CHP'li Tanrıkulu: Türkiye, Suriye’de yeni çatışmaların değil, büyük barışın kurucusu olmaya odaklanmalı
Artı Gerçek - CHP Diyarbakır Milletvekili Sezgin Tanrıkulu, Esad rejiminin devrilmesinin ardından, Türkiye'nin Suriye politikasına dair bir açıklama yaparak, barış odaklı bir yaklaşım benimsemesi gerektiğini vurguladı.
Türkiye'nin, Suriye'deki halkları, etnik grupları ve dini azınlıkları koruyup, onların haklarını çatışma, operasyon ve savaş olmaksızın savunması gerektiğini ifade eden Tanrıkulu, bu yaklaşımın Suriye'nin toprak bütünlüğü ve üniter yapısını koruyarak, ademimerkeziyetçi politikalarla mümkün olabileceğini dile getirdi.
Tanrıkulu, Kobanê'nin, Ortadoğu'da yaşayan ve dünyadaki tüm Kürtler için, siyasi görüşlerinden bağımsız olarak, IŞİD’in soykırımına karşı verilen mücadelenin bir simgesi olduğunu hatırlattı. Türkiye'nin Suriye'de yeni çatışmalar değil, büyük bir barışın inşasına odaklanması gerektiğini vurgulayan Tanrıkulu'nun açıklaması şöyle:
"Esad ve Baas rejimi düşmüştür. Şu anda Şam’da meşru süreçlerden geçmiş, Suriye halklarının iradesini temsil eden bir rejim yoktur. Geçici bir yönetim vardır. Bu şartlarda Türkiye’nin yapması gereken kendi sosyolojisinin parçası olan halkları, etnik grupları, dini azınlıkları korumak, onların hukukunu çatışma, operasyon ve savaş olmadan savunmak olmalıdır. Bu Suriye’nin toprak bütünlüğü, üniter yapısı korunarak, ademimerkeziyetçi yaklaşımlarla pekâlâ yapılabilir. Bu kadar yıkımdan, ağır insani bedellerden sonra yeni operasyon, çatışma hiçbir biçimde onarılamaz sonuçlar doğuracaktır ve Türkiye’nin iç barışına da büyük zarar verecektir.
Bu bağlamda, Kobani, Ortadoğu’da farklı sınırlar içinde yaşayan Kürtlerin, hatta dünyadaki bütün Kürtlerin, siyasi görüşleri ne olursa olsun, ortak duygusunu ifade eden ve hafızamızda IŞİD’in soykırımına karşı büyük bir mücadelenin ağır bedeller ödenmiş bir simgesidir. Bu duygu halinin iyi okunması ve anlaşılması gerekir. Kobani’nin silahsızlandırılmış bir bölge haline getirilmesine yeni çatışma ve operasyon yöntemleriyle engel olmak yerine, bunun sağlanması için barışçıl ve diplomatik adımlar atılmalıdır. Türkiye, Suriye’de yeni çatışmaların değil, büyük barışın kurucusu olmaya odaklanmalıdır.
Bir insan hakları savunucusu, avukat, bu cumhuriyetin yurttaşı ve TBMM’nin bir üyesi olarak bu hatırlatmayı tarihsel bir sorumluluğun gereği olarak yapıyorum.
Yurtta barış, Ortadoğu’da barış, dünyada barış!" (HABER MERKEZİ)