CHP lideri Özel'den Akın Gürlek ve Erdoğan’a: Çıkın karşımıza mertçe mücadele edin
CHP lideri Özel partisinin grup toplantısında "Ahmet Özer’e terör örgütü üyeliği yapışıyorsa, AKP'de FETÖ terör örgütü mensubu olmayan bir kişi yoktur" diye konuştu. Cumhurbaşkanı Erdoğan ve İstanbul Başsavcısı Akın Gürlek'e seslenen Özel "Mücadele edecekseniz çıkın mertçe mücadele edin" dedi.
Artı Gerçek - CHP Genel Başkanı Özgür Özel, partisinin grup toplantısında açıklamalarda bulundu.
Yerine kayyım atanan Esenyurt Belediyesi Başkanı Ahmet Özer hakkında hazırlanan iddianameye tepki gösteren Özel "Evden bulduğu bir kanıt yok. Ortaya koyabildiği hiçbir şey yok" diye konuştu.
İstanbul Başsavcısı Akın Gürlek'i de Ahmet Özer iddianamesi üzerinden eleştiren Özel "Eğer Ahmet Özer’e bu gerekçelerle terör örgütü üyeliği yapışıyorsa, AK Parti grubunda FETÖ terör örgütü mensubu olmayan bir kişi yoktur. Yarın bütün AK Parti üyelerini biri tutar, FETÖ terör örgütü üyeliğinden hapse tıkar. Onun için Akın Gürlek’e de Recep Tayyip Erdoğan’a da ‘Aklınızı başınıza alın, mücadele edecekseniz çıkın karşımıza mertçe mücadele edin" diye seslendi.
Özel’in açıklamalarından öne çıkanlar şöyle:
"DEVA, Demokrat ve Saadet Partisi'nin genel başkanlarıyla görüştük. Bu hafta da Ahmet Davutoğlu, Erkan Baş, Müsavat Dervişoğlu ile görüştük. Muhalefete saldırı olduğunu ama bizim de bir ve birlikte olmamız gerektiğini bir kez daha teyit ettik. Ben kendilerine cumhurbaşkanı adayı belirleme sürecini, seçim hazırlıklarımızı anlattım. Geleceğin iktidar programına evrilecek parti programımızı anlattım. Bu dönemde karşılaştığımız yargı tacizlerini uzun uzun konuştuk. Bu noktada muhalefetin farklı renkleri, farklı tespitleri, farklı sözleri olabilir ama ortak hedef, gönlünde vatan, millet, bayrak sevgisi olan, bu ülkenin kurucu kadrolarına ve kuruluş felsefesine itirazı olmayan, bu ülkenin geleceğinin demokraside olduğunun, bu ülkenin yeniden kalkınmasının mutlaka ve mutlaka güçlü bir meclis eliyle olacağının, bu ülkenin güçlü yol yürüyüşünün mutlaka hukukun üstünlüğüne inananlar tarafından yönetilmesiyle olduğunun ve bu ülkenin 100 yıl öncesindeki gibi kurtuluşunun ve kuruluşunun bir kez daha Gazi Mustafa Kemal Atatürk'ün önderliğinde olacağının kalın çizgilerle altını çiziyoruz. Birinci parti olduğumuzun bilinciyle kimseyi geride bırakmadan, kibire kapılmadan büyük bir mücadeleyi birlikte vermeye kararlıyız.
BAKAN TUNÇ'A: ADALET BAKANLIĞI ELİYLE KORSAN FAALİYET NEYMİŞ GÖR
Bolu Kartalkaya'da 78 kişinin ölümüyle sonuçlanan yangını hatırlatan Özel "Bugün 35. gün. Ucu nereye giderse gitsin diyeler hep beraber kongreye gitti. Yangında giden canların hesabını soran yok. Görev verdikleri bilirkişi heyetinin raporuna 'korsan' dediler. Raporunu teslim almadılar, bunun kanıtını bulamayacağımızı söylediler. Bakın, 'korsan' dedikleri 7 kişilik bilirkişinin görevlendirme yazısı burada. Yazının tarihi 21 Ocak 2025. Bu 7 kişiyi görevlendiriyorlar. 3 gün uğraşıp hazırladıkları raporun teslim gününün akşamında bilirkişi üyeleri azillerini istedi. Bu bilirkişilerin utanacak hiçbir şeyi yok. Onlara korsan diyenlerin, yazdıkları raporu almayanların insan içine çıkacak durumları yok. Korsan dediğin raporun da azil yazılarının da hepsi elimizde duruyor. Adalet Bakanı Yılmaz Tunç; mahkeme sürecinde bu bilirkişiler şahit olsun da her şeyi anlatsınlar da adalet bakanlığı eliyle korsan faaliyet neymiş gör" diye konuştu.
