktidarın kendisi gerek devlet gerekse de Kürt siyasi hareketi bu sorunun çözümü için onlarca defa temas ve tartışmalar yürüttü. Dolayısıyla tarafların hiçbiri bu sorunun çözüm yöntemine dair tecrübesiz değil. Ciddi bir deneyim, ciddi bir birikim söz konusu. Bu konuda özellikle parlamentonun ciddi bir zemin olabileceğini düşünüyoruz. Bizler çözüme dair aklıselim ve sağduyulu yanımızı hep korumak istiyoruz. Fakat iktidarın ortaya koymuş olduğu pratikler sürecin potansiyel zeminini ciddi bir şekilde tahrip ediyor. Kayyum atamaları, gözaltılar, tutuklamalar sürüyor. Bir yandan da özellikle Rojava’da sivillere yönelik hava saldırıları ve bombalamalar yapılıyor. Bütün bunları bir araya getirdiğimizde bu pratik devam ederse söylem düzeyinde kalan, barışa, çözüme ve birlikte yaşama dair görüşlerinin ve düşüncelerinin kıymeti harbiyesinin çok kalmayacağını da ifade etmek lazım.

KÜRTLERİN KAZANIMLARINI BÜYÜTMEK HERKESİN SORUMLULUĞU

- Kürt meselesinin çözümü gündeme geldiğinde Kürtler arasında belki de en yakıcı sorun olarak nitelendirilen Kürt ulusal birliği konusunda da çeşitli girişimler ve görüşmeler devam ediyor. En başa gidersek bu süreçte Kürt ulusal birliğinin önemi nedir?

Kürtler’in ulusal ve politik dinamikler yan yana geldiğinde bir arada olma gerekliliği yeni bir durum değil. Yaklaşık 150-200 yıldır Kürtlerin bir araya gelme ve gelememe durumları siyasal ve sosyolojik açılardan tartışılıyor. Tabi hem Kürt halkı hem de dünya kamuoyunun tartıştığı üzere Kürt siyaseti, Kürtlerin ulusal birlik mücadelesinde ciddi anlamda bir sonuca erişmedi. Bu biz Kürtler açısından büyük bir dezavantaj. Bu konuda Kürtlerin mücadelesinin ortak hale gelmesi, ortaklık etrafında buluşmasına dönük pozitif noktada seyreden kimi gelişmeler var. Bu anlamıyla geçmiş olumsuz deneyimlerden doğru sonuçlar çıkararak bugün Kürtlerin yürüttüğü mücadelenin kazanımlarını büyütmek, güvence altına almak her birimizin sorumluluğu olmalı.

‘MAZLUM ABDİ VE MESUD BARZANİ’NİN GÖRÜŞMESİ ÇOK KIYMETLİ’

- Bu kapsamda önceki gün Kürdistan Demokratik Partisi (KDP) Genel Başkanı Mesud Barzani ile Suriye Demokratik Güçleri (SDG) Genel Komutanı Mazlum Abdi Erbil'de bir araya gelerek bir görüşme gerçekleştirdi. Bu görüşmeyi nasıl değerlendiriyorsunuz?

Bizler Demokratik Bölgeler Partisi olarak sayın Mazlum Abdi ile sayın Mesud Barzani’nin Rojava halkının geleceğini güvence altına almak, istişarelerde bulunmak amacıyla bir araya gelmesini çok önemli ve kıymetli buluyoruz. Yine Sayın Mesut Barzani’nin ifade ettiği ve sayın Öcalan’ın fikrini destekleyen söylemleri çok önemli. Sayın Mesut Barzani, bundan sonraki çalışmalarda parti bayraklarıyla değil, Kürdistan bayrağıyla faaliyet yürütülmesi gerektiğini ifade ederek ulusal fikri geliştiren bir durumu belirtti.

‘KÜRTLERİN ÖNÜNDE TARİHİ BİR İMKAN VAR’

- Kürt Siyasetinin aktörleri ulusal Kürt birliği için neler yapmalı?

Her yerde farklı farklı ideolojik, siyasal ve politik eksenler etrafında örgütlenen, mücadele eden örgütler olmasına rağmen bir bütün olarak ulusal refleks ve tutum göstermek hepimizin görevi. Yüzyıl sonra Kürtlerin önünde çok tarihi bir imkan ve olanak var. Dolayısıyla gerek siyasal gerek toplumsal gerek bireysel olarak hiçbirimizin bu tarihsel imkan ve olanağı heba etme, görmezden gelme ve ıskalama gibi bir lüksü yoktur. Birlikte Kürtlerin kazanımlarını büyütüp, genişletebilirsek yüzyıl önce parçalanmış Kürdistan halkı, bir yüzyıl sonra kendi coğrafyasında bir araya gelmiş bir halk gerçekliğine kavuşur. Kürt halkının geleceğini düşünen ve bu konuda hareket eden bütün güçlere, bütün siyasi partilere kapılarımızın açık olduğunu, dolayısıyla böylesi bir süreçte bütün Kürt örgütlerinin de birbirine kapısını sonuna kadar açması gerektiğini ifade etmek istiyoruz.

‘KÜRTLER YAN YANA GELEBİLİRSE BÜYÜK KAZANÇLARA YOL ALACAK'

- Suriye’de yaşanan gelişmelerin akabinde Türkiye’de başlayan süreç ile Kürtler arasında kurulması hedeflenen ulusal Kürt birliği oluşturulursa neler olur?

İnanıyorum ki herkesin kaos, belirsizlik olarak tarif ettiği bu süreçte Kürtler yan yana gelebilirse, bu kaostan, bu krizden, kimsenin ön göremediği bir şekilde Kürtler kendi özgür geleceklerine çok büyük kazançlarla yol alacak. Bizler bu yönde elimizden gelen bütün çabayı sarf ediyoruz. Yirminci yüzyıl nasıl ki Kürtlerin parçalandığı bir yüzyıl olduysa, yirmi birinci yüzyıl da Kürtler açısından artık kendi kazanımlarını, varlığını koruma ve özgürlüğünü sağlama noktasına gücünün olacağı bir yüzyıl olacaktır. Kürtler, ulusal birlik fikrini geçmişten günümüze kadar kendisinde kök olarak taşıdı. O ruh kendisini hala çok canlı bir şekilde koruyor. Kürt güçleri, kurumları ve önderleri Kürt halkının birlik taleplerini esas alarak mücadele yürütmelidir.

‘KÜRTLERİN BİRLİK TALEPLERİ ESAS ALINMALI’

- Böylesi bir süreçte Kürtler hangi noktada yer alıyor?

Kürt halkının mücadelesi, sorunun demokratik çözümü konusunda direnişiyle, eylemiyle iktidar üzerinde basınç oluşturan bir yerdedir. Kürt halkı, geçmişten günümüze ulus devletler tarafından statüsüz bırakıldı. Kürtler, Kasrı Şirin’den Lozan’a, Skyes-Picot’tan bugüne kadar egemen güçler tarafından bölünmeyle karşı karşıya kaldılar. Bizde bu anlamıyla süreci tarihsel bir şekilde anlayabilecek ve Kürt halkının ne istediğini, iyi bilen siyasi ve toplumsal dinamikleriz. Bu anlamda öncülü edebilecek pozitif deneyimlerimiz de söz konusu.

Keskin Bayındır Astana süreci kürt meselesi Mesud Barzani Mazlum Abdi