DEM Parti Sözcüsü Ayşegül Doğan: Darbe mekaniği hâlâ işliyor, iktidarı yüzleşmeye davet ediyoruz

DEM Parti Sözcüsü Ayşegül Doğan: Darbe mekaniği hâlâ işliyor, iktidarı yüzleşmeye davet ediyoruz
Ayşegül Doğan, 15 Temmuz ile darbe mekaniğinin son bulmadığını belirtti ve "iktidarı yüzleşmeye davet ediyoruz" dedi. Doğan, Suriye ile normalleşme süreci ile ilgili de "Ankara, Bağdat ve Şam arasında ittifak, çatışma ittifakı olmamalı" dedi.

Seda TAŞKIN


ANKARA - Halkların Eşitlik ve Demokrasi Partisi (DEM Parti) Sözcüsü Ayşegül Doğan gündeme ve Suriye’deki gelişmelere ilişkin basın açıklaması gerçekleştirdi. 15 Temmuz darbe girişiminin yıldönümü ile ilgili konuşan Doğan, “O günlerde açıklama yapanlar, darbe mekaniği son buldu dediler ama ne yazık ki bu hala işliyor” dedi.

Devam eden MYK toplantısı arasında konuşan Doğan, toplantının gündem başlıklarından birinin Ortadoğu’da yaşanan gelişmeler olduğunu söyledi. Tüm Ortadoğu’nun savaş ve çatışma halinde olduğunu belirten DEM Parti sözcüsü, “Gazze’den Amediye’ye kadar her yeri savaş ve çatışma hali sarmış durumda. Bundan Türkiye’de ekonomik, siyasal sonuçlarla ve ne yazık ki can kayıplarıyla etkileniyor. DEM Parti olarak yıllardır uyarılar, çağrılar yapıyoruz, direniyoruz” dedi. Doğan, bu politikalardan vazgeçilmemesi ile birlikte ise milliyetçiliğin yükseldiğini ve halkların karşı karşıya kaldığını söyledi.

‘İMRALI’DAN BAŞLAYIP ÖNEMLİ İPUÇLARINI KONUŞABİLİRİZ ŞAYET İSTERSENİZ’

Doğan, şöyle devam etti:

“İmralı’da yaşanan tecrit toplantımızın gündemlerinden biriydi. Dün Sincan Cezaevinde bazı arkadaşlarımızı ziyaret ettim. Cezaevi idare kurullarının yaşattığı zulümleri dinledim. Bu bile hapishanenin durumlarının kritik hal aldığını bir kez daha gösteriyor. İmralı’daki tecrit Sayın Öcalan’la sınırlı kalmadığını, onunla birlikte tecride maruz bırakılan diğer tutukluların durumundan bahsetmişken buradan Adalet Bakanlığı’na çağırıda bulunuyoruz; bu tecritten vazgeçilmesi gerekiyor. İmralı’da tutulan tutukluların sağlık hakları da ihlal ediliyor. Sadece Adalet Bakanlığına değil, Adalet Bakanlığı’na da da çağırı yapıyoruz. Bizler bu konuda defalarca Meclis’te dile getirdik, çağrıda bulunduk. Oradaki tutulanların sağlıkları endişe konusu. Bu durum Türkiye’nin özgürlük, demokrasi ve insan hakları karnesini hafifletmiyor daha da ağırlaştırıyor. Tüy gibi hafiflemek mümkünken neden böyle bir insan hakları karnesinden bahsedelim. İmralı’dan başlayıp bundan sonra da çok önemli ipuçlarını konuşabiliriz şayet isterseniz.

‘DARBE MEKANİĞİ HÂLÂ İŞLİYOR’

Türkiye’nin onlarca tecrübeye rağmen ders çıkarmama konusunda ısrar ettiğini belirten Doğan, “O günlerde açıklama yapanlar, darbe mekaniği son buldu dediler ama ne yazık ki bu hala işliyor” dedi. Bunu dile getiren tek partinin DEM Parti olduğunu söyleyen Doğan, konuşmasını şöyle sürdürdü:

“Nasıl devam ediyor açıklayalım; her koşulda ve şartta her türlü darbeye karşıyız. Yıllardır bunun mücadelesini veriyoruz ve demokratik zeminin bu tür askeri kalkışmamalarla kesintiye uğratılmasına karşı büyük bedeller ödüyoruz. Türkiye’nin isteği o gün olduğu gibi bugünde daha çok adalet, demokrasi talebidir. Her tür darbenin askeri kalkışmanın arkasında gizli saklı tutulan, yüzleşmek istenmeyen siyasi güçler biraradalığı olduğunu biliyoruz. Bu yapılar saklandı ve saklanmaya devam ediyor. O yüzden 15 Temmuz vesilesiyle bu yapılarla iktidarı yüzleşmeye davet ediyoruz.”

‘KÜRTLER TÜM YAŞADIKLARI COĞRAFYALARDA VARLIK MÜCADELESİ VERİYOR’

Türkiye’nin dış politikasına ilişkin de açıklamalarda bulunan Doğan, şöyle konuştu:

“İç ve dış politika 10 yıldır aynı haliyle masada duruyor. Sadece yanlış politika diyemeyeceğiz ağır bedelleri olan bir dış politikadan bahsediyoruz. Irak Kürdistan bölgesinde yaşananları yakından takip ediyoruz, çok büyük bir endişe ile takip ediyoruz. 90’lı yıllarda zorla sınır hattında köyler boşaltıldı, baskı yapıldı, milyonlarca insan yerinden edildi. Bugün Türkiye o gün aldığı kararların hala mahkûmiyetinin bedelini ödüyor, tazminat ödüyor. Kürtler yaşadıkları tüm coğrafyalarda varlık mücadelesi vermek durumunda kalıyorlar. Son derece meşru bir haklarını kullanıyorlar bu saldırılara karşı. Daha önce bu çok acı bir şekilde tecrübe edildi.