BAHÇELİ'YE TEPKİ: ASKIDA VİCDAN UYGULAMASINI SONA ERDİRİN
MHP Genel Başkanı Devlet Bahçeli'nin 'Askıda Buğday' kampanyasını eleştiren Özel şöyle konuştu:
"Koalisyon ortağın, ittifak ortağın askıda 9 gülek buğday kampanyası başlattı. Hoş, Sayın Genel Başkanları rahatsız, bir kez daha acil şifalar diliyorum. Aradık, bizim arkadaşlar sordular, sordurdular. Çünkü faydalı bir iş yapılıyorsa destek olalım, görünür kılalım. İç Anadolu'da aradığımız Milliyetçi Hareket Partisi il yönetimlerinin, ilçe yönetimlerinin hiçbirinin kampanyadan haberi yoktu ilk gün. "Genel merkeze soracağız." dediler. Genel merkeze soruldu, bilgi yok, biz size dönelim dediler. Mesele kampanya şundan ibaret; eğer elinde buğday kaldıysa çiftçinin bu tarihte, gidilecek çiftçiden 9 gülek yani 18 kova... İki kova, 36 kilo buğday alınacak, askıya asılacak. Yoksul birisi de gidecek askıdan iki kova buğdayı alacak, kendine bir değirmen bulacak, buğdayı değirmende öğütecek, un yapacak, eve gidecek ekmek yapacak. Kampanya bu. Ama şu kadarını söyleyeyim; kampanyanın kendisi ittifak ortağının diğerini afişe etmesi, insanların olmayan buğdaya, alınıp da asılacak iki kova buğdaya, onu alıp da öğütüp un yapmaya, o undan ekmek yapmaya muhtaç hale geldiğinin itirafından başka bir şey değildir. Benim MHP grubuna, milletvekillerine önerim şudur: Bu askıda buğday işi tutarsa biz de yürekten destekleyelim ama daha kolay bir yolu var. Askıda vicdan uygulamasını sona erdirin. Askıda vekil uygulamasını sona erdirin. Askıya koyduğunuz milletvekilliğini ve vicdanınızı alın, hep beraber bu memleketin sorunlarını konuşalım.
Çiftçiye gayrisafi milli hasılanın yüzde 1'i dağıtılacakken binde ikisi dağıtılıyor. Muhalefet bunu konuşuyor, arkadaşlar askıda buğday güleği diyorlar. Askıda gülek yapalım, içine buğday koyalım, diyorlar. O yüzden gerçekten çiftçinin sorunlarını çözeceklerse bu hafta verilecek önergelere, muhalefetin her kanun görüşülürken milletten yana verdiği önergelere destek versinler. O günden sonra seçim bölgelerine rahat giderler. Tarımla çok ilgili Milliyetçi Hareket Partisi'nin milletvekillerinin seçmenlerinin yanına varamadığı, yüzüne bakamadığı bir süreci yaşadığımızı hepimiz biliyoruz. Onun için yapılacak şey askıdaki milletvekilliğini alıp sırta geçirmek, askıya bırakılan vicdanı, Tayyip Erdoğan için askıda tutulan vicdanı oradan alıp kuşanmaktan geçiyor. Eğer onu yaparlarsa bu ülkenin önünü çok hızlı bir şekilde açabiliriz. Bunun için sadece ve sadece milletvekili olduğunun ve Anayasa'ya bağlı olarak yemin edildiğinin hatırlanması yeterli olacaktır."
