DEM Partili Tiryaki: İlk önceliğimiz tecridin kırılması
Artı Gerçek - Hayko Bağdat ile Bağdat Cafe programının konuğu DEM Parti Batman Milletvekili Mehmet Rüştü Tiryaki oldu. Tiryaki “Tecridin kaldırılması, Kürt sorunun çözümü noktasında ciddi bir adım. Aracısız, doğrudan muhatabıyla görüşmek anlamına gelecektir. İlk önceliğimiz tecridin kırılması. Neler konuşulacağı sonra gündeme gelecek şeyler” dedi.
BAKANLIK 23 GÜNDÜR İMRALI İÇİN 'MÜSAİT ZAMAN' BELİRLEYEMEDİ
Adalet Bakanı Yılmaz Tunç, DEM Parti-İmralı görüşmesine ilişkin açıklamada bulundu. Tunç, "Müsait bir zamanı belirleyeceğiz. Bütçe görüşmelerinden sonra muhtemelen karar verilir" dedi. Bağdat’ın sorularını yanıtlayan Tiryaki, Bakan Tunç’un açıklamasını ve 23 gündür yanıtlanmayan DEM Parti’nin Abdullah Öcalan ile görüşmesine ilişkin başvuruyu değerlendirdi:
“Bu garip bir şekilde resmi bir yanıt değil. Garip olan şu basın üzerinden haberleşmek. Eş başkanlarımızın Öcalan ile görüşme başvurusuna olumlu veya olumsuz bir yanıt verilmiş değil. Red de edilmiş değil. Başvurudan sonra Adalet Bakanı’nın ikinci veya üçüncü açıklaması. Bütçe görüşmelerinden sonra olabileceğini söyledi. Umarım bir an önce gerçekleşir. Türkiye ve Ortadoğu’da çok şey yaşanıyor. Bu görüşmelerin bazı gelişmeleri sağlayabileceğini düşünüyoruz.”
ARACISIZ, DOĞRUDAN MUHATABIYLA GÖRÜŞMEK…
Bahçeli'nin çıkışı ile başlayan Öcalan ile görüşme ve tecridin kırılmasına ilişkin tartışmalara değinen Tiryaki Kürt meselesinde Öcalan'ın önemini vurguladı:
“Öcalan’ın silah meselesi ile ilgili, Kürt sorunun demokratik ve barışçıl yoldan çözülmesi konusunda silah dışında yollarla, siyasal ve hukuksal yöntemler ile çözülmesi konusunda temel bir aktör olduğunu kabul etmek gerekir. Tecrit kırılırsa Kürt sorunun silahlı mücadele kısmını doğrudan hükümetin görüşmesi ve bu konuda karar alması mümkün.
Sadece tecridin kırılması da sorunun çözüm için yeterli olmaz. Çünkü eşitsiz koşullarda bir görüşme yapılarak bu sorun çözülemez. Sayın Öcalan 26 yıldır bir ada hapishanesinde ve 75 yaşında. Sayın Öcalan tarihsel misyonunu yerine getirmemesini istiyorsak koşullarının değiştirilmesi gerekir. Tecridin kaldırılması, özgürlük koşullarının yaratılması Kürt sorunun çözümü noktasında ciddi bir adım anlamına gelecek. Aracısız, doğrudan muhatabıyla görüşmek anlamına gelecektir.
İlk önceliğimiz tecridin kırılması. Neler konuşulacağı sonra gündeme gelecek şeyler. Ama Kürt halkının siyasal talepleri büyük oranda biliniyor ama bu sonra konuşulacak şeyler. İlk önce çatışma sürecinin çatışma sürecinin sona erdirilmesi konusunda, silahsız bir yöntem Kürt sorununun konuşulup görüşülmesi konusunda bir adım atılması gerekiyor.
‘BİR ‘ŞANS’ OLARAK ÇATIŞMASIZ BİR ŞEKİLDE DEVREDİLMİŞ OLDU’
Esad rejiminin düşmesini ile bölgedeki çatışmalı sürece değinen Tiryaki “çatışmasız’ süreçlere dikkat çekti:
“Suriye’de çok uzun yıllar iç savaşlar, BAAS rejiminin haksız, hukuksuz uygulamaları yaşandı.Bu kavramı kullanırken başka bir anlama yüklenmesini istemem ama bir ‘şans’ olarak çatışmasız bir şekilde devredilmiş oldu. Ordu ve HTŞ yada diğer güçler arasında bir çatışma yaşanmış olsaydı ağır bir bedel ödenmiş olacaktı. Halk açısından bir şans olarak nitelendirilebilir. Umarım yeni yönetim bu şansı iyi değerlendirir. Tüm muhataplardan kendilerine bir şans verildiğini söylemek mümkün. AB, ABD ve Rusya hatta Türkiye açısından böyle. Bölgenin asli sahiplerinden Kürtler içinde.. HTŞ ile çatışmayacaklarını ve yönetimin yeni bayrağını kabul ettiklerini de söylediler.
BİR GÜN KIRMIZI PASAPORT, BİR GÜN KIRMIZI BÜLTEN
Tiryaki, geçtiğimiz günlerde Gazeteci Nevşin Mengü’nün PYD Eşbaşkanı Salih Müslim ile yaptığı söyleşi nedeniyle gözaltına alınmasına ilişkin de değerlendirmede Türkiye'nin YPG,PYD ve HTŞ ile kurduğu ilişkileri vurguladı.
“Çözüm sürecinde Türkiye’nin PYD ile iyi ilişkileri vardı. Ama bir sabah uyanıp bir Bakanlar Kurulu kararı ile YPG de PYD de ‘terör’ örgütü ilan ettiler. Bir gün kırmızı pasaport verip kırmızı halılarda karşılıyorsunuz, bir gün kırmızı bülten çıkartıp hakkında arama kararı çıkartıyorsunuz. Böyle siyaset olamaz, üstelik Türkiye için tehdit oluşturmadığı halde yapıyorsunuz. Sadece Şam rejimini devirmeye yönelik politikalarınıza evet demediği için yapıyorsunuz. YPG’ye PYD’ye Türkiye dışında ‘terör’ örgütü diyen ülke yok. HTŞ’ye bütün dünya terör örgütü diyor, Türkiye’de diyor. Türkiye istihbaratının başında olan kişi HTŞ lideri ile aynı araçta seyahat edip namaz kılıyor. Bu tutarsız bir taraf. Röportaj yaptı diye Nevşin Mengü’yü gözaltına alacaksınız, tüm dünyanın terörist dediği kişiyle aynı arabada bilmem nereye gideceksiniz. Böyle bir siyaset olabilir mi, olabilir ama bunun ismi hukuk olmaz.”
Dr. Cuma Çiçek Artı TV’de değerlendirdi: Kürtler Ankara’ya rağmen pozisyon almalı
DEM Partili Cengiz Çiçek: Eskiden ‘kart kurt’tuk şimdi jeopolitik Kürt kartı olduk