Çavuşoğlu: Terbiyem müsaade etmiyor

Çavuşoğlu: Terbiyem müsaade etmiyor
  Hollanda Başbakanına ‘Sen ne lalesisin’ diyen Dışişleri Bakanı Mevlüt Çavuşoğlu, ‘İçimden daha fazla şey söylemek geliyor’ dedi. POLİTİKA-...

 

Hollanda Başbakanına ‘Sen ne lalesisin’ diyen Dışişleri Bakanı Mevlüt Çavuşoğlu, ‘İçimden daha fazla şey söylemek geliyor’ dedi.

POLİTİKA- Avrupa ve Hollanda’ya sert sözlerle eleştirilerini sürdüren Dışişleri Bakanı Mevlüt Çavuşoğlu, "Diyorlar ki ‘sizin bakan konuşunca sert konuşuyor', daha ne diyeceğim. Yani içimden daha fazla şey söylemek geliyor da, terbiyemiz müsaade etmiyor. Yaptığımız görevin sorumluluğu da var" diye konuştu.

Çanakkale’de çeşitli temaslarda bulunan Çavuşoğlu, Çanakkale Ticaret ve Sanayi Odası Kongre ve Fuar Merkezi'nde muhtarlar, sivil toplum kuruluşu üyeleri ve partililerle bir araya geldi. Buradaki konuşmasında anayasa değişikliğini anlattı, son günlerde gerginliğin tırmandığı Avrupa ülkelerini suçladı. Çavuşoğlu, şunları söyledi:

"Avrupa ile bizim bir problemimiz yok. Ama görüyoruz Avrupa'nın Türkiye ile problemi var. Bizim dünyanın başka bir yeriyle de problemimiz yok. Niye olsun ki problemimiz. Durup dururken bir ülkeyle, bir milletle, bir toplulukla niye kavga edelim. Ne faydası var bize. Ama bizimle problemi olanlara karşı da biz eğilmeyiz, bükülmeyiz, dik durmasını biliriz. Hiçbir zaman da eğilmeyeceğiz, bükülmeyeceğiz. Teslim de olmayacağız. Onlar alışmışlar eskiden, emredecekler Türkiye yapacak. İstedikleri kararları alacak. Onlar karar verecek, Türkiye onların buyruğunda gidecek. Geçti o günler. Bizi eşit bir ortak gibi görmek durumundalar. Görecekler de anlayacaklar da. Anlamaya başladılar, hazmedemiyorlar. Ama hazmetme kapasitelerini genişletsinler. Çünkü Türkiye daha da büyüyecek. Yani bugünkü Türkiye'yi hazmetmekte zorlanıyorsunuz ama yarınki Türkiye'yi böyle giderse hazmetmekte daha da zorlanacaksınız. Şimdiden daha geniş olmaya başlayın, hazır olun. Türkiye'yi durduramazsınız, Türk milletini durduramazsınız, bize zincir vuramazsınız."

"AVRUPA ORTAÇAĞ DÖNEMİNE GİTMEYE BAŞLADI" 

Cumartesi günü 18 Mart Çanakkale Deniz Zaferi'nin 102'nci yıldönümü törenlerinin yapılacağı hatırlatarak, "Çanakkale geçilmez diyen bir şehirdeyiz biz. Ama bizimle dost olana biz de dost oluruz" diyen Bakan Çavuşoğlu, konuşmasını şöyle sürdürdü:

"Bugün dünya çok değişiyor. Sorunlar da var. Maalesef sorunların en çoğu da yaşadığımız kıtada, Avrupa'da var. Ekonomik krizler var mı, var. Ülkeler batıyor. Bankalar batıyor. Sosyal problem var mı? Çok ciddi problemler var. Göç krizi var mı? Evet var. Dış politikası başarılı mı? Hayır değil. Genişleme politikası başarılı mı? Hayır değil. Doğu politikası başarısız. Entegrasyon politikası bitti. Kendileri de itiraf ediyorlar. Peki en büyük tehlike ne? Irkçılık ve yabancı düşmanlığı. İslam karşıtlığı, kendisinden olmayan herkese nefretle yaklaşma. Artık bu düşünce eyleme dönüşmeye başladı ve fiziki saldırı. Avrupa nereye gidiyor? Avrupa Ortaçağ dönemine gitmeye başladı. Avrupa İkinci Dünya Savaşı öncesine gitmeye başladı. Oysa 6-7 sene önce Avrupa Konseyi Başkanı olduğum dönemlerde hepimiz Avrupa'yı uyardık. Avrupa'yı hep uyarıyorduk, bu Avrupa'nın gidişi iyi değil. Bu ırkçı adımlara karşı sağlam duralım, Avrupa'nın değerlerini hatırlatalım. Bu değerler İkinci Dünya Savaşı'ndan sonra Avrupa'yı birleştiren değerlerdir. Ekonomik işbirliği, insan hakları, demokrasi, hukuk gibi değerler. Şuanda Avrupa'da hepsi ayaklar altında. İki yüzlülük had safhada."