'BORSA DÜŞTÜ DİYE HESABI BORSADAN SORUYORLAR'
Borsa İstanbul'a yönelik soruşturmaya değinen Özel şunları kaydetti:
"Erdoğan, 'ben ekonomistim' diyor. Gözdesi, Başsavcı Akın Gürlek. Ne gazeteci bıraktı, ne siyasetçi, ne akademisyen, en son borsaya da el attılar. Aslında Akın Bey SPK'ya yabancı değil. Değerli eşleri Sermaye Piyasası Kurumu'nda üst düzey yönetici zaten, yönetim kurulunda. Bir suç varsa, o suç hakkında gider savcılığa suç duyurusunda bulunur. Ama emir Tayyip Bey'den gelince eşini, eşinin kurumunu bile beklemeye tahammülü yok. Gitmiş, geçen cuma günü borsa düştü diye soruşturma başlatmış ve başsavcılık fiyat hareketliliği konusunda haber yapan, yayan kişiler hakkında da soruşturma başlatmış. Tam bir akıl tutulmasıyla karşı karşıyayız. Yahu bir gün önce TÜSİAD başkanını, yöneticisini alıp polis eşliğinde götüren sen, dünyaya Mehmet Şimşek para bulmak için sunum yaparken o fotoğrafı sunan sen... Türkiye'de patronların birlikteliği diye ifade edilen, sermayenin birlikteliği diye ifade edilen TÜSİAD'ın başkanı diyor ki: 'Yurt dışına çıkış yasağı koymayın. 80 ülkeye ihracatım var' adama yurt dışına çıkış yasağı koyuyor. Bütün dünyadaki muhatapları, hiç değilse o 80 ülke, kendisine ihracat yapan kişinin Türkiye'de hükümeti eleştirdiğini ve bunun için gözaltına alındığını görüyor. Sonra borsa niye düşüyor? Borsa niye düşer? Güven ortamı yoksa düşer. Tedirginlik varsa düşer. Hukukun üstünlüğüne inanç sarsıldıysa düşer. Borsadan yabancı niye çıkar? Türkiye'deki ortamdan endişeliyse çıkar. Ne zaman gelir? Türkiye'nin yarınlarına inanıyorsa gelir. Şimdi bunların hepsini bir tarafa bırakmışlar. Borsa düştü diye hesabı borsadan soruyorlar. Tansiyon hastasının tansiyon aletini kırması gibi. Yiyor, içiyor, tuzlu yiyor, yağlı yiyor, tansiyon çıkınca aleti kırıyor. Böyle bir şey olur mu? Bu yüzden 'gerçeğe aykırı bilgi' diye bir suç icat ettiler ve Erdoğan, 'ben bilirim' diyerek ekonomide yaptığı deneyle yoksuldan aldı, zengine verdi ve bunun sonunda ülkede her şey birbirine girdi. Ülke kötüye gidiyor, sorumlusu hesap vermiyor, haber yapan gazeteci içeride. Buna muhalefet eden, muhalefet partisinin genel başkanı içeride. Ana muhalefet partisinin belediye başkanları içeride. Tweet atan akademisyenler içeride, fikir söyleyen sendikacılar içeride. Rahatsızlığını dile getiren TÜSİAD başkanı ifadede. Ondan sonra dönüyor dolaşıyor, düşen borsadan hesap sormaya, bundan işlem yapmaya kalkıyor.
Gerçeğe aykırı bilgi veren varsa, bir yılda 650 bin konut yapacağım diye söz verip iki yılda üçte birini yapıp, onun da onda birine bile konteynerde kalanları taşıyamayandır. Erdoğan, seçim kazanmak için, 'bir yılda konutunuza geçeceksiniz' demişti. Depremzedelerin yüzde 90'ı halen daha konteynerlarda kalıyor. Kendisini üzmeyen istatistik kurumuna aralıkta enflasyonu yüzde 1 ilan ettirip yüzde 4 maaşlardan zam çalıp, ocak ayında 5,5 ilan edenler gerçek dışı bilgiyi yayıyorlar."
