CHP'nin başörtüsü çıkışı muhafazakar tabanda yankı buldu mu?
Remzi BUDANCİR
Artı Gerçek-Haziran ayında “Helalleşme” çağrısının ardından Cumhuriyet Halk Partisi (CHP) Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu’nun başörtüsü çıkışı geldi.
Kılıçdaroğlu’nun bu hamlelerinin seçmende nasıl karşılık bulduğu ise merak konusu. CHP'nin uzun süredir pek varlık gösteremediği Diyarbakır, Erzurum, Elazığ ve Urfa il başkanları Kılıçdaroğlu’nun izlediği politikanın sahada nasıl karşılık bulduğunu Artı Gerçek’e anlattı. Sosyo Politik Saha Araştırmaları Merkezi Koordinatörü Yüksel Genç, de sahada elde ettikleri verileri Artı Gerçek'e değerlendirdi.
AKP’DEN CHP’YE GEÇİŞLER OLDU
Kılıçdaroğlu’nun ‘helalleşme’ başlığında yaptığı çıkışın en çok tartışıldığı kent Diyarbakır oldu. Diyarbakır HDP’nin güçlü olduğu bir kent. 2018 seçimlerinde HDP yüzde 66, AKP yüzde 21, CHP ise yüzde 2 oranında oy aldı. CHP bugüne kadar Diyarbakır’da yüksek oy oranlarına erişemedi. Ancak Kılıdaroğlu’nun son bir yıldır kullandığı dil durumu nispetten değiştirdiğine işaret ediyor. Daha önce AKP başta olmak üzere merkez sağ partilerinde siyaset yapan birçok isim CHP’ye katılmaya başladı. Bunlardan biri Hasenan Aşireti’nin lideri Abdullah Atik. Daha önce AKP’de siyaset yapan Atik, Eylül ayında yapılan olağanüstü İlk kongresinde CHP Diyarbakır İl Başkanı oldu.
ATİK: HELALLEŞME ÇIKIŞI ETKİLİ OLDU
Diyarbakır başta olmak üzere bölgede insanların CHP’ye yönelmesini Kılıçdaroğlu’nun “Helalleşme” çıkışına bağlayan Atik, bu bölgede yaşayan insanların geçmişte hak, hukuk ve adalet konusunda uygulanan politikalardan dolayı haksızlığa uğradığını söyledi. Yaşanan haksızlıklar nedeni ile oluşan travmanın toplumun büyük bir bölümünü etkilediğini hatırlatan Atik, CHP'nin son dönemde izlediği politikaların izdüşümünü şöyle anlattı:
“Bu nedenle bölgede toplumun önemli bir bölümü devletin gadrine uğradı diyoruz. Böylesi kırgın bir halk katmanıyla bir araya gelip konuşabilmek için önce geçmişle bir hesaplaşma gerekiyor ki bu hesaplaşma sırasında demokratik olan yöntem, muktedir olanın, zayıf olana karşı bir özeleştiri vermesidir. Yani güçlünün güçsüz olanın hakkını teslim etmesidir. Bölge halkı Kemal Kılıçdaroğlu’nun bu helalleşme söylemini, gelecekteki iktidarında bir tür özeleştiri yapacağı şeklinde algılıyor diyebiliriz. Toplumun büyük bir kesimini ifade eden Kürtler ile ilgili olarak, bir özeleştiri yapacaksa müstakbel iktidar, kaçınılmaz olarak bu bölgede karşılık buluyor. Bu nedenledir ki son aylarda CHP’ye yönelik olarak kitlesel düzeyde denilebilecek yönelimler var”
*CHP Diyarbakır İl Başkanı Abdullah Atik
'ÜYE SAYIMIZ YÜZDE 200 ARTTI'
CHP’ye katımlarla ilgili veriler veren Atik, Diyarbakır’da üye sayısının geçen yıla oranda yüzde 200 arttığını söyledi. Partilerine katılımların sürdüğünü ifade eden Atik, “Şuan CHP’nin kapalı intranet sisteminde Diyarbakır’ın üye sayısı 9 bin dolayında görünüyor. Ancak, bu rakam yanıltıcı olabilir. Çünkü genel merkezimizdeki üye kayıt birimi, üyelikleri topluca sisteme yazıyor. İnanıyoruz ki birkaç ay sonra partinin Diyarbakır’daki üye sayısını on binlerle ifade edeceğiz” dedi.
