CHP'de Oslo, Habur, Dolmabahçe tartışması
CHP’nin referandumda nasıl bir yol izleyeceğinin masaya yatırıldığı PM toplantısından sızan bilgilere göre anayasa değişikliği paketinin Anayasa...
CHP’nin referandumda nasıl bir yol izleyeceğinin masaya yatırıldığı PM toplantısından sızan bilgilere göre anayasa değişikliği paketinin Anayasa Mahkemesi’ne götürülmeyeceği kesinleşmiş diyebiliriz.
CHP Parti Meclisi (PM), Yüksek Disiplin Kurulu (YDK) ve TBMM Grubu dün sekiz saat süren bir ortak çalışma toplantısı yapmıştı.
Toplantının basına açık bölümünde konuşan Genel Başkan Kılıçdaroğlu Anayasa Mahkemesi (AYM)’ni çok sert biçimde eleştirmişti.
Hatta neredeyse bütün yaşanan olumsuzluklardan AYM’yi sorumlu tutmuştu. Çok sert cümleler kurmuştu AYM hakkında:
"Türkiye'yi bugün bir kaos ortamına sürükleyen temel öge, Anayasa Mahkemesidir. Bu Anayasa Mahkemesi, asla ve asla topluma güven veremez. Hiçbirimizin haklarını güvence altına alamaz. Yazılı var, doğru, anayasada yazılı. Uygulaması yanlış yapılıyor, denetleyecek olan kurum görevini yapmıyor. Asıl sorunumuz burada başlıyor."
Bu konuşmanın arka planı ise sekiz saat süren toplantının basına kapalı bölümünde netleşti.
Katılımcıların büyük bölümü TBMM’den geçen anayasa değişikliğiyle ilgili olarak Anayasa Mahkemesi’ne başvurulmamasından yanaydı.
Kılıçdaroğlu da bu konuda" ikna olmuş" gibi görünüyordu.
Bu fikre karşı çıkanlar "Geçmişte sürekli AYM’ye gidilip, şimdi gidilmemesi yanlıştır" görüşünü savunuyorlardı. AYM bu işler içindi ve gidilmeliydi.
AYM’ye gidilmesine karşı çıkanlar ise "Halka gidelim, buradan bir şey çıkmaz. Bunu da reddedecek zaten" tezini savunuyorlardı.
Tartışmaların sonunda bu konuda Merkez Yürütme Kurulu (MYK)’nın yetkili kılınması kararı alındı.
Ancak herkesin ortak görüşü "AYM’ye gitmeme konusunda i
kna edilmiş bir Kılıçdaroğlu"nun bunu MYK’dan da kolayca geçirebileceği yolundaydı. Yani sonuç olarak CHP’nin AYM’ye gitmeyeceği bugünden kesinleşmiş diyebiliriz.
‘OSLO, HABUR, DOLMABAHÇE’ ELEŞTİRİSİ
CHP’nin toplantısında tartışma konularının başında doğal olarak partinin referandumda nasıl bir yol izleyeceği geliyordu.
Toplantının bu bölümünde milletvekilleri söz alarak hem bölge çalışmaları hakkında bilgi verdiler, hem de referandumla ilgili düşüncelerini aktardılar.
Konuşmalarda ağır basan görüş referandum boyunca milliyetçi bir söylemin öne çıkması yönündeydi.
Az sayıda PM üyesi ise bu görüşe karşı çıkmıştı kulislere sızan bilgilere göre.
Söz alan bazı PM üyeleri hem Kılıçdaroğlu’nun Kürt sorununa ilişkin konuşmalarındaki bazı noktaları eleştirdiler hem de milliyetçi bir söylemle referanduma gidilmesini savunan milletvekillerini.
Bu konuda muhalefet edenlerin üzerinde hassasiyetle durdukları nokta Kılıçdaroğlu’nun konuşmalarında AKP’yi eleştirmek için sık sık "Oslo", "Habur", "Dolmabahçe" temalarını iktidarı olumsuzlamak için kullanmasıydı.
Bu söylemin birkaç açıdan zararı vardı referandumda "Hayır" oylarına.
Birincisi "Oslo", "Habur", "Dolmabahçe" gibi kavramlaştırılmış bu sözcükler Kürt halkının büyük bir bölümünün beynine "barış metaforu" olarak yerleşmişti.
Bu söylemler Kürtlerin büyük bir bölümünde CHP tarafından ötekileştirildikleri duygusuna yol açacaktı.
İkincisi de aynı söylemler nedeniyle özellikle muhafazakar Kürtlerde oluşturulmuş CHP antipatisini arttıracak, bu kesimi "Hayır"dan uzaklaştıracaktı.
Bu durumu eleştiren PM üyeleri toplantının basına kapalı bölümünde "Hala AKP’nin dayattığı kodlarla siyaset yapıyoruz. Bunun bize bir faydası yok " dediler.
‘AYAR’A ‘KARŞI AYAR’
Toplantıda, referandum için mitingi az ama saha çalışması yüksek bir kampanya yürütülmesi de benimsenen görüşler arasındaydı.
Altı çizilen bir başka konu da CHP’nin referandum sürecinde başka bir partiyle işbirliği içinde olmayacağıydı.
Kılıçdaroğlu’nun "Sokakta kavga eder şekilde görünüp malzeme vermeyin" yaklaşımını bazı PM üyeleri "bize ayar veriyor" diye değerlendirdi. Bazı muhalifler de "O kesimin malzeme ihtiyacı mı var. Zaten yazacağını yazıyor" diyerek "karşı ayar" hamlesi yaptılar.