İmamoğlu'nun avukatlarından 'diploma' açıklaması: Hem belgeli hem de yasal bir yatay geçiş

Ekrem İmamoğlu'nun avukatları Prof. Dr. Adem Sözüer ve Mehmet Pehlivan 'sahte diploma' iddiaları hakkında açıklama yaptı. İmamoğlu'nun yatay geçiş için bütün kriterleri karşıladığını belirten Pehlivan "Hem belgeli hem de yasal bir yatay geçiş" diye konuştu.

Artı Gerçek - Cumhurbaşkanlığı adaylığını ilan eden İstanbul Büyükşehir Başkanı Ekrem İmamoğlu'na 'diploma' soruşturması açıldı. KKTC'den İstanbul Üniversitesi'nde geçişi ile ilgili iddialar üzerine İmamoğlu'nun avukatları Prof. Dr. Adem Sözüer ve Mehmet Pehlivan, İBB Saraçhane'de açıklama yaptı.

Soruşturmanın "siyasi saikler" nedeniyle kurulduğunu ifade eden Mehmet Pehlivan " YÖK'ün tanıma ve denklik kuralı 1996'da getirilmiştir. 6 yıl sonra getirilen kuralı geriye yürütmek hukuken mümkün değildir" dedi. Pehlivan "Bu kriterler tüm üniversitelere geçişte aynı. Hem belgeli hem de yasal bir yatay geçiş" diye konuştu.

Avukat Mehmet Pehlivan şunları kaydetti:

"İBB Başkanı Ekrem İmamoğlu'nun üniversite diplomasıyla ilgili tartışmalar ve manipülatif haberler aslında bugünün konusu değil. Yani yeni değil. Bu konu ilk olarak 31 Mart 2019'daki seçimlerde İstanbul Büyükşehir Belediye Başkanlığını kazanmasıyla başlıyor. Bugün yeni bir tartışma gibi ısıtılıp ısrarla kamuoyu gündemine sokulan bu konu, sokulan bu konu siyasi saiklerle YÖK'ün devreye sokulduğunu düşündüğümüz bir duruma evrilmiştir.

Bugün Sayın İmamoğlu'nun yükseköğretim sürecindeki tüm işlemlerinin yasaya uygun olduğunu gösteren süreci resmi evraklarla size anlatacağız.

Ekrem İmamoğlu 5 Eylül 1988'de Girne Amerikan Üniversitesi İngilizce İşletme bölümüne giriyor. 1990'da Milliyet gazetesinde üniversitelerin yatay geçiş ilanları veriyor. İlanda, 1990-91 eğitim-öğretim yılında yatay geçiş ile kabul edilecek öğrencilere dair koşullar veriliyor. İlanda İstanbul Üniversitesi de var ve Ekrem Bey başvuruyor.

Başvuru tarihi, öğrencinin okuduğu üniversitedeki bütün sınavları başarmış olması ve not ortalamasının en az 60 olması gerektiğine dair bütün kriterleri karşılıyor. Sayın İmamoğlu'nun yata geçiş için not ortalaması 62,5'tur. İstanbul Üniversitesi bu kriterleri kafasına göre koymuyor. Bu kriterler tüm üniversitelere geçişte aynı. Hem belgeli hem de yasal bir yatay geçiş.

Başvurular üzerine fakültede yatay geçiş komisyonu kuruluyor. Yatay geçiş komisyonu, geçişin kabulünü yönetim kuruluna öneriyor. 12 Eylül 1990'da İstanbul Üniversitesi Yönetim kurulu toplanıyor ve aralarında Sayın İmamoğlu'nun da bulunduğu yatay geçişler onaylanıyor ve resmiyet kazanıyor. Komisyonun önerisi üzerine kabulü 51 kişi için yönetim kurulu veriyor. İmamoğlu 2 Ekim 1990'da İstanbul Üniversitesi İngilizce İşletme bölümüne kayıt oluyor ve 2. sınıf talebesi olarak başlıyor.

Başvurular üzerine fakültede yatay geçiş komisyonu kuruluyor. Yatay geçiş komisyonu, geçişin kabulünü yönetim kuruluna öneriyor. 12 Eylül 1990'da İstanbul Üniversitesi Yönetim kurulu toplanıyor ve aralarında Sayın İmamoğlu'nun da bulunduğu yatay geçişler onaylanıyor ve resmiyet kazanıyor. Komisyonun önerisi üzerine kabulü 51 kişi için yönetim kurulu veriyor. İmamoğlu 2 Ekim 1990'da İstanbul Üniversitesi İngilizce İşletme bölümüne kayıt oluyor ve 2. sınıf talebesi olarak başlıyor. Okul takımında kalecilik yaptığını da arkadaşları olduğunu da herkes biliyor. Bu alan bazıları için gizemli olsa da sayın İmamoğlu için böyle bir gizem yok.

YÖK'ün hazırladığı bir rapor var. İstanbul Cumhuriyet Başsavcılığın talebi üzerne hazırlanan rapor, İmamoğlu'nun yatay geçiş yaptığı dönem için tüm şartları taşıdığını belirtiyor. YÖK, hazırladığı raporda İmamoğlu aleyhine hangi veriyi ortaya koyuyor? 18 Kasım 1991 tarihli YÖK yönetim kurulu kararına göre Girne Amerikan Üniersitesi YÖK tarafından tanınıyor ama Girne'deki kampüs tanınmıyor. İşin bam teli burası. Bir yatay geçiş işleminin hukuka uygun olup olmadığı, geçişin yapıldığı dönemdeki yasal mevzuat ile belirlenir. Sayın İmamığlu'nun yatay geçiş başvurusu Ağustos 1990'da. Yani YÖK'ün istismar edilen raporundan 1.5 sene önce. O dönem için tanınırlık ve denklik şartı getirilmiş değildir. Mevzuatta da buna dair bir düzenleme bulunmamaktadır. Bu nedenle tanınırlık şartı aranması hukuken mümkün değildir. YÖK'ün tanıma ve denklik kuralı 1996'da getirilmiştir. 6 yıl sonra getirilen kuralı geriye yürütmek hukuken mümkün değildir."

'İMAMOĞLU'NUN CEZA HUKUKU SORUMLULUĞUYLA İLGİLİ HİÇBİR ŞEY YOK'

Prof. Dr. Adem Sözüer'in açıklamaları şöyle:

Bu olayın iki yönü var. Biri ceza hukuku yönü, biri de idare hukuku yönü. Bildiğiniz gibi ben ceza hukuku yönüyle ilgileniyorum. Fakat ceza hukuku deyince aslında bugün basında da her gün konuşulan bu raporu ben de, okuyunca şaşırdım. Çünkü Ekrem İmamoğlu'nun ceza hukuku sorumluluğuyla ilgili hiçbir şey yok. O yüzden ben de düşünüyordum, ne mütalaa yazacağız diye. Belki bugün sizin sorularınız olursa, hani, hiçbir hukuka aykırı davranışı olmayan bir insanla ilgili nasıl oluyor da, bir soruşturma açılıyor? Sizin sorularınız olursa cevap vereceğim.

Ayrıntılar geliyor...