ERZURUM: BAŞÖRTÜ ÇIKIŞI MUHAFAZAKAR SEÇMENİ RAHALATTI MI?
Temel hak ve özgürlükler gibi taleplerin gündemde olduğu Diyarbakır’da ‘helalleşme’ gibi çıkışlar tabana karşılık bulurken, muhafazakar ve milliyetçi seçmenin yoğun olduğu kentlerde başörtüsü çıkışının karşılık bulduğu görülüyor. Bu kentlerden biri AKP ve MHP'nin oldukça güçlü olduğu Erzurum. Kılıçdaroğlu’nun başörtüsü çıkışının çok olumlu olduğunu ifade eden CHP Erzurum İl Başkanı Suat Dülger, bu yansımayı sahada çok net gördüklerini söyledi. Erzurum’un seçmen ağırlığının muhafazakar olduğuna dikkat çeken Dülger, Kılıçdaroğlu'nun söylemlerinin tabandaki etkisini anlattı:
“İktidar bir korku pompalıyordu. Kamuoyu önünde böyle bir sorun yok diyorlar ama arkadan ‘bu CHP gelirse yine başörtüsünü yasaklar’ diyorlardı. Bu bizim kulağımıza geliyordu. Sokağa çıktığımızda kadınlar ‘başkan başörtüsünü yasaklayacakmışsınız’ diyordu. Bizde ‘hayır öyle bir şey yok. Geçmişte hatalı davranmışız’ diyoruz. Bakın ben kendim söyledim. ‘İkna odaları bir faşizan’ uygulamasıdır. Bizim o dönemde susmamız bile faşizme onay vermekti, biz çok yanlış tutum almışız. Ben bu günde diyorum bunu. O nedenle insanlar bizim yasa teklifi sunmamızla birlikte çok rahatladılar”
*CHP Erzurum İl Başkanı Suat Dülger
'100 KİŞİDEN 80’İ DOĞRU YAPTIĞIMIZI SÖYLÜYOR'
Politika değişikliğinin özellikle dindar, muhafazakâr Kürtler ve demokrasi arayışı içinde olanlarda karşılık bulduğunu ifade eden Dülger, “İdeolojik bakmayan seçmende oldukça karşılık buluyor. AKP yada MHP’nin aşırı ideolojik seçmenleri ‘İşte bunlar numara yapıyor’ diye yaklaşıyor. Bunları dışında tutuyorum. Bizimde bir seçmen grubumuz var. Onlarda işte ‘parti çizgisinden kayıyor’ gibi bakıyor." dedi. Dülger partilerine oy vermeyecek seçmende de Kılıçdaroğlu'nun çıkışlarıının yankı bulduğunu söyledi:
"Genel manada Erzurum’da 100 kişiye sorsanız, 80’i CHP’ye oy vermese bile gidişin iyi olduğunu söylüyor. İyi yolda olduğunu, demokrasi yolunda olduğunu ifade ediyor. Oy vermese de sempati çok arttı. Biz Erzurum merkezde eskiden stant açardık kimse ilgilenmezdi. Ama şimdi stantlarımızın etrafı miting alanı gibi oluyor. Geliyor, soruyorlar, destek oluyorlar, iyi yoldasınız diyorlar. Bu bağlamda ilgi çok iyi partiye”
AKP VE MHP’DEN CHP’YE GEÇİŞLER VAR
CHP’nin şu anda uyguladığı politikanın sahaya çok olumlu yandığını ifade eden Dülger, Erzurum’da siyasi dengenin değişmeye başladığına işaret etti. Son bir yılda il bazında bin üyelerinin arttığını söyleyen Dülger, özellikle demokrat muhafazakar seçmendeki ilginin arttığını vurguladı:
“En son seçimlerde yüzde 4 civarında oy almıştık. Şu anda ulusal araştırma şirketlerinin il bazda yaptığı araştırmalarda yüzde 11.8 civarında oy alıyoruz” dedi. CHP’ye en çok hangi partiden kaymalar var sorusuna Dülger, “Erzurum özelinden bahsediyorum. MHP’den de bize çok gelen var. İktidar partisinden, AK Partiye oy veren Kürt seçmenden çok büyük bir dönüşüm var. HDP çizgisinde olan seçmende çok sempati duruyor ama yine partisinde kalıyor. Ama Ak Partiye oy veren Kürt seçmen Ak Parti’nin MHP’leşmesi, Kürtleri görmezlikten gelen çizgide görenler geliyor. Demokrat muhafazakâr Kürt seçmenden çok büyük oranda bize sempati var. Dönüşüm var. Katılımlar oralardan daha çok geliyor”