'ERDOĞAN KONGREDE 6 MİLYONLUK HEDİYE DAĞITMIŞ'
CHP'ye yönelik 'şaibeli kongre' tartışması da Özel'in açıklamalarında yer buldu. Özel şu ifadeleri kullandı:
"AKP'nin Türkiye'nin dört bir yanından gelmiş bin 608 delegesine toplam değeri 6 milyon 750 bin lira olan, tanesi 4.200 lira olan saat hediye ettiler. Tayyip Bey orada bile delegeler saatleri takmış, kadranında imzası var. Bu yoklukta, yoksullukta kişi başı 4.200 lira, 6 milyonluk hediye dağıtmış, 'CHP'nin kongresinde şaibe var' diyor. Bir kanıt bulamıyorlar, sadece algı operasyonu yapıyorlar ama gözümüzün önünde 1.600 küsur delegenin koluna, 'beni seçtin' diye 4.200 liralık saat takıyorlar. Mahalleye sandık kurmayan, ilçede çıkan ikinci adayı çağırıp ikna eden, ilde çift adaylı kongreye kavga karıştıran, delegelerini buraya getirip kendi atadıklarını alkışlatan adamın kongresi de siyaseti de sonuna kadar şaibelidir."
'SERAP YAZICI ÖZBUDUN ÖNCE CHP'YE GEÇMEK İSTEDİ'
Gelecek Partisi'nden istifa ettikten bir gün sonra AKP'ye katılan Serap Yazıcı Özbudun'un CHP'ye geçmek istediğini belirten Özel parti gruplarının düşmemesi için teklifi reddettiklerini belirtti.
Özel şöyle konuştu:
"Bir de geçmişte kendinden bir milletvekili gitmiş, dün 'biz AK Parti'nin tek adam rejimine itiraz ediyoruz' diye seçmenden oy toplamış, AK Parti itirazıyla propaganda yapmış, bu seçim döneminde bu Meclise AK Parti'ye itiraz üzerinden taşınmış bir sürü milletvekilini partisine katıyor. İçlerinden bir tanesi bir gün önce, 14 saat önce sadece partisinden istifa etti. O da AK Parti'ye gidiyor haberleri çıkınca akşamüstü tweet attı, 'gördüğüm lüzum üzerine istifa ediyorum' diye. O kongreden üç dört gün önce benim partisine yaptığım ziyarette geldi, oturdu, toplantıda beni dinledi, o partinin genel başkanını dinledi, heyetteydi, şimdi AK Parti'ye gitti. Antalya milletvekilimize gitti. 'Tek adam rejimine itiraz benim partimde yeterli değil. Cumhuriyet Halk Partisi'ne geçmek istiyorum' dedi. Antalya milletvekilimizle birlikte bana geldiler. Ben kendisine, 'Partinizin bir grubu var. İstifanızla grubunuz düşebilir. Grubu düşüren olmayın. Biz o grup düşmesin diye o gruba milletvekili veren partiyiz' dedim. 'Partinizden ayrılsanız bile uzunca bir süre geçmeden alamayız. Çünkü biz bir başka partinin milletvekiline göz koyan bir parti değiliz' dedim. 'İstifa etseniz de, bize gelme iradenizi söyleseniz de ben partinizin genel başkanına bir telefon açmak, durumdan haberdar etmek zorundayım' dedim, şahitlerin huzurunda konuştum. Bu kişi bizden gitti, sonra Adalet ve Kalkınma Partisi'ne geçti. Adalet ve Kalkınma Partisi'ne geçen kimi milletvekillerinin neler istediklerini ve Cumhuriyet Halk Partisi'nin hangi ilkesel cevabı vererek reddettiğini gerekmedikçe ifade etmeyeceğim ama şunu söyleyeyim: Cumhuriyet Halk Partisi'ne katılan her milletvekili partisinden makul süre önce ayrılıp hem de seçmeni kandırmayıp aynı ittifakla, aynı yön ve yönelimde Cumhuriyet Halk Partisi'ne gelen, partinin ideallerine, partiye, partinin hedeflerine uygun hiçbir, bir zerre pazarlığın içinde olmamış vatansever kardeşlerimizdir. Hepsinin bir kez daha ellerinden öpüyorum, alınlarından öpüyorum. Siyaseti böyle yapanlarla yol yürümeye devam edeceğiz."