Bakan Çavuşoğlu, Avrupa Birliği ve Avrupa ülkelerinin bazılarının Hollanda'nın yaptığının kabul edilemez olduğunu söylediği halde açıklamalarında Hollanda'ya destek verdiğini hatırlatarak, "Niye, dayanışma. Ne dayanışması, Batı Avrupa dayanışması, Hıristiyan dayanışması. Böyle bir şey olur mu? Yanlışı kim yaparsa eğer standart bir değer varsa ortada, ona göre değerlendirme yapacaksın. Bunun Türkiye'de olduğunu düşünün, şu anda tüm dünya ayakta olmaz mıydı? Bunu meşru gösterdiğin zaman ben sana nasıl saygı duyacağım?" dedi.

Bu durumda olanların demokrasi dersi veremeyeceğini kaydeden Çavuşoğlu, "Ben bunu senin yüzüne vurmayacak mıyım? Diyorlar ki ‘sizin bakan konuşunca sert konuşuyor', daha ne diyeceğim. Yani içimden daha fazla şey söylemek geliyor da, terbiyemiz müsaade etmiyor. Yaptığımız görevin sorumluluğu da var" diye konuştu.

"BU AVRUPA'NIN GİDİŞİ FELAKET" 

İçerden de kendilerine eleştiri olduğunu söylerken "Tabi Hollanda'dan çok içimizdeki Hollandalıları da görüyoruz" diyen Bakan Çavuşoğlu, bununla ilgili de şunları söyledi:

"Efendim Dışişleri Bakanı şöyle dedi, böyle dedi. Şimdi Almanya'da bir gazeteci bana soru soruyor, ‘sizin ülkenize gelen her turist tutuklanıyormuş, o yüzden gelmeye korkuyoruz.' Ben bunun zırva olduğunu söyledim. Bunun İngilizcesi başka bir kelime. Vay efendim bunu kelime kelime çevirip ondan sonra ‘bakan şöyle dedi.' Ben buna ‘zırva' demeyeceğim de ne diyeceğim? Bir gazeteci çıkıp, sizin ülkenize gelen her turist tutuklanıyormuş derse ne diyeceğim? Yani bir gazeteci önce dürüst olmalı. Bugün Avrupa'daki gazeteciler dürüst değil. Çünkü onları da yönlendiren siyasetçilerdir, derin devlettir. Bugün Almanya'daki gazetelerin hepsi, yüzde yüzü bu sistemin kontrolündedir. Bunu bilerek söylüyorum, çok iddialı bir şekilde söylüyorum. Alman arkadaşlarımızla görüştüğümüz zaman onların da yüzüne söylüyorum. Hiç bir şey söylemiyorlar. Çünkü biliyorlar. Yöntemleri farklı, bir gün o yöntemleri bir yerde, panelde tartışırız. Hangi yöntemleri uyguladıklarını, şimdi yeri değil. "

Dışişleri Bakanı Çavuşoğlu, Avrupa'nın kendisini tekrar gözden geçirip, tekrar ‘eski fabrika ayarlarına dönmesi' gerektiğini belirterek, "İkinci Dünya Savaşı sonrası fabrika ayarlarına dönmesi lazım. Çünkü bu Avrupa'nın gidişi felaket. Bu Avrupa'nın gidişi maalesef endişe verici" dedi.

"AVRUPA REFERANDUMDA TARAF TUTUYOR"

Avrupa'nın Türkiye'deki referandum konusunda taraf tuttuğunu, gazetelerin attığı manşetlerde siyasetçileri hedef aldığını ileri süren Mevlüt Çavuşoğlu, sözlerini şöyle sürdürdü:
"Neden taraf tutuyorsunuz? Bugüne kadar biz hiç taraf tutmadık. Sen taraf tutarsan biz de taraf tutmaya başlarız. Sen orada yurt dışında yaşayan Türklere etkin olacağını düşünüyorsan hiç kusura bakma ters teper. Ama bizim her hangi bir taraf tutmamızda oradaki Türklerin nasıl oy vereceğini de onlar iyi tahmin eder. Ama biz bunu doğru bulmuyoruz. Bugüne kadarda hiç müdahale etmedik. 15 senedir iktidardayız imasını bile yapmıyoruz. Niye? Başka ülkelerin iç siyasetlerine karışmayı doğru bulmuyoruz. Ama onlar bizim iç siyasetimize karışmaya başlarlarsa biz de karışırız. Yani onların anladığı dilden bizde konuşmasını biliriz. Ama bununla da kalmayız, ama bu doğru bir şey olmaz. O yüzden bu konuda da hatalarından dönmesi lazım. Niye referandum da taraf tutuyorsun. Vatandaşım ‘evet' der, ‘hayır' der. Sana mı kalmış? Sen Türkiye'yi sevdiğin için mi taraf tutuyorsun? Türk insanını çok mu düşündüğün için, Müslümanları çok sevdiğin için mi taraf tutuyorsun? Türkiye'nin geleceğini çok düşündüğün için mi taraf tutuyorsun? Fesatlıktan çatlıyorsun."

Öne Çıkanlar