'AK PARTİ'DE ÜYE OLANLAR BİLE GELİYOR'
Erzurum gibi Elazığ’da muhafazakar ve milliyetçi seçmenin ağırlıkta olduğu bir kent. 2018 milletvekili seçiminde AKP yüzde 54, MHP yüzde 13, CHP yüze 10, HDP ise yüzde 9 oy almıştı. Kentte dini hassasiyetler nedeniyle AKP’ye oy veren ciddi bir seçmen kitlesi de var. Kılıçdaroğlu’nun başörtü çıkışının bu seçmen kitlesi tarafından olumlu karşılandığını ifade eden CHP Elazığ İl Başkanı Coşkun Çağlar Duran, “Daha önce muhafazakar kesim dediğimiz, Ak Parti, Saadet, veya daha önceki dönemlerde Refah Parti gibi partilerin seçmeni olmuş kişiler aslında bu işe sıcak bakıyor. Bu adımı daha samimi buldular. Bu işin bir daha açılmaması, bir daha bu başörtü meselesinin önümüze gelmemesi açısından olumlu buldular. Sokakta karşılaştıklarımız bunu ifade ediyor” dedi.
Geçen yıla oranla il genelinde üye sayılarının yüzde 40 oranı ifade eden Duran, partilerine katılanların büyük bir bölümünün milliyetçi ve muhafazakar seçmen olduğunu söyledi. En çok geçişin AKP’den olduğunu anlatan Duran, “Hala AK Parti’de üye olanlar bile geliyor bize. Geldiğinde e-devlet sisteminden gösteriyor hala Ak Parti'de olduğu görünen kişiler var. Diğer partilerden de gelenler var ama genel itibariyle ilçeler bazında baktığımızda Ak Parti’den, muhafazakâr kesimden gelenler çok” diye konuştu.
* CHP Elazığ İl Başkanı Coşkun Çağlar Duran
'URFA'DA EN ÇOK KATILIM AKP'NİN GÜÇLÜ OLDUĞU YERLERDEN'
Urfa’da partilerine katılımları üye sayısındaki artış üzerinden anlatan , bir yıl önce 3 bin civarında olan üye sayılarının şu anda 9 bini bulduğunu söyledi. En çok katılımın AKP’nin güçlü olduğu bölgelerde yaşandığını anlatan Karadağ, “Özellikle Viranşehir, Siverek’te, Harran, Akçakale’de, İl merkezinde katılımlar oluyor. Ağırlıklı olan Adalet ve Kalkınma Partisinden, merkez sağ dediğimiz yada mütedeyyin ve muhafazakarlardan katılım oluyor” dedi.
* CHP Urfa İl Başkanı Ferhat Karadağ
GENÇ: AKP’NİN KARARSIZ SEÇMENİ HENÜZ BİR ADRES BELİRLEMEDİ
Kürt illerinde sahada yaşanan seçmen eğilimini Artı Gerçek’e değerlendiren Sosyo Politik Saha Araştırmaları Merkezi Koordinatörü Yüksel Genç, AKP’ye daha önce oy vermiş seçmenin büyük bir bölümünün bugün kararsız olduğuna ilişkin ellerinde çok sayıda veri olduğunu söyledi. Henüz bu seçmen kitlesinin AKP dışında başka bir adres belirlemediğini hatırlatan Genç, “Birincisi bu kesimin AKP iktidarı öncesindeki siyasetlerin geleneksel politik çizgileri ile sıkıntıları var. Bu siyasetlerin geçmiş bagajlarını bırakıp bırakmadıkları, gerçekte dönüşüp dönüşmedikleri konusunda tedirginlikleri mevcut. Özellikle CHP’ye dönük bu kaygı daha bariz okunuyordu. Neydi bu bagajlar? Birincisi Kürt meselesine dönük çözümsüzlüğü ile malül geçmiş geleneksel hakim çizginin hala ideolojik olarak korunduğuna dair kanaat” dedi.