'SEÇİLMİŞLER, ANCAK YARGI KARARIYLA GÖREVDEN UZAKLAŞTIRILABİLİRLER'
Kars'ın Kağızman ilçesine kayyım atandığını anımsatan Özel "11 ayda 11 kayyumdu. 12’nci ay gelmeden Kağızman’a kayyum atadılar. İlk gün ilk atanan kayyuma ne tepki verdiysek, Kars Kağızman’da da aynı tepkiyi veriyoruz. Seçilmişler, ancak yargı kararıyla görevden uzaklaştırılabilirler. Bu durumda da yerlerine o beldenin, o ilçenin, o ilin seçtiği belediye meclis üyeleri, kendi içinden birini seçer. Buraya kaymakam atamak, vali atamak, asla kabul edilemez" dedi.
'AHMET ÖZER’E TERÖR ÖRGÜTÜ ÜYELİĞİ YAPIŞIYORSA, AKP'DE FETÖ'CÜ OLMAYAN KİMSE YOKTUR'
Yerine kayyım atanan Esenyurt Belediyesi Başkanı Ahmet Özer’in iddianamesinin 115’inci gün çıktığını kaydeden Özel şöyle devam etti:
118 gündür Esenyurt Belediye Başkanımız, Esenyurt’un seçilmiş Belediye Başkanı Ahmet Özer içeride. 83 sayfa iddianame var. 25 sayfasının 25’i de terör örgütünü anlatıyor.
Yahu bir terör örgütüne üyelik iddia edilecekse, terör örgütünün ne olduğu 25 sayfa izaha muhtaç olur mu? Bir terör örgütü tarif ediyor, 25 sayfa. Niye? ‘Bir başka terör örgütü’ diyemiyor. Oradan video mesaj bekleniyor. Bir partinin adını söylüyorlardı geçmişte haksızca. O parti ile de bir süreç yürütülüyor. Öyle olunca bambaşka bir yapıdan, geçmişte ilanlarla, duyurularla toplanan bir konferanstan, onun başkanının Meclis’te milletvekili olduğu, daha geçtiğimiz yıl temiz kağıdı verdikleri başkanının yapısından terör örgütü icat edip, Ahmet Özer’e 115 gün boyunca… Evden bulduğu bir kanıt yok. Ortaya koyabildiği hiçbir şey yok. Bakın Selçuk Mızraklı’la, Mızraklı da Diyarbakır’ın seçilmiş Belediye Başkanı‘yken, kayyum atanıp Edirne’ye konulan değerli Doktorumuz, Milletvekilimiz önceki dönem… Yazar Bejan Matur’la, HDP’li önceki dönem milletvekilleriyle yaptığı telefon görüşmelerini bu kişilerin HDK terör örgütüne mensubiyetleri üzerinden Ahmet Özer’in terör örgütü mensubiyetini ispatlıyor. Bunun üzerinden de kayyum atamasını kendince meşrulaştırıyor. Eğer Ahmet Özer’e bu gerekçelerle terör örgütü üyeliği yapışıyorsa, vallahi de billahi de, yeminle de, itirazı olanla da her yerde yüzleşirim, AK Parti grubunda FETÖ terör örgütü mensubu olmayan bir kişi yoktur. Bir kişi… 10 yıl önce terör örgütü mensubuyla telefonda görüşme suçu. İçlerinde birlikte maklube kaşıklamayan var mı? İçlerinde Türkçe Olimpiyatları’na gitmeyen var mı? Okullarının açılışına gitmeyen var mı? Bankasına para yatırmayan var mı? Hiç yoksa bayramlaşmayan, selamlaşmayan, telefonlaşmayan var mı? Bütün AK Partilileri… Bakın öyle bir işe kalkışıyor ki bu Akın Gürlek ve onun yanındaki Can. Annesi bir siyasi partide siyasetçi. Ne yapıyorlar biliyor musunuz? Bu emsal. Yarın bütün AK Parti üyelerini biri tutar, FETÖ terör örgütü üyeliğinden hapse tıkar. Biz yapmayız, Cumhuriyet