‘HİÇBİR KÜRT BU HESAPLARIN PARÇASI OLMAMALI’

Ankara, Bağdat ve Şam arasında kurulacak bir ittifakın savaş ve çatışma ittifakı olmaması gerektiğini belirten Doğan, “Bir ittifak kurulacaksa bugünün aksine çatışmaya karşı bir ittifak olmalı. Hiçbir güç bu coğrafyalarda yaşayan Kürtleri karşı karşıya getirmemeli ve hiçbir güç Kürtleri karşı karşıya getirmenin hesabını yapmamalı. Bu hesapları yapan bu güçlere bu çağrı yapıyoruz; daha çok barış ve bir arada yaşam için olmalı. Hiçbir Kürt de bu hesapların parçası olmamalı.”

Hakan Fidan’ın “Suriye’de çok karışık bir tablo var. Bunun tartışmaya açılması için zaman geçmesi lazım” sözlerini hatırlatan Doğan, şu açıklamalarda bulundu:

“Bunun üzerinden çok zaman geçti. Bu bedellere bakmak istersek Suruç Katliamın yıldönümü, 10 Ekim, Reyhanlı bunlar çok ağır bedeller. Ekonomik olarak maliyetlerin Türkiye’nin içinde yaşadığı koşullar maalesef bundan bağımsız değerlendirilemeyecek boyutta. Sarsıcı etkileri toplumsal olarak devam ediyor. Daha ne kadar bir zamana ihtiyaç var. Hakan Fidan’a soruyoruz; Türkiye’nin nasıl bir rolü oldu? Bu karmaşık tabloda Türkiye’nin nasıl bir rolü oldu herkes merak ediyor? Türkiye Suriye’de bu defa ne arıyor? Dışişleri Bakanı’nın dediği gibi bir normalleşme furyası başlayacaksa, normalleşme diyerek bir normalizasyonun olmadığını hep beraber yaşamıyor muyuz? Cumhurbaşkanı bir yumuşama dönemi başlayacak dedi, normalleşme denildi, o günden bu güne aylar geçti biz hala kayyımdan, açlıktan yıkımdan bahsediyoruz. Nasıl bir normalleşme? Eğer siz Suriye ile ilişkilerde bir normalizasyon arıyorsanız, o halde bunu açık ve şeffaf bir şekilde kamuoyu ile paylaşılması gerekiyor. Mülteciler konusunda Türkiye ne yapacak?

“Salt normalleşme kelimesini kullanarak ne içi ne de dış politikada normalleşme sağlanamaz” diyen Doğan, daha önce Türkiye’nin PYD ile ilişkiler kurduğunu ve bunun kazandıran politikalar olduğunu söyledi.

'19 TEMMUZ’DA MARDİN KIZILTEPE’DE TARIM MİTİNGİYLE KAMPANYA STARTIMIZI VERİYORUZ'

DEM Parti sözcüsü doğan 19 Temmuz'da başlatacakları 'Ekmek ve Adalet kampanyası ile ilgili detayları da paylaştı:

"Ekmek ve Adalet kampanyamıza Mardin Kızıltepe'de 19 Temmuz’da start veriyoruz. Eş Genel Başkanımız Tuncer Bakırhan ile Mardin Belediyesi eşbaşkanlarımız ve milletvekillerimiz katılacak. Mardin Kızıltepe’den sonra 25 Temmuz’da Ağrı’da bir esnaf buluşması gerçekleştireceğiz. Yine Gürbulak Sınır Kapısı’nda bir açıklama olacak ve buluşma gerçekleştireceğiz. 28 Temmuz’da Batman’da emek buluşması planlıyoruz, 29 Temmuz’da Hatay rezerv alanında bir buluşma olacak. Tabi deprem mağdurlarıyla da buluşacağız. 7 Ağustos’ta Iğdır’da bir tarım buluşması ve aynı zamanda kadın işçilerle buluşma gerçekleştirilecek. 11 Ağustos’ta Kocaeli Gebze’de tersane işçileriyle buluşulacak. 17-18 Ağustos’ta Antalya’da turizm işçileriyle bir buluşma gerçekleştireceğiz. 19 Ağustos’ta İzmir’de emeklilerle bir buluşma gerçekleşecek, 20 Ağustos’ta İzmir ekoloji buluşması planlıyoruz ve 21 Ağustos’ta Manisa’da tarım işçileri ile buluşuyoruz. Kadınlarla buluşmaya dair başka bir açıklama gelecek. Kadın Meclisi Sözcümüz Halide Türkoğlu kadın buluşmamızı açıklayacak. Temmuz ve Ağustos ayı boyunca daha önce de açıkladığım üzere daha pek çok il ve ilçede emekçilerle buluşacağız. İlerleyen günlerde bunu daha ayrıntılı bir şekilde kamuoyuna MYK Örgütleme Komisyonumuz bitirdikçe açıklayacağız."

Öne Çıkanlar