'SADECE YAŞAM BİÇİMİ DEĞİL, SOSYO-EKONOMİK STATÜ MESELESİ DE VAR'
Bir diğer konunun mütedeyyin, dindar yada İslami duyarlılığı yüksek diye tanımlanabilecek kesimle ilgili olduğunu ifade eden Genç, bu kesimin inançlarına uygun yaşama isteğinin katı laikçilik karşısında bastırılma olasılığına dönük kaygı olduğunu hatırlattı. Geçmiş deneyimlerden kaynaklı olarak iki kesimin travmalara sahip olduğunu vurgulayan Genç, “Her iki sorun bağlamına dair muhalefeti oluşturan siyasetlerin AKP döneminde sarf edilen söylem ve politik girişimleri aşmaması hatta yer yer seçmende güven ve kaygı alanının diri tutan söylemlere tevesül edilmesi seçmeni ana muhalefete karşı mesafeli kıldı, yada bu mesafenin korunmasına yol açtı. Diğer neden ise bu kesimin azımsanmayacak bir kısmı AKP döneminde belli Sosyo-ekonomik statüler elde ettiler. Bu kesim bu nedenle hem iktidar olabilecek bir siyasetle yola devam etmek arzusunda, hem de olası yeni iktidarda bu statüleri kaybetmek istemiyor. Muhalefetin hem iktidar olma motivasyonunda dönem dönem sergilediği istikrarsızlık, hem AKP döneminde ortaya çıkan kimi kazanımlarının muhalefetçe rövanşist duygulara kurban edilebileceğine dair kaygıyı güncelleyen tutumlar bu kesimleri muhalefeti yeni adres olarak belirlemekte isteksiz kılıyor” diye konuştu.
*Sosyo Politik Saha Araştırmaları Merkezi Koordinatörü Yüksel Genç
'KÜRT SEÇMEN İÇİN YETERİNCE GÜÇLÜ BİR REFERANS OLARAK HENÜZ ALGILANMIYOR'
Kılıçdaroğlu’nun başörtüye yasal güvence girişiminin CHP’nin çözüme ve kaygıların giderilmesine dair somut, güvenilir politika üretmesini bekleyen bu kesimlere yanıt oluşturmak için olduğunu ifade eden Genç, “Başörtü tutumundan yola çıkarsak Kürt meselesi gibi tarihsel kilit meselelere dair de somut, güvenilir, çözüm içeren girişimler de bir beklenti olarak seçmenin gündemine böylece getirilmiş oluyor. Ama ne var ki Kürt meselesinde başörtüsü girişimi, Kürt seçmen için yeterince güçlü bir referans olarak henüz algılanmıyor. Bununla birlikte aslında Kılıçdaroğlu başörtüsü gündemi ile AKP’nin seçmen sahasına açıktan giriş yapmış oldu. O sahada oynamak istediğini beyan etmiş oldu. Buna mukabil kendi seçmen sahasında CHP’yi gören iktidar partisinin de elbette karşı girişimleri gecikmedi. Anayasa değişikliği ve Aleviler için Cem evi başkanlığı Kılıçdaroğlu’nun girişimine verilen yanıtlardır. AKP bu girişimi ile hem Kılıçdaroğlu’nun attığı topu gole değil pasa çevirmeyi hedefliyor, hem de CHP’nin sahasına giriyor. Her iki siyasette temel seçmen kategorilerini birbirine açık hale getirmiş oldu. Muhalefetin kendisinin başlattığı bu oyunda kuralları iktidarın koyduğu pozisyona düşmemesi için A, B,C… planlarının olması, içerde hazırlıklı olması gerekiyor” dedi.