Halk Partisi yapmaz. Biz değiliz, ama birileri gelir. Birileri eline geçirirse herkese bu imkanı veren bir tuzak kuruyorlar bütün Türkiye’ye. Onun için Akın Gürlek’e de Recep Tayyip Erdoğan’a da ‘Aklınızı başınıza alın, mücadele edecekseniz çıkın karşımıza mertçe mücadele edin’ diyoruz. Bunun yanında Ahmet Özer’i Remzi Kartal ile görüşmekle suçluyorlar. Bunu da iddianameye koymuşlar, kanıt sayıyorlar. Bu Remzi Kartal ile telefonda görüşme değil, herhalde yemek daveti için dumanla haberleşmiş ya da güvercin uçurmuşlardır. Bu Remzi Kartal ile. Ahmet Özer’in telefonla görüştüğü Remzi Kartal ile yemek yiyen Hüseyin Yayman’ı, evveli gün Recep Tayyip Erdoğan MKYK’sına aldı. Hüseyin Yayman’a bu Meclis’te sorulduğunda kendini şöyle savundu: ‘O görüşmeyi yaptığımda siyasetçi değildim, akademisyendim ben’ dedi. Hüseyin Bey, Ahmet Özer o görüşmeyi yaptığında siyasetçi değildi, akademisyendi. Hem de bu konularda yazan - çizen, çatışmalı süreçleri araştıran, Türk - Kürt kardeşliğini, barışı savunan, terörü lanetleyen bir akademisyendi.”
'23 MART'TA CUMHURBAŞKANI ADAYIMIZI BELİRLEYECEĞİZ'
CHP'nin cumhurbaşkanı adayını belirlemek için yapacağı ön seçime değinen Özel şunları kaydetti:
"Biz ülkemizdeki tüm bu adaletsizliklerin, yoksulluğun, baskıların, yasakların ortadan kaldırılması için hep beraber yeni bir yola çıktık. 23 Mart'ta Cumhurbaşkanı adayımızı belirleyecek ve tüm tartışmaları geride bırakarak yepyeni bir yürüyüşe başlayacağız. 28 Şubat akşamına kadar, yani bu hafta cuma günü mesai bitimine kadar ister tüm gençlerin yaptığı gibi ki 40 kata çıktı üyelik başvuruları, online olarak, internet üzerinden CHP'ye üye olarak, ister akşam 9'a kadar açık tuttuğumuz ilçe ve il başkanlıklarımıza başvurarak gelecek seçimlerde Cumhurbaşkanı adayımızın belirleneceği ön seçimde oy kullanma hakkına sahip olabilirsiniz. İktidar yolculuğumuz başlıyor. 86 milyon geleceğe umutla ve güvenle bakmak istiyor. Ekonomi, adalet, demokrasi krizleri yaratan düzeni değiştirmek için, Türkiye'yi hak ettiği yere taşıyabilmek için, umudu, güveni var etmek, tasayı, kaygıyı defetmek için bu yolculuğun adı iradedir. Kayıtsız şartsız milletin iradesini aramaktadır. Bu yolculuğun adı karardır, halkın kararını aramaktadır. Bu yolculuğun adı iktidardır, milletin iktidarını hedeflemektedir. Bu yolculuğun adı özgürlük, halkın özgürlüğü için yola çıkmaktır. CHP demokrasinin evidir, yurdudur. Demokrasinin gür sesi Cumhuriyet Halk Partisi, Cumhurbaşkanı adayını parti üyelerimizin katıldığı bir seçimle, örgüt denetiminde, ön seçimle belirliyor. Bu seçim bir demokrasi devrimi, bir demokrasi şölenidir. Bu seçim getireceğimiz erken seçim sandığının öncü ama kararlı adımıdır. Bu seçim Türkiye'nin geleceğini şekillendirecek iktidar yolculuğumuzun ilk adımıdır."
(HABER MERKEZİ)