'SEÇMEN SÜRECİ TAKİP EDİYOR'
Genç, Kılıçdaroğlu’nun bu çıkışının özellikle muhafazakâr seçmenin ağırlıkta olduğu illerde nasıl karşılık bulur sorusuna şu cevabı verdi:
“Kılıçdaroğlu’nun girişimi muhafazakar dindar seçmen nezdinde olumlu algılanmakla birlikte oya dönüşme durumu için henüz yeterli görünmüyor. En azından saha bize henüz “olumlu ama CHP’de konsolide olmuş muhafazakar oylar” olarak CHP de bir kümelenmeden bahsetmiyor. Seçmen süreci takip ediyor. CHP’de kaygılarını gidermeyi isteyen, geçmişin katı laik tutumunu dönüştürmeye çaba harcayan bir kesim olduğunu artık düşünüyor, ama bu yetmiyor. Kurumsal sonuçlar bekliyor. Öte yandan bu kesim için tek kaygı başörtüsü meselesi de değil az öncede bahsettim; edinilen soyo-ekonomik statülerin korunması ve genişletilmesi beklentisi duruyor. Yani açıkça bu kesim iktidar olmaya talip ve iktidar olamaya yakın bir partide eşit paylaşım hakkını korumak istiyor. CHP’nin iktidar olacaklarına dair daha güçlü işaretler de vermesi gerekiyor"
'AKP’DEN CHP VE DEVA’YA GEÇİŞLER OLUYOR'
Sahada en dikkat çekici konu CHP’ye eğilim gösteren seçmenin politik durumu. CHP teşkilatlarının verdiği bilgiye göre en çok AKP’den geçişler oluyor. Bölge ve Türkiye genelinde gerçekleştirdikleri kamuoyu yoklamalarında partiler arası geçiş konusunda önemli veriler elde ettiklerini ifade eden Genç, sahadan elde ettikleri sonuçları paylaştı:
“Tüm partiler arasında az yada çok seçmen geçişleri mutlaka ölçülür. Bununla birlikte en az geçişgen parti seçmeninin HDP’de olduğunu hemen söylemek gerekiyor. Örneğin son çalışmalarımızda HDP’den AKP’ye hiç geçiş gözlenmiyor. Oldukça küçük bir miktar CHP ve DEVA’da görünüyor. Öte yandan AKP’den CHP’ye, kısmen DEVA ve İYİ Partiye geçişler görülüyor. AKP’den uzaklaşan seçmenin yarısı CHP’ye, kalanın yarısı DEVA ve İYİ Parti'ye geçmiş görünürken, diğer bölümse hala kararsız. Özellikle bölgede AKP’den uzaklaşan seçmenin yarısı CHP’de, bir kısmı devada, bir kısmı hala kararsız görünüyor. Bölge nezdinde 2018 seçimlerine göre CHP’nin oylarını 2 kat arttırmış olduğunu tespit ediyoruz. Bu artışın bahsettiğimiz geçişle bağlantısı bulunuyor. Ama bu geçişken yada hareketli seçmen yeni adreslerinde henüz saflaşmış değil. Ayrıca AKP’den uzaklaşan seçmen oranı Türkiye bağlamında 8-10 puan bandında, Bölgede, 9-11 puan bandında seyrediyor”
'CHP AKP İKTİDARI DÖNEMİNİ AŞAN ÇÖZÜM PROGRAMI SUNMALI'
Kuşkusuz CHP’nin sadece muhafazakâr seçmene değil, aynı zaman AKP’ye destek veren Kürt seçmen, daha merkezde durmak isteyen sağcı seçmene de ihtiyacı var. CHP’nin bu seçmen desteğini alabilmesi için daha somut politikalar üretmesi gerektiğini belirten Genç, şunları söyledi:
“Bu seçmen grubunun kaygılarını gidermesi, çözüm beklentileri ve talepleri ile uyumlu dönüşmesi, bunun içinde somut açık, AKP iktidarı dönemini aşan çözüm söylem ve programları sunması gerekiyor. Bu seçmen kategorisinde kurulan kaygı alanını güven alanı olarak tesis etmesi gerekiyor. Elbette İktidar olacaklarına dair daha yüksek ve istikrarlı bir motivasyon da sergilemeliler. Şu anda muhalefetin seçmen nezdinde duruşu dağınık, çözüm vaadi olarak iddia düzlemi zayıf, kendi içlerinde uyum sağlamamış görünüyor.”